İBN ÂBİDÎN, Muhammed Emîn
Ahmet Özel 01 Ocak 1970
Muhammed Emîn b. Ömer b. Abdilazîz el-Hüseynî ed-Dımaşki (ö. 1252/1836)
Son dönem Hanefî fakihlerinin önde gelenlerinden.
1198 (1784) yılında Şam’da doğdu. Hz. Hüseyin’in soyundan olup babaannesi Hulâsatü’l-eser müellifi Muhibbî’nin kızıdır. Zühd ve takvâsından dolayı Âbidîn lakabıyla tanınan beşinci dedesi Muhammed Selâhaddin’e nisbetle İbn Âbidîn diye anılmıştır. İbn Âbidîn Şam’da Muhammed Saîd el-Hamevî’den kıraat dersi aldı ve kıraate dair bazı temel metinleri ezberledi. Bu hocasından ayrıca sarf, nahiv ve Şâfiî fıkhı okudu; Şâfiî fıkhına dair ez-Zübed’i ve diğer bazı eserleri ezberledi. Daha sonra Muhammed Şâkir es-Sâlimî el-Akkad’dan aklî ilimleri tahsil edip hadis ve tefsir dersleri alan İbn Âbidîn Hanefî mezhebine geçerek bu hocasından el-Bahrü’r-râ?ik, el-Hidâye ve diğer bazı eserleri okudu. Haskefî’nin ed-Dürrü’l-muhtâr’ını okurken hocasının vefatı üzerine (1222/1807) eserin kalan kısmını hocasının talebesi Muhammed Saîd el-Halebî’nin yanında tamamladı. Akkad onu kendi hocalarının derslerine de götürmüş ve Muhammed el-Küzberî, Ahmed el-Attâr, Muhammed Necîb el-Kalaî ve Muhammed Abdürresûl el-Hindî gibi hocalarından ona icâzet almıştır. İbn Âbidîn, daha on yedi yaşında iken el-Kâfî fi’l-?arûz ve’l-kavâfî adlı eseri şerhetti. Hocası Akkad’ın sağlığında Nesemâtü’l-eshâr, Fethu rabbi’l-erbâb, Ref?u’l-iştibâh ?an ?ibâreti’l-Eşbâh adlı eserleriyle Akkad’ın isnadlarına dair el-?Ukudü’l-le?âlî fi’l-esânidi’l-?avâlî adlı bir fehrese kaleme aldı.
Akkad vasıtasıyla Kadiriyye, Şeyh Hâlid el-Bağdâdî vasıtasıyla Nakşibendiyye tarikatına intisap eden İbn Âbidîn ayrıca Sâlih el-Füllânî, Muhammed el-Emîr el-Mısrî, Hibetullah el-Ba‘lî, Abdülkadir b. İsmâil en-Nablusî ve İbrâhim b. İsmâil en-Nablusî’den ders aldı (hocalarından aldığı bazı icâzetler için bk. Muhammed Mutî‘ el-Hâfız-Nizâr Abâza, I, 408, 417-418, 427-429). Yetiştirdiği talebeler arasında oğlu İbn Âbidînzâde Alâeddin Muhammed, Abdülganî b. Tâlib el-Meydânî, Muhammed b. Hasan el-Baytâr, Ahmed İslâmbolî, Abdülkadir el-Halâsî, Ali el-Murâdî, Abdülhalim Molla, Muhammed Câbîzâde ve Muhammed el-Halvânî gibi âlimler sayılabilir. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey ve müfessir Şehâbeddin Mahmûd el-Âlûsî de kendisinden icâzet almışlardır.
İbn Âbidîn 1235 (1820) yılında hacca gitti. Müftü Hasan el-Murâdî zamanında fetva eminliği görevinde bulundu. 21 Rebîülâhir 1252 (5 Ağustos 1836) tarihinde Şam’da vefat etti ve Bâbüssagir Kabristanı’na defnedildi. Vefat tarihinin 1258 (1842) olarak gösterilmesi (EI² [İng.], III, 695) doğru değildir.
