AKP Zihniyeti ve MHP'nin Tüzüğü
Özcan Yeniçeri 01 Ocak 1970
AKP'nin 15 yıllık iktidar dönemi bu zihniyetin kırmızı çizgisi olmadığı, hiçbir konuda kesin bir inanca sahip bulunmadığını göstermektedir.
AKP iktidarı yeri gelmiş TC'yi tabelalardan indirmiş, yeri gelmiş "tek bayrak" demiştir. Bir yandan PKK'lılar için Habur'a mahkeme, Dolmabahçe'ye heyet göndermiş diğer yandan teröristlerin üzerine askeri göndermiştir. Yeri gelmiş FETÖ'yle aynı menzilin farklı yollardaki yolcuları olduğunu söylemiş yeri gelmiş FETÖ'ye savaş açmıştır. Hem o hem bu olmak isterken ne o ne de bu olabilmiştir.
AKP döneminde TC'nin başına gelenler!
9 Nisan 2013'de zamanın Sağlık Bakanı T.C.'nin kaldırılacağını açıklamıştı. Bakan: Tabelalarda "T.C'ye gerek yok" dediği de medyaya düşmüştü. Gelen şiddetli tepkiler üzerine bu konuda geri adım atılmıştı.
TC Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 12/08/2009 tarihli yönergesinde yer alan cami isim tabelalarında TC kısaltması yer bulmakta idi. 3 yıl sonunda, bırakın tabelaların bu şekilde yapılmasını çıkartılan 19/10/2012 tarihli yönergeyle cami tabelalarından da TC ibaresi kaldırılmıştır.
Kamu bankası olan Ziraat Bankası'nın tabelalarından T.C. harflerinin çıkarılması uzun zaman tartışma konusu olmuştur.
Yüzyıllık pranga!
AKP zihniyetinin arkası Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve Türk Milleti karşıtı düşüncelerle tıka basa doludur. Onun için Türkiye Cumhuriyeti yerine çoğu kez Osmanlı'yı, Atatürk yerine Abdülhamit'i, Türk Milleti kavramı yerine de ümmet ya da "milletimiz" kavramını kullanırlar.
Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğunun birbirinin devamı olan tek devlet olarak görmek feraseti bu anlayışta yoktur. Doğal olarak Abdülhamit ile Atatürk'e birlikte sahip çıkmak basiretini de gösteremezler.
AKP'deki bu şuur ve akıl tutulması zaman zaman çeşitli mensuplarının konuşmalarına da yansımaktadır.
AKP'nin 24. Dönem milletvekillerinden adı lazım değil birisi, Türkiye Cumhuriyeti'ni "600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası" olarak nitelendirmişti. Sözüm ona AKP ile birlikte 600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arasının sona erdiğini açıkça ilan etmişti.
AKP'nin mevcut milletvekillerinden bir başkası Türkiye Cumhuriyetini bu topraklara vurulan yüzyıllık pranga olarak nitelendirmiştir. Anayasada yapılan değişikle bu prangalardan kurtulmak fırsatı doğduğunu söyleyebilmiştir.
Gelinen en kritik anayasa değişikliği tartışmaları sırasında bile AKP Milletvekili "Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilebilir" olduğunu söyleyebilmiştir.
Başkanlık sistemine "Evet" diyenler bu zihniyete "Evet" demiş olmaktadır.
MHP'nin tüzüğü ve programı ne diyor?
Siyasi liderleri, partilerinin tüzük ve programları bağlar. Liderlerin görevi iktidara gelerek tüzük ve programlarında yazılı olan hedef ve ilkeleri gerçekleştirmektir. Liderler ya da siyasi parti mensupları o siyasi partinin yürürlükteki tüzük ve programının görüş ve düşüncelerine aykırı görüşleri savunamaz.
MHP programının 41. Sayfasında aynen şöyle denilmektedir:
"Millet ve millî irade Parlamenter demokrasilerde egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğuna, siyasi iktidarların meşruiyetinin milli iradeye dayandığına, milli iradenin tecelli ettiği yegâne merciin ise Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna inanmaktayız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin kuruluş ilkelerine, Türk milletinin ortak değerlerine, Türkiye'nin huzuruna ve kardeşliğine, Parlamento'nun itibarına ve yetkilerine ve siyasetin ahlakına sahip çıkmak zorundadır."
MHP tüzüğünün 18-19. sayfalarında da şöyle denilmektedir:
"Milliyetçi Hareket Partisi, hukukun üstünlüğünü esas alan, çok partili, demokratik ve hür parlâmenter rejim içinde siyasi faaliyetlerin yürütülmesi gereğine, parlamenter demokrasilerde egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğuna, siyasi iktidarların meşruiyetinin milli iradeye dayandığına, milli iradenin tecelli ettiği yegâne merciin ise Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna inanır."
Siyasi Partili Cumhurbaşkanlığını savunanlar MHP'nin tüzüğünü de programına da aykırı davrananlardır. MHP'nin çilekeş mensupları buna izin vermeyecektir!