Ölümünden bu yana hiç bu kadar konuşulmadı: Dokuz Soruda Muhsin Yazıcıoğlu ‘vaka’sı
UFUK ÇALIŞKAN 01 Ocak 1970
17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturma dosyalarında yer aldığı iddia edilen dinleme kayıtlarının internete sızdırılmasıyla başlayan süreçte, yerel seçimlere kısa bir süre kala Başbakan’ı son derece zor durumda bırakacak önemli iddialar içeren kayıtların yayınlanacağı haberleri özellikle sosyal medyada ciddi karşılık buldu.
25 Mart 2014, hükümetin başta Twitter yasağı olmak üzere sosyal medyaya yönelik eylem ve tutumları da göz önüne alındığında, söz konusu beklentinin somutlaştığı tarih oldu.
Kaydın içeriğine yönelik ortaya atılan iddialarda biri de tam beş yıl öncde, 25 Mart 2009’da bir helikopter kazasında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkindi. Yazıcıoğlu’nun ‘kaza süsü’ verilmiş planlı bir cinayetin kurbanı olduğunu kanıtlayacak bir görüşme kaydının varlığı iddiası gözleri tekrar bu kazaya çevirdi.
Peki Muhsin Yazıcıoğlu kimdi, neden öldürülmek istenmiş olabilirdi?
Dokuz soruda…
1- Muhsin Yazıcıoğlu kimdir?
31 Aralık 1954‘te Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğan Muhsin Yazıcıoğlu, 1980 öncesi yüzlerce gencin yaşamını yititrdiği siyasi çatışmaların yaşandığı dönemde Ülkücü Gençlik Derneği‘nin genel başkanlığını yapıyordu. 12 Eylül darbesinin ardından MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda yargılanan Yazıcıoğlu, yedi buçuk yıl Mamak Cezaevi’nde hapis yattı. Yazıcıoğlu kurucusu olduğu Büyük Birlik Partisi‘nin genel başkanlığını 29 Ocak 1993‘ten ölümüne dek sürdürdü. Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopterin bilinmeyen bir sebeple düşmesi sonucu öldü.
2- Muhsin Yazıcıoğlu siyasete nasıl başladı?
Siyasete doğum yeri olan Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi‘ne katılarak başlayan Yazıcıoğlu, üniversite eğitimi için geldiği Ankara’da Ülkü Ocakları Genel Merkezi‘nde görev yapmaya başladı. Ülkü Ocakları genel başkanlığına kadar yükselen Yazıcıoğlu 1978’de kurulan Ülkücü Gençlik Derneği’nin de (ÜGD) kurucu genel başkanı oldu. 1980 öncesi yaşanan çatışmalı dönemde, Yazıcıoğlu’nun Bahçelievler ve Maraş katliamlarında parmağı olduğu iddia edildi. Susurluk kazasında ölen ülkücü mafya lideri Abdullah Çatlı, Ülkücü Gençlik Derneği’nde Yazıcıoğlu’nun yardımcısı olarak görev yapıyordu.
12 Eylül sonrası yedi buçuk yıl cezaevinde yatan Yazıcıoğlu 1987’de katıldığı Milliyetçi Çalışma Partisi‘nde genel sekreter yardımcılığı görevinde bulundu.
7 Temmuz 1992‘de beş vekil arkadaşıyla birlikte MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 29 Ocak 1993‘te MÇP’ den ayrılan bir grup arkadaşıyla beraber Büyük Birlik Partisi‘ni (BBP) kurdu ve partinin genel başkanı oldu. Yazıcıoğlu ölümünüe dek BBP’nin genel başkanlığı görevini sürdürdü.
3- Muhsin Yazıcıoğlu nasıl öldü?
@MuhsnYazicioglu
Yozgat’ın Yerköy ilçesindeki BBP mitingine gitmek için 25 Mart 2009 tarihinde havalanan Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu TC-HEK tescil işaretli Bell 206L-4 LongRanger tipi helikopter, Kahramanmaraş’taki Keş dağına ‘bilinmeyen bir nedenle’ düştü.
Helikopterin enkazıyla birlikte Yazıcıoğlu ve beraberindekiler kazadan 48 saat sonra Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu.
4- Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazada şüphe çeken noktalar nelerdi?
Helikopter enkazının, 48 saat boyunca arama-kurtarma çalışmalarının yürütüldüğü bölgenin 115 kilometre uzağında bulunması, arama-kurtarma ekiplerinin ‘bilinçli’ olarak yanlış yönlendirildiği iddialarını gündeme getirdi.
Yazıcıoğlu’yla birlikte helikopterde bulunan isimlerden İhlas Haber Ajansı muhabiri İsmail Güneş‘in 112 Acil servisiyle kaza sonrası yaptığı 20 dakikalık telefon görüşmesi boyunca da helikopterin yeri belirlenemedi.
Telefonda oldukça net konuşan Güneş’in olaydan iki buçuk yıl sonra ortaya çıkan otopsi raporunda çenesinin kırık olması ‘ telefon görüşmelerinden sonra mı çenesi kırıldı’ sorusunu akıllara getirdi. Telefonda helikopter içinden konuştuğunu söyleyen Güneş’in cesedi, bacağında iki kemik, dört kaburga kemiği ve alt çenesi kırık olduğu halde enkazın 600 metre aşağısında bulunmuştu.
Enkaz üzerinde yapılan çalışmalarda ‘helikopterin beyni’ olarak nitelendirilen parçaların söküldüğü anlaşıldı. Helikopterden cihazları sökerken görüntüleri ortaya çıkan iki subayın savcılık ifadesinde, ‘cihazları sökmeleri konusunda herhangi bir emir-talimat almadıklarını’ söyledikleri iddia edildi.
