Bu koca pitonu Meclis'e kim soktu?
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Önemli gördüğü haberleri, mutlaka benimle paylaşan Dr. Ömer Atay, "Manisa'nın Saruhanlı İlçesi içinde 4 metre uzunlukta bir yılana rastlanmış! Bu pitondan başka bir şey değildir. Bu yılan, küçükbaş hayvanı veya orta boylu bir erişkini rahatlıkla boğarak yutabilir. Yumurtalarını doğal ortama bırakır ise büyük bir belâ olur. Bir an önce yakalanmalıdır. Bu piton yıllar önce Ankara'da hayvanat bahçesinden kaçan piton olmasın? Veya Türkiye'ye gizlice getirilip doğaya mı bırakıldı? Pitonlar bizim ülkede yoktu. Durum acildir." diyor.
Ankara'da 2006 yılında hayvanat bahçesinden kaçan piton 8 gün sonra bulunmuştu. Yıllar sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin kalbine, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, AKP'li bir kadın milletvekilinin ettiği gibi bir köpek değil ama "Anayasa değişikliği" adı altında bir piton yılanı bırakıldı. Piton, yürütmeyi de yasamayı da, yargıyı da yutmaya hazırlanıyor. Daha önce deveyi semeriyle yutanlara da af getirecek.
***
Peki bu piton yılanını Meclis'e kim bıraktı?
Bu sorunun cevabını, konunun uzmanı Onur Öymen verdi!
Öymen, Gülgün Feyman'ın Ulusal Kanal'daki programında "tek adam rejimini amaçlayan girişimin dış boyutu" hakkında özetle şunları söyledi:
*Graham Fuller, (CIA'nın Türkiye danışmanı) "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" isimli bir kitap yazdı. Ona göre, Atatürk'ün yaptığı her şey, devrimler, reformlar, 1924 Anayasası yanlıştı. Bu sebeple Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete son verilmeli ve bugünkü iktidarın çizgisinde yeni bir cumhuriyet kurulmalı yeni bir anayasa hazırlanmalıydı. "Yeni Türkiye" lafları da buradan geliyor.
*PKK sorununa çözüm arama iddiasıyla, ABD ve İngiltere'nin eski Ankara Büyükelçilerinin de katkısıyla 2009 yılında bir rapor hazırlayan Atlantic Council isimli Amerikan kuruluşunun çözüm önerileri arasında "Türkiye'nin yeni bir anayasa hazırlaması ve bu anayasada Türk kelimesinin yer almaması" önerisi vardı.
*Aynı öneri Center for American Progress isimli kuruluşun raporunda da yer alıyor.
*Geçmişte başka ülkelere anayasa dayatmanın örneklerine ancak savaşlardan sonra rastlanıyordu. II. Dünya Savaşından sonra Japonya'ya ve Almanya'ya anayasa dayatılması gibi... Türkiye bir savaş kaybetti de bizim mi haberimiz olmadı?
*Türkiye'ye birçok uluslararası meselede yapılan baskılara direnen en önemli kurum Meclis'tir. Başkan tek başına her şeyden sorumlu olursa bütün baskılar ona yönelik olur. Ama eğer güçlü bir meclisiniz varsa, baskılara karşı direnir. Meselâ, Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'na sokmak için Churchill ve Roosevelt, Kahire'de İsmet Paşa'ya büyük baskı yapmaya çalıştılar. İsmet Paşa, onlara "Ben sizin bu söylediklerinizi TBMM'ye anlatamam, teklif bile edemem."dedi.
*1 Mart Tezkeresinin reddedilmesinde de Meclis büyük bir rol oynadı. Amerikalılar hükümeti ikna etmişlerdi. Hatta Amerikan askerlerini taşıyan gemiler İskenderun açıklarına kadar gelmişti. Tezkereyi Meclise getirdiler. Biz CHP olarak 99 AKP milletvekilini ikna ettik. Böylece hükümetin baskı altında kabul etmek zorunda kaldığı bir projeyi, Meclis olarak reddetme imkânına kavuştuk.
***
Öymen, piton yılanının destekçilerini de gösteriyor:
*Avrupalılar, bu anti-demokratik anayasa değişikliği konusunda hiçbir tepki göstermiyor? Bizi her vesileyle eleştiren Avrupa Parlamentosu, Avrupalı başbakanlar, dışişleri bakanları nerede? Ergenekon davasını en çok AB desteklemişti. AB Parlamentosu Ergenekon'un devletin içine sızmış olan bir çete olduğunu savunan bir karar almıştı. Şimdi ses çıkarmıyorlar, çünkü bir kişi tarafından yönetilecek Türkiye'ye daha kolay baskı yapacaklarını düşünüyorlar.