« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2017

Yargıya müdahale sadece Erdoğan’ın tartışılmaz hakkı!

Orhan Bursalı 01 Ocak 1970

Cumhurbaşkanı “Adalet Yürüyüşü”ne sonunda cepheden saldırdı ve Anayasa’nın 138. maddesini anımsatarak, yargıya, “Yargı süreçlerine müdahale edilmez, yarın bir gün yargı sizi de çağırırsa şaşmayın” dedi. Bu şüphesiz ki hedef göstermektir.
Son 10 yıl, hem kendisi hem de neredeyse tüm mensuplarının, yargı süreçlerini hallaç pamuğu gibi atan müdahalelerine sahne oldu. Hepsi kayıtlı.
Cumhurbaşkanı’nın yargıya müdahale sicili dopdolu.
Ama o iktidar, kendisi müdahale edebilir.
Anayasa Mahkemesi dahil tüm mahkemeleri karar ve uygulamalarından dolayı eleştirebilir, FETÖ’cü mahkemeleri savunabilir, tüm bu konuda tek hak sahibidir.
Adalet aramak da neymiş. Adaleti mahkemeler dağıtır; verdikleri kararlar dağıtılan adalettir, bunu olduğu gibi kabul edeceksin!
Ama hangi mahkemeler? Eskileri değil.. onlar tu kakaydı, iktidarın istediği adaleti dağıtamıyor ve yerden yere vuruluyordu.
Şimdi ise tüm yargı yapısını tepeden tırnağa yeniden kurdu, tüm yargı adeta tam “güven” altında.

‘Gel bakalım Kılıçdaroğlu!’
Bu mahkemelerin verdiği kararlar doğrudur, artık tartışılmaz.
Yargıya müdahale edilemeyeceğine ilişkin, sık sık devreden çıkartılan Anayasa’nın 138. maddesi gündeme getirilebilir artık.
İktidar yargısı kararlarına karşı hak ve adalet arayanlara “sizi de çağırırlar”, yani gelin bakalım yargı kararlarına nasıl müdahale edersin diye diye yargı sopasını gösterir. Bu çağrı bile asla müdahale sayılamaz, çünkü Reis’in doğal hakkıdır!
Şimdi düşünün: Bir savcı soruşturma açıyor, polislerini gönderiyor, Kılıçdaroğlu yaka paça karakola ifade vermeye götürülüyor!
Tehdit aslında bu! Bunu yapacak koşullar olsaydı keşke diye, yanıyor olabilirler... Ama Enis’in tutuklanmasıyla bu yolda bir adım atıldı. Adım adım kurguladıkları böyle bir ülke...

Büyük Yürüyüş’le yeni süreç
Kılıçdaroğlu, yapılabilecek en iyi eylem biçimini seçti. Mesele Enis Berberoğlu’nun mahkûmiyeti konusunu, adalet konusunu bile çoktan geçti.
Bu “Adalet Yürüyüşü” ile aslında, 2019 yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar devam edecek yeni bir süreç başladı. Eğer bu süreç bu şekilde görülmez ve planlanmazsa 2019 Kasımı’nda yüzüstü kalınır.
İktidar mensupları şimdi sonuçlarını kestiremedikleri Büyük Yürüyüş konusunda ikircikli ve endişeliler.
Cumhurbaşkanı’nın yargıya adeta davetiye çıkarmasının nedeni bu.
Başbakan “hızlı trene binselerdi” diyerek aşağılamaya çalışıyor.
“Adaletçilere”, hakkı hukuku mahkemede arayacaklar, sokakta değil, diyor. Sanki hak ve hukuk gözetecek bir mahkeme kalmış gibi!
Bir başkası, bu işler Meclis’te halledilir, oraya gelin buyuruyor. Sanki Meclis’te halledilebilecek bir durum varmış ve olabilirmiş gibi...
Bugüne kadar muhalefeti Meclis kapanına sokup sindirdiler. Meclis ile iktidar yapısı arasında zerre fark yok.
En çok korktukları sokak. Barışçı bir şekilde, girilen dikta koşullarını halka anlatmak. Giderek “sosyal adalet”, eşitlik, eğitim vb çeşitli kanayan yaraları kapsayan temel sorunları doğrudan halka anlatan geniş konuları kapsamalı. Meclis’i terk etmeden, ama Meclis içine kapanmadan, daha çok sineyi milletle hareket etmeli.
Ve 2019’a kadar ay ay planlanmış bir strateji dahilinde...

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 35310

ulkucudunya@ulkucudunya.com