Vize krizinin şifreleri
Cansu ÇAMLIBEL / WASHINGTON 01 Ocak 1970
ABD'nin şok bir kararla Türkiye'den vize başvurularını dondurması Ankara için beklenmedik bir gelişme oldu. Karar tam da ABD’de 3 günlük tatil olan Kolomb Günü’ne denk geldi. Hürriyet’e konuşan Türk kaynaklar, “Rahatsızlık dile getiriliyordu, ancak vize rejiminin değişeceğine dair en ufak bir ima yoktu” dedi. Türk tarafı bu kararı 'orantısız' bulurken, Amerikalı yetkililer, ABD vatandaşlarına ve elçilik çalışanlarına yönelik gözaltıların 'ciddi sonuçları olacağını Türk tarafıyla paylaştıklarını' söyledi.
Uzun zamandır ABD’nin Suriye’de terör örgütü PKK'nın kolları YPG/PYD’ye desteği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarına dava krizi ve Ankara’nın Rusya’dan S-400 füze sistemi alma kararı nedeniyle gergin bir zeminde ilerleyen Türk-Amerikan ilişkilerinin kalbine bomba gibi düşen vize restleşmesi kritik bir eşik.
Zira bugüne kadar Türkiye ile yaşanan hiçbir krizde ABD, Türk vatandaşlarını doğrudan hedef alan bir adım atmamıştı. 1974’teki Barış Harekâtı sonrasında bile Türkiye’ye uygulanan vize rejiminde bir değişiklik söz konusu olmamıştı, Ankara’ya yönelik yaptırım silah ambargosu olarak gelmişti. Ankara her ne kadar tıpatıp aynı bir tedbirle karşılık vermiş olsa da ilk temaslarda Washington yönetiminin bir an önce bu kararından dönmesi yönündeki beklentisini dile getirdi. Ancak Ankara’nın ısrarlı sorularına karşın ABD tarafı vize yaptırımının süresine ilişkin hiçbir işaret vermedi.
İŞARET FİŞEĞİ 28 EYLÜL’DEKİ SEYAHAT UYARISI
ABD’nin Türkiye’deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetleri askıya alma kararı ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Türk vatandaşı Metin Topuz’un FETÖ davasında casusluk iddiasıyla tutuklanmasından 4 gün sonra geldi. Washington’ın bu konudaki ilk tepkisi 28 Eylül’de yenilenen ve mart ayındaki uyarıya kıyasla çok daha sert bir üslupla hazırlanan Türkiye’ye ilişkin seyahat uyarısının satır aralarında saklıydı.
Topuz henüz gözaltındayken yayınlanan seyahat uyarısında "Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan ya da tutuklanan ABD vatandaşlarının konsolosluk hizmetlerine erişiminde gecikmeler yaşanması ya da erişime izin verilmemesi giderek daha yaygın bir uygulamaya dönüşmüştür. ABD misyonu Türkiye vatandaşı da olan tutuklu Amerikan vatandaşlarıyla temasa geçememektedir" vurgusu vardı. Dahası bazı STK’larda çalışan Amerikan vatandaşlarının oturma izinlerinin iptal edildiği de belirtiliyordu. O günlerde konuştuğum bir ABD’li yetkili seyahat uyarısının yenilenmesine gerekçe olarak doğrudan Metin Topuz’un gözaltına alınmasını göstermişti.
TOPUZ’DAN ÖNCE ULUÇAY
ABD’nin seyahat uyarısından birkaç gün sonra tutuklanan Topuz Türkiye’deki ABD misyonlarında görevli olup da tutuklanan ikinci Türk vatandaşı oluyordu. ABD Başkonsolosluğu’nda tercüman olarak görev yapan Hamza Uluçay 7 Mart’ta PKK üyeliği iddiasıyla tutuklanmıştı.
WASHİNGTON’IN ‘CİDDİ SONUÇLARI OLUR’ UYARISI
Bu süreçte Washington Ankara’yı çeşitli görüşmelerde ABD misyonlarında çalışan yerel personele ve Türkiye’deki ABD vatandaşlarına yönelik siyasi bir görüntü sergileyen bu trendin devam etmesinin ciddi sonuçları olabileceği konusunda uyardı.
Türkiye’deki görev süresini tamamlayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’ın giderayak cuma günü Türk gazetecilerle görüşmesinde kullandığı keskin ifadeler de aslında Washington yönetiminin sertleşeceğine yönelik önemli bir işaretti.
RESMİ TATİLE DENK GETİRDİLER
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin vize açıklaması ülkede federal bayram olarak kutlanan Kolomb Günü nedeniyle cumartesi başlayan ve bugün devam eden 3 günlük köprü tatil sırasında geldi. ABD’deki tüm resmi kuruluşların kapalı olduğu bir sırada duyurulan bu kararın hazırlığının önceden yapıldığı anlaşılıyor. Tatili bahane eden ABD Dışişleri Bakanlığı, büyükelçiliğin duyurusunun ötesinde bir açıklama yapmadı. İsminin açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkililer ‘Amerikan misyonlarında çalışan yerel personele ilişkin trendin devamının ciddi sonuçları olacağını Türk tarafıyla paylaşmıştık’ demekle yetindi.
ANKARA: VİZE İMASI YOKTU
Türk tarafından yetkililer ise "Evet rahatsızlık dile getiriliyordu ancak vize rejiminin değişeceğine dair en ufak bir ima yoktu" diyor. Türk tarafını en çok şaşırtan ise Washington’ın devlete yönelik tepkisi nedeniyle Türk vatandaşlarını cezalandırma anlamına gelen bir yaptırıma gitmiş olması. Bu tür durumlarda genelde ülkelerin devletler arası adımlarla tepkisini ortaya koyduğunu hatırlatan yetkililer, Türk vatandaşlarını hedef alan bu adımı ‘orantısız’ bulduklarını vurguluyor.
‘ORANTISIZ’ VURGUSU
Pazar günü olay patladıktan sonra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın, ABD Büyükelçisi John Bass ile görüştü. Washington’da ise Büyükelçilik Müsteşarı Aydan Karamanoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen ile görüştü. Türk tarafı bu görüşmelerde "Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyor. Bazı soruşturmalar var. Bazı kişiler soruşturma ağına takılmış olabilir. Ancak vize rejimini gözden geçirmenizi orantısız bir tepki olarak değerlendiriyoruz. Umarız bundan bir an önce geri adım atarsınız" mesajı verdi.
NE KADAR SÜRECEĞİ BELİRSİZ
En kritik nokta şu; yapılan görüşmelerde ABD tarafı vize işlemlerinin ne kadar süreyle askıya alındığına ilişkin hiçbir işaret vermedi. Diplomatik ve resmi pasaportlar da normalde göçmen olmayan vizeler kapsamında. Ankara bununla ilgili özel olarak izahat istedi. Ancak ABD’den bu konuda da diplomatik pasaportlara bir muafiyet uygulanabileceğine yönelik bir yanıt gelmedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da mevkidaşı Rex Tillerson ile görüşme talebinde bulunduğu öğrenildi. Ancak bu görüşmenin gerçekleştiğine dair henüz bir teyit yok.