Ailenin avukatı Selami Ekici, Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterin düşüş zamanındaki dört dakika 37 saniyelik radar görüntülerinin arşivlerden silindiğini öne sürdü.
Savcılığa ulaştırılan bir ihbar mektubundaysa, helikopterin düştüğü bölgede ‘temel manevra’ uygulamaları yapan iki savaş uçağının helikopterin düşüşüne neden olabileceği savunuldu.
5- Kazaya ilişkin iddialar üzerine ne yapıldı?
Söz konusu iddialar üzerine 18 Şubat 2010’da kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, raporunu 4 Nisan 2011’de açıkladı. Komisyonun çalışmalarından bir sonuç alınamazken, Yazıcıoğlu ailesinin girişimleri ve “Helikopterin beynini keçiler sökmedi ya” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu kazayı ve iddiaları araştırmak üzerine çalışmaya başladı.
DDK’nın raporunda “Özellikle arama-kurtarma boyutunda Devletin topyekun seferber olmasına rağmen istenen netice alınamamış ve ağır bir kamu hizmet kusuru ortaya çıkmıştır” denildi. Rapora göre, eldeki tek bilimsel veri olan TİB’den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritalar, arama kurtarma çalışmalarında dikkate alınmadı.
Kaza sürecine ilişkin iddialar özel yetkili savcılıkça soruşturulmaktaydı. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla soruşturma dosyası Kahramanmaraş Adliyesi’ne gönderildi. Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, soruşturmada özellikle yedi ana şüphe üzerinde durulduğunu açıkladı.
6- Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin iddialar neden tekrar gündeme geldi?
30 Mart seçimlerine kısa süre kala ‘çok daha sarsıcı’ bir kaydın sızdırılacağı iddiaları sosyal medyada tartışılmaya başlandı.
Bu iddialar arasında hiç kuşkusuz en çok ses getireni Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla MİT tarafından ’kaza süsü’ verilerek öldürüldüğüne ilişkin olanıydı.
7- 25 Mart sonrasında yayınlanacağı öne sürülen kayıtta Yazıcıoğlu’nun ölümü hakkında hangi iddialar dile getiriliyor?
TMSF tarafından Turkmedya Grubu’nun İcra Kurulu başkanlığına atanan Cengiz Özdemir, Akşam’da yayınlanan ‘Yazıcıoğlu‘nun ölüm emri ve fetvası’ başlıklı yazısında, hükümete yönelik ‘iğrenç bir komplo’ olarak nitelendirdiği ve 25 Mart’ta yayınlanacağı öne sürülen kayıtta yer aldığı söylenen iddiaları şöyle anlattı:
“…Artık hepimiz biliyoruz.
Bugün yarın yeni bir kayıt çıkacak.
O kayıt ortaya koyacak ki:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Hayrettin Karaman’a devletin bekası için Muhsin Yazıcıoğlu’nun katlinin caiz olup olmadığını soracak.
Fetvasını isteyecek.
Hayrettin Karaman hocanın cevabı, “katli vaciptir” olacak.
Bu cevap üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dönüp Hakan Fidan’a “merak etme ben fetvasını hem de Hayrettin Karaman hocadan aldım” diyecek.
Hakan Fidan da, “tamam o zaman; emredersiniz” diyerek operasyon emrini verecek.
MİT’in Operasyon Timi de Hakan Fidan’ın emri hem de fetvalı olunca, “emredersiniz” deyip selam çakacak.
Ve helikopter kazası süsü verilen bir suikastla Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından öldürtülecek!..”
8 – Muhsin Yazıcıoğlu neden öldürülmüş olabilir?
Muhsin Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterin kaza yaptığı günden bu yana olayın bir suikast olabileceği iddiası dile getirilirken, Yazıcıoğlu’nun neden öldürülmüş olabileceğine dair net ve üzerinde anlaşılan bir açıklama ortaya koyulamadı.
Sosyal medyada Yazıcıoğlu’nun suikasta kurban gitmiş olabileceğine dair yapılan tartışmalarda iki iddia öne çıktı.
a) Yazıcıoğlu’nun devlet katında ‘akil’ kabul edilen bir isim olması nedeniyle birçok önemli ve gizli belgenin kendisiyle de paylaşılması, bu durumun bir süre sonra ‘tehdit unsuru’ olarak görülmeye başlanması.
b) Ergenekon davasının ‘gizli tanığı’ olduğu iddia edilen Muhsin Yazıcıoğlu’nun ‘Bir Numara’ da dahil olmak üzere davayla ilgili bildiği her şeyi açıklamak istediği için susturulduğu.
9 – Yazıcıoğlu ailesi iddialar hakkında ne dedi?
Yazıcıoğlu ailesinin avukatları, Twitter’da 500 bine yakın takipçiye ulaşan ‘fuatvni’ rumuzlu kullanıcının “‘Muhsin Başkan’ın öldürülmesinden Beyefendi haberdardı. Bunu devletin bekası için kabullenmişti. Beyefendi’nin en büyük korkusu bunu bildiğine dair ses kaydının ortaya çıkacak olması” iddiasının araştırılmasını istedi.
Taraf’ın haberine göre avukatlar, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan iddiaların araştırılması talebinde bulundu.
BBP Başkanı Mustafa Destici de, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili ses kayıtlarının çıkacağı yönündeki iddialara ilişkin, “İnşallah böyle bir şey yoktur diyorum. Öncelikle temennim o, ihtimal de vermiyorum, inanmak da istemiyorum” dedi.