Karargâh rahatsız
Melih Aşık 01 Ocak 1970
Hürriyet Gazetesi’nin “7 eleştiriye 7 yanıt” ve “Karargah Rahatsız” başlığıyla geçen hafta verdiği haber hayli gürültü kopardı.
Hande Fırat imzalı haberde Genelkurmay Başkanı’na yönelik kimi eleştiriler ve bunlara “Karargah” imzasıyla verilen cevaplar yer alıyordu. Hande Fırat, Orgeneral Akar’a yönelik söz konusu eleştiri ve suçlamaları Genelkurmay Başkanlığı İletişim Dairesi’ne sormuş, aldığı yanıtları haberleştirmişti.
Eleştirilerin başta geleni TSK’da türbana izin verilmesiydi.
Genelkurmay bu konudaki açıklamasında “Milli Savunma Bakanlığı bu kararı alırken bize fikrimizi sormadı” diyordu.
Ancak “bize sorulmadı” derken Genelkurmay “türbana karşıyız” gibi bir görüş de belirtmiyordu.
Milli Savunma Bakanlığı konuyu elbet Genelkurmay’a sormalıydı.
Ancak sormadan karar alma yetkisi de vardı.
Bilindiği gibi kuvvet komutanları 15 Temmuz’un ardından çıkarılan bir KHK ile Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştı.
Genelkurmay Başkanlığı sembolik düzeye indirildi.
Derken işin böyle yürümeyeceği anlaşıldı.
Bunun üzerine “Kuvvet Komutanlıklarının İstihbarat ve Harekât konuları Genelkurmay Başkanlığı’na, Personel ve Lojistik konuları da Millî Savunma Bakanlığı’na” bağlandı...
Bu düzenleme de yeni karışıklıklar yaratıyor.
MSB ile Genelkurmay arasında sürtüşme basına kadar yansıyor.
Bu arada iktidar, gazete haberini, hem darbe mağduriyeti hem Hürriyet ile hesaplaşma fırsatına dönüştürüyor.
Kavga büyüyor.
Af da gündemde
Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri Bülent Serim, Odatv’deki yazısında yeni anayasa teklifinin pek tartışılmayan bir yanını gündeme getiriyor. Bu teklifle geçmişe yönelik af çıkarıldığını şöyle anlatıyor:
“Meclis Soruşturması, yöntemi denetim yolu olmaktan çıkarılarak, AKP döneminde başbakanlık yapmış olanların gelecekte soruşturulup yargılanmasının da önüne geçilmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım bu kapsamdadır.
Değişiklikler yürürlüğe girdiğinde bunlar için gelecekte, yolsuzluk olayları nedeniyle hesap verme kaygısı kalmayacaktır.
Her iki durumda da bunun açık adı özel aftır.
AKP dönemi bakanları için de, görevlerinden doğan suçlar için, sayısal güçlük nedeniyle affa yakın bir sistem getirilmektedir. Bu gibilerin soruşturulmalarının istenilmesi için 301, soruşturma açılması için 360, Yüce Divan’a sevkleri için de 400 oy gerekmektedir.”
ÜS
Emekli general Nejat Eslen soruyor:
“Meksika’nın kuzeyinde bir terör örgütü ABD sınırında belli bir bölgeyi kontrol etse, bir devlet kurmayı amaçlasa, ve o devleti ABD güneyine de yaymayı amaçlasa...
Ve Türkiye binlerce kilometre uzaktan gelerek bu terör örgütünü desteklese, silah yardımı yapsa, ABD’den terör örgütüne hava desteği sağlamak için üs talep etse, ABD’nin tutumu ne olurdu?
Herhalde bize ‘Siz delirdiniz mi?’ derlerdi...
Peki öyleyse biz ABD’nin İncirlik’i kullanarak PKK uzantısı PYD’ye hava desteği ve silah sağlamasını nasıl kabul edebiliyoruz?”
Parlamenter sistem yürümüyormuş!
Parlamenterler tek kişi tarafından
talimatla
parmak
kaldırıp indiren kişiler arasından seçilirse
yürümez tabii...
***
“Ne mutlu evet diyene” diyorlar…
“Yeni Türkiye” dediklerinin sloganı
bile
“Eski Türkiye’den” çalıntı…
Akif Kökçe
AJANS
İstanbul Barosu eski Başkanı Doç. Ümit Kocasakal Karadeniz’de toplantılar yapıyor, yeni anayasanın getireceği modeli halka anlatıyor. Kocasakal’ın ekibinden tanıdık bir isim arıyor:
- Eskiden özel haber ajansları bu toplantıları izliyordu, diyor, artık ne izliyorlar ne de konuşma programından söz ediyorlar...
Ümit Kocasakal, Metin Feyzioğlu, Süheyl Batum gibi isimler durup dinlemeden salon toplantılarında halka yeni anayasayı anlatıyor. Bu isimlerin ekrana çıkması yasak. Malumunuz ekranlara sadece AKP’nin onayladığı isimler çıkıyor. Şimdi anlaşılan haber ajansları da “Haber yapmayın” diye uyarılmış.
Böylesi dürüst ve adil bir referanduma gidiyoruz!