İBN HACER el-ASKALÂNÎ
M. Yaşar Kandemir 01 Ocak 1970
Ebü’l-Fazl Şihâbüddîn Ahmed b. Alî b. Muhammed el-Askalânî (ö. 852/1449)
Ünlü hadis âlimi ve hâfızı.
22 Şâban 773’te (28 Şubat 1372) eski Mısır’da doğdu. Adı veya lakabı Hacer olan yedinci dedesine nisbetle İbn Hacer diye meşhur oldu. Ebü’l-Fazl künyesiyle ve ailesinin memleketi olan Filistin’deki Askalân şehrine nisbetle Askalânî, soyunun dayandığı Kinâne’ye (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, III, 196) nisbetle Kinânî olarak anıldı. Babası, dedeleri gibi ticaretle uğraşması yanında kırâat-i seb‘ayı bilen, şiir yazan ve Nevevî’nin el-Ezkâr’ına istidrâk kaleme alan bir âlimdi. İbn Hacer dört yaşında iken babası öldü. Bir müddet sonra annesi Nicâr da (EI² [Fr.], III, 799’daki Tüccâr kaydı yanlıştır, bk. Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 33) vefat edince ablası ile yalnız kaldı. Ancak babaları vefat etmeden önce onları biri âlim, diğeri tüccar iki arkadaşına emanet etmiş olup babalarından ve annelerinden hayatları boyunca kendilerini refah içinde yaşatacak bir servet kalmıştı. Her iki çocuğunun eğitimine önem veren babaları küçük yaşta onları ilim meclislerine götürmüş ve İbn Berdis, Şemseddin el-Kirmânî, Zeynüddin el-Irâki gibi muhaddislerden kızı için icâzet almıştı. Hâmilerinden tâcir olan Zekiyyüddin el-Harrûbî Mekke’de mücâvir olarak kaldığı zaman İbn Hacer de yanında bulundu. Hıfzını Muhammed b. Muhammed es-Seftî’den dokuz yaşında tamamladı. On iki yaşında iken Harrûbî ile birlikte tekrar Mekke’ye gitti. Hadis tahsiline Mekke’de başlayarak ilk hocası Abdullah b. Muhammed en-Neşâverî’den Sahîh-i Buhârî’nin çoğunu ve Mekke Kadısı Cemâleddin İbn Zahîre’den Cemmâîlî’nin ?Umdetü’l-ahkâm’ını okudu. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’i ile Abdülgaffâr el-Kazvînî’nin el-Hâvi’s-sagir’ini, Harîrî’nin Mülhatü’l-i?râb’ı ile İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Elfiyye’sini, İbnü’l-Hâcib’in el-Muhtasar’ını, Kadî Beyzâvî’nin Minhâcü’l-vüsûl ve Irâki’nin el-Elfiyye adlı eserlerini ezberledi (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 64). Harrûbî’nin vefatından sonra (787/1385) tahsiline üç yıl ara verdi. Ardından diğer hâmisi İbnü’l-Kattân es-Semennûdî’nin derslerine devam ederek fıkıh, usûl-i fıkıh, Arap dili, hesap gibi ilimlere dair kitaplar okudu. Daha sonra tarihle ve râvilerle ilgilenen İbn Hacer 792 (1390) yılından itibaren edebî ilimlerle meşgul oldu. Şair ve edip Muhammed b. İbrâhim el-Beştekî’den faydalanarak edebî kültürünü geliştirdi ve çoğu dinî konulara, Hz. Peygamber’in methine dair şiirler yazdı. İbn Hacer 796’dan (1394) itibaren kendini tamamen hadise verdi ve aynı yıl Zeynüddin el-Irâki’nin ders halkasına katıldı. Hocasının vefatına kadar on yıl devam eden bu süre içinde ondan el-Elfiyye adlı eseriyle bu esere yazdığı şerhi okudu. Yine Irâki’den, İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’sinde müphem gördüğü konuları açıklamak üzere kaleme aldığı et-Takyîd ve’l-îzâh’ını, Beyhaki ve Dârekutnî’nin es-Sünen’lerini, Buhârî’nin el-Câmi?u’s-sahîh dışındaki bazı eserlerini, İbn Hişâm’ın es-Sîre’sini okudu ve bunları okutmak üzere icâzet aldı. Hocası kendisine “hâfız” unvanını verdi. O günden itibaren bu unvan tek başına söylendiği zaman sadece onu hatırlatacak kadar özel bir anlam kazandı. Irâki’nin vefatından sonra damadı ve talebesi Nûreddin el-Heysemî’den tahsiline devam etti. Ondan Mecma?u’z-zevâ?id’ini okurken gördüğü bazı kusurları tesbit etmeye başladıysa da hocasının buna üzüldüğünü görünce vazgeçti.
İbn Hacer fıkıh ve usulü, tefsir, lugat, edebiyat ve tarihle de meşgul oldu. Burhâneddin İbrâhim b. Mûsâ el-Ebnâsî’den Nevevî’nin Minhâcü’t-tâlibîn’ini, İbnü’l-Mülakkın’dan bu esere yazdığı şerhi, Şâfiî fakihi Ömer b. Raslân el-Bulkinî’den Müzenî’nin el-Muhtasar’ı ile Nevevî’nin Ravzatü’t-tâlibîn‘ini, ayrıca Sahîhayn ve Sünenü Ebî Davûd başta olmak üzere pek çok eseri, bu arada yirmi dokuz yıl boyunca faydalandığı Muhammed b. Ebû Bekir b. Cemâa’dan Beyzâvî’nin Minhâcü’l-vüsûl’ünü, İbnü’l-Hâcib’in el-Muhtasar’ını, Sa‘deddin et-Teftâzânî’nin el-Mutavvel ve kendisinin Cem?u’l-cevâmi? adlı eserlerini okudu. Kıraat ilmini Ebû İshak Burhâneddin İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî eş-Şâmî’den öğrendi (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, I, 79-201). Kendisine Nesâî’nin es-Sünen’inin tamamını okuduğu Ahmed b. Hasan es-Süveydâvî’den altmıştan fazla kitabın (a.g.e., I, 299-351), Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini huzurunda okuduğu Ebü’l-Meâlî Abdullah b. Ömer el-Halâvî’den 100 kadar kitabın (a.g.e., II, 27-81) bazı bölümlerini, Muhibbüddin Muhammed b. Abdullah el-Meydûmî’den muhtelif cüzlerden başka İbnü’s-Salâh’ın ?Ulûmü’l-hadîs’ini okudu.
Yirmi yaşında ilmî seyahatlere başlayan İbn Hacer İskenderiye’de çeşitli âlimlerden okuduğu eserlere dair bilgileri, şiirleri ve mektuplaşma örneklerini ed-Dürerü’l-mudıyye min fevâ?idi’l-İskenderiyye adlı bir cüzde topladı. Ardından Hicaz’a, oradan Yemen’e geçti (800/1397). Taiz, Zebîd, Aden, Vâdilhasîb gibi şehirleri dolaşarak tanınmış âlimlerden faydalandı; özellikle el-Kamûsü’l-muhît’in müellifi Fîrûzâbâdî ile tanışıp ona bu eserin çoğunu okudu ve rivayet izni aldı. Kendisi de birçok âlime hadis rivayet etti. Yemen Meliki el-Melikü’l-Eşref İsmâil b. Abbas er-Resûlî, İbn Hacer’in kendi ülkesinde bulunduğunu öğrenince onu Zebîd’e davet etti. İbn Hacer de melike, kendi el yazısıyla kırk cilt hacmindeki Müsâmirü’s-sâhir ve müsâhirü’s-sâmir adlı edebî notları ile daha başka kitapları hediye etti ve melikin hac için gönderdiği bir kafileyle aynı yıl Mekke’ye gitti. Altı yıl sonra ikinci defa uğradığı Yemen’den ülkesine dönerken bindiği gemi parçalanınca çok miktarda parası, kendisinin istinsah ettiği Mizzî’nin Tuhfetü’l-eşrâf bi-ma?rifeti’l-etrâf’ı ve kendine ait bazı eserler kayboldu. 800 (1398), 805 (1403), 815 (1412) ve 824 (1421) yıllarında haccetmek, mücâvir olarak kalmak ve ilmî faaliyetlerde bulunmak üzere gittiği Hicaz’da çeşitli âlimlerden faydalandı, birçok kimse de onun eserlerini okuma ve rivayetlerini dinleme imkânı buldu. 802 Şâbanında (Nisan 1400) gidip 100 gün kaldığı Dımaşk’ta, Gazze, Nablus, Remle, Kudüs, el-Halîl ve Sâlihiyye gibi ilim merkezlerinde muhtelif âlimlerden istifade etti ve onlardan çeşitli kitapların (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 131-132) rivayet hakkını elde etti. Moğollar’ın Dımaşk’a doğru gelmekte olduğu duyulunca Mısır’a döndü. Şâban 836’da (Nisan 1433) Mısır Memlük Sultanı el-Melikü’l-Eşref Seyfeddin Barsbay ile birlikte Şâfiî kadısı olarak Âmid’e (Diyarbakır) gitti. Uğradıkları şehirlerde imlâ meclisleri akdedip hadis rivayet etti. Sıbt İbnü’l-Acemî ve İbn Hatîb en-Nâsıriyye ile Halep’te görüştü. Bedreddin el-Aynî’nin daveti üzerine onunla Ayıntab’a (Gaziantep) gitti. Bu sırada Aynî’nin bazı şiirlerini yazıp kendisinden hadis rivayet etti. Beş ay kadar süren bu seyahatin hâtıralarını Celebü Haleb adlı eserinde topladı.
Elli beşi kadın 628 hocadan faydalanan İbn Hacer’in (hocaları için bk. Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 135-177) kadın hocaları arasında kendilerinden çeşitli eserler okuduğu Fâtıma et-Tenûhiyye ile Fâtıma el-Makdisiyye anılabilir. Hocaları ile onlardan okuduğu kitapları el-Mecma?u’l-mü?esses li’l-mu?cemi’l-müfehres’te toplamıştır. Kendisinden de pek çok talebe faydalanmış olup Şemseddin es-Sehâvî bunlardan 500 kadarının adını zikretmektedir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 300). Tanınmış öğrencileri arasında eserlerinin çoğunu rivayet eden Sehâvî başta olmak üzere Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî, Kemâleddin İbnü’l-Hümâm, Necmeddin İbn Fehd, Takıyyüddin İbn Fehd, İbn Tağrîberdî, İbn Kutluboğa, Bikaî, Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne, Necmeddin İbn Kadî Aclûn, Burhâneddin İbn Müflih, İbnü’l-Mibred, İbn Emîru Hâc, İbnü’l-Haydırî ve Zekeriyyâ el-Ensârî bulunmaktadır.
İbn Hacer 806 (1403) yılında resmen hocalık vazifesine başladı. Aynı yıl Şeyhûniyye, 809’da (1406) Mahmûdiyye medreselerinde hadis hocalığına getirildi. 812-819 (1409-1416) yılları arasında el-Cemâliyye el-Müstecidde Medresesi’nde, 833’te (1430) İbn Tolun Camii’nde, 836’daki (1433) Dımaşk seyahatinde Eşrefiyye Dârülhadisi’nde ve vefatından bir yıl önce yapılan Zeyniyye Medresesi’nde hadis okuttu. Hadis hocalığı yanında 813 (1410) yılından itibaren Baybars Hankahı’nda meşihat görevini üstlendi. İbnü’s-Salâh’tan (ö. 643/1245) sonra devam ettirilmeyen imlâ meclisleri geleneğini yeniden canlandıran Zeynüddin el-Irâki’nin ardından özellikle Baybarsiyye ile Şeyhûniyye’de ve Kâmiliyye Dârülhadisi ile Nil kenarındaki evinde vefatına kadar bu meclisleri sürdürerek 1150 kadar mecliste yaklaşık on cilt hacmindeki hadisleri âdet olduğu üzere ezbere yazdırdı. Onun el-Emâli’l-hadîsiyye’si bu gayretinin ürünüdür. Ayrıca Şeyhûniyye, Şerîfiyye, Müeyyidiyye, Harrûbiyye, Sâlihiyye ve Salâhiyye medreselerinde fıkıh okuttu.
İbn Hacer, 811 (1408) yılından vefatına kadar Dârüladl’de Şâfiî mezhebine göre fetva verme görevini yürüttü. Mısır Memlük Sultanı el-Melikü’l-Eşref Seyfeddin Barsbay’ın teklifi üzerine, yirmi yedi yıl boyunca ısrarla reddetmesine rağmen 22 Muharrem 827’de (26 Aralık 1423) talebesi Alemüddin Sâlih b. Ömer el-Bulkinî’nin azledilmesiyle boşalan Mısır Şâfiî başkadılığını kabul etti (İbn Hacer, İnbâ?ü’l-gumr, VIII, 39). Çeşitli şikâyetler yüzünden yedi defa azledildiği, fakat her defasında haklılığı anlaşılarak tekrar getirildiği bu görevini vefatından birkaç ay öncesine kadar (25 Cemâziyelevvel 852/27 Temmuz 1448) devam ettirdi. Bu görevi, onun devlet yapısını ve toplumu iyi tanımasına ve bu tecrübelerini eserlerine yansıtmasına vesile olmuştur.
Tesirli vaaz ve hutbeleriyle tanınan İbn Hacer 819’da (1416) Ezher, daha sonra Amr b. Âs, kadılığı süresince de sultanın bulunduğu Kal‘a camilerinde hatiplik yaptı. Nûreddin er-Reşîdî’nin vefatı üzerine Hüseyniyye’deki Zâhir Camii’nde vâizlik görevi ona verildi. İbn Hacer, ayrıca Mahmûdiyye Medresesi Kütüphanesi’nin yöneticiliğini de üstlendi. Bu görevi sırasında, Burhâneddin İbn Cemâa’nın hayatı boyunca topladığı eserleri ve önemli bir kısmı müellif hattıyla olan 4000 değerli kitabı ihtiva eden kütüphanedeki kitapların fihristlerini hazırlamış, kaybolan bazı kitapları istinsah etmiş veya onların yerine kendi kitaplarını vermiştir.
İbn Hacer 28 Zilhicce 852’de (22 Şubat 1449) Kahire’de dizanteriden öldü. Onun bu tarihten dokuz veya on gün önce vefat ettiği de söylenmektedir. Cenazesini taşıyanlar arasında bulunan el-Melikü’z-Zâhir Çakmak’ın (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 338) teklifi üzerine cenaze namazını Abbâsî halifesi kıldırdı ve Karâfetüssuğrâ Kabristanı’na defnedildi. İbn Teymiyye’nin vefatından sonra hiçbir cenazede bu kadar büyük bir cemaatin toplanmadığı, Mekke, Kudüs, Halep, Dımaşk gibi birçok şehirde onun için gıyabî cenaze namazı kılındığı, pek çok şair tarafından birkaç cilt tutacak hacimde mersiyeler yazıldığı belirtilmektedir.
İbn Hacer yirmi beş yaşında iken Abdülkerîm b. Ahmed b. Abdülazîz’in kızı Üns ile evlendi. Zeynüddin el-Irâki, Alâî’nin oğlu Ebü’l-Hayr, Zehebî’nin oğlu Ebû Hüreyre gibi âlimlerden çeşitli eserler okuyan ve hadis alanında kendini yetiştirerek tanınmış kimselere Sahîh-i Buhârî gibi eserleri okutan Üns’ten beş, daha sonra evlendiği eşinden de bir kızı oldu. Kızlarının hepsi kendi sağlığında öldü. İbn Hacer daha sonra üçüncü defa evlendiyse de tek erkek çocuğu, Tatar asıllı câriyesinden doğan (815/1412) Ebü’l-Meâlî Bedreddin Muhammed’dir. Fıkıh sahasında yetişmesini arzu ettiği oğlunu kendisi okuttuğu gibi onun Suriye ve Mısır’ın ileri gelen âlimlerinden okuyup icâzet almasını sağladı. Bulûgu’l-merâm’ı oğlunun ezberlemesi için kaleme aldığı, fakat onun eserin az bir kısmını ezberlediği bilinmektedir. Ebü’l-Meâlî Bedreddin, Baybars Hankahı şeyhliğinde bulunmuş ve Hüseyniyye Medresesi’nde hadis okutmuşsa da bu görevleri onun yerine daha çok babası yapmıştır. Tolunoğlu Camii’nde imamlık da yapan Ebü’l-Meâlî, babasının Nuhbetü’l-fiker adlı kitabını Netîcetü’n-nazar adıyla şerhetmiştir. Onun bazı tutumları sebebiyle babasını sıkıntıya soktuğu ve babasının eserlerini muhafaza etmek için gayret sarfetmediği kaydedilmektedir. İbn Hacer’in en büyük kızı Zeyn Hatun’dan olma Sıbt İbn Hacer diye tanınan torunu Ebü’l-Mehâsin Yûsuf b. Şâhin tarih, fıkıh ve hadis sahalarında yetişmiş, çoğu tabakata dair olmak üzere çeşitli eserler kaleme almış, dedesinin Bulûgu’l-merâm’ını Minhatü’l-kirâm adıyla şerhetmiş ve onun bazı görevlerini üstlenmiştir. Ayrıca edebiyat ve belâgat gibi konularda dedesini tenkit etmişse de Sehâvî bu tenkitlerin isabetli olmadığını ortaya koymuştur (ed-Dav?ü’l-lâmi?, X, 315-317).
İbn Hacer orta boylu, zarif görünümlü olmakla birlikte heybetli ve hareketli bir kimseydi. Yiyip içmeye önem vermezdi. Süratli anlayışı ve güçlü hâfızası sebebiyle, bir şey yazarken aynı zamanda kendisine okunan metinleri takip ve tashih edebilirdi. Hacda zemzem içerken Zehebî derecesinde hadis hâfızı olmak için dua ettiği söylenir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 106, 109, 319). Süratli okuma ve yazma alışkanlığına sahip olan İbn Hacer, kalemini kâğıttan kaldırmadan yazdığı için altın zincire benzetilen hattını herkesin kolay okuyamadığı belirtilmektedir. İbn Hacer bütün vaktini okumak, okutmak, eser yazmak, fetva vermek veya ibadet etmekle geçirirdi. Mekke’ye ve Yemen’e giderken bineğinin üzerinde kitap yazmaya devam etmiş, el-Vukuf ?alâ mâ fî Sahîhi Müslim mine’l-mevkuf adlı cüzünü üç günde kaleme almıştı. Mütevazi bir kişiliğe sahip olan İbn Hacer az konuşur, kimseyi gücendirmemeye dikkat ederdi. Talebelere şefkatli davranır, isteklerini geri çevirmez, değerli kitaplarını dahi ödünç vermekten kaçınmazdı. İbn Hacer görevlerinden aldığı maaşları çeşitli hayırlara sarfeder, görevli gittiği yerlerde devlet parasıyla hazırlanan şeyleri yemez, ayrıca fakirlere yardım ederdi. Seyahatlerinde ve rahatsızlandığında bile teheccüd namazını kılar, her fırsatta oruç tutardı.
Eserlerinde tenkit ettiği kişilerin, özellikle görevleri dolayısıyla aralarında rekabet bulunan bazı meslektaşlarının biyografilerini yazarken son derece dürüst davranır, talebesi bile olsa kendilerinden faydalandığı kimselerin adını zikreder, eserlerini başkalarının kitaplarından yaptığı nakillerle meydana getirip de kaynaklarından söz etmeyen kimseleri eleştirirdi (a.g.e., I, 315-318). Hocalarına beslediği saygı onların ilmî hatalarını tenkit etmesine engel olmazdı (meselâ bk. Fethu’l-bârî, IX, 375, 430-431; X, 185).
