MÎR SAİD SULTAN GALİYEV (1892-1940 [?])
Azmi Özcan 01 Ocak 1970
Millî komünizm akımının başlatıcısı, Asya’daki müslüman Türkler’i federal bir sosyalist devlet içinde birleştirme çalışmalarıyla tanınan Kazanlı Türk düşünce ve siyaset adamı.
Günümüzde Özerk Başkırdistan’ın Sterlitamak bölgesinde Şipayevo köyünde doğdu. Asıl adı Mîr Said Sultan (G)Alioğlu olmakla birlikte Galiev olarak tanındı. 1917 Bolşevik İhtilâli’nin dört büyüğünden biridir (diğerleri Lenin, Stalin, Troçki). Öğretmen olan babasının adı Mîr Said Haydar Ali, annesinin adı Aynilhayat Hanım’dır. Hayatına dair bilgiler, daha çok 1923’te kendisinin kaleme aldığı “Ben Kimim” başlıklı otobiyografisine dayanmaktadır (İzbrannıy Trudi, s. 473-482; ayrıca bk. Kakınç, Destansı Kuramcı, s. 35-171). Ailesi Başkırdistan’ın değişik bölgelerinde bulunduktan sonra 1903’te Kırmıskali köyüne yerleşti. Galiyev ilk öğrenimini burada tamamladı. 1911’de Kazan’da Tatar Pedagoji Enstitüsü’den mezun olunca öğretmenliğe başladı ve iki yıl Başkırdistan’ın muhtelif köylerinde öğretmenlik yaptı. Ardından istifa ederek Ufa’da bir kütüphanede çalışmaya başladı. Bir taraftan da Rus edebiyatı klasiklerinin bazılarını Tatarca ve Başkırtça’ya tercüme ediyordu. 1911-1914 yılları arasında Ufa’da yayımlanan Ufimskiy Vestnik gazetesinde yazdığı yazılarla devrim ve yenilikler hakkındaki düşüncelerini açıklamaya başladı. Gazetecilik mesleğine Tatarca Tormış (Ufa), Vakit (Orenburg), Koyaş, İl (Petersburg), Süz (Kazan) gazeteleriyle Rusça Narodniy Uçitel (Moskova), Kavkazskoe Slovo, Kavkazskaya Kopeyka (Bakü) gibi gazetelerde Kırmıskali, Kulku-Baş, Kandemir, Timurleng, Sukhoy verdiği önemin, demokratik mesajının ve Batı’da sanıldığının aksine yeniliklere açık karakterinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.
1917 Bolşevik İhtilâli’nin ardından dünyanın her tarafından -Galiyev’in de ders verdiği- Komünist Üniversitesi’nde eğitim için Rusya’ya gelen gençler vasıtasıyla üçüncü dünyada gelişen kömünist hareketlerinde belirli bir etkisi bulunan Galiyev’in Türkiye Komünist Partisi’nin kurucusu Mustafa Suphi ile de yakın irtibatı bulunuyordu. Bu bağ Türkiye’deki sol çizgi içerisinde Kemal Tahir, Şevket Süreyya Aydemir gibi isimlerle devam etmiş, ancak daha sonra Türkiye’de farklı bir komünist çizgi geliştiği için Sultan Galiyev ve düşünceleri yakın zamanlara kadar ihmal edilmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Sultan Galiyev’le ilgili çalışmalarda dünyada ve Türkiye’de bir yoğunluk gözlenmektedir. Galiyev’in konuşmalarını ve yazılarını ihtiva eden çalışmalar 1992 ve 1998’de yayımlanmıştır (Sultan-Galiev, Stati, Vıstupleniya, Dokumentı, Kazan 1992; İzbrannıy Trudi, Kazan 1998). Ayrıca Rusya devlet arşivlerinde bulunan Galiyev hakkındaki bütün belgeler de neşredilmiştir (Neizvestnyi Sultan-Galiev: Rassekrechennye dokumenti i materialy [ed. B. F. Sultanbekov - D. R. Sharafutdinov], Kazan 2002). Türkiye’de Halit Kakınç, Rusça ve kısmen Tatarca olan Galiyev külliyatının seçilmiş bölümlerini tercüme ettirerek yayımlamıştır (bk. bibl.).