« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Şub

2017

“Otur konuşalım”

Melih Aşık 01 Ocak 1970

Olmayacaktır ya, hadi oldu...

Referandum yapıldı ve “Evet”ler yüzde 55 gibi bir oran çıktı diyelim...

Bir ülkenin rejimi böyle şıpınişi değiştirilebilir, halkın yüzde 100’ü bu sonucu kabullenerek sesini keser mi?

Evet, bir ülke halkı kendi yaşam dönemini düzenleyebilir.

Ama gelecek nesillerin hayatı adına karar verebilir mi? Böyle bir yetkisi olabilir mi?

Bir kurucu meclis kurulsaydı, özgür tartışma ortamı sağlansaydı, rejim değişikliği ciddiyetle ele alınabilirdi.

Ancak mevcut ortamda bunların hiçbiri yok. Belli siyasi görüşte bir halk tabakasının OHAL koşullarında, yani yasaklı bir ortamda vereceği kararın bugünü ve yarınıyla tüm ulusun hayatını biçimlendirmesi söz konusu.

Cumhuriyet’in kurucularından ve 1924 Anayasası mimarlarından Mahmut Esat Bozkurt konuşuyor:

“Bir millet geri gidebilir mi?

Milletin kaytaklık (irtica) hakkı var mıdır? Egemenlik haklarına dayanarak bir milletin gerileme, geri gidiş hakkı yoktur.

Bir neslin, gelecek nesiller üzerinde kötülüğe doğru tasarruf hakkı nasıl kabul edilebilir? Bir nesil, gelecek nesiller üzerinde fenalığa doğru nasıl hükmedebilir? Nasıl olur da bir nesil, gelecek nesillere bir esaret mirası bırakabilir?”

***

Özeti...

Yaşadığı günün gereksinim ve kaygılarıyla sandığa giden bir halk, gelecek nesillerin demokrasi içinde yaşama hakkını elinden alamaz...

Böyle referandum olmaz...

Ciğer

Sözcü gazetesi yazarı Mehmet Türker’i kaybettik...

Menhus hastalığa akciğerinden yakalanmış... 28 Aralık’ta izne ayrılmıştı... Tam bir ay sonra hayattan ayrıldı. Mehmet, uzun yıllar çalıştığı Hürriyet’te habercilik disiplini edinmiş.. Akıcı ve savaşçı üslup sahibi... Sapına kadar dürüst bir arkadaşımızdı. Her gün ilgiyle okurduk...

Anısı önünde saygıyla eğilirken...

Gazeteciler Cemiyeti’ne bir öneri...

Gazeteciler nedense hep akciğerden vuruluyor menhus hastalığa...

Ara sıra röntgen çektiriyoruz. Ama röntgen filmi her şeyi göstermiyor.

Önerimiz... Belli yaşın üzerindeki gazetecilere yılda bir kez bilgisayarlı tomografi çektirmeleri için imkân sağlanmalı. Ücreti de atla deve değildir.

Musa

Cumhuriyet gazetesine düzenlenen operasyonla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne kapatılan gazetecilerden karikatürist Musa Kart, egemenlere bir mesaj gönderdi:
“Haydi artık, yenin şu korkunuzu da geri verin kâğıtlarımızı, kalemlerimizi, boyalarımızı, fırçalarımızı...”

Özetle... Coplar, tazyikli sular, gazlar, ordular, hapishaneler, mahkemeler...
Bunların hepsi bir araya gelse bile bir karikatüristin fırçasıyla savaşamıyor.
Musa Kart boya kalemlerini istiyor...

KARDAK

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları pazar günü Kardak kayalıkları bölgesinde “seyir icra etmiş” ler. Fonda Kardak görünecek şekilde fotoğraf çektirip 7 dakika sonra geri dönmüşler. Bu gezinti darbeci subayları vermeyen Yunanistan’a karşı bir gövde gösterisi imiş... Bizim de birkaç sorumuz var.

Sayın Komutanlar...

Ege’de 18 adamız Yunanistan işgali altında. Bu adaları biz Yunanistan’a 2004 yılında nasıl kaptırdık? Siz o sırada neredeydiniz? 8 darbecinin geri alınması gündeminizde var da 18 adanın geri alınması yok mu?

Askerimiz El Bab önünde çakıldı kaldı. 54. şehidi önceki gün verdik. Menbic’e gidecektik oraya takıldık. Kayıplarımızın böyle bir operasyona göre çok yüksek olduğu söyleniyor. El Bab’da ne oldu? 54 yiğidi nasıl ve ne uğruna şehit verdik? Bize bunları anlatınız...

Yalakalığın prim yaptığı bir ülkede
“Ben yalakayım, sen de yalaka mısın?” kampanyaları
cesaret değil, yalakalık göstergesidir!
Akif Kökçe

TOP

Ünlü topçular Rıdvan Dilmen ile Arda Turan lafını önünü arkasını düşünmeden sırf yukarıya şirin görünmek için ne demişlerdi:

“Güçlü Türkiye için başkanlık sistemine evet”

Aynı gün ne oldu?

Fitch adlı kuruluş kredi notumuzu düşürdü.

Standard & Poors adlı kuruluş da kredi notu görünümünü negatife indirdi. Başta gelen sebeplerden biri şu:

“Anayasa değişikliğinin getireceği sistem değişikliğinin bir çeşit tek adam yönetimi yaratarak Türkiye’yi Avrupa kültüründen iyice koparacağı...”

Yani anlaşıldı ki

Güçlü Türkiye için verilecek oy “Evet” değil “Hayır”dır.

Topçular bile artık durumu anlamış olmalı...

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 52983

ulkucudunya@ulkucudunya.com