İbn Hacer ile Veliyyüddin es-Seftî, Muhammed b. Atâullah el-Herevî, Şemseddin el-Hirmâvî ve Muhammed b. İsmâil el-Venâî gibi âlimler arasında kadılkudâtlık, müderrislik gibi görevler sebebiyle rekabet meydana gelmiştir. Seftî’nin kendisine yaptığı haksız ithamlar üzerine Red?u’l-mücrim fi’z-zebbi ?an ?ırzi’l-müslim adlı bir kırk hadis kitabı kaleme alması bu rekabetin derecesi hakkında fikir vermektedir. Ancak onun en önemli ihtilâfı Hanefî kadılkudâtı Bedreddin el-Aynî ile olmuştur. Her ikisi de 836’da (1433) el-Melikü’l-Eşref Barsbay’la Âmid’e, oradan da Aynî’nin daveti üzerine Ayıntab’a gitmesine, İbn Hacer’in bu seyahatte Aynî’den hadis rivayet etmesine rağmen daha sonra araları açılmış, Aynî onu ilmin itibarını korumayıp makam ve menfaat için sultana boyun eğmekle suçlamıştır. Halbuki İbn Hacer, kendisine ısrarla teklif edilen kadılkudâtlık görevini kabul etmeyip uzun süre direnmiş, kabul ettikten sonra da her konuda doğru bildiğini yapmıştır. Ayrıca Barsbay’ın teklif ettiği kadılık ve sır kâtipliği görevlerini, onun oğlu el-Melikü’n-Nâsır’ın önerip iki yıl süreyle kimseye vermediği Zebîd kadılkudâtlığını, hatta aylık 10.000 dirhem maaşla teklif edilen Dımaşk kadılığını da reddetmiştir. İkisi arasındaki anlaşmazlığın asıl kaynağı muhtemelen İbn Hacer’in Aynî’nin bazı eserlerini tenkit etmesidir. Nitekim Aynî’nin es-Seyfü’l-mühenned fî sîreti’l-Meliki’l-Mü?eyyed adlı manzum eserinde vezinleri bozuk 400 kadar beyti İbn Hacer Kaze’l-?ayn min nazmi gurâbi’l-beyn’inde bir araya getirmiş, bunun yanında onun ?İkdü’l-cümân fî târîhi ehli’z-zamân adlı eserini de eleştirmiştir (İnbâ?ü’l-gumr, I, 3-4).
Aynî ile İbn Hacer arasındaki anlaşmazlığın diğer bir yönü onların Sahîh-i Buhârî şerhleriyle ilgilidir. Çeşitli kaynaklarda İbn Hacer’in Fethu’l-bârî’yi 817’de (1414) yazmaya başladığı kaydedilmekle beraber kendisi eserini 813 (1410) yılında kaleme almaya, beş yıl sonra da yazdığı kısımları imlâ etmeye başladığını söylemekte (İntikadü’l-i?tirâz, I, 7), Aynî’nin ise ?Umdetü’l-karî’yi 820’de (1417) yazmaya başladığı (DİA, VII, 121-122), İbn Hacer’in talebesi Burhâneddin İbn Hızır’dan Fethu’l-bârî’den yazdığı kısımları ödünç alıp onlardan faydalandığı ve eserini Fethu’l-bârî’nin bitirilmesinden beş yıl sonra tamamladığı (847/1443) belirtilmektedir (İbn Hacer, İntikadü’l-i?tirâz, s. 10; Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî, I, 175, 364). Aynî, ?Umdetü’l-karî’de Fethu’l-bârî’den iktibaslarda bulunmakla beraber ona tenkitler yöneltmiş, İbn Hacer’in kendi eserini diğer Sahîh-i Buhârî şerhlerinden üstün görmesini tasvip etmemiştir. İbn Hacer de Aynî’nin Fethu’l-bârî’ye olan itirazını el-İstinsâr ?ale’t-tâ?ini’l-mi?sâr ile, bu eserdeki bazı görüşlerine olan itirazlarını da İntikadü’l-i?tirâz adlı eseriyle cevaplandırmıştır.
Zâhid Kevserî gibi bazı âlimler, bir müellifin daha önce yazılan eserlerden faydalanmasının tabii olduğunu söyleyerek Aynî’yi bu tartışmada haklı görmüşlerdir. Ayrıca Zâhid Kevserî, ?Umdetü’l-karî’nin Fethu’l-bârî’den çok daha hacimli olduğunu, konuları mükemmel şekilde işlediğini, İbn Hacer’in eserinin ise ötekinin seviyesinde bulunmadığını, eğer Hedyü’s-sârî’yi yazmasaydı şerhinin ?Umdetü’l-karî’den çok gerilerde kalmış olacağını söylemektedir (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 334). Sâlih Yûsuf Ma‘tûk da Bedrüddîn el-?Aynî ve eseruhû fî ?ilmi’l-hadîs adlı kitabında (s. 225-238) Aynî’nin eserinin çok daha hacimli, bazı yönlerden daha kullanışlı olduğunu söylemiş, buna karşılık İbn Hacer’in eserinin özellikle mukaddimesi ve baştan sona kadar değişmeyen bir üslûpta yazılması ile dikkati çektiğini ifade etmiştir. Öte yandan başta Hanefî kadılkudâtı İbnü’d-Deyrî olmak üzere bazı Hanefî ve Şâfiî âlimleri de İbn Hacer’in eserinin önceki Sahîh-i Buhârî şerhlerinden üstün olduğunu belirtmişlerdir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 224-226). Mâlikî âlimi Abdurrahman el-Bûsîrî, Aynî’nin iddialarından yola çıkarak Mübtekirâtü’l-le?âlî ve’d-dürer fi’l-muhâkemeti beyne’l-?Aynî ve’bni Hacer (bk. bibl.) adlı eserinde Aynî’nin ?Umdetü’l-karî’de İbn Hacer’e yönelttiği itirazları 343 noktada toplayarak incelemiş ve sonuçta İbn Hacer’i haklı bulmuştur.
Talat Sakallı’nın Hadis Tartışmaları (İbn Hacer-Bedruddin Aynî [Ankara 1996]) adlı kitabı bu önemli konuyu aydınlatacak kapasitede değildir. Bu çalışmada ?Umdetü’l-karî’ye daha fazla yer ayrılması, İbn Hacer’in faydalandığı 1430 eseri tanıtan Mu?cemü’l-musannefâti’l-vâride fî Fethi’l-bârî’nin (bk. bibl.) görülmemesi, ayrıca İbn Hacer’in İntikadü’l-i?tirâz’da “başından sonuna kadar kendini savunma telâşına düştüğü” şeklinde ifadeler kullanılması onun yeterince tanınmadığını göstermektedir. İbn Hacer’in talebesi, Hanefî fakihi ve kadısı Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne, İbn Hacer’in hadis sahasındaki eserlerinin en büyüğünün Fethu’l-bârî olduğunu, onun bu eserinde başkaları tarafından yorumlanamayan birçok hadisi şerhettiğini belirtmektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 261). Son devir Sahîh-i Buhârî şârihlerinden Hanefî âlimi Enverşah Keşmîrî de bu iki eseri değerlendirirken Fethu’l-bârî’yi hadis tekniğini yansıtması ve tertibi yanında maksadı güzel ifade etmesi bakımından üstün görmekte, ?Umdetü’l-karî’yi de lafızları mükemmel tarzda şerh ve tefsir etmesi, İslâm büyüklerinin sözlerini derleyip toparlaması açısından daha değerli bulmaktadır (Feyzü’l-bârî ?alâ Sahîhi’l-Buhârî, I, 38). Aynî’nin İbn Hacer’i son hastalığı sırasında ziyaret etmesi, aralarındaki ihtilâfın ilmî tartışmadan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır.
İlmî Şahsiyeti. İbn Hacer hayatının büyük bölümünü hadis ilmine vermiş, bu ilmin hem rivayet hem dirayet sahalarında devrinin en yetkili âlimi olmuştur. Başta örnek aldığı Zehebî gibi olmayı isterken sonraları onun Mîzânü’l-i?tidâl’ini tamamlamak için Lisânü’l-Mîzân’ı yazması, hadis rivayet ve dirayet ilimlerinin çeşitli dallarında 170 kadar eser kaleme alması onun hadis sahasındaki üstün yerini ortaya koymakta, Taglîku’t-ta?lîk’i 350 kadar eserden, Fethu’l-bârî’yi de 1430 kaynaktan faydalanarak kaleme alması, önemli bir kısmı günümüze ulaşmayan zengin bir hadis edebiyatından istifade ettiğini göstermektedir. Usûl-i hadîs konusundaki eserleri kendisinin orijinal görüşlerini yansıtmakta olup hadis ricâline dair çalışmaları, meşhur âlimlerin râviler hakkındaki tesbitlerine dair tashihlerle doludur. Bir konudaki pek çok rivayeti onlarca eserden ancak modern yöntemlerle toplamak mümkün olduğu halde İbn Hacer’in o çağda bunu başarması veya bir hadisin farklı rivayetlerinin kaç râvi tarafından nakledildiğini ortaya koyması, muallak olduğu sanılan bir rivayetin mevsûl ve muttasıl olduğunu göstermek amacıyla o rivayetin birçok kaynağını zikredebilmesi (Taglîku’t-ta?lîk, II, 314-317) onun ilmî derinliğini göstermektedir. İzzeddin İbn Abdüsselâm, İbn Hacer’in Buhârî gibi olmasa bile ondan çok aşağı kalmadığını söylemektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 242). “Emîrü’l-mü’minîn fi’l-hadîs” unvanı verilen nâdir muhaddislerden biri olan İbn Hacer’in hadis konusundaki en önemli çalışmaları Buhârî’nin el-Câmi?u’s-sahîh’iyle ilgili olanlardır.
İbn Hacer, tahsil hayatının daha ilk dönemlerinde şair ve edebiyatçı Muhammed b. İbrâhim el-Beştekî gibi hocalarının ve kendisine örnek aldığı Zehebî’nin aynı zamanda tarihçi olmasının etkisiyle tarih bilmenin önemini anlamış, hadisle tarihin yakın ilgisini, bir muhaddis için râvilerin hayatlarını çok iyi bilmenin zaruretini tesbit ederek tarihle yakından ilgilenmeye başlamıştır. Öte yandan üstlendiği önemli görevler sebebiyle devlet adamlarıyla yakın ilişki içinde bulunması, bir kısmının biyografisi için yegâne kaynak olması, onu bu konulardaki bilgilerini İnbâ?ü’l-gumr bi-ebnâ?i’l-?umr adlı eserinde bir araya getirmeye yöneltmiştir. Tanınmış şahsiyetlere dair ed-Dürerü’l-kâmine fî a?yâni’l-mi?eti’s-sâmine’si ile Zeylü’d-Düreri’l-kâmine’si, 12.304 sahâbenin biyografisini ihtiva eden el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe’si, Mısır kadılarının hal tercümesine dair Ref?u’l-isr ?an kudâti Mısr’ı, ayrıca Leys b. Sa‘d’ın biyografisiyle ilgili er-Rahmetü’l-gaysiyye bi’t-tercemeti’l-Leysiyye’siyle bazı önemli şahsiyetlerin biyografileri hakkındaki kitapları onun hayatı boyunca tarihle yakından ilgilendiğini göstermektedir. İbn Hacer’in cerh ve ta‘dîl ilmini iyi bilmesi tarihî olaylara ve şahsiyetlere tenkitçi bir gözle bakmasına imkân vermiştir. Hadis ve rivayetle ilgilenen bazı kimseleri eserlerinde cerh ve ta‘dîle tâbi tutması, hissîlik ve tenkitlerinde aşırı gitmekle suçlanmasına yol açmışsa da bunun ilmî bir dayanağı yoktur. Onun bizzat görmediği bazı olayları kimden duyduğunu veya hangi eserde gördüğünü özellikle belirtmesi ilmî hassasiyetini ortaya koymaktadır (İbn Hacer’in tarih yazıcısının niteliği konusundaki bir soruya verdiği uzunca bir fetva için bk. Fetvâ fî kitâbeti’t-târîh [nşr. Fuâd Seyyid], MMMA, II/1 [1375/1956] içinde, s. 162-177).
On dört yaşında iken edebiyat ve şiirle ilgilenmeye başlayan İbn Hacer’in bu meşguliyeti 792 (1390) yılından itibaren daha da artmış, şiir zevki ve bilgisi gelişmiş, kısa şiirler, kıtalar ve Hz. Peygamber’in methine dair manzumeler yazmıştır. Memlükler dönemi edip ve şairlerinden İbn Hicce el-Hamevî, Resûl-i Ekrem’in methine dair Şerhu’l-Bedî?iyye adlı eserinde ve daha başka edipler çeşitli kitaplarında onun şiirlerine yer vermişlerdir (Şevkânî, I, 91). 816 (1413) yılından itibaren şiiri büyük ölçüde bırakıp kendini hadis ilimlerine vermekle beraber kendisine yöneltilen manzum sorulara manzum cevaplar vermiş, Muhammed b. Atâullah el-Herevî’nin ölümü üzerine “eş-Şikâye mine’n-nükaye” adlı kasidesini yazmıştır (Dîvânü’l-hâfız İbn Hacer, s. 20). Hadisleri şerhederken de şiir ve aruz konularındaki yeteneğini ortaya koymuştur (Fethu’l-bârî, II, 168-169; V, 193; VII, 463-464, 531; XI, 13). İbn Hacer’in o dönemde Kahire’de Şehâbeddin diye anılan yedi şairin ikincisi olduğu (Süyûtî, Nazmü’l-?ikyân, s. 45), devrin meşhur edip ve münekkidi Nevâcî’nin her ay onu ziyaret ederek içinden çıkamadığı edebî meseleleri kendisine sorup hallettiği belirtilmektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, s. 78). İbn Hacer’in divanını neşreden Subhî Reşâd Abdülkerîm onun tab‘an şair olduğunu, şiirlerinde ilim dilinin kendine has ağır ifade ve terimleri yerine şiirin lirik ve akıcı üslûbunun görüldüğünü belirtmekte ve şiirlerini edebî sanatlar açısından tahlil etmektedir (s. 19-71). İbn Hacer Arap dili ve gramerine olan nüfuzunu eserlerine yansıtmış, açıklamaları sırasında verdiği örnekleri özellikle Kur’an ve hadislerden seçmiştir (Fethu’l-bârî, II, 139; III, 404; V, 288; XI, 269; XIII, 231).
İbn Hacer, el-Medresetü’l-Hüseyniyye ve el-Kubbetü’l-Mansûriyye’de uzun süre tefsir okutmuş, gerek tefsir ve fezâilü’l-Kur’ân bahislerinde gerekse âyetleri tefsir ederken kendine has açıklamalar ortaya koymuştur. İ‘câzü’l-Kur’an veya sebeb-i nüzûle dair bilgi verirken yahut âyetleri hadislerle veya sahâbî sözleriyle açıklarken sahih rivayetlere itibar etmiştir. Âyetlerdeki nâdir kelimeleri açıklamış, ilk bakışta birbirine zıt gibi görünen âyetler arasında herhangi bir tezat bulunmadığını izah etmiştir (a.g.e., VII, 506; VIII, 197-198, 441, 554, 580-581, 611).
Onun en yetkili olduğu sahalardan biri de fıkıhtır. Bu ilmi Ömer b. Raslân el-Bulkinî ve İbnü’l-Mülakkın gibi fakih ve muhaddislerinden tahsil ederek fetva verme ve fıkıh okutma hususunda icâzet almış, hem fıkhı hem de hadisi iyi bilmesi onun fıkhu’l-hadîs mütehassısı olmasını kolaylaştırmıştır. Sadece fıkıh konusunda otuz kadar eser kaleme almış, 811-848 (1408-1444) yılları arasında Şeyhûniyye, Şerîfiyye, Müeyyidiyye, Harrûbiyye, Sâlihiyye ve Salâhiyye medreselerinde fıkıh okutmuş, uzun süre fetva vermiş ve yirmi yıl kadar Şâfiî kadılkudâtlığı görevini yürütmüştür. İhtilâflı konularda çeşitli fikirleri bir araya getirmesi, meselâ cuma günü duaların kabul edildiği vakit (icâbet saati) hakkında kırk iki farklı görüşü delilleriyle birlikte ortaya koyması (a.g.e., II, 483-489), nikâhtan önce boşanmanın söz konusu olamayacağını incelerken meseleyi hadis kitaplarından derlediği rivayetlerle sayfalarca açıklaması (a.g.e., IX, 294-299), fıkhî meselelerdeki derin bilgi ve nüfuzunun bir ifadesi olduğu kadar hadisi ve fıkhı bilmenin bir âlime sağladığı kültür zenginliğini de göstermektedir.
Eserleri. Sehâvî’ye göre İbn Hacer, hadis başta olmak üzere çeşitli ilimlere dair 150’den fazla eser kaleme almıştır (et-Tibrü’l-mesbûk, s. 231). Bikaî, İbn Hacer’in vefatından altı yıl önce yazdığı ?Unvânü’z-zamân fî terâcimi’ş-şüyûh ve’l-akrân’ında bu eserlerin sayısını 142 (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 274), Süyûtî bir kısmı hatalı ve mükerrer olmak üzere 200 (Nazmü’l-?ikyân, s. 46-50) olarak zikretmiştir. Bu konuda en geniş çalışmayı yapan Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im ise 282 eserin varlığını tesbit etmiştir (İbn Hacer el-?Askalânî, I, 282-666). Brockelmann’ın kaydettiği doksan kadar eserin önemli bir kısmı yanlış yazılmıştır (GAL, II, 81-84; Suppl., II, 73-76).
