« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Şub

2017

Yok olmak…

Adnan İslamoğulları 01 Ocak 1970

Başbakan "Değişime direnenler yok olacaklar" buyuruyor.

Referandumda "hayır" diyecek olanlar "yok olacaklar" diyerek, kendilerinin "evet" deme sebebini de 'hayır'cı blok olarak gösterip, "PKK-HDP-FETÖ evet dediği için hayır diyoruz" diyor..

Câmilerde "hayır" diyecek olanlara 'vatan haini-katil' gibi sıfatlarla hakaret ediliyor.

Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Referandumdan evet kararı çıkarsa terörün sesi kısılır" diyor, sanırsınız ki terörün sesini kendisi açıp kapatıyor.

Akıllara sezâ bir dönem yaşıyoruz gerçekten.

Başbakanı dinleyince sanırsınız ki ortaya bir teklif koymuşlar ve geri çekilip beklemişler, kim 'evet' diyecek, kim 'hayır' diyecek. Sanki oyun oynuyorlar, 'elma' ve 'armut'un yerini 'evet' ve 'hayır' almış, "hayır" dersen çık, "evet" dersen de çık diyorlar. Ve "hayır" diyenleri gördükten sonra kendi kararlarını vermişler. Bir bakmışlar PKK-HDP-FETÖ ve tabii ki CHP "hayır" diyor, o zaman "biz evet diyelim" diye karar vermişler. Yani alâ yı vâlâ ale'l acele TBMM'den geçirdikleri teklif hakkında hiçbir fikirleri yok sanki.

Yani eski gelenek, durum muhasebesine düşmandan başlamışlar fakat bir yandan da medeniyet hamlesi olarak pazarlıyorlar. Medeniyet kavramının ne demek olduğuna dair kafalarında zerre bir karşılık yok, medeniyetin ne demek olduğunu, nasıl oluştuğunu bile bilmiyorlar.

Ve…

Direnenlerin "yok olacaklarını" söylüyor Sn. Başbakan.

PKK- HDP-FETÖ "evet" mi der yoksa "hayır" mı, bilmiyorum açıkçası.

Fakat Sn. Başbakan, Biz size 2010 referandumunda da o zamanki adıyla cemaatle birlik olup düzenlediğiniz evet kampanyalarında da direnmiştik, devletin kadrolarını cemaate peşkeş çektiğiniz kampanyalarda da direnmiştik, hani bir bürokratınızın o masada gülerek "sizin şehirlere patlayıcı yığdığınızı biliyoruz" dediği Oslo'da da direnmiştik size. Habur'da da, açılım sürecinde de, Suriye politikanızda da direnmiştik. Bugün tutuklanan HDP milletvekillerinden bâzılarını Kandil postacısı yaptığınız günlerde de, aynı vekillerle sanki savaşmış iki devletin tarafları gibi Dolmabahçe Sarayı'nda verdiğiniz o esef verici görüntüde de direnmiştik. Devr-i iktidarınızda hizmet diye başlayan, cemaat diye yoluna devam eden ve 15 Temmuz'da FETÖ olarak devletin karşısına, maskesini çıkararak düşman olarak çıkan yapıyla ilişkilerinizde de direnmiştik, siz Türkçe Olimpiyatları'na destek verirken, hatıra paralar basarken, "vesayeti kaldıracağız" diyerek FETÖ'nün savcılarıyla iş tutup Balyoz, Ergenekon dâvâlarıyla Türk Ordusu'nun seçkin subaylarını Silivri'ye tıkarken de, o dâvâların savcısı olurken de direnmiştik. Hatırlar mısınız Sn. Başbakan, 14 Kasım 2015 tarihinde Silvan'da askerin çekildiği görüntüleri? Askerlerimizin 'barış süreci' adını verdiğiniz ve sonra sizin de en üst perdeden 'yanıldığınızı' kabul ettiğiniz süreç gereği Silvan sokaklarında nasıl aşağılandığını, nasıl hakaretlere maruz kaldığını, "Biji Serok APO" sloganları altında askerî araçlarımızın nasıl tekmelendiğini hatırlar mısınız? İşte biz o gün de size direnmiştik.

Şimdi, demokrasinin defni olarak anladığımız ve adına ister Başkanlık, ister Cumhurbaşkanlığı deyin bu referandumda da tıpkı 2010 referandumunda yaptığınız gibi yanlış yaptığınızı, yanıldığınızı düşünmek gibi bir cüretimiz var müsaadenizle ve "hayır" diyerek direneceğiz.

"Evet" demez isek yok mu olacağız?

Biz yok olmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa Sn. Başbakan, nasıl çıkar?

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 47358

ulkucudunya@ulkucudunya.com