Çok pis koku nedir?
Orhan UĞUROĞLU 01 Ocak 1970
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Bu işlerin arkasında çok pis kokular geliyor" cümlesini ekonomiden sorumlu eski bakan Zafer Çağlayan'ın New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından tutuklanma kararı üzerine söyledi.
Erdoğan'ın bu cümlesinin şifresini çözmek istiyorsak şu cümlesini de eklemek zorundayız.
"Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı bu adımı uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Atılan bu adımlar tamamen siyasidir."
Erdoğan'ın "çok pis koku" ve "tamamen siyasi" diye yorumladığı konu nedir? Amerika'nın Zarrab dosyasına Zafer Çağlayan'ı eklemesindeki amacı nedir?
Erdoğan'ın sözlerinin şifresini bu iki soru ile çözecek olursak anlaşılan o ki Amerika'nın hedefi Zafer Çağlayan'ın ekonomiden sorumlu olduğu dönemin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir.
Erdoğan'da İran ile yapılan ticareti, "hükümetin attığı bu adım" olarak kabul ve beyan etmektedir.
O dönem AKP hükümetinin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 112. Maddesi de şöyledir:
"D. Görev ve siyasî sorumluluk
MADDE 112. - Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür."
Anayasamıza göre başbakan ve bakanlar görev ve siyasi olarak birlikte sorumludur.
Amerika'nın ve hatta yargısının Anayasa'nın bu hükmünden habersiz olduğu düşünülebilir mi?
Elbette hayır.
İşte Erdoğan'ın, "tamamen siyasi" diye yorumladığı, "çok pis koku" Amerika'nın Reza Zarrab dosyasına Erdoğan'ı eklemek için attığı adımlardır.
Bu adımlar Reza Zarrab'ın New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından 1,5 yıl önce tutuklanması, arkasından Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın Amerika'da tutuklanması ile başladı.
Son hukuki adımlarında ise New York Güney Bölgesi Başsavcılığı Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan, Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan hakkında da tutuklama kararı vermesi oldu.
Amerika devleti İran'a karşı "siyasi ve ekonomik ambargo kararı" alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika'nın bu kararına Türkiye'nin uyma mecburiyeti olmadığını ve İran'dan doğalgaz ile petrol almaya devam ettiğini dönemin Amerika Başkanı Barack Obama'ya ve dışişleri bakanına söylendiğini vurguluyor ve "biz burada böyle bir yaptırımı içerisine girmeyiz" diye Türkiye'nin ambargo karşıtı tavrını ortaya koyduğunu söylüyor.
İşin bir de uluslararası hukuki ve siyasi boyutu var.
2006'da İran'la görüşmelerin akamete uğraması nedeniyle bu ülkenin nükleer faaliyetlerini içeren dosya ilk olarak Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne götürüldü ve ülkelerin oylamasıyla da bu ülkeye uygulanan ambargolar tanındı. BM'de ambargoların süresi 4 kez uzatıldı.
Ancak Türkiye BM'nin bu ambargo kararlarına "hayır" oyu vererek karşı çıktı.
Tüm bu gelişmeler sonrasında elbette Amerika'nın da New York Güney Bölgesi Başsavcılığının da atacağı yeni adımları bilemeyiz.
Ama şunu biliyoruz ki Amerika ile Türkiye arası giderek daha da açılıyor hatta kopma noktasına gidiyor.