SESSİZCE ÖLEN DEV BİR SOSYOLOĞUN ARDINDAN...
UTKU GÖÇ ve BİHTER BURCU GÖÇ 01 Ocak 1970
Beyin cerrahisinde Gazi Yaşargil, müzikte İdil Biret, halterde Naim Süleymanoğlu ne ise Mübeccel B. Kıray da sosyolojide odur: Dünya çapında bir toplumbilimcimiz olarak, ülkemizin uluslararası düzeydeki bir kaç "onur kaynağı"ndan birisidir.İşte bu "hocaların hocası", "gaipten haber veren bir kâhin" değil, değeri evrensel olarak kanıtlanmış bir toplumbilimcidir. ODTÜ Sosyal Bilimler Bölümünün gelişmesine büyük emek veren Prof. Dr. Mübeccel Kıray, Türkiyede sosyolojinin gelişmesinde de çok önemli rol oynadı.
Toplumsal değişmeyi ele alma tarzıyla ekol olan Prof. Kırayın, Örgütleşemeyen Kent: İzmir, Değişen Toplum Yapısı, Toplumsal Yapı Toplumsal Değişme, Seçme Yazılar, Ereğli, Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, Social Stratification as an Obstacle in Development isimli kitapları bulunuyor.
Kırayın The Family of Migrani Workers, Changing Patterns of Patronage ile Survivial Strategies of Expeasants in Cities gibi literatürde önemli yeri olan makaleleri de mevcut.
Ayrıca, Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım adıyla Mübeccel Kırayla yapılan bir söyleşi kitabı - Türkiye Cumhuriyetiyle yaşıt bir akademisyenin, Türkiyenin ve dünyanın Yirminci Yüzyılda geçirdiği çalkantıları yansıtan, bu çalkantılardan kendisinin nasıl etkilendiğini anlatan, toplumun haksızlıkları karşısında onurlu bir bireyin tepkilerini aktaran ve bütün bu olayları soğukkanlı ve bilimsel bir çerçevede yorumlayan düşüncelerinden oluşan bir mücevher - da bulunuyor.
YAŞAMI
1923te İzmirde doğdu. 1940ta İzmir Lisesinden, 1944te Ankara Üniversitesinden mezun oldu. 1946da Ankara Üniversitesi Antropoloji bölümünden doktora derecesi aldı.
1960da doçent, 1966da profesör oldu. 1959dan 1973e kadar Ortadoğu Teknik Üniversitesinin Sosyal Bilimler Bölümünün gelişmesine emek verdi. 1973te ODTÜden ayrılarak Morris Ginsberg Fellow olarak London School of Economicse gitti.
Türkiyeye dönünce İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ), 1982den sonra da Marmara Üniversitesinde çalıştı. Bu arada, bir yıl Austin Teksas Üniversitesinde ders verdi. 1989da emekli oldu.
Norveç Bergen Üniversitesinde, Kahire Amerikan Üniversitesinde, ABD Berkley Üniversitesinde, Zürih Teknik Üniversitesinde bir dizi konferanslar verdi.
ODTÜ Mustafa Parlar Ödülü, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fahri Doktor unvanı ve Aydınlanma Kadınları Ödülünü aldı. 1994te Türkiye Bilimler Akademisi (TUBA) şeref üyeliğine seçildi.
MİLLİYET YAZARI MERAL TAMER, ONDAN ŞÖYLE BAHSEDİYOR :
Bir konferans için Türkiye'ye gelmiş Amerikalı akademisyenlerin yanı sıra köşedeki koltukta bembeyaz saçları ve heybetli cüssesiyle Prof. Dr. Mübeccel Belik Kıray da oturuyordu.
Bu ulu çınarı karşımda bulunca, hemen yanına gidip kendimi tanıttım ve halının üzerine, dizinin dibine oturdum.
3 - 5 cümleden sonra benim aylar önce yazdığım yazılara dönük eleştiri ve uyarılarını sıralamaya başladığında hayretler içinde kaldım. Nasıl o yazıları hemen hatırlar? O nasıl keskin bir zekâdır ki beni görür görmez, can alıcı birkaç kısa cümleyle beni günlerce düşündürecek açılımları yapar?
Mübeccel Hanım, ona ömür boyu hayran öğrencileri gibi beni de bir anda avucunun içine alıvermişti. Yazılarımla ilgili böylesine derin bakışlı uyarılara o kadar hasret kalmışım ki, kendisine telefonumu verdim ve uyarılarını beklediğimi söyledim.O da bana telefonunu verdi, "Ama telefonla olmaz, sen ara sıra bana çaya gel. Pek ikramda bulunamam, ama bir çay içip yüz yüze konuşuruz" dedi.
Kıray, masanın üzerine yumruğunu vuran bir kadındı. Soğuk Savaş'ın ilk yıllarından itibaren "komünist" olduğu gerekçesiyle takibe alındı, 1951'deki TKP Tevkifatı'nda tutuklanarak 22 ay hapis yattı. Daha fazla ayrıntı arıyorsanız, profesör olan 4 öğrencisinin Mübeccel Hanım'la yaptığı söyleşilerden oluşan "Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım" adlı kitabı öneriyorum
HÜRRİYET YAZARI TUFAN TÜRENÇ 10 KASIM TARİHLİ ATATÜRK MODERNİTESİ VE BUGÜNKÜ TÜRKİYE İSİMLİ YAZISINI ŞU SÖZLERLE BİTİRİYOR :
Üç gün önce yitirdiğimiz ünlü sosyolog Prof. Dr. Mübeccel Belik Kıray, cumhuriyetle yaşıttı. Atatürk neslinin temsilcisiydi.
Mübeccel Hoca her olay karşısında iyimserliğini koruyan bir insandı.
Ancak bir ay kadar önce öğrencilerine şu mesajı verdi:
"Türkiye için endişe duyuyorum. Çünkü artık ülkeyi tarikatlar yönetiyor. Bir iç savaşa doğru sürükleniyoruz. Bunu görüyorum."