AKP kaybederse Türkiye kazanacak
Orhan Bursalı 01 Ocak 1970
7 Haziran 2015 AKP’nin tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Yüzde 41’in altına düşmüş ve seçimleri kaybetmiştir. İktidarı, 12-13 yıllık iktidarı aslında o tarihte sona ermişti. Kaç seçim kazandığının önemi yok, topu topu 13 yıl iktidarda kalabilmişti. AKP liderliğinin tarihinde 7 Haziran kara bir sayfadır, korku doludur, asla anımsamak istenmez. Ama lider dün bu tarihi gündeme getirmek zorunda kaldı.
7 Haziran’ı, 1 Kasım ile aştılar. Ama iki tarih arasında olanlar Türkiye tarihinin çok özel yazılması gereken bir bölümüdür.
Anımsayın, önce Cumhurbaşkanı, AKP dışında bir hükümet seçeneğinin denenmesine asla fırsat vermedi. Davutoğlu ile lider arasında, daha önceki olaylarla gerilmiş olan ipler asıl o zaman koptu. Davutoğlu, CHP ile bir koalisyona bile sıcak bakabilirdi. Bunun işaretlerini vermişti. Ancak Cumhurbaşkanı için böyle bir olasılık en büyük kâbusu olabilirdi.
Büyük kargaşa / güvensizlik
RTE ile Bahçeli arasında bugüne uzanan ilk büyük ittifak o zaman atıldı. Bahçeli bir başka iktidar seçeneği defterini hiç açmadı.
7 Haziran – 1 Kasım arasında yaşadığımız ve tüm Türkiye için önemli olan ise, büyük kaostu. Al gülüm ver gülüm halinde AKP ile PKK arasında masalar devrilmiş ve PKK, iktidarın gözleri önünde ve bilgisi dahilinde tüm hendek savaşı hazırlıklarını tamamlamış olarak, “kurtarılmış bölge” savaşını başlatmıştı.
28 Şubat’ta hükümet- PKK arasında 10 maddelik Dolmabahçe açıklandıktan sonra nisandan itibaren savaş yeniden başladı... Cumhurbaşkanı anlaşma masasını devirdi. PKK zaten hazırdı. Güneydoğu ve tüm Türkiye alevler içinde kaldı. Sadece PKK değil IŞİD gibi terör örgütleri de büyük kentleri ateşe verdi. Büyük kargaşa, korku ve güvensizlik içinde tekrarlanan seçimde AKP, 49.5 ile iktidar oldu. Bilimin saptamasıdır: Büyük güvensizlik ve savaş ortamı iktidara yarar.
İki büyük sapma veya destek
1 Kasım seçimleri AKP ve Türkiye tarihinde bir anomalidir, normal olandan sapma!
Doğal ve normal olan 7 Haziran seçim sonuçları ve baş aşağı gidiştir. Çünkü AKP büyük bir doygunluğa ulaşmış, pek çok şeyi başaramamış ve seçmen yeni arayışlara yönelmeye başlamıştı.
PKK iktidarın en büyük destekçisi ve Türkiye’nin şimdiki duruma gelmesinde ana etkendir.
İkinci anomali, yani normalden büyük sapma, 15 Temmuz Fethullah terör örgütünün darbe girişimi oldu. Bu iktidara ikinci büyük cansuyu oldu.
Bu ikinci süreç de -seçim kurulunun tüm hukuksal rezaletleri eşliğinde- Türkiye’ye başkanlık rejimine evet demeyi dayattı.
Burada ayrıntıyı kaçırmayalım. AKP ancak Bahçeli ile büyük ittifakla zar zor bu sonuca ulaşabilmişti.
Yani Başkanlık seçimi, MHP’yi çıkardığınızda, AKP oyunu 7 Haziran seçimlerine yaklaştırmıştır. Yani AKP’de normale iniştir. Bugün Hayır Cephesi’nin oyları, AKP+MHP’yi aşmıştır. Sonar’a göre AKP yüzde 38’de. Bunu doğrulayacak başka ciddi anketler bekliyorum.
Kaybederiz korkusu
Cumhurbaşkanı, iki kez partisini ikaz etti: İlkinde İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder, dedi. AKP başkanlık seçimlerinde İstanbul’u kaybetti. Sadece İstanbul’u değil, Ankara ve daha 15 büyükşehiri de kaybetti.
İkincisinde bu kez, seçimi kaybedersek Türkiye kaybeder dedi. İkisi de aslında reel durum saptamasıdır, yani hem İstanbul’u hem de seçimleri kaybederiz!
Partisinde ve belediyelerinde, metal yorgunluğu diyerek operasyon başlattı. Bu, seçmen nezdinde kaybedilen oyları, bu kez vitrin makyajı ile geri alma operasyonudur.
Metal yorgunu esas AKP liderliğidir. Projelerdir. Sorunları çözemeyişidir. Keyfi ve anayasasız, yasasız yönetim tarzıdır, Meclis’i devre dışı bırakmasıdır, hukuksuzluktur, demokrasi – insan hak ve ifade özgürlüklerini askıya almasıdır.
AKP kaybederse, Türkiye bütün bunları geri kazanma şansını yakalayacak.
Yani Türkiye kazanacak.