« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Oca

2017

Milli Dava Neyi Gerektirir?

Ahmet Gürsoy 01 Ocak 1970

Ey kahpe rüzgâr! Ne yönden esersen es.. Ne yöne savrulursan savrul… Biz, tarihin işaret ettiği yoldayız…

İşte bak..

Tarih önümüze ne koydu?..

Ya, oy verip bütün hürriyetlerimizi tek kişiye teslim edeceğiz, ya da özgürlüklerimizle bir birey olarak yaşayıp sonsuza kadar var olacağız?

Hürriyeti seçiyoruz…

Demokrasiyi seçiyoruz..

Denetlenebilir bir yönetim şeklini benimsiyoruz.

Hesap verebilir bir sistemde yaşamak istiyoruz.

Toplumsal iradeyi, tek kişiye teslim etmeyen ve her zaman toplumsal iradenin üstün tutulduğu bir rejimimi benimsiyoruz…

İşte bugün tarih, önümüze seçenekler koydu.. Tek kişi mi, yoksa özgürlüklerimiz mi?

Elbette özgürlüklerimiz..

Türk milliyetçileri bu sürece sıkıntılı giriyor. Bu sebeple en büyük sınavı onlar verecek. Çünkü milliyetçilerin siyasal kurumu niteliğinde olan MHP, öteden beri sürüp gelen bütün iddialarını ters yüz eden bir yönetim tarafından elde tutulmaktadır. Bu sebeple milli davanın gereğini yerine getirmek yerine, iktidar partisinin dümen suyunda ilerlemektedir. Öyle ki MHP ayrı parti değilmiş gibi artık iktidar partisinin afiş ve broşürlerinde, kitap ve yayınlarında yer almaktadır.

Bu yönüyle MHP, AKP'ye bağlı bir şube gibi görülmektedir. Sanki AKP'nin paralel kurumu gibi takdim edilmektedir. Böyle bir görünüm, Türk Milliyetçiliğinin ne duruma düşürüldüğünün hüzün verici bir yansımasıdır.

Hiç birimiz bunu hak etmedik.

AKP'nin yan kuruluşu gibi çalışan bir MHP yerine, MHP'nin yan kuruluşu gibi çalışan bir AKP görmeyi isterdik.

Öyle ise?

Öyle ise bu kötü talihi yenmek ve Türk milliyetçilerinin varlık bilincini güçlendirmek hepimizin görevidir.

Buradan zaferle çıkmak şarttır.

Tıpkı Birinci dünya Savaşı sonrası gibi, bugün de yine iş gene milliyetçilere düşüyor. Hatırlatırım: Kurtuluş savaşını hazırlayan da yapan da vatanını kurtaran da milliyetçilerdi.

Aynı şekilde Cumhuriyeti yine milliyetçiler kurdu.

O zamanın bademleri cumhuriyete de Kurtuluş savaşına da karşıydı. Onlar İngilizlerle iş tutup, Mustafa Kemal'i durumu berbat etmekle suçluyordu.

Hatırlatırım: İngiliz uçaklardan attıkları bildiriler, daha dün gibi belleklerimizde bütün tazeliği ile duruyor. İhaneti unutmadık. O günün yandaşlarının yaptıklarını da unutmadık.

Onlar bugün, cumhuriyetle savaştıklarını gizlemiyor. Cumhuriyete "reklam arası" diyor. "Cumhuriyet kurulurken halk bedel ödemedi. 15 Temmuzda bedel ödedik" kıyaslaması yapıyor. Ve elbette bugün her ne elde ettiler ve ne kazandılarsa hepsini Cumhuriyet sayesinde başardıklarını unutuyor. Unutmuyorsa da işine öyle geliyor.

Evet, bizde dava arkadaşlığı vardır. Davamız milli devleti yaşatmaktır. Milliyetçi kazanımları sahiplenmektir. O kazanımlar öncelikle tarih bilinci, dil bilinci, ülke ve toplum bilincidir. Milli birliğimizdir.

Bademler, ülkemizdeki milli bütünlüğü kaç yıldır hedef alıyor.

Önce etnikçilik üzerinden ülkenin temel taşlarına saldırdılar. Devleti, toplumu birbirine tutturan ana vidaları sökmeye çalıştılar. Sonra bu milletin milli ordusunu ve milli kurumlarını hedef aldılar. Şimdi sıra rejime geldi. Bu sebeple terörü, El Bab'ı vb. bahane ederek koca toplumu bir tek kişiye teslim etmemizi istiyorlar. Bu, bir milleti kendi rızasıyla teslim almaktır. Bunu yapamayız. AKP'nin yan kuruluşu gibi afiş ve bültenlerinde MHP'ye yer verebilirler ama milliyetçileri teslim alamazlar. Çünkü ülkeyi kuran biziz. Niye teslim edelim?

Ziyaret -> Toplam : 125,21 M - Bugn : 93661

ulkucudunya@ulkucudunya.com