A) Hadis. 1. Hedyü’s-sârî. Fethu’l-bârî’nin mukaddimesi olup Sahîh-i Buhârî hakkında gerekli bilgileri ihtiva eden bu eseri İbnü’l-Hâc diye bilinen Ebü’l-Feyz Hamdûn b. Abdurrahman el-Fâsî önce manzum hale getirmiş, daha sonra Nefhatü’l-miski’d-derârî li-kari?i Sahîhi’l-Buhârî adıyla şerhetmiştir (Rabat, Mektebetü’l-Kettânî, nr. 926/1). Muhammed en-Nâsır ez-Zeâyirî de İbn Hacer ve mukaddimetühû Hedyü’s-sârî adlı bir doktora çalışması yapmış (1985, I-II, Külliyetü’z-Zeytûniyye li’ş-şerîa ve usûli’d-dîn), ayrıca eser üzerinde Muhammed Fâzıl tarafından bir makale yayımlanmıştır (“Ibn Hajar’s Hady al-sari: A Medieval Interpretation of the Structure of al-Bukhari’s al-Cami‘ al-Sahih: Introduction and Translation”, JNES, LIV/3 [1995], s. 161-190). Eser, Fethu’l-bârî’nin bütün baskılarında genellikle müstakil bir cilt halinde yer almıştır (bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH [Buhârî]). 2. Fethu’l-bârî bi-şerhi Sahîhi’l-Buhârî. İbn Hacer’in en değerli çalışması kabul edilen eser, onun kaybolan kitaplarında veya bazı müelliflerin günümüze ulaşmayan eserlerinde yer alan bilgileri de ihtiva etmektedir. İbn Hacer’in Sahîh-i Buhârî üzerine biri şerh, diğeri muhtasar olmak üzere iki eser daha kaleme almaya başladığı, fakat bunları tamamlayamadığı ifade edilmiş (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 224), Süyûtî ise muhtasar olanın ilk üç cildini gördüğünü belirtmiştir (Nazmü’l-?ikyân, s. 46). Sezgin, İbn Hacer tarafından kaleme alınan en-Nüket ?alâ Sahîhi’l-Buhârî adlı bir Fethu’l-bârî muhtasarının günümüze ulaştığını (Mektebetü’l-Ezher, Hadis, nr. 295) söylemekteyse de bunun, Bedreddin ez-Zerkeşî’nin et-Tenkih li-elfâzi’l-Câmi?i’s-sahîh’ini eleştirmek amacıyla yazmaya başlayıp tamamlayamadığı en-Nüket ?alâ Tenkihi’z-Zerkeşî ?ale’l-Buhârî (aş. bk.) olması muhtemeldir. Fethu’l-bârî Delhi (I-VII [30 cüz], taşbaskı 1304), Bulak (I-XII, 1300-1301) ve Kahire’de (nşr. Ömer b. Hüseyin el-Haşşâb, I-XIII, 1319-1329; nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d v.dğr., I-XXVIII, 1398-1400/1978-1980; nşr. Muhibbüddin el-Hatîb v.dğr., I-XII, 1407/1986-87), ayrıca Beyrut’ta (nşr. Abdülazîz b. Abdullah b. Bâz, I-XVII, 1416/1996, fihristi ve Hâfız Senâullah ez-Zâhidî’nin Tevcîhü’l-karî ile’l-kavâ?id ve’l-fevâ?idi’l-usûliyye ve’l-hadîsiyye ve’l-isnâdiyye fî Fethi’l-bârî adlı eseriyle birlikte) yayımlanmıştır. Hâlid Abdülfettâh Şibl eserin çeşitli fihristlerini neşretmiştir (I-II, Beyrut 1413/1992). Abdüsselâm Muhammed Ömer Allûş Münteka’l-karî ve keşfü’l-mütevârî: Lübâbü mesâ?ili Hedyi’s-sârî ve Fethi’l-bârî bi-şerhi Sahîhi’l-Buhârî adlı bir çalışma yapmış (Beyrut 1413/1993), Ebû Suheyb Safâüddavî Ahmed el-Adevî eseri İthâfü’l-karî bi’htisâri Fethi’l-bârî adıyla ihtisar etmiştir (I-V, Riyad 1414/1993). Ahmed İsâm el-Kâtib, İbn Hacer’in akaide dair görüşlerini ?Akidetü’t-tevhîd fî Fethi’l-bârî şerhi Sahîhi’l-Buhârî adıyla (Beyrut 1403/1983), Ahmed Ferhân Debvân el-İdrîsî, dil ve lugat hakkındaki fikirlerini el-Kavâ?idü’l-usûliyye el-müte?allika bi-bâbi’l-hükm ve’l-mebâhisi’l-lugaviyye (ve’l-elsine) ve’t-tatbîk ?aleyhâ min kitâbi Fethi’l-bârî adlı doktora çalışmasıyla (1412/1991, I-II, Câmiatü Ümmi’l-kurâ, Külliyetü’ş-şerîa ve’d-dirâsâtü’l-İslâmiyye, Fer‘u’l-fıkh ve usûlihî), Nebîl b. Mansûr b. Ya‘kub el-Besâre de ricâl tenkidiyle ilgili kanaatlerini Tecrîdü esmâ?i’r-ruvât ellezîne tekelleme fîhim el-Hâfız İbn Hacer fî Fethi’l-bârî ve mukarenetü kelâmihî bimâ kalehû fî Takrîbi’t-Tehzîb (Küveyt 1407) adlı eseriyle ortaya koymuş, Abdullah Haccâc, el-İsrâ ve’l-mi?râc min Fethi’l-bârî şerhi Sahîhi’l-Buhârî ile (Kahire 1404) es-Sihr ve’l-kehâne ve’l-hased (Kahire 1990) adlı iki eser kaleme almıştır. Muhammed Abdülhakîm el-Kadî, yine isrâ ve mi‘rac hakkındaki görüşlerini Süyûtî’nin aynı konudaki eseriyle birlikte el-İsrâ ve’l-mi?râc adıyla yayımlamıştır (Kahire, ts.). Fethu’l-bârî’nin bazı bölümleri muhtemelen derslerde okutulmak üzere müstakil olarak neşredilmiştir. Hâlid Abdülfettâh Şibl “el-İ?tişâm bi’l-kitâb ve’s-sünne” bölümünü el-İ?tisâm ve’s-sünne adıyla (Beyrut 1410/1990), Ahmed Muhammed Halîfe “el-Cihâd ve’s-siyer” bölümünü Kitâbü’l-Cihâd ve’s-siyer min Fethi’l-bârî (Beyrut 1406/1985), “en-Nikâh”ı en-Nikâh li-Ebî ?Abdillâh el-Buhârî min Fethi’l-bârî (Beyrut 1406/1985), hac ve umre kitaplarını da el-Hac ve’l-?umre min Sahîhi’l-Buhârî (Beyrut 1405/1985, 1408/1988) adıyla yayımlamıştır (eseri için ayrıca bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH [Buhârî]). 3. Havâşî Tenkihi’z-Zerkeşî ?ale’l-Buhârî (en-Nüket ?alâ Tenkihi’z-Zerkeşî ?ale’l-Buhârî). Zerkeşî’nin Sahîh-i Buhârî’deki garîb kelimeleri, müşkil i‘rabları, yanlış okunabilecek isim ve nisbeleri ve bazı bölümleri açıklamak için kaleme aldığı et-Tenkih li-elfâzi’l-Câmi?i’s-sahîh’teki bir kısım görüşlerin tenkit edildiği eser (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/4) tamamlanamamıştır. 4. el-Mültekat mine’t-Telkih fî şerhi’l-Câmi?i’s-sahîh. Sıbt İbnü’l-Acemî’nin et-Telkih li-fehmi kari?i’s-Sahîh (nüshaları için bk. DİA, VII, 119) adlı eserinden faydalanılarak yapılan bir çalışmadır. 5. Şerhu’t-Tirmizî. İbn Hacer, Şeyhûniyye Medresesi’nde hadis okuttuğu sırada (808/1405) kaleme almaya başladığı bu eserin bir cildini yazdıktan sonra devam etmekten vazgeçmiştir. 6. el-Mukarrer fî şerhi’l-Muharrer. Müellif, medreselerde hadis okuttuğu yıllarda Şemseddin İbn Kudâme’nin el-Muharrer fi’l-hadîs’ini bu adla şerhetmeye başlamış, ancak Fethu’l-bârî’yi yazmaya karar verince eseri tamamlamadan bırakmıştır. 7. en-Nüket ?alâ Şerhi Sahîhi Müslim. Sehâvî, bu eserin Sahîh-i Müslim’in mukaddimesine ait kısmıyla diğer bir bölümünü gördüğünü söylemektedir. 8. et-Ta?lîku’n-nâfi? fi’n-Nüket ?alâ Cem?i’l-cevâmi? (en-Nüket ?alâ Cem?i’l-cevâmi?). İbnü’s-Sübkî’nin Cem?u’l-cevâmi?ine yazdığı bazı ta‘liklerini ihtiva eden bu çalışma da yarım kalmıştır.
9. et-Tezkiretü’l-hadîsiyye. Sehâvî, on ciltten meydana gelen ve hadis metinlerini ihtiva eden bu eserin çoğunu Mekke’de gördüğünü belirtmekte, eserin aynı hacimdeki bir başka tertibini İbn Hacer’in Yemen melikine hediye ettiği kaydedilmektedir. 10. Sünâ?iyyâtü’l-Muvatta?. İmam Mâlik’in iki râvi ile Hz. Peygamber’e veya sahâbeye ulaştığı 122 merfû ve mevkuf rivayetinin bir araya getirildiği bir çalışmadır (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, I, 434). 11. Sülâsiyyâtü’l-Buhârî. Buhârî’nin üç râvi ile Hz. Peygamber’e ulaştığı hadislerden yirmi ikisinin İbn Hacer ve başka âlimler tarafından bir araya getirilip şerhedildiği bir eserdir (yazma nüshaları için bk. Sezgin, GAS, I, 128-129). 12. Humâsiyyâtü’d-Dârekutnî. Dârekutnî’nin beş râvili rivayetlerini ihtiva eden eser onun es-Sünen’inden seçilerek meydana getirilmiş olmalıdır (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, III, 256). 13. el-Cem? beyne’s-Sahîhayn. Hem Buhârî hem Müslim’in el-Câmi?u’s-sahîh’lerinde bulunan hadisleri bir araya getiren bu türün (DİA, VII, 282-283) önemli eserlerinden biri olup İbn Hacer bu çalışmasında hadisleri konularına göre düzenlemiş ve kitabına çeşitli müstahreclerden ilâvelerde bulunmuştur. Onun Humeydî’nin aynı adla anılan eserini ihtisar ettiği de belirtilmektedir. 14. et-Ta?lîk ?alâ Müstedreki’l-Hâkim. Zehebî’nin Telhîsü’l-Müstedrek’ine İbn Hacer’in yazdığı bazı notları ihtiva eden eserin bir nüshası Rabat’ta bulunmaktadır (el-Hizânetü’l-âmme, nr. 177f). 15. el-Mecâlis. Müellifin 193 imlâ meclisinde yazdırdığı hadisleri içine alan eserin talebesi Bikaî’nin el yazısıyla olan bir nüshası günümüze ulaşmıştır (Ziriklî, I, 178). 16. Takrîbü’l-garîb el-vâkı? fi’s-Sahîh. 818’de (1415) kaleme alınan bir cüz hacmindeki bu çalışmanın Kurtubî’den özetlendiği, ayrıca ona bazı ilâvelerde bulunulduğu belirtilmektedir. Eser Tefsîru garîbi’l-hadîs müretteben ?ale’l-hurûf adıyla yayımlanmıştır (Kahire 1950, 1954). 17. Muhtasarü’t-Tergib ve’t-terhîb li’l-Münzirî. Münzirî’nin derleyip sağlamlık derecelerini belirttiği hadislerin sahih olanlarının bir araya getirildiği eser 855 hadis ihtiva etmekte olup Muhammed Ali Subeyh (Kahire 1352/1933), Habîburrahman el-A‘zamî ve iki arkadaşı (Bombay [Nâsik] 1380/1960; Beyrut 1407/1987), Abdullah Haccâc (Kahire 1400/1979, 1402/1981, 1404/1983, 1409/1989) ve Muhammed el-Mecdûb (Kahire-Tunus 1400) tarafından yayımlanmış, ayrıca Tehzîbü’t-Tergib ve’t-terhîb adıyla da basılmıştır (Kahire 1413). 18. Bezlü’l-mâ?ûn fî fazli’t-tâ?ûn. Vebaya dair eserlerle hadis kitaplarında yer alan konuyla ilgili rivayetlerin derlendiği bir çalışmadır. İbn Hacer’in, kızları Fâtıma ile Galiye’yi vebadan kaybetmesi üzerine (819/1416) yazmaya başlayıp en büyük kızı Zeyn Hatun da aynı hastalıktan öldüğünde (833/1430) tamamladığı eser Ahmed İsâm el-Kâtib tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1411). Eseri Süyûtî senedlerini çıkararak Mâ revâhü’l-vâ?ûn fî ahbâri’t-tâ?ûn, talebesi Zekeriyyâ el-Ensârî Tuhfetü’r-râgıbîn fî beyâni emri’t-tavâ?în (Brockelmann, GAL, I, 82) adıyla ihtisar etmiştir.
İbn Hacer, İbn Abbas’ın Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri Cem?u ehâdîsi İbn ?Abbâs elletî semi?ahâ mine’n-nebî adıyla bir araya getirmiştir. Bazıları bu hadislerin dört ile yirmi arasında değiştiğini ileri sürmüşse de İbn Hacer, bunların sadece sahih ve hasen olanlarının kırktan fazla olduğunu belirtmiştir. Onun ayrıca Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî’nin Tuhfetü’l-habîb li’l-habîb bi’z-zevâ?id (bimâ zâde) ?ale’t-Tergib ve’t-terhîb’ine bir “münteka” yazdığı ve bunun Mebrûk İsmâil tarafından yayımlandığı (Kahire 1993) kaydedilmekte (Gilliot, XXII [1994], s. 314-315), muhtelif hocalarının rivayetlerinden derleyip onlara okuduğu cüzleri bulunduğu, Kütüb-i Sitte’ye dahil dört sünende yer alıp Sahîhayn’da bulunmayan sahih hadisleri derlemeye başlayıp ancak sekiz varak kadarını yazabildiği belirtilmekte (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 369), Efrâdü Müslim ?ale(?ani)’l-Buhârî ve el-Efrâdü’l-hisân min Müsnedi’d-Dârimî ?Abdillâh b. ?Abdirrahmân adlı çalışmalarından da söz edilmektedir.
B) İlelü’l-hadîs. 1. Taglîku’t-ta?lîk. Bazı eserlerde yanlış olarak Ta?lîku’t-ta?lîk diye zikredilen çalışmayı İbn Hacer henüz otuz yaşında iken 350 kadar kaynaktan (Taglîku’t-ta?lîk, I, 243-265; V, 442-473) faydalanarak yazmış ve 807’de (1404-1405) temize çekmiştir. Sahasının ilk ürünü kabul edilen eserde Sahîh-i Buhârî’nin tertibine uygun olarak ondaki merfû, mevkuf ve maktû bütün ta‘liklerin isnadları yanında ayrıca Buhârî’nin “tâbeahû fülân” veya “revâhü fülân” diyerek bir kısmını verdiği senedlerin muttasıl isnadlarını tesbit etmiştir. İbn Hacer bu çalışmasını önce et-Teşvîk ilâ vasli’l-mühim mine’t-ta?lîk, daha sonra et-Tevfîk li-vasli’l-mühim mine’t-ta?lîk adıyla ihtisar etmiş, ikinci ihtisarı Saîd Abdurrahman Mûsâ el-Kazekî tarafından beş cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut-Dımaşk-Amman 1405/1985). 2. el-Kavlü’l-müsedded fi’z-zebbi ?an Müsnedi Ahmed. Müellif bu eserini, İbnü’l-Cevzî’nin Kitâbü’l-Mevzû?ât’ında Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde mevzû olduğunu ileri sürdüğü on beş hadisin mevzû olmadığını ispat etmek üzere 819’da (1416) kaleme almıştır. Süyûtî, esere el-Kavlü’l-müsedded ve zeylühû ?aleyh adıyla bir zeyil yazarak el-Müsned’de mevzû olduğu söylenen diğer on beş hadisi de savunmuştur. el-Kavlü’l-müsedded Haydarâbâd-Dekken’de (1319, 1371/1951, 1400), Beyrut’ta (1404/1984), ayrıca Sââtî’nin el-Fethu’r-rabbânî’si ile birlikte Kahire’de (1377, 1981) yayımlanmış, Abdullah Muhammed ed-Dervîş de eseri müstakil olarak (Dımaşk-Beyrut 1985) ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inin sonunda (Beyrut 1411/1991, X, 489-554) neşretmiştir. 3. el-Vukuf ?alâ mâ fî Sahîhi Müslim mine’l-mevkuf. Sahîh-i Müslim’de mukaddime kısmı dışında mevkuf rivayet bulunmadığı görüşüne katılmayan İbn Hacer, eserde mevcut 192 mevkuf ve maktû rivayeti Zilhicce 803’te (Temmuz 1401) üç gün içinde derleyerek Sahîh-i Müslim’deki tertibe uygun şekilde bablara göre sıralamıştır. Eser Rebî‘ b. Hâdî Umeyr el-Medhalî (I-II, Medine 1404; I-II, Riyad 1408), Abdullah el-Leysî el-Ensârî (Beyrut 1406/1986) ve Ümmü Abdullah bint Mahrûs (Küveyt, ts.) tarafından yayımlanmıştır. 4. İntikadü’l-i?tirâz fi’r-red ?ale’l-?Aynî fî şerhi’l-Buhârî (İskatü’l-i?tirâz). Aynî’nin ?Umdetü’l-karî adlı eserinde Fethu’l-bârî’ye yönelttiği tenkitlerin önemli bir kısmına verilen cevapları ihtiva eden eseri Hamdî Abdülmecîd es-Silefî ve Subhî es-Sâmerrâî neşretmiştir (I-II, Riyad 1413/1993). 5. el-İstinsâr ?ale’t-tâ?ini’l-mi?sâr. Aynî’nin ?Umdetü’l-karî’nin mukaddimesinde İbn Hacer’e yönelttiği eleştirileri cevaplandırmak ve bu mukaddimedeki seksenden fazla yanlışı göstermek amacıyla yazılan bir eser olup (İbn Hacer, İntikadü’l-i?tirâz, I, 9) el-Cevâhir ve’d-dürer (I, 224) ve Îzâhu’l-meknûn’da (I, 69) olduğu gibi el-İstibsâr adıyla kaydedilmesi doğru değildir. 6. el-Mü?temen fî cem?i’s-sünen (el-Câmi?u’l-kebîr min süneni’l-beşîri’n-nezîr). Eserde çeşitli kaynaklardan seçilip bablara göre düzenlenen hadisler senedsiz olarak alınmış ve rivayet kusurları gösterilmiştir. Yaklaşık sekiz varak olduğu belirtilen eser İbn Hacer’in tamamlamaya fırsat bulamadığı çalışmalarından biridir. 7. et-Ta?lîk ?ale’l-Mevzû?ât li’bni’l-Cevzî. Ta?akkubât ?ale’l-Mevzû?ât olarak da kaydedilen eser (Hediyyetü’l-?ârifîn, I, 129), Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin el-Mevzû?ât’ında bulunup mevzû olmadığı söylenen rivayetler (Süyûtî’ye göre 300 kadar) hakkındadır. 8. Ta?rîfü’l-menhec bi-tertîbi (bi-ma?rifeti)’l-müdrec. Takrîbü’l-menhec diye de zikredilen (Keşfü’z-zunûn, I, 465) ve 807’de (1404-1405) tamamlanan eser, Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Fasl li’l-vasl el-müdrec fi’n-nakl’inin ihtisar edilmesi ve bir o kadar ilâvede bulunulmasıyla meydana gelmiştir. İbn Hacer’in aynı konuda Takvîmü’s-sinâd bi-müdreci’l-isnâd adlı bir eserinin daha bulunduğu belirtilmektedir (Süyûtî, Nazmü’l-?ikyân, s. 48). 9. el-Muharrec mine’l-müdebbec (el-Efnân fî rivâyeti’l-akrân). Bazı kaynaklarda el-Efnân fî rivâyeti’l-Kur?ân (İbnü’l-İmâd, VII, 272), el-İmtinân fî rivâyeti’l-akrân (Abdülhay el-Kettânî, I, 334) şeklinde kaydedilmesi yanlıştır. 10. et-Ta?rîc ?ale’t-tedbîc. Akran olan râvilerin birbirlerinden rivayetine (müdebbec) dair olan eser bazı kaynaklarda yanlış olarak et-Ta?rîc ?ale’t-tedrîc şeklinde yazılmıştır (Keşfü’z-zunûn, I, 420; İbnü’l-İmâd, VII, 272). 11. el-Mukterib fî beyâni’l-muztarib. Dârekutnî’nin ?İlelü’l-hadîs’inden derlenip ona ilâveler yapılmak suretiyle meydana getirilmiştir. 12. el-İntifâ? bi-tertîbi’l-?İlel li’d-Dârekutnî ?ale’l-envâ?. Eser Keşfü’z-zunûn’da (I, 175) el-İntifâ? bi-tertîbi’d-Dârekutnî ?ale’l-envâ? adıyla geçmektedir. Kaynaklarda İbn Hacer’in bu konuda ayrıca Nüzhetü’l-kulûb fî ma?rifeti’l-mübdel ve (mine)’l-maklûb (Cilâ?ü’l-kulûb fî ma?rifeti’l-maklûb), Mezîdü’n-nef? bi-ma?rifeti mâ rucciha fîhi’l-vakf ?ale’r-ref?, (el-)Beyânü’l-fasl limâ rucciha fîhi’l-irsâl ?ale’l-vasl ve bazı kaynaklarda Zehrü’l-mutavvel fî beyâni’l-hadîsi’l-mu?addel şeklinde yanlış yazılan (Keşfü’z-zunûn, II, 961) ez-Zehrü’l-matlûl fi’l-haberi(fî ma?rifeti)’l-ma?lûl, Şifâ?ü’l-galel fî beyâni’l-?ilel adlı eserleri bulunduğu zikredilmektedir.
C) Tariklerin Cem‘i. 1. Turuku hadîsi “Mâ?ü zemzem limâ şüribe leh”. Keylânî Muhammed Halîfe (Kahire, ts.) ve Fazlü Zemzem adlı kitabının sonunda (Mekke 1413/1993, s. 167-195) Sâid Bekdâş tarafından Cüz? fîhi’l-cevâb ?an hâli’l-hadîsi’l-meşhûr “Mâ?ü zemzem limâ şüribe leh” adıyla yayımlanmıştır. 2. Lâ tesübbû ashâbî (Beyrut 1408). 3. el-Bastu’l-mebsûs li-haberi’l-bürgus (Turuku hadîsi “Lâ tesübbü’l-bürgus”) Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nde bir nüshası bulunduğunu belirten Brockelmann risâlenin adını bir yerde (GAL, II, 82) el-Basîtü’l-mebsûs fî haberi’l-burgus, başka bir yerde (GAL Suppl., II, 74) el-Bezl ve’l-mebsûs fî haberi’l-burgus şeklinde yanlış olarak kaydetmiştir. 4. Nüzhetü’n-nâzır ve’s-sâmi? fî turuki hadîs es-sâ?imü’l-mecâmi?. Ramazan ayında oruçlu iken eşiyle ilişkiye girdikten sonra bu günahtan kurtulmanın yolunu araştıran sahâbîye dair olan cüzün bir nüshası el-Mektebetü’l-Ezheriyye’de bulunmaktadır (Mecmua, nr. 109, Mustalahu’l-hadîs). İbn Hacer Fethu’l-bârî’de bu çalışmasını özetlemiştir (IV, 193-204). 5. Lezzetü’l-?ayş bi-cem?i turuki “el-e?immetü min Kureyş” (Beyazıt Devlet Ktp., Mecmua, nr. 7951, vr. 35a-64b). 6. Hadîsü’l-mesh ?ale’l-huffeyn (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, Mecmua, nr. 109, vr. 37-51). 7. Hadîsü’l-gusl yevme’l-cum?a (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, Mecmua, nr. 109, vr. 129-155). Eserde, hadisi ünlü râvisi Nâfi‘den 120’den fazla kimsenin rivayet ettiği ortaya konmaktadır. 8. Hadîsü izâ lakite ahad min ümmetî fesellim ?aleyhi yetûl ?umruk (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 1075, Hadis 284, vr. 19-23). 9. Tuhfetü’l-müsterîz bi-mes?eleti’t-temhîz (mehiz). Kadınlarla normal olmayan şekilde ilişkiye girmeyi yasaklayan hadislerin tariklerinin incelendiği ve bu konuda sahâbe, tâbiîn ve diğer âlimlerin görüşlerinin tesbit edildiği bir çalışmadır.
