Deforandum!
Melih Aşık 01 Ocak 1970
Ünlü anketçi Adil Gür, anayasa referandumunda yüzde 60 “Evet” çıkacağını iddia ediyor... Sonar Başkanı Hakan Bayrakçı ise “Hayır’larda yükselme var, evetleri geçti” diyor. Bir başka ünlü anketçi olan Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, AKP’nin önceki seçimlerde elde ettiği başarılarına rağmen bu referandumda “kesin evet çıkar” demenin mümkün olmadığını söylüyor, hayırcılar başarabilir, diye konuşuyor.
Oranları konuşmak için henüz vakit erken... Ancak bazı şeyleri konuşmak için vakit geç bile oldu.
Ülkede acaba dürüst ve adil bir referandum yapılabilmesi için asgari koşullar var mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan referandum kampanyasına fiilen katılacağını açıkladı. Bu, kampanyaya devletin bütün varlığı ve kadrolarıyla fiilen katılması, “Evet” tarafının amiyane deyimle maça en az 1 - 0 önde başlaması demek.
Referandum süresince TRT başta cümle televizyon kanallarının her gün bangır bangır açılış törenlerini verip “Evet” için çalışacağını söylemeye herhalde gerek yok
En önemlisi OHAL sürecek, öyle anlaşılıyor. Meclis’in gece gündüz çalışarak anayasayı ışık hızıyla çıkarması da referandumu OHAL kapsamı içine sokmak içindi kuşkusuz.
Her türlü baskının meşrulaştığı OHAL dürüst bir yarış yapılamamamsı için yeterli sebeptir. Hal böyle olunca... Başta CHP, demokrasi odaklarının önce OHAL’siz bir referandum süreci için bastırması gerekir. Ama hiç o ses duyulmuyor.
Net fotoğraf
Bir zamanlar Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olup Cemaat’in komplolarına uğrayan Yargıç Osman Kaçmaz ile gazeteci Nurzen Amuran Odatv’de röportaj yapıyor. Cemaat’in sicilini, kimliğini ve iktidar ile ilişkilerini şöyle anlatıyor Osman Kaçmaz:
- Bana göre; FETÖ dünyayı ve ülkemizin bulunduğu coğrafyayı çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmek isteyen uluslararası güçlerin, İslam dininin değerlerini de, çıkarları doğrultusunda çarpıtarak kullanan taşeron bir örgüttür.
Bu örgüt Cumhuriyet’in kuruluş ilkeleri ile kavgalı siyasi güçler tarafından yıllarca korunup kollanmış, devlet içinde yuvalanmasına izin verilmiş sinsi bir örgüttür. Bu örgüt devleti yönetebilmek için kadrolaşmanın yanı sıra milli mal varlıklarını yağmalanması konusunda da uzmanlaşmış ekonomik bir terör örgütüdür. Saf inançlı Müslümanların küçük paralarını dahi “himmet ve hizmet” adı altında toplayarak zimmetine geçiren bir yağma şebekesidir. Maalesef FETÖ operasyonlarında gelinen durum şudur: Örgütün bütün üst düzey yöneticileri bir şekilde haberdar edilerek yurtdışına kaçmaları sağlanmış, siyasi ayağı ile ilgili hiç kimseye dokunulmamış, finans ayağını oluşturan işadamlarından siyasi iktidar mensupları ile ortak olanlar veya mal varlıklarını yandaşlara bağışlayarak paylaşanlara dokunulmamış, yani FETÖ’yü kullanarak makam - mevki- para kazananlara değil, örgütün kullandığı sempatizan kesime operasyon yapılmıştır.
AB
Türkiye’nin demokrasisi konusunda yıllardır hassas bir tavır ortaya koyan Avrupa ülkelerinin, şu anti demokratik anayasa sürecini ve ufuktaki tek adam modelini büyük sessizlikle izlemesini nasıl yorumlamalı?
CHP’li Onur Öymen cevabını şöyle veriyor:
- Bizi her vesileyle eleştiren Avrupa Parlamentosu, Avrupalı başbakanlar, dışişleri bakanları neden seslerini çıkartmıyorlar? Çünkü başkanlık sistemi ile yönetilecek Türkiye’ye daha kolay baskı yapacaklarını düşünüyorlar.
Avrupa siyaseti insan haklarını çoğu zaman seçici olarak ve kendi siyasi amaçlarına hizmet ettiği ölçüde kullanıyor. Türk demokrasisinin bu kadar tehlikeli bir mecraya girmesine rağmen Avrupa’nın susması bunun en önemli kanıtıdır.
Aman dikkat!
Tek adam anayasası kabul edilirse “Gazi Meclis”, “Şehit Meclis” olacak gibi görünüyor…
Akif Kökçe
KHK
Yeni 4 KHK çıkarıldı... Sözcü Numan Kurtulmuş açıkladı:
- OHAL işlemlerini inceleme komisyonu kuruldu. İşten atılanlar, uzaklaştırılanlar, kapatılan dernekler, vakıflarla ilgili bir itiraz mercii olarak 7 kişilik bir komisyon kurulması kararlaştırılmıştır.
Kamudan 97 bin kişi ihraç edilmiş. 37 bin kişi işten uzaklaştırılmış. Yüzlerce dernek, vakıf, gazete, tv kapatılmış... Her biri adaletsizliğe uğradığını iddia ederek devletin kapısına dayanmış.. Siz sadece ihraç edilen 97 bin kişinin başvurusunu inceleseniz. 7 kişi günde 7 dosyayı karara bağlasa... Bunların gözden geçirilmesi yaklaşık 38 yıl sürüyor... 7 kişi günde 14 dosyayı karara bağlasa 19 yıl sürer. En iyiysi komite üyelerini seçmeli ki, ömürleri işi bitirmeye yetsin!