Merkel: “Türkiye Avrupa Birliği Üyesi Olmamalı”
Cem Dalaman 01 Ocak 1970
BERLİN —
Almanya’da genel seçimlere 21 gün kala başbakanlığın iki adayı canlı yayında karşı karşıya geldi. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Başbakan Angela Merkel ile en büyük rakibi Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) Martin Schulz arasındaki düello ARD, ZDF ve RTL kanallarından canlı olarak yanınlandı. 97 dakika süren seçim düellosunu yaklaşık 20 milyon kişinin izlediği tahmin edilirken, Schulz’un seçimlerden başbakan çıkmak için son fırsatı olarak görülen tartışma, yapılan ilk değerlendirme ve nabız yoklamalarına göre Merkel'in lehine bitti.
Seçim anketlerinde Merkel'in çok arkasında kalan Schulz düelloda birkaç çıkışıyla sürpriz yapsa da, genel olarak bıraktığı izlenimle gidişatı kendi lehine çeviremedi. Yayından hemen sonra yapılan anketlerde Merkel’i düellonun galibi olarak görenlerin oranı yüzde 55, Schulz’u önde görenlerin oranı ise yüzde 35 oldu. Buluşmanın ikinci bölümünde 40 dakikalık bir sürede, Merkel ve Schulz vergi, istihdam, emeklilik, enerji politikası ve bakım parası gibi iç siyaset konularındaki görüşlerini aktardı. Yaklaşık 55 dakikalık ilk bölümde ise mülteciler, İslam ve Türkiye ile ilişkiler tartışmayı belirleyen konular oldu. Martin Schulz, Merkel'in 2015 sonbaharında sınırları mültecilere açarak, yanlış davrandığını, hatasının Almanya'nın komşuları ile arasını açtığını savundu. Merkel ise aynı koşullar altında tekrardan aynı davranışta bulunacağını söyleyerek, benzer bir krizin yaşanmaması için önlemler alındığını belirtti ve Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasını hatırlattı. Mülteci anlaşmasının benzer bir krizin tekrarlanmaması için doğru bir yanıt olduğunu ifade eden Merkel, bir anlaşmanın da Kuzey Afrika ülkeleri ile de yapılması gerektiğini savundu. Almanya’ya sığınanların tehlike olarak tanımlanmasına karşı çıkan Merkel, İslam’ın Almanya’ya ait olduğu tezini tekrarladı. Schulz çok sayıda Müslümanın yaşadığı bir mahallede oturduğunu belirterek, “İslam, diğer dinler gibi ülkemize uyum göstermiş bir dindir” dedi. Ancak terörden yana olanların ve örneğin camilerde radikal vaaz verenlerin Almanya’da yeri olmadığını savundu. Tartışma bu aşamadan sonra Türkiye ile olan ilişkiler üzerinde yoğunlaştı. SPD adayı, Türkiye’nin son 10 yılda radikalleştiğini öne sürerek, Almanya’ya gönderilen imamların da radikalleştğini iddia etti ve başbakan olması durumunda Türkiye’den imamlara yasak getireceğini ima etti. Schulz’un Türkiye konusunda çok sert bir tavır izlediği ve Merkel’e de yüklendiği dikkat çekerken, "Ben başbakan olursam Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini derhal sona erdiririm" dedi.
Merkel de, “Gerçek net, Türkiye Avrupa Birliği’nin üyesi olmamalı” dedi. Almanya Başbakanı bununla birlikte, Almanya’nın AB içinde müzakerelerin sona erdirilmesine tek başına karar veremeyeceğini ve böyle bir girişimin tüm üyelerin desteğini alacağına emin olmadığını belirtti. Kendisinin Türkiye’nin tam üyeliğine baştan karşı olduğunu hatırlatan Merkel, başbakan olarak Ankara ile köprüleri tümden atmamaya çabaladığını, Türkiye’de tutuklu Almanların serbest bırakılması için çaba gösterdiğini, ayrıca Türk halkının yarısının da Avrupa’ya umutla baktığını söyledi. Merkel Türkiye’de tutuklu bulunan Almanların sayısının 14’e çıktığını vurgulayarak, daha sert bir seyahat uyarısını düşündüklerini, ayrıca Gümrük Birliği’nin genişletilmesinin de kesinlikle durdurulduğunu aktardı. Tartışma sonrasında sosyal medyada yer alan çok sayıda yorumda, düellonun yarısından fazlasının Türkiye ve ülkedeki Müslümanlara ayrılması eleştiri bulurken, ileriye yönelik örneğin dijitalleşme ve demografik değişim gibi konuların hemen hiç konuşulmadığı yorumları yapıldı.
Seçim kampanyası boyunca bundan sonra karşı karşıya gelmeyecek Merkel ve Schulz’un düellosunun seçmene nasıl yansıyacağı sorusunun cevabı merakla beklenirken, yapılan tüm anketlerdeki veriler Merkel’in 24 Eylül sonrasında da kurulacak bir koalisyon hükümetinde başbakanlığa devam edeceğine işaret ediyor. Zira anketlerde CDU/CSU Hristiyan Birlik partilerinin oy oranı yüzde 38, koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) oy oranı ise yüzde 22 . Sol Parti'nin oy oranı yüzde 9 ve Yeşillerin oy oranı da yüzde 8. Son genel seçimde yüzde 5'lik oy barajına takılan Hür Demokrat Parti'nin ise (FDP) bir puanlık artışla yüzde 8'luk oy oranına ulaştığı tespit edildi. Sağ popülist ve İslam düşmanı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oy oranı yüzde 11'e yükseldi.