Şerde mi, hayırda mı ittifak ettik?
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Dünya genelinde düşünelim; bir toplum, yalanda, dolanda, ikiyüzlülükte, riyakârlıkta, düzenbazlıkta, başkasının hakkını yemekte yarışır mı?
Değerli dostum Mehmet Ali Bulut, yıllar önce bu konuda sohbet ettiğimizde "Hz. Muhammed, 'Benim ümmetim şer üzerine ittifak etmez' buyurmuştur. Endişe etme." demişti.
Bulut, yıllar sonra Anayasa değişikliği referandumu öncesinde şöyle yazdı:
" 'Ümmetim şer üzere ittifak etmez' hadisi, zihinsel kodları düzgün bir İslâm topluluğu için geçerlidir. Bizimki gibi, lime lime dökülen, zihinsel kod alanı tahrip olmuş, bilinçaltı adeta iltihap toplamış bir toplumda her yeni vaka hemen travmatik bölünmelere ve düşmanlıklara sebep olmaktadır. Reklâm, propaganda ve aldatmanın en az tebliğ kadar kıymet gördüğü bir toplumda hayır üzerine ittifak, ancak ilahi bir mucize ile olabilir. Yahut da dipçikle. Çünkü dipçik altında yapılan tüm seçimler, azami katılım ve onayla sonuçlanmıştır."
Kur'an'da ise "Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helâka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz." ayeti var. (İsra 16)
İnanç ve iman açısından bakıldığında durum böyle...
***
Peki ama akıl ve mantık açısından incelersek, insanların veya toplumların şerde ittifak etmesi nasıl mümkün olabiliyor? Evet bana göre "şer" olan başkasına göre "hayır" olabilir ama zaman, en doğru göstergedir!
Bu konu her zaman gündemimdedir ama net bir cevap bulmak kolay değil.
Konuyla doğrudan ilgisi olmamakla birlikte çocuk kitapları yazarı Süleyman Ezber'in, Anadolu Ajansı muhabiri Musa Alcan'a aktardığı öğrenmeyle ilgili tespitleri meseleye ışık tutuyor.
Ezber, diyor ki "Bilgi tabii ki çok önemli ama çocuklar düz bilgiye karşı bir savunma mekanizması geliştiriyor. Çocuklar kurguyla öğrendiklerini asla unutmaz. Çünkü bilgiyi kurguyla birleştirdiğinizde normalde zihnimizin kullanmadığımız mekanizmaları işlemiş oluyor."
Tabii çocuklara kurguyla anlattıklarınız doğru da olabilir, zararlı da. Bunu nasıl önleyeceksiniz?
Ezber'in kendi alanındaki çözümü şöyle:
"Aileler çocuğuna kötü gıda yedirmediği gibi kötü kitap da okutmasın. Belki kötü gıdanın bir telafisi var ama kötü bilgi o taze zihne girdikten sonra asla çıkmaz..."
***
Kötü, yanlış, zararlı bilgi, bugün sadece çocuklara değil yetişkinlere de kurgu ile doğru kabul ettiriliyor.
Meselâ, Türkiye dahil, "22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmek" iddiasındaki "Büyük Orta Doğu Projesi", başlangıçta, bölge halklarına, "Orta Doğu'ya demokrasi getirmek" olarak sunulabildi. Hatta daha ötesi, Irak'ın işgali bile "demokratikleştirmek" olarak yansıtılabildi. Sonra Libya ve Suriye'yi de demokratikleştirdiler! Şimdi de PKK ve IŞİD ve FETÖ ile Türkiye'yi dize getirmeye çalışıyorlar...
2010 referandumunda, "mezardakileri da kaldırıp 'evet' oyu kullandırmak gerekir" diyen Fetullah Gülen, o zaman destek verdiği, iç içe olduğu iktidar tarafından, 17-25Aralık'tan sonra "FETÖ" diye adlandırıldı.
2010 referandumunda, seçmen, yüzde 60'a yakın oranda "evet" demişti? Aslında "FETÖ'nün yargıyı tamamen ele geçirmesine evet" denilmişti. Yargıyı ele geçirdikleri için, eski Genelkurmay Başkanı'nı bile "terör örgütü lideri" diye tutuklayabildiler. Darbeye bile kalkıştılar. Seçmen, böylece şerde ittifak etmiş olmadı mı?
"Cumhurbaşkanlığı sistemi" referandumu, henüz sonuçlarını vermedi ama bir-iki yıl içinde bu konuda şerde mi hayırda mı ittifak ettiğimiz çok açık bir şekilde ortaya çıkacaktır!