« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Nis

2017

MESELE KİMİN SEÇİLECEĞİ DEĞİL

Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970

Mesele, Türkiye’nin nasıl yönetileceği..

Mesele, çocuklarımıza nasıl bir Türkiye bırakacağımız..

Bu anayasa değişikliği diğerlerinden çok farklı.. Bu referandum 2010 referandumuna benzemiyor..

Biz bu referandumla 2040 yılında, 2050 yılındaki yönetim biçimini de belirleyeceğiz..

Ya başkanlık sistemini seçeceğiz..

Ya da parlamenter sistemde kalacağız..

Durumun özeti bu..

***

İktidar sözcülerini takip ediyorum.. Muhalefet’e çatıyorlar; daha doğrusu Kılıçdaroğlu’na..

Çünkü; Meclis’te yer alan sahadaki tek muhalif lider o..

Diyorlar ki; ’Niye karşı çıkıyorsun, çalış, halkın gözüne gir, sen cumhurbaşkanı seçil..’

Mesele kimin seçileceği değil ki..

Bunu seçim sandığı önümüze konduğunda düşünürüz..

Bu konulan sandık seçim sandığı değil, rejim sandığı..

Rejimin adını koyacağız..

***

2035 yılında, 2040 yılında siyaset dünyasında kimlerin olacağını.. Kimlerin seçim yarışına gireceğini biliyor muyuz?

Hayır..

Ama 16 Nisan’da büyük ihtimalle 2035 yılında Türkiye’nin nasıl yönetileceğini belirleyeceğiz..

Büyük ihtimalle dedim çünkü anayasalar zırt pırt değiştirilmez..

Rejimle iki de bir oynanmaz..

Olmadı hadi bir de şunu deneyelim denmez..

***

Hemen örnek vereyim..

1980 darbesini yapanlar parlamenter sistemle oynamadı ama zayıflattı.. Cumhurbaşkanına farklı pozisyon yükledi.. 1982 yılında halkın yüzde 91’i evet oyu vererek kabul etti..

Ortaya bugün herkesin şikâyetçi olduğu (evetçilerin de hayırcıların da) acayip bi rejim çıktı..

Ama bu acayip rejim 35 yıldır sürüyor..

Okul demek bina demek değildir!.

İstanbul Erkek Lisesi..

Kabataş Lisesi..

Maçka Teknik Lisesi..

Muhteşem binaları nedeniyle mi Türkiye’nin en okulları oldular..

Muhteşem binaları nedeniyle mi çocukların girmek için yarıştığı okullar oldular..

Hayır..

O okulları okul yapan öğretmenleridir..

O okulları okul yapan kuşaktan kuşağa aktarılan gelenekleridir..

O okulları okul yapan kültürüdür..

O okulları okul yapan, o geleneklerle, o kültürlerle yetişen öğrencileridir..

***

Bu okulların içini boşaltırsanız, sekiz yılını dolduran öğretmeni başka yere gönderirseniz.. Bir süre sonra okulun hafızası silinir…

Gelenekleri unutulur, alışkanlıkları değişir..

O okullar okul olmaktan çıkar; bina olur..

***

Şöyle örnek vereyim..

Her ile üniversite kuruldu.. Fakülte açıldı, yüksekokul açıldı.. Ama içine akademisyen konulamadı..

Bu kadar çok fakülteyi yaşatacak akademisyen bulunamadı..

Sonuç..

O fakülteler bina oldu..

O üniversiteler tabela üniversitesi oldu..

Çünkü onlara sahip çıkacak, ruh katacak, kültürünü oluşturacak akademik kadroları yoktu.

Kaybeden, Türkler oldu

Bulgaristan seçimlerini takip ettiniz mi?

Kaybeden Türkler oldu..

Şöyle izah edeyim.. Türklerin tek partisi vardı; Hak ve Özgürlükler Partisi.. (HÖH)

Geçen seçimde yüzde 14.8 oy oranıyla 38 vekil çıkarmışlardı..

Türkiye’de yaşanan uçak krizi nedeniyle parti karıştı.. Partinin başkanı Türkiye ile Rusya arasında yaşanan uçak krizi nedeniyle Ankara’dan yana tavır koyduğu gerekçesiyle partiden ihraç edildi..

O da gitti DOST partisini kurdu..

Yine HÖH’ten kopup Hürriyet ve Şeref partisini kuranlarla ittifak yaparak seçime girdi..

***

Yani seçimde iki Türk partisi yarıştı..

Sonuç..

HÖH yüzde 8.9 oy oranıyla dördüncü parti oldu, DOST birliği barajı geçemedi..

Türklerin 38 milletvekili vardı..

Şimdi 26..

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 14907

ulkucudunya@ulkucudunya.com