« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

11 Eyl

2017

Domates krizi

Servet Avcı 01 Ocak 1970

Dönüşte mis gibi bir domates yazısı yazmak niyetindeydim. Şöyle Muhsin Çelebi'nin domates biber bahçesinden girip, Züğürt Ağa'nın domateslerinden çıkacaktım. Fakat o da ne? Gündeme bir video düşmüş. Haylice tesettürlü bir hanım kızımız, tesettürlü olmayan hanımları soyulmuş domatese benzetmiş. Kafamdaki yazı, darmadağın oldu gitti. Topa girmezsem çatlarım.

Bir kadın, kadınları sebzeye benzettiğine göre dünyada çiçek türleri bitmiş olmalı. Böylesine estetikten mahrûm bir konuşma ciddiye alınmaz ama işin gerisindeki psikolojiyi didikleme huyum yakamı bırakmadı.

Vaktiyle bir hanım tanımıştım. Sürekli, hayatında hiç makyaj malzemesi kullanmamakla övünürdü. Hiç derken evini de kastediyordu. Yâni eşine de süslenmemişti. Ses tonunda müthiş bir can sıkıntısı vardı. Şunları demeyi çok istedim ama kırmamak için yapamadım:

"Bak şekerim, hemen git bir makyaj takımı al! Doya doya süslen! Nefsine çok eziyet etmişsin."

Nereden bu hükme vardım? O bende kalsın. Kadınca bir sezgi diyelim.

Kadınca sezgimin psikolojik temelleri var elbette.

Oruç ibâdetini ele alalım. Rabbinin rızâsı için oruç tutan ve aç olduğu için huzurlu olan birisi, oruç tutmayanlarla meşgûl olur mu? Oruçlu olmayanları düşünerek orucunu yaralar mı? Önünde kuzu kızartsalar umûruna gelmez.

Ama oruç tutarken nefsine eziyet eden, işi gücü bırakıp tutmayanların derdine düşer. Çünkü hâlinden memnûn değildir.

Tesettür de böyledir. Tesettürlü olduğu için huzurlu olan veya tesettür tercihini bireysel olarak yapmış bir hanım, kendisini tesettürlü olmayanların üzerinden anlatma ihtiyacı hissetmez. Fakat hâlinden memnûn değilse, örtünerek nefsine eziyet ediyorsa, hele hele tesettürü erkeklerden aferin almak için yapıyorsa durumu çok vahimdir. En kestirme rahatlama yolu, kendisi gibi olmayanı aşağılamak olacaktır. Bunu da özellikle erkeklerin beğenisi üzerinden yapacaktır. Çünkü aslolan, bir erkek tarafından beğenilip seçilmektir.

İnanın, Emine kızımızın ne kadınları domatese benzetmesi ne de soyup soymaması umurumda. Beni dehşete düşüren "Soyulmuş domatesleri kimse almak istemez." cümlesi. Yâni erkeğin özne, kadının nesne olması...

Demek ki bütün mevzu beğenilmek, alınmak. Yâni evlenmek. Yâni erkeklerin gözüne girmek.

Yazık! Birey olamamış, câhil bir kız gündemi meşgûl ediyor.

Niye câhil dediğimi açayım.

Hanım kızımız, erkeklerin tesettür anlayışını papağan gibi tekrarlıyor. Henüz kendi fikri yok ama toplum karşısına çıkıp konferans verecek kadar da kendisine güveniyor.

Güvenmesine güveniyor da daha yolundan gittiği Necip Fâzıl'ı tanımıyor. Muhtemelen Necip Fâzıl'ın sahâbe gibi yaşadığını sanıyor. Kadın şiirini okuyor, "Büyük Doğu kadını, ibdanın emir ve yasakları dışına çıkamaz." diyor ama Neslihan Kısakürek'in tesettürlü olmadığını bilmiyor.

Peki bu genç kız, niye kabul görüyor ve konuşturuluyor? Çünkü muhâfazakâr erkeklerin hoşuna giden şeyler söylüyor.

Beni duyup kafa yorar mı bilemem ama (domates kelimesi için bütün hanımlardan özür dileyerek) Emine Merve kızımıza sesleniyorum:

Bak kızım, sana hayatın acı gerçeğini söyleyerek başlayayım.

Bizim mahallenin pek dindar erkekleri evlenirken soyulmamış domates tercih ederler. Özellikle ezik olanlarına bayılırlar. Fakat soyulmuş domates görünce de...

Çevrene bir bak kızım! Gerek evlilik yoluyla gerekse de başka yolla ikinci hanım tercihi yapan dindar erkekler, ilkine göre daha soyulmuşu mu yoksa soyulmamışı mı tercih ediyorlar? Pek mücâhid cemaat liderleri bile soyulmuş sarışın domates alıyorlar artık!

Bu yüzden nefsine eziyet etme! Git şöyle yaşına uygun, açık renkli, dallı güllü bir şeyler giyin!

Ayrıca....

Sen, sen ol kızım, fazla iddiâlı olma!

Çünkü bundan 30-40 yıl evvel senin ettiğin lafların benzerini edenler, paraya pula, makama mevkiye kavuşunca hepsini unuttular. Ne çarşaf kaldı ne pardesü!

Olur da yarın birgün siyâsete girersen veya müstakbel eşin girerse bu söylediklerini yalatırlar hanım kızım!

***

Bu konuyla ilgili bir yazı ancak tesettürlü birisi tarafından yazıldığında bu kadar anlam kazanabilirdi... Enpolitik'te Kerime Yıldız tarafından kaleme alındı... Tebrikler Kerime Hanım...

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 18761

ulkucudunya@ulkucudunya.com