İbn Hacer’in ayrıca, insanları sık sık ziyaret etmeme konusundaki hadise dair el-Enâre bi-tarîki hadîsi gıbbi’z-ziyâre (İbn Hacer, Fethu’l-bârî, X, 514) ve Tuhfetü’r-râ?iz bi-tahrîci hadîsi te?allemû el-ferâ?iz adlı eserleri bulunduğu ve “el-A‘mâlü bi’n-niyyât”; “Evle’n-nâs bî ekseruhüm aleyye salât”; “Hadîsü Câbir fi’l-baîr”; “İfk”; “İhtecce Âdem ve Mûsâ”; “Kabzu’l-ilm”; “el-Kudât selâse”; “Lev enne nehren bi-bâbi ahadiküm”; “Men benâ lillâhi mesciden”; “Men hafiza alâ ümmetî erbaîne hadîs”; “Men kezebe aleyye müteammiden”; “Men sallâ cenâzeten fe-lehû kirât”; “Meselü ümmetî meselü’l-matar”; “el-Miğfer”; “Naddarallâhü’m-reen”; “Salâtü’t-tesbîh”; “Yâ Abdarrah-mân lâ tes’eli’l-imâre”; “es-Sâdıku’l-masdûk”; “İnne imreetî lâ terüddü yede lâmis” hadislerini de tahrîc ettiği belirtilmektedir.
D) Etrâf Çalışmaları. 1. İthâfü’l-mehere bi-etrâfi’l-?aşere (İthâfü’l-mehere bi’l-fevâ?idi’l-mübtekire min etrâfi’l-?aşere). Eserde İmam Mâlik’in el-Muvatta?, İmam Şâfiî ile Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned, Dârimî’nin es-Sünen, İbnü’l-Cârûd’un el-Münteka, Ebû Avâne el-İsferâyînî’nin el-Müstahrec, Tahâvî’nin Şerhu Me?âni’l-âsâr, İbn Hibbân’ın es-Sahîh, Dârekutnî’nin es-Sünen ve Hâkim’in el-Müstedrek adlı kitapları, ayrıca İbn Huzeyme’nin dörtte biri günümüze ulaşan es-Sahîh’i yer almakta olup bir nüshası Millet Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Murad Molla, nr. 349-364). 2. İtrâfü’l-müsnedi’l-mu?telî bi-Etrâfi’l-Müsnedi’l-Hanbelî. Bu çalışmada önce Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’indeki sahâbî râviler ve bunlardan rivayette bulunanlar alfabetik olarak sıralanmış, ardından bu râvilerin uzun rivayetlerinin baş tarafından bir bölümü zikredilip hadisin Ahmed b. Hanbel’den o râviye kadar olan kısmının senedi verilmiştir. Müellifin önce İthâfü’l-mehere’nin içine aldığı, daha sonra müstakil bir kitap haline getirdiği eser, Semîr Emîn ez-Züheyrî tarafından el-Müsnedü’l-mu?telî bi-etrâfi’l-Müsnedi’l-Hanbelî (Riyad 1410), Züheyr b. Nâsır en-Nâsır tarafından Etrâfü Müsnedi’l-İmâm Ahmed b. Hanbel (Dımaşk-Beyrut 1414/1993) adıyla on cilt halinde yayımlanmış, Hz. Âişe’ye ait rivayetleri ihtiva eden kısmını da Ebû Mutî‘ Atâullah b. Abdülgaffâr es-Sindî Müsnedü ?Â?işe mine’l-müsnedi’l-mu?telî bi-etrâfi’l-Müsnedi’l-Hanbelî adıyla neşretmiştir (Kahire 1416/1995). 3. en-Nüketü’z-zırâf ?ale’l-Etrâf (el-İ?tirâf bi-evhâmi’l-etrâf). Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî’nin Kütüb-i Sitte’yi ve ayrıca üç eseri ihtiva eden Tuhfetü’l-eşrâf bi-ma?rifeti’l-etrâf’ında görülen bazı yanlışları düzeltmek amacıyla kaleme alınmış olup her iki eser Abdüssamed Şerefeddin tarafından birlikte yayımlanmıştır (I-XIV, Bombay 1965-1966). 4. el-İnâre fî etrâfi’l-Muhtâre (Etrâfü’l-Ehâdîsi’l-muhtâre). Ziyâeddin el-Makdisî’nin el-Ehâdîsü’l-muhtâre’sindeki hadislere dair olan eseri İbn Hacer Şâban 802’de (Nisan 1400) Dımaşk’a giderken kaleme almış, 806’daki (1403-1404) ikinci Yemen seyahati esnasında kaybetmiştir. Müellifin ayrıca Etrâfü’s-Sahîhayn (Tertîbü etrâfi’s-Sahîhayn), bablara göre düzenlediği bir cilt hacmindeki el-Fevâ?idü’l-mecmû?a bi-etrâfi’l-eczâ?i’l-mesmû?a, müsned tertibinde iki ciltlik bir çalışma olduğu belirtilen el-Eczâ? bi-etrâfi’l-eczâ? adlı eserleri mevcuttur.
E) Zevâid Çalışmaları. 1. el-Metâlibü’l-?âliye bi-zevâ?idi’l-mesânîdi’s-semâniye. Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, Müsedded b. Müserhed, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Ebû Ömer, Ahmed b. Menî‘, Abd b. Humeyd, Hâris b. Ebû Üsâme, İshak b. Râhûye (eserinin ancak yarısını görebilmiştir) ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin el-Müsned’lerinde bulunduğu halde Kütüb-i Sitte ile Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yer almayan 4702 hadisin konularına göre düzenlendiği bir eserdir. Çalışmaya esas alınan eserlerin bir kısmının günümüze kadar gelmemiş olması sebebiyle değeri daha da artan el-Metâlibü’l-?âliye Habîbürrahman el-A‘zamî tarafından dört (Küveyt 1390-1393/1970-1973, 1393/1973), Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından son cildi fihrist olmak üzere beş cilt (Beyrut 1407/1987) halinde yayımlanmıştır. Ayrıca Ömer b. Garâme el-Amravî, el-Etrâfü’s-seniyye li-Mecma?i’z-zevâ?id ve’l-Metâlibi’l-?âliye adlı hacimli çalışmasında (Riyad 1406) eserin fihristini hazırlamıştır. 2. Muhtasaru Zevâ?idi Müsnedi’l-Bezzâr ?ale’l-Kütübi’s-Sitte ve Müsnedi Ahmed. 808’de (1405-1406) tamamlanan ve çeşitli kaynaklarda “el-Müntehab”, “el-Muhtâr”, “Tecrîd”, “Zevâid” kelimeleriyle başlayarak yukarıdakine yakın adlarla zikredilen eserde Heysemî’nin Keşfü’l-estâr ?an Zevâ?idi’l-Bezzâr’ındaki 3700 kadar hadis senedleri ve metinleri ihtisar edilerek 2341’e indirilmiş, rivayet sırasında meydana gelen illetler belirtilmiş, günümüze ulaşmayan hadis kitaplarından nakiller yapılmış, ayrıca başta Heysemî olmak üzere bazı muhaddislerin hadisler ve râviler hakkındaki değerlendirmeleri eleştirilmiştir. Sabrî b. Abdülhâlik Ebû Zer tarafından yayımlanan (I-II, Beyrut 1412/1992) eser üzerinde Abdullah Murâd Ali el-Müntehab min Zevâ?idi’l-Bezzâr ?ale’l-Kütübi’s-Sitte ve Müsnedi Ahmed adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1405, Medine, el-Câmiatü’l-İslâmiyye). 3. Ziyâdâtü ba?zı’l-muvatta?ât ?alâ ba?z. Müsned tertibindeki bu çalışmanın bir nüshası Mektebetü’l-Ezher’de bulunmaktadır (Mecmua, nr. 109, vr. 107-122).
İbn Hacer’in ayrıca Zevâ?idü’l-Edebi’l-müfred li’l-Buhârî ?ale’s-sitte, Zevâ?idü Müsnedi’l-Hâris b. Ebî Üsâme ?ale’s-sitte ve Ahmed, Zevâ?idü Müsnedi Ahmed b. Menî? ve pek az bir kısmını yazabildiği Zevâ?idü’l-kütübi’l-erba?a mimmâ hüve sahîh (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 409) adlı çalışmaları ile Tâceddin es-Sübkî’nin Tabakatü’ş-Şâfi?iyyeti’l-vüstâ’sı üzerine bir zevâidi bulunmaktadır.
F) Tahrîc Çalışmaları. 1. Netâ?icü’l-efkâr fî tahrîci ehâdîsi’l-Ezkâr (Tahrîcü’l-Ezkâr, el-Emâlî, Emâli’l-Ezkâr, el-Emâli’l-hadîsiyye). Nevevî’nin el-Ezkâr’ında yer alan hadislerin tahrîc edildiği eseri İbn Hacer 7 Safer 837’den (23 Eylül 1433) 15 Zilkade 852’ye (10 Ocak 1449) kadar 660 mecliste talebelerine imlâ etmiş, eksik kalan kısımları Sehâvî el-Kavlü’l-bâr fî tekmileti tahrîci’l-Ezkâr adıyla (Abdülhay el-Kettânî, II, 990) tamamlamıştır. Beş cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Rabat’ta bulunmaktadır (el-Hizânetü’l-âmme, nr. 114 f). Kitabın Kahire’deki Baybarsiyye Medresesi’nde imlâ edilmesi sebebiyle el-Baybarsiyye (el-Emâli’l-Mısriyye el-Baybarsiyye) diye de anılan ve Bikaî tarafından rivayet edilen 193-463. meclislerinin bir nüshası Köprülü (Mecmua, nr. 251, vr. 1a-216b), diğer bir nüshası da Millet Kütüphanesi’ndedir (Feyzullah Efendi, nr. 265, 273 varak). Köprülü Kütüphanesi’nde ayrıca müellifin iki imlâ meclisinde yazdırdıkları Meclisâni min emâlî İbn Hacer adıyla yer almaktadır (Mecmua, nr. 427, vr. 7b-12a). Hamdî b. Abdülmecîd es-Selefî, 71-150. meclisleri ihtiva eden eserin II. cildini el-Emâli’l-mutlaka adıyla neşretmiş (Bağdat 1406/1986; Beyrut 1416/1995), ayrıca ilk yarısını Abdullah b. Sâlih ed-Devserî, ikinci yarısını Abdullah b. Ali el-Cüaysin yüksek lisans tezi olarak tahkik etmiştir (1407, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye, Usûlü’d-dîn, es-Sünne ve ulûmühâ). İbn Allân’ın el-Fütûhâtü’r-rabbâniyye ?ale’l-Ezkâri’n-Neveviyye’si (I-VII, Kahire 1348/1929) Netâ?icü’l-efkâr’dan pek çok nakil ihtiva etmektedir. 2. Muvâfakatü’l-hubri’l-haber fî tahrîci ehâdîsi’l-Muhtasar (Tahrîcü ehâdîsi [esânîdi] Muhtasari İbni’l-Hâcib, el-Emâli’l-muharrece ?alâ Muhtasari İbni’l-Hâcib el-Aslî). İbn Hacer, Cemâleddin İbnü’l-Hâcib’in Müntehe’s-sûl ve’l-emel fî ?ilmeyi’l-usûl ve’l-cedel’ini önce Muhtasarü’l-Müntehâ adıyla ihtisar etmiş, daha sonra Muvâfakatü’l-hubri’l-haber adıyla hadislerini tahrîc edip bunları 230 mecliste imlâ etmiş ve 17 Receb 836’da (9 Mart 1433) çalışmasını tamamlamıştır. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî ile Subhî es-Sâmerrâî’nin yayımladığı eserin (I-II, Riyad 1412/1991, 1414/1993) ilk 104 meclisi üzerinde Abdullah b. Ahmed b. Süleyman el-Hamed Muvâfakatü’l-hubri’l-haber fî tahrîci âsâri’l-Muhtasar adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1404, el-Câmiatü’l-İslâmiyye ed-Dirâsâtü’l-ulyâ Şu‘betü’l-hadîs [Medine]). 3. el-İstidrâk ?alâ şeyhihi’l-?Irâki fî tahrîci’l-İhyâ?. Zeynüddin el-Irâki’nin İhyâ?ü ?ulûmi’d-dîn’deki hadisleri tahrîc etmek üzere kaleme aldığı üç kitabın en küçüğü olan el-Mugnî ?an hamli’l-esfâr fi’l-esfâr fî tahrîci mâ fi’l-İhyâ?i mine’l-ahbâr’da gözden kaçan bazı hususların tamamlanması için yazılmıştır. 4. Tesdîdü’l-kavs fî muhtasarı (etrâfi, tertîbi) Müsnedi’l-Firdevs (Tesdîdü’l-kavs zehrü’l-Firdevs). Şîrûye b. Şehredâr ed-Deylemî’nin 9056 hadis ihtiva eden Firdevsü’l-ahbâr’ındaki rivayetlerin senedlerini tesbit edip esere 5000 hadis ekleyen oğlu Şehredâr ed-Deylemî’nin kaleme aldığı Müsnedü’l-Firdevs’in muhtasarıdır. Kitabın Zehru Müsnedi’l-Firdevs (Zehrü’l-Firdevs) adıyla Millet Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunan (Murad Molla, nr. 393) nüshasında görüldüğü üzere İbn Hacer bu çalışmasında Müsnedü’l-Firdevs’in baş tarafından bir kısım rivayetlerin tahrîcini de yapmış, hadisleri yeniden alfabetik sıraya koyarak bazı ilâve ve tashihlerde bulunmuştur. Eser Fevvâz Ahmed Zemirlî tarafından Firdevsü’l-ahbâr ile birlikte yayımlanmıştır (I-V, Beyrut 1987). İbn Hacer, Müsnedü’l-Firdevs üzerinde el-Garâ?ibü’l-mültekata min Müsnedi’l-Firdevs (el-Mültekat min Müsnedi’l-Firdevs) adıyla bir çalışma daha yapmış olup (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 199, 200, 201 [I, II ve IV. ciltler]) bu eserde Müsnedü’l-Firdevs’in meşhur hadis kitaplarında yer almayan garîb rivayetlerini bir araya getirmiştir. Onun Zevâ?idü’l-Firdevs adlı bir eserinden daha söz edilmekte, Mustafa Sî Ya‘kub’un bu eser üzerinde Tesdîdü’l-kavs fî tertîb ve Müsnedi’l-Firdevs: tahkik ve dirâse 700 hadîs adıyla bir doktora çalışması yaptığı (1406, el-Câmiatü’l-İslâmiyye [Medine]) belirtilmektedir. 5. Telhîsü’l-habîr fî tahrîci ehâdîsi’r-Râfi?iyyi’l-kebîr (et-Temyîz fî tahrîci ehâdîsi’l-Vecîz, et-Telhîsü’l-habîr fî tahrîci ehâdîsi’ş-şerhi’l-Vecîzi’l-kebîr). Gazzâlî’nin el-Vecîz adlı fıkıh kitabına Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî tarafından yazılan eş-Şerhu’l-kebîr’deki (Fethu’l-?azîz) hadislerin tahrîcine dair olan eser 21 Şevval 812’de (26 Şubat 1410) tamamlanmış, 820’de (1417) esere son şekli verilmiştir. Telhîsü’l-habîr’in Hindistan’da taş baskısı yapılmış (1303), daha sonra Seyyid Abdullah Hâşim el-Yemânî (I-IV, Kahire 1384/1964, iki mücelled) ve Şa‘bân Muhammed İsmâil (I-IV, Kahire 1399/1979) tarafından neşredilmiş, ayrıca Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Mühezzeb’i ile birlikte yayımlanmıştır (I-XX, baskı yeri ve tarihi yok). Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî Fihrisü ehâdîsi Telhîsi’l-habîr (Beyrut 1406/1986) ve Abdurrahman Dımaşkıyye Tertîbü ehâdîs ve âsâri Telhîsi’l-habîr (Riyad 1407/1987) adıyla eserdeki rivayetlerin fihristini yayımlamışlardır. 6. ed-Dirâye fî tahrîci (telhîsi, müntehabi) ehâdîsi’l-Hidâye. Burhâneddin el-Merginânî’nin el-Hidâye’sindeki hadisleri tahrîc etmek üzere Cemâleddin Abdullah b. Yûsuf ez-Zeylaî’nin kaleme aldığı Nasbü’r-râye’nin 827’de (1424) yapılmış muhtasarıdır. 1085 hadisi senedleri ve metinleriyle birlikte veren, bunların sağlamlık dereceleri hakkında geniş bilgiler ihtiva eden eser Delhi (1299, 1327) ve Leknev’de (1301), ayrıca Abdullah Hâşim el-Yemânî tarafından Kahire’de (I-II, Kahire 1384/1964; Beyrut, ts.) yayımlanmış, Riyâz Abdullah Abdülhâdî Fehârisü’d-Dirâye fî tahrîci ehâdîsi’l-Hidâye (Beyrut 1408/1988) adıyla eserin fihristini hazırlamıştır. 7. el-Kâfi’ş-şâf fî tahrîci ehâdîsi’l-Keşşâf. Eserde, Zemahşerî’nin el-Keşşâf ?an haka?iki’t-tenzîl adlı tefsirinde lafızlarına işaretle yetinilen merfû hadislerle Zeylaî’nin bu eser üzerindeki tahrîc çalışmaları sırasında temas etmediği merfû hadisler ve mevkuf rivayetler tahrîc edilmiştir. 821 (1418) yılında tamamlanan, 398 rivayetin tahrîc edildiği eser el-Keşşâf’ın IV. cildinin sonunda yayımlanmıştır (Beyrut 1366/1947). İbn Hacer’in buna et-Tahrîcü’l-vâf bi-âsâri’l-Keşşâf adıyla bir zeyil yazmaya başladığı, fakat eseri tamamlayamadığı belirtilmektedir. 8. Hidâyetü’r-ruvât ilâ tahrîci ehâdîsi’l-Mesâbîh ve’l-Mişkât. Ferrâ el-Begavî’nin Mesâbîhu’s-sünne’sine Hatîb et-Tebrîzî’nin bir üçüncü bab ekleyerek telif ettiği Mişkâtü’l-Mesâbîh’teki 6285 hadisin kaynaklarının gösterilip değerlendirildiği bir eser olup Süleymaniye (Hamidiye, nr. 410) ve Topkapı Sarayı Müzesi (III. Ahmed, nr. 477) kütüphanelerinde nüshaları vardır. 9. el-Ehâdîsü’l-mevzû?a el-vâride fî Mesâbîhi’s-sünne li’l-Begavî (el-Ecvibe ?an ehâdîs vaka?at fî Mesâbîhi’s-sünne ve vusıfet bi’l-vaz?). 850 (1446) yılının sonunda kaleme alınan bu risâlede Mesâbîhu’s-sünne’de mevzû olduğu ileri sürülen on sekiz hadis savunulmakta ve bunların sıhhat derecesi belirtilmektedir. Eser, Ecvibetü’l-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî ?an ehâdîsi’l-Mesâbîh adıyla Mesâbîhu’s-sünne’nin baş tarafında (I, 77-96), aynı adla Mişkâtü’l-Mesâbîh’in (I-III, nşr. Nâsırüddin el-Elbânî, Beyrut-Dımaşk 1382/1962, 1399/1979) sonunda (III, 1773-1792), Ecvibetü’l-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî ?alâ risâleti’l-Kazvînî havle ba?zı ehâdîsi’l-Mesâbîh adıyla Ali el-Karî’nin Mirkatü’l-mefâtîh’inin (I-X, nşr. Sıdki Muhammed Cemîl el-Attâr, Beyrut 1412/1992) I. cildinde (I, 535-550) yayımlanmıştır. Amr b. Abdülmün‘im, eser üzerinde en-Nakdü’s-sarîh li-ecvibeti’l-Hâfız İbn Hacer ?an ehâdîsi’l-Mesâbîh adlı bir çalışma yapmıştır (Kahire-Cidde 1414). 10. Tahrîcü’l-ehâdîsi’n-nebeviyye el-münkatı?a fi’s-Sîreti’l-Hişâmiyye (Tahrîcü’l-ehâdîs fi’s-sîreti’n-nebeviyye el-Hâşimiyye, Tahrîcü’l-ehâdîsi’l-münkatı?a fi’s-sîreti’l-Hâşimiyye; bk. Abdülhay el-Kettânî, I, 334).
