Sinan Aygün
Yılmaz ÖZDİL 09 Temmuz 2008
80 kere falan ekrana çıkardık, hem atv Haber’de çalıştığım dönemde, hem Star Haber’de... Kredi kartından mahvolanlar için bi tek o çaba harcıyordu çünkü.
*
"Çinan Aygün" diyorduk.
Eminim, en çok Çin büyükelçisi sevinmiştir, içeri girmesine... Yerli malı kullan kampanyası yapıyor, ithal malların "silahsız işgali"ne direniyordu.
*
Şovmen dediler...
Telefon ediyorduk, gariban çocuklarına eğitim bursu veriyor, fakir fukaraya beyaz eşya gönderiyor, gaziye, mağdura, kendi cebinden yardım eli uzatıyor, bunların karşılığında tek şart koşuyordu:
"Lütfen haber yapılmasın..."
*
Çiftçiyi dert ediniyordu.
Açın bakın interneti, onun hazırlattığı raporları Tarım Bakanlığı’nda bile bulamazsınız... Kafa yoruyordu.
*
AKP’ye "evet" dedi de, "hayır" mı dediler... Zafer Çağlayan gibi, milletvekili olabilir, bakan olabilirdi. Bildiğim için değil, tahminim, CHP’den, MHP’den de girebilirdi Meclis’e... Şu anda savcıya ifade değil, basına demeç veriyor olurdu.
*
Paraysa para, güçse güç... Ankara’nın en zengin adamlarından biri... İstese, gider New York’ta yaşar; Bodrum’a tatile gideceğine, sanayi sitesine gidiyordu.
*
Seversin, sevmezsin...
Yalakalık yapmadı hiç.
E hak etti!
*
Çünkü sistem diyor ki...
Sana ne birader, sana ne?
Elálemin derdi seni mi gerdi?
Ye, iç, bak güzel güzel ihaleler var, kap, ortak ol, kırış, bandır, yala, sana ne?