Devlet Bey'e arz olunur! Uçum'dan inciler! (2)
Arslan Tekin 01 Ocak 1970
Saray Başdanışmanı Mehmet Uçum, dün verdim, "Türk"ü silmişti. Bugün Cumhuriyet'i nasıl sildiğini ele alacağız.
Mehmet, anayasa değişikliğini kastederek: "Birinci kurtuluşla cumhuriyeti kazandık. İkinci kurtuluşla demokratik bir cumhuriyet kazanmış olacağız." diyor. (Milliyet, 10 Şubat 2017).
"Demokratik cumhuriyet" başka konuşmalarında da geçiyor.
Bu kavramı ilk Abdullah Öcalan kullanmıştır. İmralı'daki duruşmalarda, savunmalarını bu kavram üzerine inşa etmiştir. (Saray'ın adamları hep A. Öcalan'dan kopya çekiyorlar: "Paralel", "Başkanlık", "âkil insanlar"... ondan sâdır!)
İkinci kullanan ise R. T. Erdoğan'dır: "Adına ister 'kökeni Kürt vatandaşlarımızın toplumsal talepleri' deyin, ister 'Güneydoğu sorunu' deyin, isterseniz 'Kürt sorunu' deyin... Sorunlar, anayasal düzende, demokratik cumhuriyet sistemi içinde ve daha çok demokratikleşme yoluyla çözülmeli." (10 Ağustos 2005).
Duruşmalarda, A. Öcalan'ın ve avukatlarının ağzından 63 defa "demokratik cumhuriyet" lafı çıkmıştır. (Tek kaynak olduğu için mecburen "İmralı'daki Konuk" kitabımıza müracaat ediyoruz.)
A. Öcalan, Mahkeme Başkanı'na yazdığı ikinci mektubunu "Yaşasın Bağımsız ve Özgür Vatan / Yaşasın Demokratik Cumhuriyet / Yaşasın Barış ve Kardeşlik." sözleriyle bitirmiştir. Ne demek istediğini sen bilirsin Mehmet! Komünist komünistin kurdudur!
2. duruşmada, bir şehit yakını: "Niçin Türk Cumhuriyeti demiyor, demokratik cumhuriyet diyor?" diye soruyor. A. Öcalan: "Kürt meselesini de demokratik cumhuriyet içinde çözeceğiz." cevabını veriyor.
4. duruşmada Mahkeme Başkanı'nın: "Çözümün demokratik, üniter devlette mümkün olduğunu söylediniz. Bu konuda parti konferansında alınan bir karar var mı?" sorusuna karşı A. Öcalan, "üniter yapı"ya hiç temas etmeden kendi kavramını tekrarlamıştır.
5. duruşmada şehit yakını avukatlarından Fethi Yıldız (12 Eylül öncesi İstanbul Ülkü Ocakları başkanlarından): A. Öcalan'a bakarak: "Türkiye Türklerin ülkesidir. Bu ülke bize bile dar gelirken, bu ülkenin bir kısmını koparıp Kürt devleti kurmak istiyor. Aba altından sopa gösteriyor. 'Demokratik cumhuriyet' diyerek Bekaa'daki iddiasından vazgeçmemiştir." demiştir.
A. Öcalan savcıların esas hakkında mütalaalarına karşı yaptığı savunmada, "Demokratik Cumhuriyet"i şöyle açıklamıştır: "Son seçimlerde HADEP'in yerel iktidarlaşma, otorite olma da diyebileceğim bir gelişmenin yaşandığı, 40'a yakın önemli il ve ilçede belediye kazanımının da demokratik devletleşme yani; Demokratik Cumhuriyetle demokratik temelde siyasal irade birliği anlamına geldiği, Kürt toplumunda ilk defa bu kapsamda demokratik bir iradenin ortaya çıkmasının üniter devlet içinde devlet gücü anlamına geldiği inkâr edilemez."
A. Öcalan'la Mehmet Uçum'un paralel düşünmediğini söyleyebilir miyiz?
Irak ve Suriye'deki gibi Baas tipi rejim kurulunca "tek adam"ın bir kararnamesiyle eyalet sistemine geçiveriyoruz! Baas (Ba's) "yeniden diriliş" demektir. Bizimkilerin "yeni rejim" taleplerine çok uygun!
Bu ahvâl ve şerâit de hususiyetle Devlet Bey'e arz olunur!