'Evet'in işi neden çok zor?
Servet Avcı 01 Ocak 1970
Referandumda iktidarın işinin neden kolay olmadığını, hatta çok zor olduğunu rakamlarla aktaralım... Referandumun muhtemel sonuçlarıyla ilgili tahmin yapmak isteyenlerin, aktaracağım rakamları ve karşılaştırmayı bir kenara not etmeleri gerekiyor...
İşsizlik rakamlarıyla iktidar partisinin oy oranları arasındaki müthiş ilişki, bundan sonra olacaklarla ilgili ipucu veriyor...
2002'den itibaren ülkemizde genel ve yerel olmak üzere 8 seçim yapıldı... 2002'den sonra AKP'nin en düşük oy aldığı seçim 2009'de gerçekleşen İl Genel Meclisi ve Büyükşehir Meclis Üyeliği seçimleriydi...
İktidar partisi bu seçimlerde 2 yıl öncesine göre dramatik bir düşüş yaşamış, yaklaşık 8 puan gerileyerek yüzde 38.3'te kalmıştı...
Kısa sürede bu kadar yüksek kayıp neyle açıklanabilirdi? Rakamlar gerçeği ortaya koyuyor... İşsizlik yüzde 14'le son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı... Bu acı sonuç iktidar partisini direkt vurmuştu...
Daha 2 yıl önce, yani 2007'de işsizlik rakamları yüzde 10.3 iken aynı yıl yapılan genel seçimde yüzde 46.6'yı yakalayan iktidar partisi, işsizlik artışından doğan büyük faturayı kısa zamanda kucağında bulmuştu...
Anlaşılıyor ki işsizlik rakamları, diğer parametrelerden çok daha hızlı biçimde seçimlerin skor tabelalarına yansıyor...
***
Örneklere devam edelim... İktidar partisinin tarihinde en yüksek oy aldığı seçimler 2011'de yapılan genel seçimlerdi... Yüzde 49.8'le gelen başarının tesadüfî olmadığını o yılın işsizlik rakamları da destekliyor... 2011'de işsizlik oranı tek haneli, yüzde 9.8...
İşsizlik rakamlarıyla iktidar partisi oy oranları arasında öylesine net bir ilişki var ki dikkate almamak mümkün değil... Biri yükselirken diğeri mutlaka ama mutlaka düşüyor... Ya da tam tersi, biri düşerken diğeri mutlaka yükseliyor...
İşsizlik yükselirken iktidar partisinin oy artırdığı tek bir istisna yok... İşsizlik oranı ne kadar yükselmişse o gerçeğe paralel oy kaybetmiş...
***
Gelelim bugüne... Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılının işsizlik rakamlarını açıkladı hafta başı... Buna göre işsizlik oranı 12.7'ye fırlamıştı ve bu sonuç son 7 yılın zirvesiydi...
Tarım dışı işsizlik oranı da Aralık'ta 2,2 puanlık artışla yüzde 14,9'a çıkmış... Genç nüfusta işsizlik 4,8 puan artarak yüzde 24'e yükselmiş... İşsizler ordusuna bir anda yaklaşık 700 bin kişi daha eklenmiş... Bunlar devletin resmî rakamları...
Yıllara göre büyüme oranları da bu karşılaştırmaları destekleyen cinsten... 2011'de büyüme oranı yüzde 8.8... Direkt seçim sonuçlarına da yansımıştı bu oran ve iktidar partisi seçimlerde yüzde 49.8'le rekor kırmıştı...
2009'da büyüme oranımız ekside seyretmiş ve bu sonuç iktidar partisini yüzde 38.3'e çekerek cezalandırmıştı... Oysa aynı parti 2007'de büyüme hızı oranı yüzde 4.7 iken sandıklardan yüzde 46.6 çıkarmıştı...
***
Geçtiğimiz Aralık ayında tespit edilen ve muhtemelen yükselerek devam eden işsizlik rakamları iktidar partisini fazlasıyla tehdit ediyor... Belki de bu yüzden önümüzdeki referandumun konusu anayasa olmasına rağmen, anayasadan başka her şey konuşuluyor... Hâlâ yollardan, köprülerden, tünellerden bahsediliyor, 18 maddeye mecbur kalmadıkça temas edilmemeye özen gösteriliyor...
İşsizlik rakamlarının neyin ayak sesi olduğu bilindiği için de, 'tarihin en büyük istihdam projesi' diye kampanyalar parlatılmaya çalışılıyor... Doğrusu bu kampanyada haksız da sayılmazlar, çünkü iktidarları dönemindeki bütün iniş çıkışları işsizlik rakamlarıyla ters orantılı... Başarının veya başarısızlığın bu rakamlarla nasıl ilişkili olduğunu biliyorlar...
İşleri zor, hem de çok zor...