« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 Tem

2008

İddianame

Mahir KAYNAK 16 Temmuz 2008

İddianamenin içeriği değil niteliği açıklandı. Olayın hukuki boyutu mahkemelerin yetkisindedir ve bu konuda herhangi bir yorum yapmayacağım. Ancak başından beri bu gelişmelerin operasyon boyutunun olup olmadığını, varsa ne olabileceğini düşünüyorum.

Suçlanan kişilerin siyasi bir hedefleri olması doğaldır. Bu hedefin iktidarın politikalarının reddi istikametinde olması da yadırganamaz. Ancak yaratılan muhalefetin ülkenin somut sorunlarıyla ilgili olmaması, yani ekonomi, dış politika, Güneydoğu sorunu gibi konulara ağırlık vermeden sadece ideolojik alana sıkıştırılması dikkat çekiciydi. Onlara göre iktidar devletin kuruluş felsefesine aykırı davranıyor ve rejimi kendi ideolojisi yönünde yeniden şekillendirmeye çalışıyordu. Hareketi desteklediği gözlenen televizyon kanalı sert bir üslupla bu görüşün mücadelesini yapıyor, daha doğrusu kavga ediyordu.

Uygulanan modeli şöyle tasarladım. İktidar karşıtı siyasi bir hareket yaratmak isteyenler hareketin liderleri konumunda olacaklar ama alt kademede aynı yönde eylemler gerçekleştirilecek ve bu eylemler toplumda güvensizlik yaratacak, kaygıya neden olacak türden olacaktı. Tepe ile tabanı aynı çizgide birleştirmek için mafsal görevi yapacak bazı kişilere gerek vardı. Yani bazı insanlar bir yandan eylemleri yaparken diğer yandan liderlikle ilişki içinde olacak ya da böyle bir intiba yaratılacaktı.

Siyasi hareketi gerçekleştirmek isteyen emekli komutanların darbeci olduklarının kanıtı olarak geçmişteki tavırları ön plana çıkarılacaktı.

Kapatma davasıyla Ergenekon soruşturması birbirinin karşıtı olmak bir yana aynı projenin parçalarıydı. Bir hareket tasfiye ediliyorsa ona alternatif olacakların da tasfiyesi gerekirdi. Burada AKP ile tasfiye edilen hareketin birbirinin zıddı olduğu, bu nedenle alternatif olamayacakları söylenebilir. İdeolojik açıdan doğru olan bu görüş ülkeyi kontrol edebilecek yapılar olarak düşünüldüğünde yanlıştır.

Türkiye’de yeni bir siyasi hareket yaratmak isteyen emekli komutanlar iki noktada ciddi hata yaptılar. Bunlardan birincisi ve en önemlisi siyasi hedeflerini cumhuriyetin kuruluş felsefesi dedikleri ideolojiyle sınırlı tutmaları ve somut sorunları gözardı etmeleri, ikincisi birlikte hareket ettikleri ya da böyle bir intiba yaratılan kişilerin bir operasyon aracı olarak kullanılıp kullanılmadığını sorgulamamaları, yani profesyonel Atatürkçülerle yan yana görünmeleri. Oysa karşılarında gördükleri birçok kişi onlara daha yakındı.

Eğer bir ülkede bir dönüşüm gerekiyorsa buna Başbakanla Genelkurmay Başkanı birlikte karar vermelidir. Bunun dışındaki her seçenek başkalarının işine yarar: Bir örnek isterseniz SSCB’nin dağılmasını gösterebilirim. Ülkeye egemen olan Komünist Partisinin yöneticileriyle gizli servis ve bazı komutanlar rejimi değiştirdiler. Değişime direnen komutanlar KGB operasyonlarıyla saf dışı kaldılar. Devleti tekleştirmeyen ve devletin birbirine karşıt güçlerin kontrolünde olduğu bir ülke risk altındadır. Hedef aynı ama yollarınız farklıysa anlaşmaya çalışın

Ziyaret -> Toplam : 125,31 M - Bugn : 71880

ulkucudunya@ulkucudunya.com