Eserleri. 1. Reddü’l-muhtâr ?ale’d-Dürri’l-muhtâr. Timurtaşî’nin (ö. 1004/1596) Hanefî fıkhına dair Tenvîrü’l-ebsâr adlı eserine Alâeddin el-Haskefî’nin ed-Dürrü’l-muhtâr adıyla yaptığı şerhin hâşiyesidir. İbn Âbidîn, bir şerh olmasına rağmen oldukça veciz bir üslûpla kaleme alınan ed-Dürrü’l-muhtâr’ın ibarelerini açıklarken sahih, mutemet, zayıf ve tenkit edilen görüşlere işaret etmiş, hükümlerin delillerini incelemiş, daha önce açıklığa kavuşturulamayan bazı meseleleri çözmeye çalışmıştır. Bu arada başvurduğu eserlerdeki yanlışları da düzeltmiştir. Eserin telifinde hemen bütün Hanefî kaynaklarından faydalanan İbn Âbidîn diğer mezheplerin temel kaynaklarına da müracaat etmiştir. Çeşitli baskıları yapılan Reddü’l-muhtâr (I-V, Bulak 1272, 1286, 1299; Hindistan 1288; İstanbul 1291, 1307; Kahire 1263, 1307, 1317, 1323; I-VIII, Kahire 1386, son iki cilt oğlunun tekmilesidir; nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali Muhammed Muavviz, I-XIV, Beyrut 1415-1418/1994-1998, XI-XII. ciltler İbn Âbidînzâde’nin tekmilesi, XIII-XIV. ciltler Râfiî’nin ta‘likatıdır) Türkçe’ye de çevrilmiştir (I-XVII, İstanbul 1982-1988; I-IX, Ahmet Davudoğlu; X, A. Davudoğlu - Mehmet Savaş; XI-XII, M. Savaş; XIII-XV, Mazhar Taşkesenlioğlu; XVI-XVII, M. Taşkesenlioğlu - Hüseyin Kayapınar). Hamdi Döndüren tarafından hazırlanan fihrist ve terimler sözlüğü ile Ahmet Özel ve Yahya Semiz’in çalışması da (aş. bk.) bu tercümeye ek bir cilt halinde yayımlanmıştır (İstanbul 1988). İbn Âbidîn, “Kitâbü’ş-Şehâdât”ın sonundaki “Mesâilü Şettâ”dan “Kitâbü’l-İcâre”nin başına kadar olan bölümü (şehâdât, vekâlet, da‘vâ, ikrâr, sulh, mudârebe, îdâ, âriye ve hibe kitapları) temize çekmeye fırsat bulamadan vefat ettiği için eserin basımı sırasında bu bölüm oğlu tarafından temize çekilmiştir. İbn Âbidînzâde, Ahmed Cevdet Paşa’nın ısrarı üzerine bu bölümü tamamlamak amacıyla Kurretü ?uyûni’l-ahyâr li-tekmileti Reddi’l-muhtâr adıyla bir tekmile (Bulak 1299, 1326; Kahire 1307, 1321, 1386/1966; İstanbul 1293), Abdülkadir b. Mustafa er-Râfiî de esere Tahrîrü’l-muhtâr li-Reddi’l-muhtâr (Takrîrâtü’r-Râfi?î, Kahire 1323) adlı bir ta‘likat yazmıştır. Ahmed Mehdî el-Hıdr, modern hukuk sistematiğini de göz önüne alıp Reddü’l-muhtâr’ın bir konu fihristini yapmış (Fihrisü İbn ?Âbidîn, baskı yeri yok, 1962), Ahmet Özel ile Yahya Semiz, Reddü’l-muhtâr yanında müellifin el-?Ukudü’d-dürriyye ve Mecmû?atü’r-resâ?il’ini esas alarak İbn Âbidin’in Kaynakları adıyla bir mezuniyet tezi hazırlamışlardır (1977, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi). Ayrıca Küveyt Evkaf Bakanlığı Reddü’l-muhtâr’ın Bulak 1272 baskısından hareketle bir konu indeksi yayımlamıştır (Fihrisü Hâşiyeti İbn ?Âbidîn, Küveyt 1406/1986). 