Osmangazi'nin zararıyla ne kadar 'çerez' tüketilebiliyor?
Servet Avcı 01 Ocak 1970
Hatırlarsınız, Maliye Bakanı'yken Mehmet Şimşek, devlette lüks araçlara harcanan paranın bütçede çerez parası bile olmadığını söylemişti...
Bu bir iflâstı aslında... İktidarlarının öncesinde ve ilk yıllarında, tevazudan, Hz. Ömerlerden, Ömer b. Abdülazizlerden, Ebu Zerrlerden konuşup, iktidar tadı aldıkça lüksü, israfı ve şatafatı 'devletin itibarı'yla açıklayan dilin iflâsı...
Diyanet İşleri Başkanı'nın trilyonluk Mercedes'ine yönelik eleştiri gelince, o bolca Hz. Ömerli dili rafa kaldırıp "Ama Papa'nın da özel uçağı var" yalanına sığınan ve o Papa'nın Türkiye ziyaretinde Clio'yla dolaşmasına aldırış etmeyen dildi bu...
Aynı çifte standart, kendisini saray tartışmasında da göstermişti... Bir anda önümüze Avrupa'daki tarihî sarayların maliyet hesabı ve oda sayısı getirilmişti...
***
Eleştirenler olarak, Başbakan İsveç'teki gibi işe bisikletle gitsin, Cumhurbaşkanı yamaç paraşütüyle uçsun, Bakan evden makama koşa koşa gitsin demiyoruz... İtirazımız, abartıya, inanılmaz lükse, dünkü referansların çöpe atılmasına ve aklımızla dalga geçilmesineydi...
Resmi rakamlara göre 2014 yılının araç gideri 3 milyar 300 milyon lira... İnsan merak ediyor tabii, ülkeyi yöneten hükûmet üyeleri ne kadar çerez tüketiyor ki bu rakama denk geliyor? Hemen hesabı yapalım: Bu durumda bütün bir kabine değirmen gibi 24 saat kabak çekirdeği öğütürse, bir yılda 132 milyon kilo çerezin hakkından gelebiliyor... Yani günde 362 ton filan... 2014 yılıyla bu yıl farkını koyarsak en fazla günde 400 ton eder...
Diyelim ki bazı kabine üyeleri sıkıldı ve "Biz biraz da beyaz leblebi ve fındık, fıstık yemek istiyoruz" dediler... O zaman günlük aralıksız tüketmeleri gereken beyaz leblebi yaklaşık 500 ton filan ediyor... Tüketebilirler mi? Azmederseler olur!.. Fıstığa gelince, Antep fıstığı, yer fıstığı, birinci kalite, kavrulmuş, soyulmuş vs. fiyat farkı ve dolayısıyla ton farkı ortaya çıkıyor...
İştah açılmayagörsün... "Bu bize yetmez, daha fazla çerez" diye kıvranma söz konusu olursa bu durumda kabuklu fındığı tavsiye edebiliriz... Oy verme zamanı neredeyse birbirini çiğneyen, senenin 15 günü fındık toplayan, geri kalan zamanda parti propagandası yapmaktan dili şişen ve şimdi ise 'bol randımanlı' isyan eden üreticinin elinde 7 liraya kadar düşen fındık var... Hepsini İtalyan Ferroro Rocher yiyecek değil ya!.. Biraz da bizim kabine yesin... Lüks arabalara harcanan kadar yiyecekseler eğer, yani 'çerez parası' kadarsa, Bakanlar Kurulu'nun önüne günde 120 kamyon fındığın yığılması gerekiyor...
***
Hesaplar 'çerez'le yapıldığına göre Osmangazi Köprüsü'nden geçmesi gerektiği hâlde geçmeyen araçların hazineye yükünü de artık Maliye Bakanlığı bademle mi açıklar, cevizle mi, çekirdekle mi, hurmayla mı, onların takdirinde...
Millet bu sistemi bilmiyordu... Kütahya'ya havaalanı yapıyorsunuz... Aynı zamanda işletmesini de verdiğiniz müteahhit firmaya garanti ediyorsunuz "Buradan yılda 850 bin yolcu uçacak, uçmazsa parası devletten" diye...
Bu "850 bini kim neye göre hesaplıyor, bu hesabın hesabı şimdi niye sorulmuyor?" bilen yok... Bu rakamın 10'da birine bile ulaşılamayınca, Kütahya'nın haritada yerini yarım saatte bulamayacak, uçağa hayatı boyunca binmemiş herhangi bir vatandaş, durup dururken hazine üzerinden bu borcu ödüyor... Çünkü devlet, o müteahhidin kasasına o gün bugündür yılda 4.1 milyon Euro 'uçmayan yolcu' parası aktarıyor!..
Osmangazi'nin 13 aylık hesapları ortada... Yine müteahhide günde 40 bin araç geçişi garanti edilmiş... Bu garantiyi sözleşmeye koyan 'hesap sahibi' ya işi bilmiyor veya gerçekten 'hesap sahibi'... Hesabın yarısının yarısı ancak tutuyor, çünkü araba geçmiyor... Müteahhit firmanın umurunda değil, zira o hazineden garanti parasını çekiyor...
Köprüden geçmeyen 8 milyondan fazla aracın parası vatandaşın cebinden çıkıyor... İnsanlar faydalanmadığı bir hizmetin bedelini ödüyor... Daha sırada, diğer köprüler, şehir hastaneleri ve üçüncü havaalanı var...
Lüksü, şatafatı ve israfı 'çerez'le küçülten siyasî kültürün geldiği son nokta burası işte!..