Mizaha sığının, kurtarıcıdır
Aydın Engin 01 Ocak 1970
Öfff be!..
Ben bu asık suratlı, ciddi olmaya çalıştıkça sıkıcı olan siyasetten bıktım, usandım.
Eğer siz de bencileyin, şu tatil aylarında “yazı müdürü yedeklemesi” kontenjanından haftada yedi gün Yazıişleri masasında oturmak zorunda kalsaydınız, günde üç rekat Yazıişleri toplantısı yapsaydınız siz de “Yandım Allah” der bıkar, usanırdınız.
Yazıişleri masasında oturuyorsanız isteseniz de istemeseniz de, ilgilenseniz de ilgilenmeseniz de önünüzden haberler akar durur.
Tekirdağ’da motosiklet kazasından Şırnak kırsalında çatışmaya, bu yılın fındık fiyatlarından Bodrum’da 50 liraya satılan lahmacuna, emekli maaşlarının bayramdan önce ödeneceği müjdesinden enflasyonun da, işsizliğin de çift rakamlı oranlardan aşağı inmemekte inat ettiklerine varıncaya kadar akar da akar.
Tabii hepsinden önce siyaset esnafının bitip tükenmez açıklamaları, demeçleri, AKP’de olup bitenlerden, Akşener cephesinde olup biteceklere kadar siyaset deresi hep coşkun akar ve olan Yazıişleri masasında, Haber Merkezi’nde ağustos sıcağında çile dolduran gazeteci tayfasına olur...
Okurlara yansımaz (Cumhuriyet ciddi gazetedir ya) ama o masalardaki mavralara, geyik muhabbetlerine, mizahın incesinden kalınına, çınlayan kahkahalara tanık olaydınız keyiflenirdiniz.
Başlıkta dedim a, mizah kurtarıcıdır. Sığınırız. Sık sık...
***
Gözünüzden kaçmamıştır. Dış politikada da büyük uzman, diplomasi dilinin inceliklerine vakıf AKP Reisi önceki gün dünya lideri olmanın sorumluluğunu üstlendi ve Federal Almanya’da yaklaşan parlamento seçimlerine el koydu:
-Almanya’daki tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Bunlara sakın ola oy vermeyin hataya düşüp. Sosyal Demokratlar (SPD), Hıristiyan Demokratlar (CDU – CSU), Yeşiller... Sakın. Türkiye düşmanı olmayan partilere oy verin.
Görünen o ki parlamentoya girebilecek seçmen desteğine sahip dördüncü partiyi unuttu: Die Linke, Sol Parti.
Eksiği ben tamamlayayım. Sol Parti de ötekiler gibidir. Yani ona da oy verilmemeli.
Geriye seçimlere katılan iki parti kaldı.
Biri Republikaner (REP). Adlarının Türkçesi “Cumhuriyetçiler” ama kuruldukları 1983 yılından bugüne “Almanya Almanlarındır, yabancılar dışarı” diye böğürüyorlar ve Hitler hayranlıklarını hiç gizlemediler.
Öteki AfD (Almanya için Alternatif). Yabancı düşmanlığı ve faşizan çizgilerinde Republikaner’le yarışıyorlar. Şimdilik burun farkıyla öne de geçtiler...
Yani...
Eyyy AKP Reis’inin öğüdüne uyup oy kullanacak Türkiye kökenli çifte vatandaş seçmenler!
Sözüm sizedir: Oylarınızı ya AfD’ye ya Die Republikaner’e vermeniz gerek.
Nedeni açık: Reisiniz oy vermeyeceğiniz partileri saydı, geriye bunlar kaldı.
***
Reis’i konuşunca onun Başbakanı durur mu? O da önceki gün ince bir diplomasi diliyle konuştu:
-Almanya, “bütün Avrupa Birliği benden sorulur” havasında, birlik adına racon kesiyor. Bu doğru değil.
Şimdi bu zarif üsluba Başbakan Angela Merkel ya da Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel nasıl cevap verebilirler?
Sanırım şöyle:
-Yok be koçum, rocan macon kesmiyoruz ağnadın mı? Bize kelek yapmaya devam ederseniz icabı halinde mangırları keseriz. Hani haberin olsun be anacım yani...
***
Bitmedi. AKP Reis’i önceki gün cuma namazı çıkışında gazetecilerle ayaküstü sohbet etti. Yeni doğan torunu üstüne sorular sordular ve Reis lafı gediğine koydu:
-Benim milletimin sayısının yükselmesi lazım. Darısı sizin de başınıza. Bilmiyorum gerekli adımları attınız mı? Atın artık.
Anneeeee...
Reis yatak odamıza da giriyor ve bu iş mizahı aştı...
N’apsak, nereye sığınsak?