2. el-?Ukudü’d-dürriyye fî tenkihi’l-Fetâva’l-Hâmidiyye. Hâmid b. Ali el-İmâdî ed-Dımaşki’ye (ö. 1171/1757) ait eserin yeniden düzenlenmiş şeklidir. İbn Âbidîn, Hâmid Efendi’nin Şam müftülüğü sırasında verdiği fetvaları ihtiva eden bu eserin en güvenilir kitaplardan biri olduğunu, ancak tertibinin güzel olmaması, tekrarların bulunması ve çok bilinen meselelere de yer verilmesi gibi sebeplerle eseri kısaltıp yeniden düzenlediğini belirtmektedir. Serkîs ve Brockelmann’ın bu eseri Hâmid b. Muhammed el-Konevî’ye (ö. 985/1577) nisbet etmeleri (Mu?cem, I, 739; GAL Suppl., II, 644-645) doğru değildir. el-?Ukudü’d-dürriyye birkaç defa basılmıştır (I-II, Bulak 1300; Kahire 1310). 3. Nesemâtü’l-eshâr. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin (ö. 710/1310) fıkıh usulüne dair Menârü’l-envâr adlı eserine Haskefî’nin İfâdatü’l-envâr adıyla yazdığı şerhin hâşiyesidir (İstanbul 1300; Kahire 1328, 1399/1979). 4. Minhatü’l-hâlik ?ale’l-Bahri’r-râ?ik. Yine Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin fıkha dair Kenzü’d-deka?ik adlı eserine Zeynüddin İbn Nüceym’in el-Bahrü’r-râ?ik adıyla yazdığı şerhin hâşiyesi olup bu şerhin kenarında basılmıştır (I-VIII, Kahire 1311; I-IX, nşr. Zekeriyyâ Umayrât, Beyrut 1418/1997). 5. Nüzhetü’n-nevâzir ?ale’l-Eşbâh ve’n-nezâ?ir. Zeynüddin İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-nezâ?ir’inin hâşiyesi olan eser, İbn Âbidîn’in talebesi Muhammed b. Hasan el-Baytâr tarafından hocasının kitap üzerindeki notlarının derlenmesiyle meydana getirilmiştir. Kitap Muhammed Mutî‘ el-Hâfız tarafından el-Eşbâh ve’n-nezâ?ir ile birlikte neşredilmiştir (Dımaşk 1403/1983, 1406). 6. Mecmû?atü resâ?ili İbn ?Âbidîn. Müellifin çeşitli konularla ilgili otuz iki risâlesini ihtiva etmektedir (I-II, İstanbul 1325). Bu risâleler ayrı ayrı olarak 1301 ve 1302 yıllarında Dımaşk’ta yayımlandığı gibi (Serkîs, I, 151-154) ?Ukudü resmi’l-müftî (İstanbul 1287, müellifin şerhiyle birlikte) ve el-Fevâ?idü’l-?acîbe fî i?râbi’l-kelimâti’l-garîbe (Mekke 1301; nşr. Hâtim Sâlih ed-Dâmin, Beyrut 1410/1990) adlı risâlelerin başka baskıları da yapılmıştır. 7. ?Ukudü’l-le?âlî fi’l-esânîdi’l-?avâlî. Hocası Muhammed Şâkir’in isnadlarına ve icâzet aldığı hocalarının biyografilerine dairdir (İstanbul 1287; Dımaşk 1302).
İbn Âbidin’in diğer eserleri şunlardır: Hâşiyetü’l-Beyzâvî, Hâşiyetü’l-Mutavvel, Hâşiyetü’l-Mülteka, Hâşiyetü’n-Nehri’l-fâ?ik, Şerhu Nüzheti’l-hisâb, Zeylü Silki’d-dürer, Şerhu’l-Kâfî fi’l-?arûz ve’l-kavâfî, Nazmü Kenzi’d-deka?ik, Fethu rabbi’l-erbâb ?alâ Lübbi’l-elbâb bi-şerhi Nübzeti’l-i?râb, ed-Dürerü’l-mudiyye fî şerhi nazmi’l-Ebhuri’ş-şi?riyye, Ref?u’l-enzâr ?ammâ evredehü’l-Halebî ?ale’d-Dürri’l-muhtâr, Fetâvâ (son dört eserin yazma nüshaları için bk. el-Eşbâh ve’n-nezâ?ir [nşr. M. Mutî‘ el-Hâfız], neşredenin girişi, s. 26).
Muhammed Abdüllatîf Sâlih el-Ferfûr, Câmiatü’l-Ezher külliyyetü’ş-şerîa ve’l-kanûn’da İbn ?Âbidîn ve eseruhû fi’l-fıkh (I-III, 1978) adıyla bir doktora çalışması yapmışsa da eser henüz basılmamıştır. Tilman Nagel de İbn Âbidîn’in görüşlerinden hareketle, İslâm modernizminin temellerinin Sünnî düşünce geleneğinde mevcut olduğunu bir makalesinde ele almıştır (“Autochthone Wurzeln des Islamischen Modernismus Bemerkungen zum Werk des Damaszeners Ibn ?Abidin (1784-1836)”, ZDMG, CXLVI/1, 1996, s. 92-111).