İbn Hacer’in aynı konuda yarım kalmış eserleri de şunlardır: el-?Ucâb fî tahrîci mâ yekulü fîhi’t-Tirmizî “ve fi’l-bâb” (el-Lübâb fî şerhi kavli’t-Tirmizî “ve fi’l-bâb” da muhtemelen aynı eserdir), Tahrîcü ehâdîsi Muhtasari’l-Kifâye, ed-Dâ?i’l-beşîr li-tahrîci ehâdîsi İbn Beşîr, Tahrîcü ehâdîsi Şerhi’t-Tenbîh li’z-Zenkelûnî (a.g.e., I, 336).
G) Âlî İsnad Çalışmaları. 1. el-?Uşâriyyât (el-?Aşeretü’l-?Uşâriyye). 1000’e yakın âlî isnadlı hadisin bir araya getirildiği eserin iki nüshası el-Hizânetü’t-Teymûriyye’de bulunmaktadır (Hadis, nr. 189, 399). 2. Nazmü’l-le?âlî bi’l-mi?eti’l-?avâlî (el-Mi?etü’l-?uşâriyyât li’t-Tenûhî). Müellifin İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî’den rivayet ettiği uşârî hadislerden 100’ünü ihtiva eden eser Kemâl Yûsuf el-Hût tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1410/1990). İbn Hacer’in aynı kişiden yaptığı rivayetleriyle ilgili Mütebâyinâtü’t-Tenûhî adlı bir eserinden daha söz edilmektedir. 3. es-Sittûne’l-?Uşâriyye (el-?Uşâriyyâtü’s-sittûn). Zeynüddin el-Irâki’nin Kütüb-i Sitte’de yer almayan sahih, hasen ve garîb derecesindeki on râvili kırk rivayeti bir araya getirdiği Kitâbü’l-Erba?în el-?uşâriyye adlı eserine, yine Irâki’den derlenmiş aynı nitelikte altmış rivayetin eklenmesiyle meydana getirilen bir çalışmadır. İbn Hacer’in âlî isnada dair çalışmaları arasında el-?Avâli’t-tâliye li’l-mi?eti’l-?âliye de (el-Erba?ûne’t-tâliye li’l-mi?eti’l-?uşâriyye) zikredilmektedir.
Müellifin, âlî isnadın beş türünden biri olan nisbî uluvvün çeşitlerinden bedel ve muvafakate dair kaynaklarda zikredilen eserleri şunlardır: Bugyetü’r-râvî bi-ebdâli’l-Buhârî, el-Ebdâlü’l-?avâlî min Ebî Dâvûd et-Tayâlisî, Ebdâlü ?Abd b. Humeyd ve muvâfakatühû, el-Ebdâlü’l-?avâlî ve’l-muvâfakatü’l-hisân min Müsnedi’d-Dârimî ?Abdillâh b. ?Abdirrahmân, Kasım b. Fazl es-Sekafî’nin on cüz hacmindeki es-Sekafiyyât’ından derlediği el-Ebdâlü’s-safiyyât mine’s-Sekafiyyât, Ebü’l-Hasan Ali b. Hasan el-Hilaî’nin el-Hile?iyyât’ından 100 hadis seçerek meydana getirdiği el-Ebdâlü’l-?aliyyât mine’l-Hile?iyyât ve ?Avâlî Müslim (aş. bk.).
H) Kırk Hadis Çalışmaları. 1. el-İmtâ? bi’l-erba?îne’l-mütebâyineti (bi-şarti)’s-semâ?. İbn Hacer, 808’de (1405) bir hafta içinde kaleme alıp aynı yıl talebelerine imlâ ettiği bu eserinde kendisinin semâ yoluyla ve âlî isnadla kırk ayrı hocasından duyduğu, onların da kırk ayrı sahâbîden rivayet ettikleri kırk beş hadisi derlemiş, ayrıca bu hadislerin Kütüb-i Sitte ile dört mezhep imamının eserlerinde bulunması gibi şartları da gözetmiş ve hadislerin sağlamlık derecesini belirtmiştir. Müellif eserini 832’de (1429) hadislerin çeşitli tariklerinden sadece birini zikrederek ihtisar etmiş, Muhammed b. Ebû Bekir b. Cemâa da eser üzerinde ihtisar çalışması yapmıştır. el-İmtâ? Selâhaddin Makbûl Ahmed (Küveyt 1408/1988), Muhammed Şekûr el-Meyâdînî (Devha 1409/1989), Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire, ts.) ve Ebû Abdullah Muhammed Hasan İsmâil eş-Şâfiî (Beyrut 1418/1997) tarafından yayımlanmıştır. 2. ?Avâlî Müslim: erba?ûne hadîs müntekat min Sahîhi Müslim (el-Erba?ûne’l-?âliye li-Müslim ?ale’l-Buhârî fî Sahîhayhimâ). Sahîhayn’da bulunup Müslim’in Buhârî’ye göre bir râvi ile âlî olarak rivayet ettiği kırk hadisin derlendiği eseri Muhammed el-Meczûb (Tunus 1393/1973) ve Kemâl Yûsuf el-Hût (Beyrut 1405/1985) neşretmiştir. 3. el-Erba?ûn fî red?i’l-mücrim ?an sebbi’l-müslim (Red?u’l-mücrim fi’z-zebbi ?an ?ırzı’l-müslim). Bazı âlimlerin müellife yaptığı haksızlıklar üzerine Receb 851’de (Eylül 1447) kaleme alınan eser Şeyh el-Huveynî es-Selefî (Beyrut 1406/1986) ve Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire 1989) tarafından yayımlanmıştır. 4. Tahrîcü’l-Erba?îne’n-Neveviyye bi’l-esânîdi’l-?aliyye. İbn Hacer’in 800 (1398) yılında Aden’de okuttuğu bir eser olup onun el-Erba?ûne’n-Neveviyye’yi şerhettiği de söylenmektedir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 410). 5. el-Erba?ûne’l-mühezzebe bi’l-ehâdîsi’l-mülakkabe. İbn Hacer’in Yemen’de bulunduğu sırada, Nefîsüddin Süleyman b. İbrâhim el-Alevî et-Taizzî’nin isteği üzerine kendi rivayetlerinden bir günde derlediği eseridir. 6. Ziyâ?ü’l-eyyâm (enâm) bi-?avâlî şeyhi’l-İslâm el-Bulkinî. Ömer b. Raslân el-Bulkinî’nin kırk şeyhinden âlî isnadla dinlediği kırk hadis mecmuasıdır. 7. el-Erba?ûne’l-müctâze ?an şüyûhi’l-icâze. Hocası Ebû Bekir b. Hüseyin el-Merâgi adına onun kırk hocasından derlediği kırk hadis mecmuasıdır. 8. el-Erba?ûne’l-müntekat min ?avâlî el-Leys b. Sa?d. Müellifle arasında sekiz râvi bulunan Leys b. Sa‘d’ın âlî rivayetlerinden derlenmiş bir risâledir. İbn Hacer’in bunlardan başka el-Erba?ûn min mesmû?i İbni’d-Dâ?im mine’t-Tergib li’t-Teymî, Erba?ûn hadîs mine’l-vuhdân min Müsnedi Ahmed b. Hanbel adlı eserleri de bulunmaktadır.
I) Hadis Usulü. 1. Nuhbetü’l-fiker*. İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’nin, hadis ilimlerini altmış beş nevi halinde incelediği Mukaddime’sinin buna kırk nevi daha eklenerek yapılmış bir muhtasarı olup 812’de (1409) tamamlanmış ve müellifi tarafından 818’de (1415) Nüzhetü’n-nazar fî tavzîhi Nuhbeti’l-fiker adıyla şerhedilmiştir. Nuhbetü’l-fiker ve Nüzhetü’n-nazar (nşr. W. Nassau v.dğr., Calcutta 1862, ikisi birlikte) zamanla büyük kabul görmüş, ders kitabı olarak okutulmuş, üzerine şerhler, hâşiyeler ve muhtasarlar yazılmış, manzum hale getirilmiş ve çeşitli dillere tercüme edilmiştir. 2. Risâle fî mustalahâti ehli’l-hadîs. Eserin iki varaktan ibaret baş tarafı eksik bazı nüshaları Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’dedir (Mecmua, Timur, nr. 126; Mecmua, Tal‘at, nr. 255). 3. el-İfsâh bi-tekmîli’n-Nüket ?alâ İbni’s-Salâh (en-Nüket ?alâ ?Ulûmi’l-hadîs). Irâki’nin et-Takyîd ve’l-îzâh’ındaki (Nüketü İbni’s-Salâh) elli kadar görüşüne İbn Hacer’in yönelttiği bazı tenkitleri ihtiva etmekte olup Rebî‘ b. Hâdî Umeyr, eser üzerindeki doktora çalışmasında (1400/1980, Câmiatü Ümmi’l-kurâ, Külliyetü’ş-şerîa ve’d-dirâsâtü’l-İslâmiyye) İbn Hacer’in İbnü’s-Salâh’a ve Irâki’ye yönelttiği eleştirilerini de tesbit ederek eseri en-Nüket ?alâ Kitâbi’bni’s-Salâh adıyla yayımlamış (I-II, Medine 1984; I-II, Riyad 1988), kitabı Mes‘ûd Abdülhamîd es-Sa‘denî de aynı adla neşretmiştir (Beyrut 1414/1994). İbn Hacer’in el-İstidrâk ?alâ Nüketi İbni’s-Salâh adıyla anılan eseri de bu kitap olmalıdır. 4. en-Nüket ?ale’l-Elfiyye. Irâki’nin el-Elfiyye’si üzerindeki bazı görüş ve tenkitleri ihtiva eden eser yarım kalmıştır (Süyûtî, Nazmü’l-?ikyân, s. 47). 5. Muhtasaru (Telhîsu) ?ilmi’l-veşy fîmen yervî ?an ebîhi ?an ceddih. Alâî’nin el-Veşyü’l-mu?lem fîmen yervî ?an ebîhi ?an ceddihî ?ani’n-nebiyyi sallallahü ?aleyhi ve sellem adlı eserinin muhtasarı olup önemli ilâveler de ihtiva etmektedir. 6. Nüzhetü’s-sâmi?în fî rivâyeti’s-sahâbe mine’t-tâbi?în. Hatîb el-Bağdâdî’nin bir cüzden ibaret olduğu söylenen Rivâyetü’s-sahâbe mine’t-tâbi?în adlı eserinin muhtasarıdır.
İbn Hacer’in ayrıca Dârekutnî’nin et-Tashîf (Tashîfü’l-muhaddisîn) adlı eserinin muhtasarı olan Telhîsü’t-Tashîf’inden söz edilmiştir (a.g.e., s. 49). Bazı kataloglarda (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76; Köprülü Ktp., Mecmua, nr. 715/11, vr. 132-151) müellife nisbet edilen ve İstanbul’da çeşitli kütüphanelerde nüshaları bulunan Riyâzü’l-ezhâr fî cilâ?i’l-ebsâr ise Şehâbeddin Sivâsî’ye aittir.
J) Ricâlü’l-hadîs. 1. el-İsâbe* fî temyîzi’s-sahâbe. Mükerrerleriyle birlikte 12.300 kadar biyografiyi ihtiva etmesi sebebiyle sahasının en kapsamlı kitabı olan eserin çeşitli baskıları arasında Mevlevî Muhammed Vecîh, Abdülhak, Gulâm Kadîr ve A. Srenger tarafından yapılan neşirle (I-IV, Kalküta 1270-1291/1853-1874) Ali Muhammed el-Bicâvî’nin neşri (I-VIII, Kahire 1390-1392/1970-1972, 1413/1992) zikredilebilir. 2. Tehzîbü’t-Tehzîb*. Türünün en önemli çalışması olan eserde Mizzî’nin Kütüb-i Sitte râvilerine dair Tehzîbü’l-Kemâl fî esmâ?i’r-ricâl’i ihtisar edilmiş ve esere hacminin üçte biri kadar ilâvede bulunulmuştur. Eser Haydarâbâd-Dekken’de (I-XII, 1325-1327; Beyrut 1388/1968) ve Beyrut’ta (I-VI, 1412/1991) yayımlanmıştır. 3. Takrîbü’t-Tehzîb. Tehzîbü’t-Tehzîb’in muhtasarı olup 827 (1424) yılında tamamlanan eserde ayrıca Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred, Halku ef?âli’l-?ibâd, Cüz?ü’l-kırâ?e ve Ref?u’l-yedeyn; Müslim’in Mukaddime; Ebû Dâvûd’un el-Merâsîl, Fezâ?ilü’l-ensâr, Nâsihu’l-Kur?ân ve mensûhuh, Kitâbü’l-Kader, et-Teferrüd fi’s-sünen, Mesâ?ilü’l-İmâm Ahmed b. Hanbel ve Müsnedü Mâlik; Tirmizî’nin Şemâ?ilü’n-nebî; Nesâî’nin Müsnedü ?Alî, Müsnedü Mâlik, ?Amelü’l-yevm ve’l-leyle, Hasâ?isu ?Alî ve İbn Mâce’nin Kitâbü’t-Tefsîr adlı eserlerindeki toplam 8826 râvinin çok kısa biyografileri verilmektedir. Sonunda kadınlara dair bir bölümün de yer aldığı Takrîbü’t-Tehzîb Leknev’de (1271, taşbaskı), Delhi’de (1308, 1320), Abdülvehhâb Abdüllatîf tarafından Kahire-Medine’de (I-II, 1380/1960; I-II, Beyrut 1395/1975) ve İrşâdü’l-hak Eserî tarafından Lahor’da (1985), değişik adlarla mükerrer olarak zikredilen yüzlerce râvinin eserde hangi numaralarla gösterildiğini belirten titiz bir çalışma ile birlikte Muhammed Avvâme tarafından Halep’te (1406/1986, 1408/1988, 1411/1991) ve Mustafa Abdülkadir Atâ tarafından Beyrut’ta (1413/1993) yayımlanmıştır. Kitap üzerinde Mevlevî Emîr Ali’nin Tak?îbü’t-Takrîb adlı bir çalışması vardır (Leknev 1934, 1356/1937). 4. Lisânü’l-Mîzân*. Zehebî’nin zayıf râvilere dair Mîzânü’l-i?tidâl’inin hem muhtasarı hem de zeyli ve ikmali mahiyetinde olan eser Haydarâbâd Dekken’de neşredilmiştir (I-VII, 1329-1331; Beyrut 1390/1971). 5. Ta?cîlü’l-menfa?a bi-zevâ?idi ricâli’l-e?immeti’l-erba?a. Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî’nin, Mizzî’nin Tehzîbü’l-Kemâl’ini ihtisar edip İmam Mâlik’in el-Muvatta?ı ile Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Hanîfe’nin el-Müsned’lerindeki râvileri de ekleyerek meydana getirdiği et-Tezkire fî (bi-ma?rifeti) ricâli’l-kütübi’l-?aşere’ye dayanan bir çalışma olup et-Tezkire’deki râvilerden Tehzîbü’t-Tehzîb’de bulunanlar inceleme dışı bırakılmış ve dört mezhep imamının eserlerindeki râviler bir araya getirilip bunlar hakkında Hüseynî’nin verdiği bilgiler düzeltilip tamamlanmıştır. Ayrıca Hüseynî’nin Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’indeki râvilerden Tehzîbü’l-Kemâl’de bulunmayanları bir araya getirdiği el-İkmâl’inde, el-İkmâl’i tamamlamak üzere Nûreddin el-Heysemî’nin kaleme aldığı cüzde ve İbnü’l-Irâki’nin Zeylü’l-Kâşif’inde görülen tashihe muhtaç hususlar üzerinde de durulmuştur. 330 kadar kaynaktan faydalanılarak (İbn Hacer, Ta?cîlü’l-menfa?a, I, 62-102) 826’da (1423) tamamlanan, ilk isimlerine göre alfabetik olarak sıralanmış 1727 (veya 1732) râvi hakkında bilgi verilen eser önce Haydarâbâd’da basılmış (1322/1904, 1324/1906; Beyrut, ts.), daha sonra Abdullah Hâşim Yemânî el-Medenî (Kahire 1386/1966), Eymen Sâlih Şa‘bân (Beyrut 1416/1996) ve İkrâmullah İmdâdülhak (I-II, Beyrut 1416/1996) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer, Hüseynî’nin et-Tezkire’si ile İbnü’l-Irâki’nin Zeylü’l-Kâşif’inde gördüğü hataları ayrıca bir cüzde toplamış ve 833’te (1430) tamamladığı bu çalışmasına el-Evhâm elletî vaka?at li’l-Hüseynî ve Ebî Zür?a (el-Cevâbü’l-celîli’l-vak?a fîmâ yüraddü ?ale’l-Hüseynî ve Ebî Zür?a) adını vermiştir. 6. Ta?rîfü ehli (üli)’t-takdîs bi-merâtibi’l-mevsûfîne bi’t-tedlîs (Tabakatü’l-müdellisîn). Alâî’nin Câmi?u’t-tahsîl fî ahkâmi’l-merâsîl’i ihtisar edilip ona önemli ilâveler yapılmak suretiyle meydana getirilmiş, 152 müdellisin yer aldığı bir eser olup 815’te (1412) tamamlanmıştır. Daha sonra da bazı ilâvelerin yapıldığı eser Kahire’de basılmış (1322/1904), ayrıca Tâhâ Abdürraûf Sa‘d (Kahire 1398/1978), Âsım b. Abdullah el-Kureyvitî (Zerka 1403/1983), Abdülgaffâr Süleyman el-Bündârî ve Muhammed Ahmed Abdülazîz (Beyrut 1405/1984; 1407/1987), Muhammed Zeynhüm Muhammed Azb (Kahire 1407/1986), Ahmed b. Ali Seyr el-Mübârekî (Riyad 1413/1993) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer’in bu konuda ayrıca Cüz? fî esmâ?i’l-müdellisîn adlı bir kitabı bulunduğu söylenmektedir. 7. el-Îsâr bi-ma?rifeti ruvâti’l-Âsâr. Hanefî âlimlerinden birinin isteği üzerine (a.g.e., I, 244) Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin el-Âsâr’ındaki râvilerin önce isimlerine, sonra künyelerine göre alfabetik olarak sıralandığı eserde fazla tanınmayan şahsiyetlerle kadın râvilere de yer verilmiş, Tehzîbü’t-Tehzîb’de bulunanlara işaret etmekle yetinilmiş, diğerleri bazan uzunca biyografileriyle tanıtılmıştır. 265 râvi hakkında bilgi verilen ve hazırlanmasına 813’te (1410) başlanan eser yirmi yılda tamamlanabilmiştir. Süleyman b. Abdülazîz el-Ureynî tarafından üzerinde yüksek lisans çalışması (1401, el-Câmiatü’l-İslâmiyye ed-Dirâsâtü’l-ulyâ [Medine]) yapılarak Karaçi’de yayımlanan eseri (1411) Ebû Mus‘ab Muhammed Saîd el-Bedrî (Beyrut 1411/1991), Seyyid Hasan Kesrevî (Beyrut 1413/1993) ve Mes‘ad Abdülhamîd Muhammed es-Sa‘denî de (Kahire, ts.) neşretmiştir. 8. Tebsîrü’l-müntebih bi-tahrîri’l-Müştebih. Zehebî’nin el-Müştebih fi’r-ricâl’inde isimlerin okunuşu gösterilmediği ve eser muhtasar tutulduğu için yapılan hataları düzeltmek, kelimelerin doğru okunmasını sağlamak ve el-Müştebih’te bulunmayan bazı isimleri ilâve etmek amacıyla kaleme alınan alfabetik bir eser olup türünün en muhtevalı çalışmasıdır (Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî, II, 298). Eserde megazî, siyer ve tarih kitaplarında geçen Câhiliye devri şair ve kahramanlarının adları da zikredilmiştir. İbn Hacer’in on beş kitaptan faydalanarak (Tebsîrü’l-müntebih, IV, 1511-1513) 816’da (1413) tamamladığı eser Ali Muhammed el-Bicâvî ve Muhammed Ali en-Neccâr tarafından Kahire’de (I-IV, 1383-1386/1964-1967), ayrıca Delhi-Mekke’de (I-IV, 1406) yayımlanmıştır. 9. Nüzhetü’l-elbâb fi’l-elkab. Lakaplarıyla tanınan muhaddislere dair alfabetik bir eser olup Abdülazîz b. Muhammed es-Sedîdî tarafından üzerinde yapılan yüksek lisans çalışması yayımlanmıştır (I-II, Riyad 1409/1989). Muhammed Abdurrahman el-Ehdel (“Edvâ? ?alâ Nüzheti’l-elbâb fi’l-elkab li’l-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî”, ?Âlemü’l-kütüb, XVIII/6 [1418/1997], s. 483-489) ve İbrâhim es-Sâmerrâî (“Ma?a Nüzheti’l-elbâb fi’l-elkab li’bni Hacer el-?Askalânî”, MMLAÜr., XVII/45 [1414/1993], s. 11-49) bu neşirdeki önemli hataları tesbit etmişlerdir. Eseri Muhammed Zeynhüm Muhammed Azb da yayımlamış (Beyrut 1412/1992), Âişe bint Hüseyin es-Süleymânî bu neşrin iki babındaki altmış kadar okuma hatasını eleştirmiştir (al-Muafaqat, Algeria 1412/1992, I, 445-454). Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nde (nr. 1252/2) Elkabü’r-ruvât adıyla kaydedilen eser Nüzhetü’l-elbâb’ın bir nüshasıdır. 10. Tesmiyetü men ?urife mimmen übhime fi’l-?Umde. Cemmâîlî’nin ?Umdetü’l-ahkâm adlı eserindeki hadislerde adları tam zikredilmeyen veya müphem şekilde geçen şahısların kim olduğunu göstermek üzere kaleme alınan eserin Mektebetü’l-Ezher’de bir nüshası mevcuttur (Mecmua, nr. 109, vr. 113-128). 11. Tertîbü Tabakati’l-huffâz li’z-Zehebî ?alâ hurûfi’l-mu?cem. Zehebî’nin Tezkiretü’l-huffâz’ında bulunup Mizzî’nin Tehzîbü’l-Kemâl’inde yer almayan hadis hâfızlarının bir araya getirildiği iki cilt hacminde bir eser olup (Keşfü’z-zunûn, II, 1097) bazı hadis hâfızlarının biyografilerinin ilâve edilmiş olması sebebiyle Zeyl ?alâ Tezkireti’l-huffâz olarak da anılmaktadır. 12. Zeylü’t-Tibyân li-manzûmeti’l-huffâz bedî?ati’l-beyân. İbn Nâsırüddin ed-Dımaşki’nin hadis hâfızlarını 1000 beyitte topladığı Bedî?atü’l-beyân ?an mevti’l-a?yân ?ale’z-zamân’da zikredilmeyen yirmi sekiz hâfızın biyografisiyle ilgilidir. 13. Sikatü’r-ricâl mimmen lem yüzker fî Tehzîbi’l-Kemâl. Müsveddesinin üç cilt olduğu belirtilen ve muhtemelen İbn Hacer’in yarım kalan çalışmalarından olan eser Süyûtî’nin Nazmü’l-?ikyân’ında (s. 46) Esbâtu’r-ricâl şeklinde kaydedilmiştir. 14. Fevâ?idü’l-ihtifâl bi-beyâni ahvâli’r-ricâl (el-İ?lâm bi-men zükire fi’l-Buhârî mine’l-a?lâm). Sahîh-i Buhârî’de bulunduğu halde Tehzîbü’l-Kemâl’de yer almayan râvilerin biyografisini ihtiva eden eserin bir cilt olduğu belirtilmektedir. 15. Telhîsü’l-Müttefik ve’l-müfterik. Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Müttefik ve’l-müfterik adlı eserinin (DİA, XVI, 457) tashih, ihtisar ve ilâvelerle yeniden tertip edildiği bir çalışma olup tamamlanmamıştır. 16. et-Ta?rîfü’l-ecved bi-evhâmi men cema?a min ricâli’l-Müsned. Çeşitli kaynaklarda yanlış olarak et-Ta?rîfü (Ta?rîfü)’l-evhad şeklinde kaydedilmektedir. 17. Esmâ?ü ricâli’l-kütüb (Beyânü ahvâli’r-ricâli’r-ruvât). İthâfü’l-mehere’ye konu olan kitaplarda geçen râvilerden Tehzîbü’t-Tehzîb’de biyografisi bulunmayanları ele alan eser yarım kalmıştır. el-Mühmel min şüyûhi’l-Buhârî adlı bir kitabı da bulunduğu belirtilen İbn Hacer, ayrıca Ebü’l-Hasan el-İclî’nin sika kabul ettiği râvileri tabakalar halinde sıraladığı, Nûreddin el-Heysemî’nin alfabetik hale getirdiği Târîhu’s-sikat (Ma?rifetü’s-sikat) adlı esere bazı ilâveler yapmıştır (DİA, XV, 56).
