Barzani'ye bayrak çektirenlerin çözümü!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Bir okurumuz diyor ki, "İstanbul ve Ankara havaalanlarına ve Başbakan'ın arkasına Kürdistan bayrağı olduğu söylenen sembolü çektirenlerin şimdi, Irak'ın kuzeyindeki referanduma karşı tedbir alıyor görünmeleri ne kadar inandırıcı olabilir?"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da "Barzani'nin bu noktaya gelmesi AK Parti politikalarının sonucudur. Yapılırsa bu referandumun sponsoru AK Parti'dir. Şimdi tepesine çökmekle tehdit ettiğiniz Barzani'yi AK Parti kurultayına niye çağırdınız, ne sıfatla çağırdınız? Seçim vardı, size oy lazımdı, öyle mi?" diye açıklama yaptı.
***
Kasım Ömer'in Irak kaynaklı özel haberlerinde ise şöyle deniliyor:
"Irak'ın askeri kanadı, 'Biz Irak'ın kuzeyindeki referandum sebebiyle hiçbir şekilde savaşa girmeyiz. Ta ki Türkiye ,İran ve Irak ortak askeri operasyon yapana kadar... Yalnız biz Peşmerge ile savaşa girmeyiz.' diyor.
Peki ne olacak?
Yine aynı kaynaklar şu yorumu yapıyor: "Irak Başbakanı İbadi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington'da görüşecek. Görüşmenin temelini, iki ülke ilişkilerinin tazelenmesi ve savaş sebebiyle yıkılan Irak şehirlerinin imarı oluşturacak. İmar ihalelerinin Türkiye'ye verilmesi söz konusudur. Bu mutabakattan sonra Barzani'nin yaygarası bitecektir. Savaş hiçbir şekilde çıkmayacaktır ve Barzani susacaktır."
Irak Federal Mahkemesi de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin 25 Eylül'de düzenlemeyi planladığı referandumu, "anayasaya aykırı" olduğu yönündeki davalar sonuçlanıncaya kadar durdurma kararı aldı.
***
Türkiye ise Silopi-Habur arasındaki bölgede askeri tatbikat yapıyor.
Irak'ın kuzeyiyle ilgili bu gerginlik yaşanırken terör örgütü PKK/PYD, ABD'nin desteğiyle 9 Eylül'de başlattığı operasyonda, Suriye'nin en verimli petrol sahalarının yer aldığı Deyrizor ili içlerine hızla ilerliyor. PKK/PYD, yaklaşık 56 kilometre derinlikteki bölgeyi ele geçirdi.
Türkiye'nin kapıları hem Irak'tan hem Suriye'den zorlanıyor! Durumun buraya gelmesine sebep olanlar, şimdi kamuoyu önünde mecbur kaldıkları için çözüm arıyor!
***
Diyanet kime teslim edildi?
***
Diyanet İşleri Başkanlığı'na atanan Ali Erbaş'ın, 15 Temmuz darbesinin organizatörlerinden Adil Öksüz'ün doktora tezi savunmasında jüri üyesi olduğu üzerinde duruluyor. Jüri başkanının, Prof. Dr. Suat Yıldırım olduğu ise gözden kaçıyor. Şimdi firarda olan Suat Yıldırım, "Hz. İsa etrafında bütünleşelim" sözüyle ve Tevrat'a atıflı Kur'an tercümesiyle ünlenmişti. Zaten Öksüz'ün doktora tezi de "Ceza Hükümleri Açısından Tevrat ve Kur'an" başlığını taşıyor! Oysa Kur'an, mevcut Tevrat'ı tahrif edilmiş kabul eder! Bu durumda neyin mukayesesi yapılmış oluyor?
Yıldırım, Edirne'de vaizlik yapan Fethullah Gülen ile aynı evi paylaşmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Adil Öksüz'ün doktora tezini kabul eden ekipten bir kişiye teslim edilmesi, AKP iktidarının gerçek yüzünün bir göstergesidir.
***
TEOG neden kaldırıldı?
***
Başbakan Binali Yıldırım, AKP tarafından getirilen TEOG'un kaldırılmasıyla ilgili olarak "8'inci sınıfı bitirdiğinizde hangi tarafa ilginiz varsa, 'Ben spor okuluna gitmek istiyorum', buyur git. 'Ben ilim adamı olacağım, daha çok matematik, fizik, fen okuyacağım', sen de oraya git. 'Ben edebiyatçı olacağım, şiir yazacağım, masal yazacağım', sen de sosyal bilimlere git. 'Ben din alimi olacağım, fıkıh öğreneceğim, siyer öğreneceğim', sen de imam hatip lisesine git. Herkes istediği yere gidecek. Bunun için ortaokulda yönlendirileceksiniz.." diye konuştu.
Konuyla ilgili önemli bir tespit var:
"TEOG sınavları, çalışkan ve yetenekli öğrencileri üst düzey okullara taşıyordu. Bu da liseleri imam-hatipleştirme operasyonuna engel teşkil ediyordu. Kendi koydukları TEOG sistemini bu sebeple kaldırdılar!"