Silivri’de demokrasi ve adalet dersleri
Emre Kongar 01 Ocak 1970
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya Adalet Bakanı’na gönderdiği mektupta şöyle dedi:
“...Türk yargısı tartışmasız Alman yargısından daha adil, daha bağımsız, daha tarafsız bir yargıdır.”
Bu haberi, haklarında iddianame bile hazırlanmadan aylardır hapiste olan:
Cumhuriyet Gazetesi’nden Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik, Turhan Günay, Güray Öz, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Ahmet Şık ve onlar gibi daha pek çok insan...
Silivri Ceza ve Tevkif Evi’nde okudu.
***
Tam bu sırada Basın Konseyi de Adalet Bakanı’na bir mektup yollamış ve şu soruları sormuştu:
- Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle anayasal haklarını kullanırlarken tutuklanarak aylardır cezaevlerinde tutulan gazetecilerin maruz kaldığı kabul edilemez bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Adalet Bakanı olarak mahkemelere müdahale hakkınızın olmadığını kuşkusuz biliyoruz. Ancak vicdani açıdan yaşananlara tepkiniz nedir acaba?
- Tutuklu gazetecilerin MESLEK KURULUŞU olarak çok sayıdaki görüşme talebimizin de makamda bekletildiği bilgisi, acaba sizinle paylaşılıyor mu?
***
Ne rastlantıdır ki yine aynı günlerde, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Mark Toner şöyle diyordu:
“... Türkiye’yi ifade özgürlüğü, adil yargılanma güvenceleri, yargı bağımsızlığı ve diğer temel özgürlüklere saygı göstermeye çağırıyor ve bunları sağlamak için teşvik ediyoruz.
Ayrıca, ifade özgürlüğüne sıkı sıkıya güveniyoruz.
Düşünceyi ifade etme medya özgürlüğü de dahil olmak üzere her türlü ifade özgürlüğünü destekliyoruz.
Bazılarının tartışmalı veya rahatsız edici bulabileceği konuşmaları içermesi yalnızca demokrasiyi güçlendirir ve korunması gerekir.”
***
Yine bugünlerde, yüz binlerce kişinin işinden çıkarıldığı, on binlerce insanın hapse atıldığı OHAL rejiminde yapılacak olan Anayasa referandumu hakkında Venedik Komisyonu da bir rapor yayımladı.
Daha pek çok eleştiri yanında, “Türkiye’nin yapmak istediği değişiklikTürkiye’nin köklü parlamenter geleneğinden keskin bir ayrılıştır.” ve “Bu paket Türkiye’ye otoriter rejimi engelleyebilecek fren ve denge mekanizmalarının bulunmadığı bir başkanlık sistemi getirecek” dedi.
***
Demokrasinin, İnsan Haklarının, Hukuk Devleti’nin, Anayasa’nın, Adaletin koruyucusu ve kollayıcısı olması gereken yüksek yargı organları suskun...
YÖK baskısı altındaki üniversiteler, özellikle de hukuk fakülteleri,Demokrasi, Hukuk Devleti, Adalet, Anayasa ve İnsan Hakları konularında sağır ve dilsiz:
Oralarda verilmesi gereken Demokrasi, Hukuk Devleti, Adalet, Anayasa, İnsan Hakları dersleri, Silivri’de uygulamalı olarak öğretiliyor...
Yaşasın AKP iktidarının “Alman yargısından daha adil, daha bağımsız, daha tarafsız” bir yargı ile taçlandırdığı “İleri Demokrasi” Rejimi!