Remzi Oğuz Arık ( 1899 - 03 Nisan 1954 )
01 Ocak 1970
1315 (1899) yılında Kozan’ın Kabaktepe köyünde doğan ve Oğuzların Varsak boyundan olan Remzi Oğuz Arık, çocukluk yıllarını köyünde geçirdi ve ilk öğrenimine orada başladı. Sonra, ağabeyi ve ablasının görevle bulunduğu Balkanlara göçmek zorunda kalıyor. On yaşından başlayarak, anası ile bütün Balkanları dolaşıyor. Ardından, büyük yokluklar içinde geçen öğretim hayatı başlıyor. Önce İşkodra İdadisi’nde, oranın işgali üzerine İstanbul’a gelerek Mercan idadisinde, İzmit Lisesi’nde ve İstanbul Muallim Mektebinde, oraların çalışkan bir öğrencisi olarak okuyor.
Remzi Oğuz, I. Dünya Harbi’nin son yılında Talimgâh’a katılır. Bir kaza sonucu ağır yaralar alır. Uzun süre tedavi görmek, bu arada kalabalık ailesini geçindirebilmek için çabalamaktadır. İstanbul’un işgal acıları yaşadığı o günlerde, "Turan" özlemiyle Asya’ya gitme girişimi başarısız kalır.
Yüksek öğrenimine İstanbul Darülfünunu’nun İçtimaîyat şubesinde başlar, fakat 1926’da açılan bir sınavı kazanarak Paris’e gönderilir. Orada renkli, anlamlı bir öğrenim dönemi geçirir. Oradaki arkadaşları üzerinde etkili olur. Eğlenceye düşkün olanları, "Bugün Anadolu için ne yaptın?" uyarıları ile doğru yola çevirir. Sanat tarihi ve arkeoloji dalında gördüğü öğrenimini tamamlayarak 1931’de yurda döner ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görevlendirilir. 1933’te, Millî Eğitim Bakanlığı’nın arkeoloji uzmanı olur. Bu arada Gazi Eğitim Enstitüsü’nde tarih dersleri verir. Sonra da Ankara Arkeoloji Müzesi müdürlüğüne atanır.
1939 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyeliğine getirilir ve orada arkeoloji profesörü ve enstitü müdürü olur. Aynı zamanda sanat tarihi dersleri de verir. 1942 yılı sonunda fakültedeki görevinden, Hasan-Âli Yücel ve Şevket Aziz Kansu ile olan mücadele sonucunda ayrılmak zorunda kalır. 1943-45 yıllarında yeniden müze yöneticiliği görevlerinde bulunur. Müze müdürlüğü görevi, yeni açılan Ankara İlâhiyat Fakültesi’ne İslâm Sanatları tarihi profesörü oluncaya, 1949’a kadar sürer. Fakat burada ancak bir yıl görev yapabilir. Çünkü, 1950 seçimlerinden DP’den Seyhan milletvekili olmuştur. Fakat DP’yi kendi hizmet felsefesine uygun bulmadığı için oradan ayrılarak 1952’de Türkiye Köylü Partisi’ni kurar ve o partinin genel başkanlığı görevini üstlenir. Fakat kader, orada da uzun süre kalmasına izin vermez ve ecel kendisini seçim propagandasından dönerken, 3 Nisan 1954’te Adana semalarında yakalar...
Günlerden 3 Nisan. Radyo bir ara yayınını kesip acı haberi veriyor: Adana’dan Ankara’ya hareket eden bir THY uçağı, uçuşa geçişinden hemen sonra havada yanmaya başlayarak Adana yakınında bir yere düşmüş. Yolculardan kurtulan yok. Ve... yolcularından biri Türkiye Köylü Partisi’nin Genel Başkanı Prof. Remzi Oğuz Arık.
Ankara Şehitliğindeki mezar taşında şu satırlar yer alıyor:
"Oğuz’un Varsak boyundan, Boy beği Arık Fakih’in soyundan, Kozan’ın Kabaktepe köyünden yüce bir er kişiydi. Mehmet Ferit Efendi ile Zekiye Hanımın oğluydu. Oluş’la Alev’in babası, Türkân Hanımın eşiydi.
Toprağına, insanına her şeyiyle bağlıydı. Gündüzünde gecesinde; her sözünde hecesinde aşk doluydu. Tuttuğu yol hak yoluydu. Hiç eğilmedi, gülmedi, fakat yılma nedir, bilmedi. Ve... şehit düştü, ölmedi!"