Abdullah Gül yüzde 49'u istiyor!..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Hangisi turpun büyüğü? Siz karar verin...
İç siyasette, erken seçim, baraj, ittifaklar, daraltılmış bölge ve referandumun ardından gerçekleşmesi gereken uyum yasaları çerçevesinde bir o tartışmadan bir bu tartışmaya savrulup gidiyoruz. Bu tartışmaların hiçbiri, dış politik gelişmelerden, Zarrab krizinden bağımsız değil. Olası sonuçları açısından da çok şeye gebe. Sütunun ikinci bölümünde yer vereceğim cevap hakkından dolayı bugünlük kısa tutmak zorundayım. Özeti; sarayda çarşı pazar karışık!..
Uzun süredir kulağıma gelen şok bir söylenti vardı. Sizlere haber olarak iletmem için kuvvetli teyitlerini almak zorundayım. Kısmen sosyal medyada yer aldı. Anayasa Mahkemesi'nin referandumu iptal edeceğine ilişkin Ankara kulislerindeki söylentiler. Ne zaman bir AKP milletvekili ile görüşsem ne zaman bir saray danışmanı ile buluşsam hep referandumun sonuçlarından duydukları memnuniyetsizliği dile getirirler. "Bu sanılanın aksine bize yaramadı" derler. Sarayda, referandumun iptali konusunda hazırlıklar olduğunu, çoklu kaynaklardan teyidini aldım. "Nasıl bir hazırlık" derseniz... Kaleme almam mümkün değil!..
16 Nisan referandumunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurular olmuştu. Bunlardan biri CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'e ait. Pekşen, "referandum sürecinde seçme hakkı ve ifade özgürlüğünün açık şekilde ve ağır hukuka aykırı kararlarla ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne gitmişti. Haluk Pekşen'e sordum, kendisine mahkemeden henüz bir yanıt ulaşmamış, "en son aldığım bilgi beklemedeydi" dedi.
Sormak lazım;
Referandumun üstünden neredeyse 6 ay geçti. Acaba beklemenin sebebi nedir?.. Düşünmek lazım, eğer kulislerde konuşulanlar doğru çıkar ve Anayasa Mahkemesi referandumu iptal ederse ne gibi sonuçlar doğurur?.. İptal olursa, gerekçe maddeleri nereleri etkiler?.. Referandumun sonuçları toptan ortadan kalkar mı?.. Parlamenter sisteme geri dönüşün alt yapısı oluşur mu?.. İki turlu Cumhurbaşkanlığı seçiminin yerine tek turlu bir seçim modeli veya Cumhurbaşkanının yeniden Parlamentoda seçilmesine yol açan gelişmeler olabilir mi?.. R. Erdoğan'a yeni bir mağduriyet alanı açılır mı?.. Ve bununla birlikte iç siyasetteki yeni hamleleri bozacak ataklar söz konusu olabilir mi?.. Bizlerin kulağına gelen siyasi dedikoduların daha fazlası elbette Anayasa Mahkemesi'nin sayın başkanı ve sayın üyelerinin de kulağına gidiyordur. Bir an önce net biçimde bu tartışmaları kesecek bir açıklama yapmaları lazımdır diye düşünürüm!..
***
İktidarda, "metal yorgunluğu" fırtınası devam ediyor. "Hareketlenecek mi", "hareketlenmeyecek mi" diye hakkında papatya falı açılan Abdullah Gül'ün tüm temasları sarayın yakın takibi altında. İstifası alınan il ve belediye başkanları konusunda Gül'ün ne düşündüğünü yakın çevresinden araştırdım. Şöyle dediler;
"Abdullah Bey, istifaları FETÖ veya yolsuzluk operasyonu olarak düşünmüyor. 'Bizle görüşen bize yakın olabileceklerini hissettikleri, bildikleri insanları tasfiye ediyorlar' diye yorumluyor."
Saray kaynakları ise Abdullah Gül'ün durumu hakkında daha iddialı bilgi veriyor. O da şöyle;
"Abdullah Gül'ün aday olma niyetini biliyoruz. Bazı partilerle el altından kurduğu temasların da farkındayız. 'Yüzde 49'un ortak tek adayı olayım' diyor. Bunun garantisini istiyor. Garanti bekliyor."
Şimdi bulmacanın iki parçasını birleştirme işi de size düşüyor!..