6 soruda Katar krizi
BBC 01 Ocak 1970
Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil bazı Arap ülkelerinin Katar ile ilişkilerini kesmesi, Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açtı.
Mısır "ikinci bir emre kadar" Katar uçaklarına hava sahasını kapattı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Yemen de Katar ile tüm hava, kara ve deniz trafiğini kesmeye hazırlanıyor.
Ayrıca Katarlı diplomatlara kendi ülkelerine dönmeleri talimatı verildi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Katar ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan diplomatik krize üzüldüklerini söyledi.
"Biz Körfez bölgesinin istikrarını kendi istikrarımız olarak görüyoruz. DAEŞ'le, radikalizmle, mezhepçilik ve İslamafobi gibi konularla mücadelede dayanışma önemli" diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette ülkeler sorunlar ya da görüş ayrılıkları yaşayabilir. Ancak her şartta diyaloğun devam etmesi lazım. Mevcut tablodan üzüntü duyduk. Durumun normalleşmesi için de elimizden gelen her türlü desteği veririz."
İlişkiler neden kesildi?
Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki gerilim son aylarda artmıştı.
Suudi Arabistan Katar'ı, 'Orta Doğu'da terörizme destek vermekle' suçluyor ve Doha yönetiminin Suriye'de adını "Şam'ın Fethi Cephesi" olarak değiştiren Nusra Cephesi'ni ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünü desteklediğini iddia ediyor.
Suudi Arabistan'la birlikte Mısır'ın da dile getirdiği bir diğer suçlama ise Katar'dan 'Müslüman Kardeşler hareketine hem siyasi hem de finansal destek verilmesi'.
Mısır ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler hareketini de "terör örgütü" olarak kabul ediyor.
Bahreyn'in diplomatik ilişkileri kesme gerekçesi ise Katar'ın ülkedeki 'İran destekli silahlı gruplara destek vermesi' olarak açıklandı. Bahreyn'den yapılan açıklamada "Medya yoluyla ülkedeki terörist faaliyetler kışkırtıldı ve ülkede kaos ortamının oluşması için çabalandı" deniyor.
Başa dön
Taraflar arasında daha önceden neler yaşandı?
Diplomatik ilişkilerin kesilmesine kadar uzanan kriz, bir günde ortaya çıkan bir gerilim değil.
Mayıs ayı sonunda Katar'ın resmi haber ajansı QNA, Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani'nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşma yayımlandı.
Haberde es-Sani, İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilimi eleştiriyor, Hizbullah ve Hamas'a karşı anlayış gösterilmesi gerektiğini söylüyor ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da uzun süre kalamayacağını belirtiyordu.
Her ne kadar Katar haberin QNA sunucularına sızan bilgisayar korsanları tarafından yerleştirilmiş olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söylese de, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, El Cezire dahil Katar yayın organlarını ülkelerinde yasaklama kararı aldı.
Katar Dışişleri Bakanı Saif Ahmed es-Sani, ülkesinin siber saldırı kurbanı olduğunu, çıkan haberlerin yalan olduğunu iddia etmişti.
Suudi Arabistan'ın El Arabiya televizyon kanalı ise "QNA'nın hacklenmediğinin kanıtı" başlıklı bir haber yayınlayarak, Emir es-Sani'nin açıklamalarının QNA Instagram hesabında da yer bulduğunu söylemişti.
Başa dön
Katar iddialara ne diyor?
.
Katar hükümeti 'teröre destek verdiği' iddialarını uzun süredir yalanlıyor ve bu iddiaların hiçbir kanıta dayanmayan mesnetsiz suçlamalar olduğunu söylüyor.
İlişkilerin kesilmesinin ardından Doha yönetiminden yapılan ilk açıklamalarda Katar'a karşı bir karalama kampanyası başlatıldığı savunuldu.
Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı yazılı açıklamada diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararının şaşkınlıkla karşılandığı belirtilirken suçlamalar için "dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar" yorumu yapıldı.
Ancak Katar Dışişleri Bakanı Saif Ahmed es-Sani, son mesajında Körfez ülkelerine uzlaşı mesajı göndererek "farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini" söyledi.
Es Sani, komşu Körfez ülkelerine misilmeme yapmayacaklarını da açıkladı.
Başa dön
Neden önemli?
Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki ilişkilerin diplomatik kriz noktasına gelmesi bölgede uzun süredir devam eden karşılıklı suçlamaları gündeme getirmiş durumda.
Monarşi ile yönetilen Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, Katar'ı bölgede 'mezhepçilik yapmakla' ve Sünni siyasal İslam'ın tüm bölge ülkelerinde etkisini artırabilmesi için 'terör örgütlerine destek vermekle' suçluyor.
İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesi, "Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilmesi, Trump yönetimi üzerinde 'Katar'la ilişkileri gözden geçirin' baskısının arttığı bir dönemde geldiği için önemli. Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden ABD Başkanı Trump, Körfez ülkelerinden radikal örgütlere karşı daha etkin bir mücadele yürütmesi yönünde çağrı yapmıştı" diyor.
Obama'nın başkanlığı döneminde ABD Savunma Bakanlığı yapmış olan Robert Gates de daha önce Katar'ın tutumunu eleştirerek "Katar hükümetinin Hamas, Taliban ve El Kaide'ye finansal destek akışını önlemek adına adım attığını hiç hatırlamıyorum" demişti.
Başa dön
ABD'den gelen ilk tepki neydi?
.
Trump yönetimi, Körfez ülkeleri arasında tırmanarak diplomatik krize dönüşen gerilimin bölgede dengeleri değiştirmeyeceğini söylüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, yaptığı açıklamada "Bölgede bir süredir var olan ve giderek artan rahatsızlıklara şahit olduğumuzu düşünüyorum. İşlerin büyümesi sonucu ülkeler adım atma gereği duydu" dedi.
Ancak Tillerson, "Yaşananlar bölgede teröre karşı kararlı mücadeleyi engellemeyecektir" diyerek, Trump'ın Riyad'daki son temaslarında da IŞİD'e karşı mücadeleye vurgu yapıldığını hatırlattı.
Trump, Riyad ziyareti sırasında Suudi Arabistan ile 110 milyar dolarlık bir silah satış anlaşması imzalamıştı.
Ancak ABD'nin Orta Doğu'daki en büyük askeri üssü de Katar'da bulunuyor. Ülkenin başkenti Doha'nın yaklaşık 30 kilometre güneybatısında bulunan El Udeyd askeri üssünde 11 bin ABD askeri görev yapıyor. Üs Suriye ve Irak'ta IŞİD karşıtı operasyonlarda da etkin rol oynuyor.
Başa dön
Petrol neden yükseldi?
Petrol ihraç eden ülkeler birliği OPEC'in üyelerinden birisi olan Katar'a uygulanan diplomatik yaptırımlar, petrol fiyatlarında da sert yükselişe neden oldu.
Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2'ye yakın yükselerek 50 dolar seviyesinin üzerine çıktı.
Katar'ın bölge ülkelerinin karasularını kullanarak sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarını yapamayacağı endişesi, enerji piyasalarında tedirginlik yarattı.
Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, "Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar'ın OPEC'ten ayrılması ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryo, petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açabilir" dedi.