K) Mu‘cem. 1. el-Mu?cemü’l-müfehres. el-Makasıdü’l-?aliyyât (?aliyye) fî fihristi’l-merviyyât (fî fihristi’l-kütübi ve’l-eczâ?i’l-merviyye) ve Tecrîdü esânîdi’l-kütübi’l-meşhûre ve’l-eczâ?i’l-mensûre adlarıyla da anılan (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 453) eserde müellif okuttuğu kitapları hangi senedlerle rivayet ettiğini, bunları kimlerden nasıl aldığını belirtmektedir. el-Mu?cemü’l-müfehres’in müellif hattı nüshası Millet Kütüphanesi’nde (Murad Molla, nr. 609), diğer bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Mustalah, nr. 82) bulunmaktadır. 2. el-Mecma?u’l-mü?esses li’l-mu?cemi’l-müfehres. İbn Hacer’in 730 hocasının adını alfabetik olarak sıraladığı, bunların hayatına dair geniş bilgiler verdiği, kendisinin onlardan hangi kitapları okuduğunu belirttiği bir eserdir. Telifine 806’da (1403) Aden’de başlanıp 832’de (1429) Kahire’de tamamlanan, daha sonra bazı ilâvelerde bulunulan eser, Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından üç cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut 1413-1415/1992-1994). 3. el-Mu?cem li’l-Hurre Meryem (Mu?cemü’ş-şeyha Meryem). İbn Hacer’in rivayet ettiği birçok eseri kendisine okuduğu, bir kısmına da kendisinden icâzet yoluyla sahip olduğu hocası (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, II, 559-571) Meryem bint Ahmed el-Ezraî’nin hocalarına dair on üç cüz hacminde bir eser olup Sıbt İbn Hacer tarafından yazılan bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de kayıtlıdır (Hadis, nr. 1421). 4. Mu?cemü’t-Tenûhî (el-Mu?cemü’l-kebîr li’ş-Şâmî). Yirmi dört cüz hacmindeki eserde müellifin kendisinden faydalandığı İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî’nin 500’den fazla hocası tesbit edilmiştir (a.g.e., I, 80). 5. el-Meşyehatü’l-bâsime li’l-Kıbâbî ve Fâtıma. 837’de (1434) tamamlanan eserde, İbn Hacer’in hocalarından Abdurrahman b. Ömer el-Kıbâbî ile Fâtıma bint Halîl el-Kinânî’nin şeyhlerinden 167’si alfabetik olarak sıralanmıştır. Kitabın bir nüshası Kudüs’te (Mektebetü dâri’l-Hatîb, F 22), baş tarafı eksik bir nüshasının küçük bir bölümü de Köprülü Kütüphanesi’nde (Mecmua, nr. 1629, vr. 65a-67b) bulunmaktadır. Jacqueline Sublet bir çalışmasında eserin muhtevasını incelemiştir (“Les maîtres et les études de deux traditionnistes de l’époque mame-louke”, BEO, XX [1967], s. 7-99). 6. Meşyehatü Ebi’t-Tâhir b. Küveyk ellezîne ecâzû lehû. İbn Hacer, hocası olan bu zatın semâ ve icâzet yoluyla aldığı âlî rivayetleri de derlemiştir (a.g.e., II, 483). 7. Meşyehatü’l-Burhân el-Halebî. Sıbt İbnü’l-Acemî’nin hadis ilminde 200, diğer ilimlerde ve şiirde otuzar olmak üzere toplam 260 hocası hakkındadır. Telhîsu Sebeti’l-Burhân el-Halebî adıyla anılan eser de muhtemelen aynı kitaptır. 8. Fihristü turuki Sahîhi’l-Buhârî. Buhârî’nin el-Câmi?u’s-sahîh’inin İbn Hacer’e ulaşan rivayet tariklerinin tesbit edildiği bu risâlenin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 427/1, vr. 1b-6a).
İbn Hacer’in bunların dışında Münteka min Mu?cemi’s-Sübkî, Meşyehatü İbn Ebi’l-Mecd ellezîne inferede bi’r-rivâyeti ?anhüm bi’l-Kahire, Münteka min meşyehati İbn ?Asâkir ve’bni’s-Serârî ve’l-Fahr b. el-Buhârî, Cüz? fîhi’t-ta?kib ?alâ İbni’l-Cezerî fî meşyehati şeyhihî el-Cüneyd, Fihristü merviyyâti’l-Kadî Celâliddîn bi’l-icâze, Fihristü ?Alemiddîn el-Bulkinî bi’l-icâze, Fihristü’ş-Şeref b. Küveyk, Cüz? mine’l-meşyehati’l-fahriyye gibi eserleri de vardır. Ayrıca onun Mahmûdiyye Medresesi Kütüphanesi’ndeki 4000 kitap için hazırladığı fihristler de burada zikredilmelidir.
L) Biyografi Kitapları. 1. er-Rahmetü’l-gaysiyye bi’t-tercemeti’l-Leysiyye (el-Merhametü’l-gaysiyye ?an tercemeti’l-Leysiyye, Merhametü’l-gays bi-tercemeti’l-Leys). 834’te (1431) Leys b. Sa‘d’ın hayatını yazıp bazı âlî rivayetlerini derlediği eser Bulak’ta (1301, Hedyü’s-sârî, ayrıca Hulâsatü Tezhîbi Tehzîbi’l-Kemâl ile), Mecmû?atü’r-resâ?ili’l-münîriyye içinde (nşr. İdâretü’t-tıbâati’l-münîriyye, Riyad, ts., I, 235-265) ve Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından (Beyrut 1407/1987) yayımlanmıştır. er-Rahmetü’l-gaysiyye’yi ayrıca Abdurrahman Hasan Mahmûd ve A. Ali Hasan, Tevâli’t-te?sîs ile birlikte Sîretü’l-imâmeyn el-Leysî ve’ş-Şâfi?î adıyla neşretmiştir (Kahire 1994). 2. Tevâli’t-te?sîs bi-me?âlî İbn İdrîs. İmam Şâfiî’nin biyografisine dair olup 835’te (1432) kaleme alınmıştır. Çeşitli kaynaklarda yanlış olarak Tevâli’t-te?nîs diye kaydedilen eser, er-Rahmetü’l-gaysiyye ile birlikte (Bulak 1301) ve ayrıca Ebü’l-Fidâ Abdullah el-Kadî tarafından (Beyrut 1406/1986) yayımlanmıştır. 3. ez-Zehrü’n-nadır fî nebe?i (hâli)’l-Hadır. Hızır’ın peygamber mi, velî mi olduğu, Resûl-i Ekrem’in zamanına yetişip yetişmediği, kıyamete kadar yaşayıp yaşamayacağı gibi konularla ilgili rivayetlerin bir araya getirildiği eser Mecmû?atü’r-resâ?ili’l-münîriyye içinde (Kahire 1346, I, 195-234), ayrıca Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire 1405/1985, 1407/1987; Kahire, ts.) ve Semîr Hüseyin Hilmî (Beyrut 1408/1988) tarafından neşredilmiştir. 4. Gıbtatü’n-nâzır fî tercemeti’ş-Şeyh ?Abdilkadir. Abdülkadir-i Geylânî’nin hayatına dair olup sekiz bölümden meydana gelen eseri E. D. Ross yayımlamıştır (Kalküta 1903). Serkîs bu risâlenin İbn Hacer’e nisbet edilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür (Mu?cem, I, 80). 5. Hidâyetü’s-sârî li-sîreti’l-Buhârî. 805 (1402-1403) yılında kaleme alınan eserin bir nüshası Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndedir (Mecmua, nr. 7951, vr. 224b-255b). 6. Tercemetü İbn Teymiyye. Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye (Mecmua, nr. 20545 B, vr. 23-31) ve Bağdat Dârü’l-evkafi’l-âmme’de (Mecmua, nr. 6019) nüshaları bulunan eserin ed-Dürerü’l-kâmine’deki biyografiden iktibas edilmiş olması mümkündür (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî, I, 558). 7. el-Înâs bi-menâkıbi’l-?Abbâs. Abbas b. Abdülmuttalib’in hayatıyla ilgili eserin müsvedde halinde ve bir cilt olduğu belirtilmiştir. İbn Hacer’in ayrıca el-Envâr bi (fî ma?rifeti)-hasâ?isi’l-muhtâr adlı bir çalışmasının bulunduğu kaydedilmektedir (Keşfü’z-zunûn, I, 195, 706).
M) Tertip Çalışmaları. 1. Tertîbü Fevâ?idi Semmûye ?ale’l-mesânîd. Semmûye diye bilinen Ebû Bişr İsmâil b. Abdullah el-Abdî’nin sekiz cüzden meydana gelen Fevâ?id’inin râvilerine göre tertip edildiği bir eserdir. 2. Takrîbü’l-bugye fî tertîbi ehâdîsi’l-Hilye. Nûreddin el-Heysemî’nin, Hilyetü’l-evliyâ?da isnadlarıyla birlikte rivayet edilen hadisleri bablara göre tertip etmeye başladığı bu çalışma, onun vefatı üzerine İbn Hacer tarafından gözden geçirilerek yaklaşık dörtte biri iki cilt halinde temize çekilmiştir (Brockelmann, GAL, I, 445; II, 91; Suppl., II, 617).
İbn Hacer’in 803 (1400-1401) yılında kaleme aldığı Tertîbü Müsnedi’t-Tayâlisî ve Tertîbü Müsnedi ?Abd b. Humeyd adlı çalışmaları Yemen seyahati dönüşünde denizde kaybolmuştur. Onun yine bablara göre düzenlediği Tertîbü Fevâ?idi Temmâm ve Tertîbü Garâ?ibi Şu?be li’bni Mende’si de burada anılmalıdır.
N) Kur’an İlimleri. 1. el-İ?câb bi-tibyâni’l-esbâb (el-?Ubâb fî beyâni’l-esbâb, Esbâbü nüzûli’l-Kur?ân). Hacimli bir cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Karaviyyîn Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Brockelmann’ın (GAL Suppl., II, 75) Şerhu’l-?Ubâb adıyla zikrettiği ve Petersburg’daki Asya Kafkas Müzesi’nde (nr. 935) bulunduğunu söylediği eser de bu kitap olmalıdır. 2. el-İtkan fî (cem?i ehâdîsi) fezâ?ili’l-Kur?ân. Tamamlanamamış bir risâledir (Keşfü’z-zunûn, I, 8). 3. el-İhkâm li-beyâni mâ fi’l-Kur?ân mine’l-ibhâm. Abdurrahman es-Süheylî’nin et-Ta?rîf ve’l-i?lâm limâ fi’l-Kur?ân mine’l-ibhâm’ı ile Ebü’l-Kasım İbn Asâkir’in Zeylü’t-Ta?rîf ve’l-i?lâm’ından faydalanılarak kaleme alınan eserin hacimli bir cilt olduğu belirtilmektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 284).
Müellifin el-Âyâtü’n-neyyirât fî ma?rifeti’l-havârik (li’l-havârik) ve’l-mu?cizât (Keşfü’z-zunûn, I, 204), Tecrîdü’t-tefsîr min Sahîhi’l-Buhârî (?alâ tertîbi’s-süver) adlı eserlerinin de bulunduğu, ayrıca müteşâbih âyetleri incelediği, Kur’an’da yer alan yirmi yedi yabancı kelimeye dair Tâceddin es-Sübkî’nin manzum risâlesine Mâ vaka?a fi’l-Kur?ân min gayri lugati’l-?Arab adıyla bir zeyil yazdığı, son iki eser için Süyûtî’nin de bir zeyil kaleme aldığı belirtilmektedir (Taşköprizâde, II, 412-415).
