Saray’ın başında Sarraf hayaleti dolaşıyor
Aydın Engin 01 Ocak 1970
Karl Marks 1848’de Avrupa’nın egemenlerine seslenmişti:
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor: Komünizm hayaleti!..
Hayalet ürkütücüdür, korkutucudur. Marks haklıydı ve haklı çıktı. Manifesto’nun yazıldığı günden bu yana Avrupa’nın, ardından dünyanın bütün kapitalist kişi ve kurumlarının temel korkusu komünizm hayaleti oldu. Onu saf dışı bıraktıklarına inandıkları zamanlarda bile (mesela bugünlerde) bu korku hâlâ sermayedar sınıfların bilincinde ve bilinçaltında capcanlı...
Bugünkü Tırmık’ın başlığında yer alan hayalet öyle ciddi, öyle kitleleri kucaklayacak önem, kapsam ve derinlikte değil. Ne Avrupa’nın, ne dünyanın ne de Türkiye’nin kapitalistlerinin uykusunu filan kaçırmıyor.
Ancak AKP tepelerinde, özellikle Saray’ın koridorlarında, dahası AKP organı olarak işlev gören “medyamtırak” çevrede kalem ve kelam oynatanların başında uykular kaçıran bir hayalet dolaşıyor: Sarraf Hayaleti...
Kimileri için Rıza Sarraf nam, bön bakışlı delikanlı kendi boyunu ve çapını aşan kirli ticari ilişkilere girdi ve yakayı ele verdi. “Ulusal çıkarları” içinde ekonomik çıkarlara açık ara ile öncelik tanıyan ABD de punduna getirip onu enseledi. 27 Kasım’da “jürili mahkeme” karşısına çıkacak ve...
Ve’si malum... 75 yıl filan...
Hemen hemen kesinleşti ama mesleki ihtiyatla “büyük olasılıkla” parantezine alarak söyleyelim: Türkiye’nin Rıza Sarraf’ı, İran’ın Reza Zarrab’ı itirafçı oldu. Bu onun cezasında hatırı sayılır bir indirim sağlayacak.
Peki, itirafçı Rıza’nın itirafları kimi ve kimleri yakacak?
Sorunun cevabı bu Tırmık’ın başlığında: Saray’ın tepesinde bir hayaletdolaşıyor: Sarraf hayaleti...
Şimdilerde Washington’da gazetecilik yapan, kulağı delik bir Alman arkadaşıma Başbakan Binali Yıldırım’ın bir hafta kadar süren son Amerika ziyaretinde ağırlıklı olarak ne konuşulduğunu sordum. Verdiği cevap anlamlıydı:
- Kısaca Fethullah Gülen sorunu, kısaca vize sorunu, uzunca Sarraf, sonrayine Sarraf...
***
Cumhuriyet, Sarraf davasını yerinde izliyor. New York Times (NYT) mektebinden yetişme Şebnem Arsu arkadaşımız New York’a uçtu bile.
Duruşmaları yerinde izleyen ve izleyecek tek Türkiyeli gazeteci Şebnem Arsu değil kuşkusuz. Ama duruşmadan çıkacak haberleri, izlenimleri, notları, analizleri eksiksiz, sansürsüz ve elbette korkusuz yayımlayabilecek tek gazete galiba Cumhuriyet.
Bunda şaşılacak bir yan yok. Cumhuriyet hayaletlerden korkmaz...
Hayaletlerden korkanlar var ama.
Sarraf, savcının önünde bülbül kesilmişse (ki öyle görünüyor) BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen İran’a uygulanan ambargoyu kimlerin isteği, buyruğu, talimatı ile deldiğini bir bir anlatırsa “Ne olur, kimlerin başı fena halde belaya girer” sorusu bugünlük kesin cevaplara sahip değil. Ama 27 Kasım’dan sonra o cevaplar gün ışığına çıkacak gibi.
Haydi biraz övüneyim.
Sarraf davası aynasında “İyi ki Cumhuriyet var” diyeceğimiz günlerdeyiz. Hukuk cinayetleri işlemeyi göze alanların Cumhuriyet’i niçin susturmak istediklerinin de bir kez daha açığa çıkacağı günlerdeyiz...