« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

24 Tem

2017

AKP devleti millete karşı

Emre Kongar 01 Ocak 1970

En baskıcı, en faşist yönetimler bile “Milli Egemenlik” için sandığabaşvurur:
AKP, artık sandıktaki gücünü yitiriyor.
7 Haziran 2015’te sonuçlarının gerekleri yapılmayıp tekrarlattırılan seçimlerde ve 16 Nisan 2017’deki gayri meşru, mühürsüz Halkoylamasında bu güçsüzlük yaşandı.

***

Aslında hep söylüyorum:
Demokrasi sadece sandık değildir.
Sandık, Demokrasinin olmazsa olmaz önkoşuludur; gereklidir ama yeterli değildir.
Bir rejimin Demokrasi olması için mutlaka başta ifade, muhalefet ve basın özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olması, çoğunluk tarafından sınırlanmış ve kısıtlanmış olmaması gerekmektedir.
Çağımızın diktatörleri, sadece sandıktan çıkmayı yeterli gören, “Madem seçildim, o halde her şeyi yaparım” diyen demagog yöneticilerdenoluşuyor.
AKP/Erdoğan iktidarına karşı yöneltilen en önemli eleştiri de zaten bu noktada, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması ve kısıtlanması noktasında ortaya çıkıyor.
Demokrat Parti’den beri sağ iktidarların askeri darbelerle birlikte solu ve özgürlükleri bastırıp Demokratları tırpanlayarak Türkiye’yi getirdikleri noktada, AKP/Erdoğan iktidarı, 15 Temmuz 2016 Kalkışma Teşebbüsü’nü “AllahınLütfu” diye niteleyip, bahane ederek Olağanüstü Hal ilan etti ve zaten ağır aksak işleyen Demokrasiyi iyice rafa kaldırdı.
Ülkede artık ne Hukuk Devleti, ne temel hak ve özgürlükler, ne de kimsenin güvencesi var:
Herkesin ve mal mülk dahil, her şeyin güvenliği, bir kişinin iki dudağının arasında...
Buraya kadar yazdıklarım zaten bilinen, bu sütunda defalarca tekrarlanmış şeyler.
15 Temmuz 2017 gününden bugüne kadar, daha doğrusu Kılıçdar’ınAdalet Yürüyüşü’nden bugüne kadar yeni olan durum ise, artık, AKP/Erdoğan iktidarının yaptıklarının kendi seçmen tabanı tarafından da tepkiyle karşılanıyor olması.
En son örnekler:
Törenlerde CHP ve HDP’nin dışlanmasında ve AKP’nin “milleti” tek başına temsil etmeye kalkmasında...
Adalet kavramının artık tümüyle yozlaştırılmış olmasında...
15 Temmuz afişlerinde askerlerin düşman gösterilmesi ve aşağılanmasında...
CHP’nin ve Liderinin terörle suçlanmasında...
Darbeyi araştırma komisyonunun haksız ve hukuksuz olarak rapora eklemeler yapmak istemesinde...
İdam cezasının geri getirilmek istenmesinde...
AB ile olan ilişkilerde...
Cep telefonlarından bile zorla Erdoğan’ın sesli mesajının dinletilmesinde... (Dalkavuklar artık zarar veriyor!)
Yaşandı.
Yandaş medyanın ve tetikçilerin destek seslerinin canhıraş feryatlaradönüşmesi, aslında AKP/Erdoğan iktidarındaki bu zayıflamanın en önemli göstergesi.

***

İktidar zayıfladıkça baskıyı arttırıyor, eylem ve söylemlerini sertleştiriyor...
Baskıyı arttırdıkça, eylem ve söylemlerini sertleştirdikçe zayıflıyor...
Artık AKP/Erdoğan iktidarı, sandıktaki gücünü de yitirdiği için, o çoksevdiği ve istismar ettiği Milli Egemenlik kavramına bile karşı olarakalgılanıyor!

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 16535

ulkucudunya@ulkucudunya.com