Medya ve mahalle tetikçiliği
Emre Kongar 01 Ocak 1970
Totaliter bir sistemin en alttaki ayakları uygulamada nasıl tamamlanır?
Güvenlik güçlerini ve yargı mekanizmasını emrine alan siyasal iktidar,arada kalan boşlukları, medya ve mahalle tetikçileri aracılığıyla doldurur:
İktidar yandaşları açıkça, güvenlik güçlerinin yetersizliğinden, paramiliter halk örgütlenmelerinin gerekliliğinden söz etmeye başlar...
İktidar eliyle Sivil Toplum Kuruluşu görünümünde böyle örgütler kurulur...
Medya tetikçileri tarafından, liderin işaretleri doğrultusunda medya linçleri başlatılır...
Gazeteciler, yazarlar hedef gösterilir, tehdit edilir, işlerinden atılır, saldırılar yapılır, dövülür, suikastlar düzenlenir.
Mahalle tetikçileri tarafından da totaliter siyasal/kültürel/ideolojik/ticaribaskılar başlatılır...
Galeriler, dükkânlar, toplantılar, konserler, konferanslar, medya ve siyasal parti merkezleri basılır, insanların özgürce yaşamaları, alışveriş yapmaları, dinlenmeleri, eğlenmeleri, kültürel etkinlikte bulunmaları bile engellenir.
***
Türkiye’de muhtarların rolü konusunda Ali Sirmen’in pazar günkümükemmel yazısını okumalısınız.
Cumartesi günkü yazısıyla birlikte internet sitem, kongar.org’da, “Güncel” bölümünde alıntıladım.
***
Ülkemiz zaten hapiste olan gazeteci ve yazarlar bakımından dünyaşampiyonluğuna aday:
İktidarın medya üzerindeki baskısı demokratik bir ülkede kabul edilemez sınırlarda...
Buna bir de iktidar yandaşı gruplarca gazetelere baskınlar yapılmasını, medyaya yansıdıkları için öğrendiğimiz Ahmet Hakan gibi, Aydın Engin gibi gazetecilerin ve daha kim bilir bilmediğimiz kaç kişinin saldırıya uğramasını veya tehdit edilmesini eklerseniz, durumun ne denli vahim olduğu ortaya çıkar.
Aynı durum siyasal partiler konusunda da görülmektedir:
HDP’nin birçok yöneticisi, milletvekili ve belediye başkanı zaten terör örgütü ilişkisi suçlamasıyla ya görevden alınmış ya da hapse atılmıştır...
Buna bir de iktidar yandaşlarının parti binalarına yaptığı saldırıları eklerseniz, Türkiye’de siyaset yapmanın ne denli tehlikeli bir hal aldığını görürsünüz.
Bu arada, ana muhalefet partisi CHP’ye karşı yapılan ithamları ve şehit cenazelerinde yapılan saldırıları da “münferit olaylar” olarak görmek ve geçiştirmek de olanaklı değildir.
***
İktidar baskıları bir yandan gazetecileri, yazarları, politikacıları da aşarak, akademisyenlere, sinemacılara, sanatçılara ve tüm sosyal medyakullanıcılarına da yaygınlaşırken, öte yandan medya ve mahalle tetikçilerinin “durumdan vazife çıkararak” saldırıya geçmeleri ülkemiz açısından çok tehlikeli bir gidişe işaret etmektedir...
Türkiye, gençlerimizin sağ ve sol olarak bölünmesi ve birbirlerini öldürmesi çılgınlığını, Atatürkçü demokrat aydınların katledilmesini,Kahramanmaraş, Çorum, Madımak katliamlarını yaşamış bir ülkedir:
İktidar derhal, ama derhal, paramiliter örgütlenme heveslerini engellemeli, medya ve mahalle tetikçiliğini durdurmalıdır!