O) Fıkıh ve Usûl-i Fıkıh. 1. Bulûgu’l-merâm* min edilleti’l-ahkâm. Müellifin, oğlu Ebü’l-Meâlî Bedreddin Muhammed için 828 (1425) yılında kaleme aldığı eser ibadet, hukuk ve muâmelâta dair 1356 sahih hadisi ihtiva etmekte olup ilki Leknev’de (taşbaskı 1253/1837) olmak üzere birçok defa basılmış, Emîr es-San‘ânî, Sıddîk Hasan Han, Ahmed Hasan ed-Dihlevî gibi âlimler tarafından şerhedilmiştir. 2. Tebyînü’l-?aceb fîmâ (bimâ) verede fî fazli (savmi) receb (Fezâ?ilü receb). Receb ayında yapılan ibadetlerin faziletine dair çeşitli sorular üzerine kaleme alınan bir eser olup bu konudaki otuz sekiz rivayetin metin ve senedleri değerlendirilmiş, yirmi üç rivayetin uydurma olduğu ve bu ayla ilgili sahih bir rivayetin bulunmadığı belirtilmiştir. Kahire’de (1351/1932) basılan eser, İbrâhim Yahyâ Ahmed (Kahire 1391/1971) ve Ebû Esmâ İbrâhim b. İsmâil (Beyrut 1408/1988, Kuvvetü’l-hicâc ile birlikte) tarafından yayımlanmıştır. 3. Ref?u (Keşfü)’s-sitr ?an hükmi’s-salât ba?de’l-vitr (Keşfü’s-sitr bi-rek?ateyn ba?de’l-vitr). Vitirden sonra kılınması tavsiye edilen iki rek‘at namaza dair hadisin değerlendirildiği risâle, M. Halîfe Kîylânî tarafından “Min musannefâti’l-Hâfız” serisinin dördüncü kitabı olarak neşredilmiştir (Kahire 1413/1993). 4. Kuvvetü’l-hicâc fî ?umûmi’l-magfireti li’l-huccâc. Hz. Peygamber’in arefe gününde ve Müzdelife’de ümmetinin bağışlanması için yaptığı duanın kabul edildiğine dair Abbas b. Mirdâs tarafından rivayet edilen hadisin muhtelif sahâbîlerden gelen pek çok rivayetinin değerlendirildiği, hadisi mevzû kabul eden İbnü’l-Cevzî’nin yanıldığının ortaya konduğu bir risâle olup 19 Rebîülevvel 842’de (9 Eylül 1438) tamamlanmıştır. Semîr Hüseyin Halebî’nin şerhederek yayımladığı eseri (Beyrut 1408/1988, İbn Hacer’in Ebû Esmâ İbrâhim b. İsmâil tarafından tahkik edilen Tebyînü’l-?aceb’i ile beraber) Ümmü Amr bint İbrâhim el-İtribî de neşretmiştir (Kahire 1412/1993). 5. el-Mümetti? bi-müsnedi (bi-hükmi, fî menâsiki, fî menseki)’l-mütemetti? (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/6, vr. 134-142). 6. et-Tetebbu? li-sıfati’t-temettu? bi’l-hac ile’l-?umre. Sehâvî’nin el yazısıyla olan bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/7, vr. 142-147). İbn Hacer’in ayrıca et-Tenbîh li-sıfati’l-mütemetti? adlı bir eseri, kadınların temettu‘ haccına dair bir başka çalışması ve torunu için kaleme aldığı et-Temettu? ?alâ mezhebi’l-Hanefiyye’si bulunduğu belirtilmektedir. 7. Menâsikü’l-hac. Müellifin ayrıca, Nevevî’nin Minhâcü’t-tâlibîn adlı eserinin hac bölümünü Şerhu’l-Minhâc (Şerhu menâsiki’l-Minhâc) adıyla şerhettiği de belirtilmektedir. Brockelmann’ın sözünü ettiği Şerhu’l-Menâsik de (GAL, I, 84) muhtemelen bu eserdir. 8. Cüz? fî ihdâsi’l-cum?a bi-Medreseti İbn Süveyd bi-Mısr (Mektebetü’l-Ezher, Mecmua, nr. 109, vr. 51a-53a). 9. Risâle fî mes?eleti şirâ?i’s-sultân el-arza min beyti’l-mâl nefsih (Mes?eletü şirâ?i’s-sultân bi-mâlihî li-nefsihî min arâzî beyti’l-mâl) (Köprülü Ktp., Mecmua, nr. 1429, vr. 1a-6b). 10. Şerhu’r-Ravza (Tashîhu’r-Ravza). Nevevî’nin Ravzatü’t-tâlibîn adlı eserinin şerhi olup İbn Hacer bu çalışmasından önce aynı eseri ihtisar etmiştir. Eserin üç cilt olduğu, fakat tamamlanamadığı belirtilmektedir. 11. en-Nüket ?alâ Şerhi’l-Mühezzeb. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Mühezzeb’ini el-Mecmû? adıyla şerheden Nevevî’nin bu eseri üzerinde yapılmış yarım kalan bir çalışmadır. 12. en-Nüket ?alâ Şerhi’l-?Umde. İbn Hacer’in, Cemmâîlî’nin ?Umdetü’l-ahkâm’ına İbnü’l-Mülakkın’ın yazdığı şerh hakkındaki görüşlerini ihtiva eden bu eser de tamamlanamamıştır. 13. en-Nüket ?alâ Nüketi’l-?Umde. Yine Cemmâîlî’nin eserine Bedreddin ez-Zerkeşî’nin yazdığı Nüket üzerine yazılmış bir tenkit çalışmasıdır. 14. ?Acebü’d-dehr fî fetâvâ şehr. İbn Hacer’e bir ay içinde sorulan 300 soruyla ilgili olarak verdiği fetvaların bir araya getirildiği eserdir. 15. el-Minha fîmâ ?allaka’ş-Şâfi?î el-kavle bihî ?ale’s-sıhha. Şâfiî’nin bazı fıkhî meseleleri açıklarken o meseleye dair hadisin sahih olduğunu belirttiği yerlerde İbn Hacer’in aynı konudaki diğer hadisleri de zikrederek bunların sıhhat derecesini gösterdiği bir çalışmadır.
İbn Hacer, fıkıh ve akaide dair bazı hadislerin sıhhat derecesi hakkında kendisine yöneltilen soruları bir cüzde toplamış, Ebû Abdurrahman el-Eserî el-Mısrî bunlardan otuz hadisi ihtiva eden bir bölümü yayımlamıştır (Tanta 1411/1990). Onun bu konuda ayrıca Cüz? fi’t-tehni?eti fi’l-a?yâd ve gayrihâ, el-Esmahu’l-eslah fî sıhhati imâmeti gayri’l-efsah (el-Eslah fî imâmeti gayri’l-efsah), Fetâvâ el-hadîsiyye, Haberü’s-sebt bi-sıyâmi’s-sebt, Kuvvetü’l-cebel fi’l-kelâmi ?ale’l-hiyel (hayl), Kuvvetü’s-seyr fî hükmi ?ameli’l-hayr, Meclis fî tahrîmi’z-zulm, el-Meclisü’l-Cemâlî evvelü mâ fütihat, Mes?eletü’d-devr, yarım kalan el-Mes?eletü’s-Süreyciyye, er-Rahâ ed-dâ?ire ?ale’l-yemîni’d-dâ?ire, eş-Şemsü’l-münîre fî ma?rifeti (ta?rîfi)’l-kebîre (Keşfü’z-zunûn, II, 1062), Telhîsu mes?eleti’s-sâkit adlı eserleri bulunmaktadır. Temhîdü’l-?ukudi’l-cemme fî tecdîdi ?ukudi’l-ümme ise İbn Hacer’in, III. (IX.) yüzyılın başından itibaren kimlerin müceddid olabileceği konusunda yazmayı düşündüğünü belirttiği (İbn Hacer, Tevâli’t-te?sîs, s. 49) cüzüdür. Süyûtî’nin, elde etmek için çok çaba sarfetmesine rağmen göremediğini söylediği eser el-Fevâ?idü’l-cemme fîmen yüceddidü’d-dîne li-hâzihi’l-ümme (Keşfü’z-zunûn, II, 1296) olmalıdır.
Ö) Akaid. 1. el-Gunye fi’r-rü?ye. İsrâ gecesinde Hz. Peygamber’in Allah Teâlâ’yı gördüğünü ileri sürenlerle buna karşı çıkanların görüşlerinin bir araya getirilerek değerlendirildiği bir cüz olup bir nüshası el-Hizânetü’t-Teymûriyye’de bulunmaktadır (Hadis, nr. 146). 2. el-Hisâlü (Ma?rifetü’l-hisâli)’l-mükeffire li’z-zünûbi’l-mukaddeme ve’l-mu?ahhare. Günahların bağışlanmasına vesile olacağı müjdelenen yirmi ibadete dair yirmi dört hadisin derlenip sıhhat derecelerinin belirtildiği eser 845’te (1441) yazılmıştır. Kahire’de (1343) basılan kitap, ayrıca Risâle fi’l-Hisâli’l-mükeffire li’z-zünûbi’l-mütekaddime ve’l-müte?ahhire adıyla Mecmû?atü’r-resâ?ili’l-münîriyye içinde (Kahire 1343, I, 257-266), daha sonra Muhammed Riyâz Mâlih (Dımaşk 1963) ve Câsim el-Füheyd ed-Devserî (Küveyt 1404/1984; Beyrut 1410/1990) tarafından yayımlanmıştır. 3. Ma?rifetü’l-hisâli’l-mûsile ile’z-zılâl. Kıyamet gününde yedi kişinin arşın gölgesinde barınacağını müjdeleyen hadisten hareketle aynı nimetten faydalanacağı belirtilen otuz üç kişiye dair zayıf ve sağlam rivayetlerin toplandığı eser müellifin el-Emâlî’sinin 99-105. meclislerinde de yer almaktadır. 4. Zikrü’l-bâkıyâti’s-sâlihât. Bir müslümanın her gün tekrarladığı zikirlere dair yirmi hadisi ihtiva ettiği belirtilen bir çalışmadır.
P) Tarih. 1. ed-Dürerü’l-kâmine* fî a?yâni’l-mi?eti’s-sâmine. 701-800 (1302-1398) yılları arasında vefat eden 4500 kişinin biyografisini içine alan eser Freitz Krenkow (I-IV, Haydarâbâd 1348-1350), Muhammed Seyyid Câdelhak (I-V, Kahire 1385-1386/1966-1967) ve Muhammed Abdülmuîd Han (I-VI, Hindistan 1392/1972) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer’in bu eserine yazdığı zeyli de (Zeylü’d-Düreri’l-kâmine) Adnân Dervîş neşretmiştir (Kahire 1412/1992). 2. İnbâ?ü’l-gumr bi-ebnâ?i’l-?umr. İbn Hacer’in doğduğu tarihten (773/1372) 850’ye (1446) kadar meydana gelen ve çoğu kendisi tarafından müşahede edilen gelişmeleri, çeşitli kuruluş ve vakıflara dair bilgileri genellikle yıl, ay ve gün sırasıyla ele alıp o tarihlerde vefat eden tanınmış şahsiyetlerin biyografisini veren eser, dönemin bir Mısır tarihi olması yanında İslâm âleminin çeşitli yerlerindeki tanınmış şahsiyetlerin biyografilerini de ihtiva etmektedir. Tarihî olayları 773 (1372) yılına kadar getiren İbn Kesîr’in el-Bidâye ve’n-nihâye’si ile İbn Râfi‘in Vefeyât’ının zeyli mahiyetindeki esere Süyûtî Târîhu’l-?umr adıyla bir zeyil yazmış, Muhammed Kemâleddin İzzeddin et-Târîh ve’l-menhecü’t-târîhî li’bni Hacer el-?Askalânî adlı çalışmasında İbn Hacer’in bu kitabındaki metodunu incelemiştir. İnbâ?ü’l-gumr’u önce Muhammed Abdülmuîd Han’ın kontrolünde Seyyid Abdullah b. Ahmed el-Alevî yayımlamış (I-IX, Haydarâbâd 1387-1396/1967-1976; Beyrut 1406/1986), ardından Hasan Habeşî, İbn Hacer’in müsvedde halindeki nüshası ile diğer bazı nüshalardan hareketle yer yer açıklamalar yapmak suretiyle eseri neşretmiştir (I-III, Kahire 1389-1392/1969-1972). Kitap daha sonra Muhammed Ahmed Dehmân tarafından çok yönlü fihristler yapılarak tarihçi Abdülbâsıt el-Hanefî ile Bedreddin el-Aynî’den notlar eklenmek suretiyle yayımlanmışsa da (Dımaşk 1399/1978-79) müellif nüshasına dayanmadığı için muhtelif hatalara düşülmüştür (neşirler hakkındaki değerlendirmeler için bk. M. Kemâleddin İzzeddin, et-Târîh ve’l-menheci’t-târîhî li’bni Hacer el-?Askalânî, s. 200-207). 3. Ref?u’l-isr ?an kudâti Mısr. Mısır’ın fethinden IX. (XV.) yüzyılın başına kadar burada kadılık yapanları kronolojik sıraya göre ele alan eser, İbn Dânyâl’in Mısır kadılarını saydığı ?Ukudü’n-nizâm fî men vülliye Mısr mine’l-hükkâm adlı şiirine dayandığı için belirtilen dönemde Mısır’da kadılık yapanların tamamını kapsamamaktadır. İbn Hacer’in talebesi İzzeddin el-Hanbelî kitabı alfabetik biçimde yeniden düzenlemiş ve bazı ilâve ve düzeltmeler de yapmış olup çeşitli muhtasarları içinde Sıbt İbn Hacer’in en-Nücûmü’z-zâhire bi-telhîsi Ahbâri kudâti Mısr ve’l-Kahire adlı kitabı en önemlisidir. Zeyilleri arasından da Şemseddin es-Sehâvî’nin ez-Zeyl ?alâ Ref?i’l-isr adıyla yayımlanan Bugyetü’l-?ulemâ? ve’r-ruvât’ı anılabilir. Sıbt İbn Hacer tarafından istinsah edilen bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Molla Çelebi, nr. 123, vr. 69-112) bulunan eserden 237-419 (851-1028) yılları arasında kadılık yapan bazı şahsiyetlerin biyografisi alınarak Kindî’nin Kitâbü’l-Vülât ve Kitâbü’l-kudât’ı ile birlikte basılmış (nşr. R. Guest, Leiden 1912), eser daha sonra Hâmid Abdülmecîd, Muhammed Mehdî Ebû Sene, Muhammed İsmâil es-Sâvî (I-II, Kahire 1376-1380/1957-1961) ve Ali Muhammed Ömer (Kahire 1418/1998) tarafından yayımlanmıştır. 4. Mâ verede mine’r-rivâye fi’l-Bidâye ve’n-nihâye (Telhîsü’l-Bidâye ve’n-nihâye). İbn Kesîr’in el-Bidâye’sinden bazı olayların seçilerek ihtisar edildiği, yer yer ilâveler yapıldığı, bu olaylarda geçen rivayetlerin ve özellikle Hz. Peygamber’e nisbet edilen hadislerin sıhhat derecesinin belirtildiği bir çalışma olup 821’de (1418) tamamlanmıştır. Eserin bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunmaktadır (Tarih, nr. 522, vr. 1-77). 5. Münteka min Megazi’l-Vâkıdî (Telhîsu Megazi’l-Vâkıdî) (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tarih, nr. 522, vr. 83-149). 6. Ta?lîk min Târîhi İbn ?Asâkir. Ebü’l-Kasım İbn Asâkir’in Târîhu Medîneti Dımaşk’ından seçilmiş bazı bölümlere ilâveler yapılıp ayrıca tashih edilmek suretiyle meydana getirilen bir eserdir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tarih, nr. 522, vr. 150-194). 7. Tecrîdü’l-Vâfî bi’l-Vefeyât. Safedî’nin el-Vâfî bi’l-vefeyât’ındaki biyografilerden Tehzîbü’t-Tehzîb’de bulunmayanların tesbit edilmesiyle ortaya çıkan alfabetik bir çalışma olup müellifin vefatından on yıl sonra istinsah edilen bir nüshası Millet Kütüphanesi’ndedir (Feyzullah Efendi, nr. 1413). 8. Ta?rîfü’l-fi?e fî ma?rifeti men ?âşe mi?e (Ta?rîfü’l-fi?e bi-men [fî men] ?âşe min hâzihi’l-ümme mi?e). “Bugün yaşayanlardan hiçbiri yüz yıl sonra hayatta kalmayacaktır” meâlindeki hadisten hareketle kaleme alınan risâlesinin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1629/2). 9. el-İ?lâm bi-men sümmiye Muhammed kable’l-İslâm. Câhiliye devrinde on beş kişinin Muhammed adıyla anıldığını göstermek üzere yazılmış bir cüz olup müellif bu konudaki tesbitlerini Fethu’l-bârî’de (VI, 642-643, [Menâkıb 17]) özetlemiştir. 10. el-İ?lâm bi-men (fîmen) vülliye Mısr fi’l-İslâm. Mısır’ın fethinden itibaren burada valilik yapanların ele alındığı eserin üç ciltlik bir yazması Oxford Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (C. Zeydân, III, 176). 11. İkametü’d-delâ?il ?alâ ma?rifeti’l-evâ?il. Evâile dair rivayetlerin konularına göre sıralandığı ve senedleri hakkında bilgi verildiği eser 818’de (1415) tamamlanmışsa da temize çekilememiştir. Müellif el-İsâbe’de (V, 528) bu çalışmasından söz etmektedir. 12. Münteka min Târîhi İbn Haldûn. 13. el-Kasdü’l-ahmed fîmen künyetühû Ebü’l-Fazl ve ismühû Ahmed. İbn Hacer bu çalışmasında kendisi gibi adı Ahmed, künyesi Ebü’l-Fazl olan şahsiyetleri bir araya getirmiştir. 14. en-Nebe?ü’l-enbeh fî binâ?i’l-Ka?be. el-Melikü’l-Müeyyed Şeyh el-Mahmûdî için 822’de (1419) yazılmıştır.
İbn Hacer’in tarih çalışmaları arasında sayılabilecek olan Kitâbü’l-Mu?ammerîn ile (İbn Hacer, el-İsâbe, VI, 369) Kitâbü Men câveze’l-mi?e adlı eseri (a.g.e., VI, 395) muhtemelen aynı çalışmadır. Onun ayrıca, İbnü’l-Adîm’in Bugyetü’t-taleb’ine İbn Hatîb en-Nâsıriyye tarafından yazılan ed-Dürrü’l-müntehab fî (tekmileti) Târîhi Haleb adlı zeyle birçok ilâvede bulunduğu belirtilmektedir. Şerhu Nazmi’s-sîre li’l-?Irâki ise (Süyûtî, Nazmü’l-?ikyân, s. 49) Irâki’nin, Hz. Peygamber’in hayatını ve şemâilini 1000 beyitte ele aldığı ed-Dürerü’s-seniyye (Nazmü’d-düreri’s-seniyye) fi’s-siyeri’z-zekiyye adlı eserine İbn Hacer tarafından yazılan bir şerh olmalıdır.
R) Dil ve Edebiyat. 1. Dîvânü şi?rihi’l-kebîr (Manzûmü’d-dürer). Bir nüshası Escurial Library’de (nr. 444), bu nüshadan alınan mikrofilmi Mektebetü’l-mecmai’l-ilmiyyi’l-Irâki’de (nr. 179) bulunmaktadır. Müellif bu divandan yaptığı seçmeleri Dav?ü’ş-şihâb adıyla bir araya getirmiş olup (İbn Hacer, el-Mecma?u’l-mü?esses, III, 87) bazı kaynaklarda sözü edilen küçük divanı da muhtemelen bu eserdir. 2. es-Seb?atü (es-Seb?u)’s-seyyâre (es-Seb?atü’s-seyyâre en-neyyirât). İbn Hacer’in Dav?ü’ş-şihâb’dan veya büyük divanından (İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’s-sâfî, II, 27-28; Keşfü’z-zunûn, I, 765; II, 977) derleyerek 811’de (1408) tamamladığı üçüncü divanı olup yedi bölümden meydana gelen eserin ilk altı bölümünün yedişer gazel ihtiva etmesi sebebiyle el-Müsebbi?ât veya bazı kaynaklarda büyük divanının adı olduğu belirtilen Manzûmü’d-dürer adıyla da anılmaktadır. Subhî Reşâd Abdülkerîm tarafından yayımlanan eserin (Tanta 1410/1990) sonunda Zeynüddin el-Irâki için İbn Hacer’in yazdığı otuz dokuz beyitlik bir mersiye yer almaktadır. Seyyid Ebü’l-Fazl, bu yedi bölümü divanın çeşitli nüshalarından ve matbu eserlerde dağınık halde bulunan parçalardan derleyerek Dîvânü’l-?allâme el-muhaddis el-imâm Ebi’l-Fazl Şihâbiddîn Ahmed b. ?Alî b. Hacer el-?Askalânî adıyla yayımladığı gibi (Haydarâbâd-Dekken 1381/1962) “Ibn Hajar: His Times and His Life” adlı makalesinde (IC, XXXII/1, s. 28-45) İbn Hacer’in dönemini ve eserlerindeki şiirin temel niteliklerini incelemiştir. Şehâbeddin Ebû Amr ise İbn Hacer’in divanını Ünsü’l-hucer fî ebyâti İbn Hacer adıyla şerhetmiştir (Beyrut 1409/1988). 3. Müsâmirü’s-sâhir ve müsâhirü’s-sâmir (et-Tezkiretü’l-edebiyye). 794 (1392) ve 795 (1393) yıllarında çeşitli divanlardan ve edebî eserlerden derlenen ve müellifin el yazısıyla kırk cilt hacminde olduğu belirtilen bu çalışma Yemen Meliki el-Melikü’l-Eşref İsmâil b. Abbas er-Resûlî’ye hediye edilmiştir. 4. Kaza’l-?ayn min nazmi gurâbi’l-beyn. Eserde, Aynî’nin es-Seyfü’l-mühenned fî sîreti’l-Meliki’l-Mü?eyyed adlı kitabında vezinleri bozuk 400 kadar beyit doğru şekilleriyle bir araya getirilmiştir (Keşfü’z-zunûn, II, 1316-1317). 5. Celebü Haleb. Müellifin 836’da (1433) Halep’e yaptığı seyahat sırasında derlediği çeşitli bilgileri ihtiva eden dört cüz hacminde bir seyahatnâmedir. 6. ed-Dürerü’l-mudıyye min fevâ?idi’l-İskenderiyye. İbn Hacer’in 797 (1395) yılı sonlarında İskenderiye’ye yaptığı seyahat esnasında elde ettiği rivayetleri, çeşitli bilgileri, şiirleri ve mektuplaşma örneklerini bir cüz halinde derlediği bir eser olup kendisine ait bazı şiirler de ihtiva etmektedir. 7. Urcûze fî Vefeyâti’l-a?yân li’z-Zehebî (Nazmü Vefeyâti’l-a?yân li’z-Zehebî, Nazmü vefeyâti’l-muhaddisîn). Zehebî’nin 1-700 (622-1300) yıllarına ait el-İşâre ilâ vefeyâti’l-a?yân ve’l-münteka min Târîhi’l-İslâm’ı bu eserle nazma çekilmek istenmişse de çalışma ancak 201 (816-17) yılına kadar getirilebilmiştir. 8. ez-Zeyl ?alâ mâ cema?ahû el-Beştekî min nazmi İbni Nübâte (el-İ?tirâf ve’l-istidrâk ?alâ men cema?a Dîvâne İbn Nübâte el-Mısrî).
