`Yem`in adı `Osmanlı Milletler Topluluğu!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Binali Yıldırım, ucube Anayasa değişikliğini AKP grubuna anlatırken "Başkanlık sistemi 600 yıllık Türk milletinin yönetim geleneğinin sonucudur. Bizim tecrübemiz vardır. Her tarafın sistemlerini inceledik, bunu getirdik." dedi.
Yıldırım, son olarak Türkiye'den "Bir Osmanlı ülkesi" diye söz etti.
"Türk Milleti'nin son 600 yıllık geleneği" demiyor; "600 yıllık Türk Milleti" diyor!
"Türk ülkesi" demiyor, "Osmanlı ülkesi" diyor!
Binali Bey'e soruyorum:
Bu topraklar, Osmanlı'ya babasından miras mı kaldı yoksa bedelini tarih boyunca Türk Milleti mi ödedi?
***
Son dönemde bilinçli bir Osmanlı propagandası yapılıyor! Osmanlıspor, Osmanlı Ocakları, Osmanlı Camisi, Osmanlı Halk Pazarı... Hepsinin AKP ile ilgisi var.
Ve bir Osmanlı torunu, pazarlamasını yaptığı sözde Osmanlı kokularını tanıtırken "Meclis sisteminden bıktık" demesin mi? Onu eleştirenlere de "zıvanadan çıktılar" diyenler var. Onlar da "Osmanlı basını" olsa gerek!
Aslında bu "Yeni Osmanlıcılık" düğmesine Stratfor denilen "Gölge CIA Kuruluşu"nun başkanı George Friedman'ın 2009 yılında çıkan "Gelecek Yüzyıl; 21.Yüzyıl İçin Öngörüler" kitabı ile basıldı. Friedman, Osmanlı coğrafyasına benzer bir harita yayınlayarak 2050 yılında Türkiye'nin Osmanlı gibi büyüyeceğini, ABD ile savaşacağını yazdı.
Bu tasarıma, İngiliz aklıyla "Osmanlı Milletler Topluluğu" deniliyordu.
Fakat Türkiye daha referanduma gitmeden, daha rejim Osmanlı'ya dönüşmeden, cumhuriyet lağvedilmeden savaş başladı!
2050'yi beklemeye gerek kalmadı. Türkiye 2016-2017'de Suriye cephesinde ABD ve onun türevi olan terör örgütleri ile savaş halindedir. Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli korgeneral İsmail Hakkı Pekin, "ABD-Türkiye savaşı"ndan bahsediyor.
***
Banu Avar ise hem Friedman'ın Osmanlı haritasını hem de parçalanmış Türkiye'yi gösteren Büyük Orta Doğu Projesi haritasına işaret ederek, şöyle diyor:
"2011'de Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Afrika ve Ortadoğu kana bulandı. Türkiye başbakanı, BOP eş başkanıydı ve Türkiye, 'Arap Baharı' senaryosundaki aktörlerden biri olarak kana bulama işinde rol almıştı. Washington Times, Başbakan Erdoğan'ın danışmanı İbrahim Kalın'ın konuşmasını 'Türk Politika Danışmanı: Türkiye Arap Baharı'nı Şekillendiriyor' başlıklı haberle vermişti. Gerçekten de Türkiye, Ortadoğu dönüştürülürken aktif 'görevli' oldu. Ama daha önceki aktif görevlilerin hepsi teker teker harcanmaktaydı!
Türkiye, aynı coğrafyayı paylaştığı Irak, Suriye ve İran ile beraber kendisinin de 'hedef ülke' olduğunu hâlâ anlamadı mı?
Her biri için küresel odakların gizli ve açıktan konuştuğu şey aynı: 'Başkanlık / Federasyon/ Konfederasyon!'
Tercümesi şöyle: Önce toprak kazanma havucunu göster/ Terör sopası salla/ Eyaletlere ayrılmış yönetimlere ikna et. Bu eyaletleri komşu ülkeleri bölmekte kullan.. / Bölünmüş eyaletleri birleştir ve bir kukla Kürdistan kur. Tüm bölge birbiriyle savaşırken toprağın altındakilere el koy / Boru hatlarının güvenliğini sağla, parayı vur...
Yol haritaları: Diyarbakır'ın 'yıldız' olduğu bir 'Barzanistan eyaleti' ardından 'Rojava'nın yıldız olduğu bir Suriye Kürdistanı eyaleti'ni Başkanlık Türkiyesi'ne kazandırma vaadi...
Hedefleri: Büyüdüğünü zanneden Türkiye'ye dayatılacak olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kaderi!"
***
"Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" deyimi, meseleyi izah ediyor..
Şöyle diyelim: Erdoğan, Suriye'deki pirinci "Emevi camiinde namaz kılacağız" diye yem olarak gösterip, Türkiye'deki bulguru tehlikeye attı!
Esasen biz bu uyarıyı, Turgut Özal, Birinci Körfez Savaşı'nda Türk ordusunu Kerkük-Musul'a sokmak istediği zaman da yapmıştık. O zaman felaketi Necip Torumtay durdurmuştu; şimdi ancak halk durdurabilir! Referandumda...