Vurun milliyetçilere!
SIRRI YÜKSEL CEBECİ 30 Ocak 2007
ODAK Araştırma Şirketi’nin son anketinden çıkan sonuç ne idi:
Türkiye’de kendisini milliyetçi olarak niteleyenlerin oranı yüzde 23.6, sosyal demokrat olarak niteleyenlerin oranı ise 20.9, muhafazakâr yüzde 9, laik yüzde 7.7, sosyalist yüzde 5.4, İslamcı yüzde 4, ülkücü yüzde 2.1, komünist yüzde 1.8, Liberal yüzde 1.7, etnik kökenci yüzde 0.2, “Siyasi eğilimim yok” diyenlerin oranı ise yüzde 23.3.
Türkiye’de kendisini milliyetçi olarak niteleyenlere yüzde 20.9 oranındaki sosyal demokratları da katabilirsiniz.
Türkiye’de milliyetçiliğin böylesi bir yükseliş trendi yakalaması en çok kimleri rahatsız ediyor?
Amerika’yı, Avrupa Birliği’ni, AK Parti iktidarını, “Türkiyeli’yim” diyenleri, bölücüleri ve Ermeni Diasporası’nı...
Milliyetçiliğin bu hızlı yükselişinin mutlaka durdurulması, en azından hızının kesilmesi gerekiyordu.
Ermeni vatandaşımız olan Hrant Dink’in öldürülmesi, Türk milliyetçiliğinin yükselişinin hızını kesmek için ustaca hazırlanmış planın bir parçası mıydı?
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Hrant Dink cinayetinin zanlılarının henüz sorgusu sürerken, “Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş” deme gafletinde bulununca, milliyetçilik düşmanları dört koldan harekete geçtiler.
Milliyetçiler katil ilan edildi
İLK yumurtayı Türk düşmanı Türkiye-AB KPK Eş Başkanı Lagendijk yumurtladı:
“Türkiye’de, bütün toplum kesimleriyle, hükümetiyle, muhalefetiyle aşırı milliyetçiliğin ne demek olduğunun ve toplumu nereye götürdüğünün bilincine varılmıştır!”
Hrant Dink’in cenazesinde planlı şekilde taşınan “Hepimiz Ermeni’yiz” pankartları da Türk milliyetçiliğinin yükselişine duyulan tepkinin dışa vurumuydu.
Nitekim İngiliz The Guardian gazetesi, Hrant Dink’in cenazesi ile ilgili yorumunda, Türkiye’de aşırı milliyetçilerin bir gol daha yediklerini iddia ediyor ve “Dün ortaya çıkan utanma duygusu, kızgınlık ve kendini sorgulama muhtemelen Türkiye’de milliyetçi kanadın beklediği bir şey değildi” diyordu.
Türkiye’de milliyetçi oyların hızla artmasından son derece rahatsız olduğu bilinen ve bu rahatsızlığını Kızılcahamam Kampı’nda da açıkça itiraf eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ayağına gelen bu fırsatı elbette kaçırmak istemezdi. Milliyetçilere verdi, veriştirdi. Hepsini “katil, cani, zalim” ilan etti.
Hedef şimdi Türk milliyetçiliği... Vurun Türk milliyetçiliğine!
Tercüman’ın onurlu duruşu
TÜRK milliyetçiliğini doğrudan hedef alabilecek kadar yürekli olmadıkları için, “aşırı milliyetçilik” diye bir kavram uydurdular.
Oysa, ne Hrant Dink’e tetiği çeken 17 yaşındaki genç “Ben aşırı milliyetçiyim” veya “Türk milliyetçisiyim” diyor, ne de onu azmettirdiği iddia edilen diğer zanlılar...
Aşırı milliyetçileri yerden yere vuranlar, ne bir kişi, ne örgüt, ne de siyasi parti ismi verebiliyorlar.
Çünkü öyle kişiler, örgütler ve partiler yok Türkiye’de. Sadece ve sadece ilhamını ve gücünü Atatürk’ten alan Türk milliyetçileri var.
Göğsünü gere gere “Ne mutlu Türk’üm diyene” diye haykıran gerçek Türk milliyetçileri...
Hrant Dink’i katleden ve azmettirenler ise kesinlikle Türk milliyetçisi olamazlar.
Dink’in öldürüldüğü günden başlayarak, Tercüman’ın onurlu duruşuna ülkenin dört bir yanında gösterilen yoğun ilgi ve takdir, Türk milliyetçiliğinin yükselişini durdurmaya kimsenin yetmeyeceğini de bir kez daha göstermiş oldu.