İbn Hacer’in, 795 (1393) yılında aruzla ilgili beyitleri şerhettiği Muhtasarü’l-?arûz’u (Mukaddime fi’l-?arûz), Nüzhetü’n-nevâzıri’l-mecmû?a fi’l-mülahi ve’n-nevâdiri’l-mesmû?a adlı (Süyûtî, Nazmü’l-?ikyân, s. 48) tamamlayamadığı bir eseri, ayrıca es-Sehlü’l-menî? fî şevâhidi’l-bedî?, el-Müntehab min Kitâbi’l-Edeb ve el-Kasdü’l-bâdî beyne’l-merâci? ve’l-bâdî adlı çalışmalarının bulunduğu kaydedilmektedir.
S) Sorular ve Cevaplar. 1. Fetâva’l-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî fî ahvâli’l-kubûr ve ehvâli’n-nüşûr. Ölünün kabir ve âhiret hayatıyla ilgili yirmi sekiz sorunun kısa cevaplarını ihtiva eden risâle Delhi (1872), Kahire (1408/1987) ve fetvaların kaynakları gösterilmek suretiyle Muhammed b. Abdülhakîm el-Kadî tarafından yine Kahire’de (1407/1987) yayımlanmıştır. Müellifin benzer konularda sorulan otuz iki soruya verdiği daha uzun cevapları içine alan fetvalarını da Fetâvâ el-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî: kısmü’l-?akide adıyla Muhammed Tâmir neşretmiştir (Tanta 1410/1989). Onun Risâle fî su?âli’l-meyyit fi’l-kabr, el-Cevâbü’ş-şâfî ?ani’s-su?âli’l-hâfî adlarıyla anılan eserlerinin de aynı veya benzer risâleler olması muhtemeldir. Müellifin 108 hadisi ihtiva eden Ahvâlü’l-meyyit min hîni’l-ihtizâr ile’l-haşr (nşr. Yüsrâ Abdülganî el-Büşrâ, Kahire 1409/1989) adlı eseri de burada anılmalıdır. Müminin ölüm sonrası haline dair yirmi sekiz soruyu ve cevaplarını ihtiva ettiği ve iki yazmasının günümüze geldiği belirtilen (Brockelmann, GAL, II, 82-83) el-Es?iletü’l-müfîde ve’l-ecvibetü’l-?adîde, aynı konudaki elli dokuz soruya verdiği cevapları içine alan ve Milano Ambrosiana’da bulunan bir diğer risâlesi de (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75) onun aynı tür eserlerindendir. 2. el-Ecvibetü’l-vâride ?ani’l-es?ileti’l-vâfide min Haleb (el-Ecvibetü’l-celiyye ?ani’l-es?ileti’l-Halebiyye, Tertîbü’l-mübhemât ?ale’l-ebvâb). Sahîh-i Buhârî’deki bazı hadislerde müphem ifadelerle zikredilen şahısların kim olduğu, bir kısım muallak rivayetlerin hangi hadis kitaplarında mevsûl olarak rivayet edildiği, bazı olayların hangi yılda meydana geldiği gibi hususlarda hocası Burhâneddin el-Halebî’nin oğlu Ebû Zer el-Halebî’nin kendisine sorduğu kırk kadar soruya verdiği cevapları ihtiva eden eser, Ebû Yahyâ Eşref el-Fîşâvî (Tanta 1412/1992) ve İkmâlü mübhemâti’l-Buhârî ve fevâ?id li-Fethi’l-bârî el-ma?rûfe bi’smi’l-Ecvibeti’l-vâride ?ani’l-es?ileti’l-vâfide adıyla Amr Ali Ömer (Dımaşk-Beyrut 1415/1994) tarafından yayımlanmıştır. 3. Cevâbü su?âl fîmen ?âşe ba?de’l-mevt (el-Bahs ?an ahvâli’l-ba?s) (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Mecmua, Hadis, nr. 1559; Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 1075, hadis 284, vr. 17-19). 4. Es?ile min hatti’ş-Şeyh İbn Hacer el-?Askalânî ve’l-cevâb ?aleyhâ. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî tarafından derlenen eseri Ebû Abdullah Muhammed Hasan İsmâil eş-Şâfiî el-İmtâ? bi’l-erba?îne’l-mütebâyineti’s-semâ? ile birlikte neşretmiştir (Beyrut 1418/1997). 5. Su?âl ile’l-?ulemâ? ?ani’l-mü?errih ellezî yezkürü terâcüme’n-nâs ?alâ mâ ya?lemü minhâ min hayr ve şer ve icâbetü’l-?ulemâ? ?aleyhâ ve evvelühüm İbn Hacer el-?Askalânî. Haydarâbâd Âsafiye Kütüphanesi’nde bir nüshası vardır (Mecmua, nr. 44). 6. el-Cevâbü’l-celîl ?an hükmi (ziyâreti) beledi’l-Halîl (el-Binâ?ü’l-celîl bi-hükmi beledi’l-Halîl). Temîm ed-Dârî ile birlikte Hz. Peygamber’in huzuruna gelen Ebû Hind ed-Dârî’nin biyografisine dair bir cüzdür. Brockelmann’ın (GAL, II, 82) adını Cevâbü es?ile tete?allak bi’l-hadîs fî vakfi beledi’l-Halîl ?alâ Temîm (Brockelmann’a göre Temîn, bk. a.g.e., a.y.) ed-Dârî adıyla kaydettiği eserin Berlin’de Staatsbibliothek’te (nr. 1589) ve British Museum’da (nr. 1468/2) birer nüshası bulunmaktadır.
Bazı hadislerin sağlamlık derecesini öğrenmek amacıyla sorulan sorulara İbn Hacer’in verdiği cevapları ihtiva eden el-Es?ile ve’l-ecvibe adlı risâleler de vardır. Bunlardan Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüsha (Beşir Ağa [Eyüp], Mecmua, nr. 142, vr. 22-24) on dört, Köprülü Kütüphanesi’ndeki nüshalar (Mecmua, nr. 1629, vr. 47-51, 53-59; nr. 1630, vr. 133-140) sırasıyla dört, on iki ve üç, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki nüsha (AY, nr. 2461, vr. 25-27) yirmi dokuz soruya verdiği cevapları içine alır. Onun el-Ecvibetü’l-müşerrika ?ani’l-es?ileti’l-müferrika adlı eseri de (Keşfü’z-zunûn, I, 12) burada anılmalıdır.
Ş) Diğer Eserleri. 1. Dîvânü’l-Hutabi’l-Ezheriyye. Rebîülevvel 817’den (Haziran 1414) Şevval 820’ye (Kasım 1417) kadar Ezher Camii’nde okuduğu otuza yakın hutbesini ihtiva etmektedir (Bulak 1301). 2. Zeyl ?alâ Zeyli’l-Hüseynî. Zehebî’nin el-?İber’i üzerine Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî’nin yazdığı zeylin devamı mahiyetinde olup 763 (1362) yılından başlamaktadır. 3. Müntehabü Târîhi Kazvîn. 836’daki (1433) Halep seyahati sırasında Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî’nin et-Tedvîn fî târîhi Kazvîn adlı eserini birkaç “kürrâse” halinde ihtisar ettiği bir çalışmadır. İbn Hacer’in ayrıca 795’te (1393) tamamladığı belirtilen Muhtasaru Telbîsi İblîs li’bni’l-Cevzî, Dîvânü’l-hutabi’l-Kılâ?iyye, el-Mecma?u’l-?âm fî âdâbi’ş-şarâb ve’t-ta?âm ve duhûli’l-hammâm, Cüz? fî darbi’r-remel, Risâle fî ta?addüdi’l-Cum?a bi-belde vâhide adlı eserleri vardır.
İbn Hacer’e Nisbet Edilen Eserler. 1. el-Münebbihât (el-Münebbihât ?ale’l-isti?dâd li-yevmi’l-mî?âd [me?âd] li’n-nush ve’l-vedâd). İbn Hacer’le ilgisi bulunmamakla beraber Münebbihâtü İbn Hacer adıyla çeşitli baskıları bulunan kitabı (Bombay 1270/1853; İstanbul 1315/1899, 1322/1904; İzmir 1963; İstanbul 1974) Kâtib Çelebi Zeynülkudât Ahmed b. Muhammed el-Hiccî’ye nisbet etmiş olup (Keşfü’z-zunûn, II, 1848) eser muhtemelen Şehâbeddin İbn Hiccî (ö. 816/1413) tarafından kaleme alınmıştır (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 481). Yanlışlığın ise İbn Hiccî kelimesinin İbn Hacer şeklinde okunmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Eser bazı yazmalarında İbn Hacer el-Mekkî’ye izâfe edilmektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî, I, 681). İbn Hacer’e nisbet edilen el-İsti?dâd kable’l-fevt fî nusreti meleki’l-mevt de (Brockelmann, GAL, II, 82) aynı kitabı hatırlatmaktadır. Lahor (1889, 1897), Kazan (1904), Kanpûr (1284, 1890), Delhi (1282), İstanbul (1315), Tanta (1978) ve Beyrut’ta (1980, 1983) basılan el-Münebbihât Ömer ed-Dîrâvî (?), Ebû Hacele (Beyrut 1974) ve Âdil Ebü’l-Meâtî (Kahire 1986) tarafından tahkik edilerek el-İsti?dâd li-yevmi’l-me?âd adıyla yayımlanmıştır (yazma nüshaları ve üzerinde yapılan diğer çalışmalar için bk. Brockelmann, GAL Suppl., II, 74). 2. Gırâsü’l-Esâs. Zemahşerî’nin Esâsü’l-belâga adlı Arapça mecazlar sözlüğünden sadece mecazi mânalar ihtisar edilerek meydana getirilen eser Tevfîk Muhammed Şâhîn tarafından yayımlanmış olup (Kahire 1411/1990) Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im eserin İbn Hacer’e nisbet edilen kitaplardan biri olduğunu söylemektedir (İbn Hacer el-?Askalânî, I, 668-670). Brockelmann’ın zikrettiği (GAL, I, 84) Muhtasarü’l-Esâs bu eserin muhtasarı olmalıdır. 3. en-Nühabü’l-celîle fi’l-hutabi’l-cezîle. Altmış bir hutbeyi ihtiva eden çalışma (Kahire 1310) İbn Hacer’in eserlerinin zikredildiği hiçbir kaynakta geçmemektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî, I, 609-610). 4. el-Es?iletü’l-fâ?ika bi’l-ecvibeti’l-lâ?ika (nşr. Muhammed İbrâhim Hafîzürrahman, Bombay 1410).
İbn Hacer’e nisbet edilen diğer eserler de şunlardır: ?Aşeretü(?İşretü)’l-?âşir (Keşfü’z-zunûn, II, 1141); İbn Hişâm’ın Kavâ?idü’l-i?râb’ının muhtasarı olduğu söylenen ?Aynü’l-Kavâ?id; Beyânü mâ ahrecehü’l-Buhârî ?âliyen ?an şeyh ahrece zâlike’l-hadîs ahadü’l-e?imme ?an vâhid ?anh (Abdülhay el-Kettânî, I, 335); Cemâlü’l-kurrâ? (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Cüz? fî esmâ?i’l-müdellisîn; Cüz? Kıssati (Turuku hadîsi) Hârût ve Mârût; Corcî Zeydân’ın on iki cilt olup Leknev’de (1253) ve Lahor’da (1888) basıldığını ileri sürdüğü hadise dair ed-Dîbâce (Âdâb, III, 176; Ziriklî, I, 178); ed-Dürer fi’n-nafakati’l-kalîle; ed-Dürrü’l-manzûm veya el-Mu?aşşerât (Brockelmann, GAL, II, 84); Edebü’z-zayf ve’l-muzayyif (Brockelmann, GAL, I, 83); Esne’l-metâlib fî sılati’l-ekarib (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76); Fihrist müsta?cel ve ?ulâle mütehammil (Abdülhay el-Kettânî, II, 930); Hadîsü Ahmed b. Huzeyme (bu eserden yapılmış seçmeler için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 75); el-Hisâlü’l-vâride bi-hüsni’l-ittisâl; el-İhlâs (eserden yapılmış seçmeler için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 75); el-İlhâmü’s-sâdır ?ani’l-in?âmi’l-vâfir; İrşâdü’l-?ibâd (Brockelmann, GAL, II, 76); İlsâku ?uvâri’l-heves limen lem yefhemi’l-ıztırâb fî hadîsi’l-besmele ?an Enes (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); İsnâdü’l-hamse (Brockelmann, GAL, II, 76); İttibâ?u’l-eser fî rihleti İbn Hacer; hadise dair olup Bâlîzâde Mustafa Efendi ve daha başkaları tarafından şerhedildiği söylenen el-Kusârâ (Keşfü’z-zunûn, II, 1327); Aclûnî’nin Keşfü’l-hafâ adlı eserini kaleme alırken çok faydalandığı anlaşılan (I, 6, 7, 8) el-Le?âli’l-mensûre fi’l-ehâdîsi’l-meşhûre; Menâkıbü’ş-Şeyh Ebi’l-?Abbâs Ahmed el-Harrâr; Irâki’nin el-Mevridü’l-henî fi’l-mevlidi’n-nebî adlı eserine yazılmış muhtasar (Brockelmann, İbn Hacer’in bu konudaki eserinin adının Mevlidü’n-nebî olduğunu, günümüze gelen şerh ve hâşiyelerinin bulunduğunu söylemektedir, bk. GAL, II, 83; Suppl., II, 74); el-Mugnî fî zabti’l-esmâ? ve’l-ensâb (Medine, el-Mektebetü’l-Muhammediyye’de [Esmâü’r-ricâl, nr. 4] bir nüshasının bulunduğu kaydedilmektedir: Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Muhtasarü’t-Tenbîh; Müntehab latîf min Kitâbi’l-Meslât li-Ebî Hayyân; Müntehabü Rihleti İbn Rüşeyd; Münteka Zevâ?idi’l-elgaz li’l-Gazzî; Rihle min Mısr ilâ Dımaşk; Risâle fî hakki’l-ehâdîs (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76); er-Risâletü’l-garriyye (?izziyye, gazziyye) fi’l-hisâb; Risâle fi’l-cevâb ?an es?ile ?urizat ?aleyh (Brockelmann, GAL, II, 76); Ebü’l-Feth el-Kahirî’nin Sebet’inden derlendiği söylenen (Hediyyetü’l-?ârifîn, I, 129) Sülve fî haberi Kilve (Sülvet sebetü Kilvet; benzeri için bk. Brockelmann, GAL, II, 539); es-Sîre (es-Sîretü’n-nebeviyye); Abdülganî el-Ezdî’nin Müştebihü’n-nisbe’sinin üzerine yazıldığı söylenen Tavzîhu’l-Müştebih; Tuhfetü ehli’t-tahdîs ?an şüyûhi’l-hadîs (Ziriklî eserin üç cilt olduğunu söylemektedir, el-A?lâm, I, 178; Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Târîhu’l-Medîneti’l-münevvere (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Tercemetü’n-Nevevî; Tercemetü es-Seyyid Ahmed el-Bedevî (Brockelmann, GAL, I, 83). Ayrıca İbn Hacer’in hiçbir kaynakta zikredilmeyen Gayetü’n-nef? fî şerhi temsîli’l-mü?min bi-hâssati’z-zer? adlı bir eserinin yayımlandığı (Kahire 1358/1940) kaydedilmektedir (Sâlihiyye, II, 152).
Müellifleri bilinen bazı eserler de İbn Hacer’e nisbet edilmiştir. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî’nin el-Fethu’l-mevâhibî fî menâkıbi’ş-Şâfi?î’si (bazı kaynaklarda el-Fethu’l-Vehbî fî menâkıbi’ş-Şâtıbî adıyla geçmektedir, bk. Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî, I, 678), Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Ebû Bekir b. Zeyd el-Mevsılî’nin (ö. 870/1465-66) Mehâsinü’l-mesâ?î fî menâkıbi’l-İmâm Ebî ?Amr el-Evzâ?î’si, İbn Hacer el-Heytemî’nin el-Ecvibetü’z-zekiyye ?an te?hîri’l-?amel ve takdîmi’n-niyye’si (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75), yine İbn Hacer el-Heytemî’nin Şerhu’l-İrşâd’ı (Keşfü’z-zunûn, I, 69), muhtemelen yine İbn Hacer el-Heytemî’ye ait olan Tuhfetü’l-muhtâc bi-şerhi’l-Minhâc’ı bunlardan bazılarıdır.
İbn Hacer’in hayatı ve eserlerine dair talebesi Sehâvî el-Cevâhir ve’d-dürer fî tercemeti şeyhi’l-İslâm İbn Hacer adıyla bir kitap kaleme almış (nşr. Hâmid Abdülmecîd, Tâhâ ez-Zeynî, Kahire 1406/1986), bu kitap İbn Hacer üzerinde yapılan bütün araştırmalara kaynak teşkil etmiştir. Sabri Hâlid Kavaş (Sabri Khalid Kawash), Ibn Hajar al-Asqalani (1372-1449 A.D.): A Study of the Background, Education and Career of a ?Alim in Egypt adlı doktora çalışmasında (Princeton University, 1969) İbn Hacer’in ilmî kişiliğini incelemiş, Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Hacer el-?Askalânî ve dirâsetü musannefâtihî ve menhecihî ve mevâridihî fî Kitâbi’l-İsâbe (I-, Bağdat, ts. [Dârü’r-risâle]; I-II, Beyrut 1417/1997) adlı doktora tezinde İbn Hacer’in hayatını ve özellikle eserlerini geniş şekilde araştırmış, Abdüssettâr eş-Şeyh de el-Hâfız İbn Hacer el-?Askalânî emîrü’l-mü?minîn fi’l-hadîs (Dımaşk 1412/1992) adıyla bir eser yazmıştır. Âftâb Ahmed Rahmânî, “The Life and Works of Ibn Hajar al-Asqalani” adlı makalesinde (bk. bibl.) onun hayatı ve eserleri, Muhammed Kemâleddin İzzeddin et-Târîh ve’l-menhecü’t-târîhî li’bn Hacer el-?Askalânî adlı kitabında (Beyrut 1404/1984) hayatı ve özellikle İnbâ?ü’l-gumr’daki metodu üzerinde durmuş, İbn Hacer el-?Askalânî mü?errihen adlı çalışmasında ise (Beyrut 1407/1987) bir önceki eserini özetlemiştir. Abdurrahman el-Bûsîrî de İbn Hacer’le Bedreddin el-Aynî arasındaki ihtilâfa dair Mübtekirâtü’l-le?âlî ve’d-dürer fi’l-muhâkemeti beyne’l-?Aynî ve’bni Hacer’i kaleme almıştır (nşr. Süleyman Muhammed er-Rûbî - Hâdî Arefe, Trablusgarp 1959; Kahire 1401/1981). İbn Hacer’in muhaliflerinden Alemüddin Sâlih b. Ömer el-Bulkinî’nin el-Fücer ve’l-bücer fî tercemeti İbn Hacer adlı bir kitap yazdığı (Keşfü’z-zunûn, I, 618), Abdullah b. Zeynüddin b. Ahmed el-Busravî eş-Şâfiî’nin İbn Hacer’in biyografisine dair Cümânü’d-dürer adlı bir eser kaleme aldığı (Murâdî, III, 87) ve bu eserin Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunduğu (Ziriklî, IV, 88) zikredilmiştir. Brockelmann, Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Mukrî el-Fâsî’nin Tenâsüku’d-dürer fî tercemeti İbn Hacer adıyla bir eser kaleme aldığını, bunun da muhtemelen Ebû Abdullah Muhammed b. Ali el-Hâc eş-Şâtıbî tarafından el-Cümân min muhtasari Ahbâri’z-zamân adıyla ihtisar edildiğini ileri sürmekteyse de (GAL Suppl., II, 73) bu muhtasarın Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî’nin Ahbârü’z-zamân’ı ile ilgili bir çalışma olduğu anlaşılmaktadır (Muhammed Kürd Ali, III [1971], s. 239-240).