Güvenilir müttefiklik pespayeliği ve uşaklık
Orhan Bursalı 01 Ocak 1970
Saroz açıklarında ortak askeri tatbikat sırasında, Amerikan Saratoga uçak gemisinden atılan iki adet SeaSparrow füzesi Muavenet askeri gemimizi vurdu: Sonuç, gemi komutanı dahil 5 şehit 22 yaralı. Yıl ise 1992, 2 Ekim.
Bunun kaza olduğuna inanacak bir enayi yoktu. Füze ancak 6 kademeden sonra gemi komutanının emriyle ateşlenebilirdi. ABD, Irak için Çekiç Güç’ü 1991’de kurmuş ve İncirlik’ten operasyonlarla Irak bölünüyor, Kürdistan kuruluyordu. Her altı ayda bir Çekiç Güç’e Ankara’dan Meclis’ten onay çıkması gerekiyordu ve bu onay da tartışmalara neden oluyordu. Mesela ordu içinden Eşref Bitlis gibi komutanlar, Amerikalıların Irak’ta yarattığı fiili durumun tamamen aleyhimize geliştiği görüşündeydiler.
1993’ün 17 Şubat’ında Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in uçağı düştü. Genelkurmay’a göre bu sabotaj değildi.
4 Temmuz 2003’te Irak- Süleymaniye’de bulunan Türk özel kuvvetlere ait birliğe baskın yapan Amerikalılar, Türk subaylarını, başlarına çuval geçirerek kamyonlara doldurmuş ve esir almışlardı.
Bunlar ‘müttefikliğin gereği’ idi!
Bu olaylar tamamen ABD ile Türkiye arasındaki “derin ve stratejik müttefikliğingereği” idi!
Dahası, sonraki olaylar da: Ergenekon ve özellikle Balyoz davaları ile ordunun defterinin dürülmesi ve darbe yapacak FETÖ’cü subayların önlerinin açılarak yükseltilmesi de, “Türk-Amerikan derin müttefikliği”nin çok başarılı bir örnek olayıydı!
Daha geriye giderseniz bu ittifakın çok başarılı başka meyvelerini de görürsünüz. Özellikle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de yine Amerikancı ordu ve subayların darbeleri, mesela. Kıbrıs için askeri ambargolar, mektuplar...
Ortalık yeni karışmadı. Ortalık zaten epey bir süredir karmakarışıktı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Beyaz Saray ziyaretinde de ittifak yalanlarıyla beynimizde boza pişirdiler.
Amerikan sözlüğünde ittifak
Amerikan sözlüğünde Türkiye ile ilgili müttefiklik maddesinde Türkiye’nin yapması gerekenler için şu yazar: Amerikan çıkarları doğrultusunda hareket!.. Bunu yaptığı sürece Türkiye inanılmaz derecede en güvenilir müttefiktir...
ABD Dışİşleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon yazmış: “Türkiye artık güvenilirmüttefik değil, bir Ortadoğu ülkesi! İki ülkenin bölgesel güvenlik çıkarları da tehlikeli bir şekilde ayrıştı...”
Koskoca bakan yardımcısı diyor ki, biz Suriye’de IŞİD’den doğacak boşluğu İran’ın doldurmasına asla izin vermeyeceğiz ve Kürtlerle ittifakı sürdüreceğiz...
Sanırsınız ki İran, Suriye’yi işgal edecek. Bu da tabii, Amerikalıların Ortadoğu ülkelerini bölüp parçalamak için uydurdukları İran bahanesi... Amerikalı, enayilere gerekçe sunuyor! Yersen.
İttifakın ürünü: Bugünkü iktidar
Amerikalı, Türkiye’de keyfi hukuksuzluk, siyasi esir alma ve sonra değiş tokuş, adaletsizlik gibi, ciddi sorunlarımıza da işaret ediyor tabii ki. Ki, Erdoğan’ın tüm dünyaya karşı karnının en zayıf olduğu ve savunulamayacağı konular...
Ama şüphem yok ki, eğer ABD ile tam bir askeri ittifak halinde istediklerine destek verilseydi, bunların hiçbirisini de ciddi olarak gündeme getirmeyeceklerdi!
1950’den itibaren başlayan ABD – NATO ile uşaklık ittifakı politikasının siyasi ürünü 15 yıllık AKP iktidarı ve bugün yaşadıklarımızdır.
Tarihsel gelişim, bu kadar basittir.