Tayyip Bey'in Türklük vurgusu!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Tayyip Erdoğan, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde "Türklük vurgusu" yüksek bir konuşma yaptı. Öyle ki Harp Okulu Marşı'ndan alıntı yaptı:
"Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize 'Ölmez Türk' derler."
Erdoğan, "Önce kendimize güvenmemiz, tarihimize, değerlerimize vakıf olmamız gerekiyor. Ana sınıfımızdan başlayarak, tüm eğitim müfredatımızı, gazetesinden televizyona internete kadar tüm medyamızı seferber etmeliyiz. Bizim çocuklarımız Dede Korkut kahramanları dururken, niye başka ülkenin kahramanlarıyla yatıp kalksınlar?" gibi tamamen "milli ve yerli" bir bakış açısı sergiledi.
Milli günlerde benzer söylemleri kullandığımızda yandaş yazarlar bizi şovenlikle suçluyordu! Şimdi herhalde Tayyip Bey'i takip ederler...
***
Erdoğan, "Milletimizle birlikte darbe girişimini engelledikten sonra bu şerefli kurumu kirleten darbecilerin tamamı tasfiye edildi. Ülkemizi ele geçirmek isteyenlerin işe harp okullarından başladığını görüyoruz. Bu okullarda son 10 yılda görev yapmış, tabur komutanı düzeyindeki yöneticilerin neredeyse tamamının darbecilerle birlikte olduğunun ortaya çıkması çok önemlidir." dedi.
Harp okullarının dört yıl önce FETÖ'nin elinde olduğunu da Erdoğan söylüyor! Kimseyi suçlamıyorum ama bu duruma açıklık getirilmelidir. Öğrenciler ne zaman yenilendi? Şunun şurasında 15 Temmuz'un üzerinden bir öğretim yılı geçti! Harp okulu dört yıl değil mi?
Erdoğan, "Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm milletimizin ortak değeri olması gibi ordumuz da hepimizdir. Bu ordu, darbecilerin, cuntacıların, vesayetçilerin ordusu değildir. Bu ordu FETO'cülerin ordusu hiç değildir. Bu ordu şu veya bu yabancı kurumun ordusu hiç değildir. Bu ordu sadece ve sadece Türkiye'nin ordusudur, Türk milletinin ordusudur. Bu ordunun şerefli subayları Türkiye'nin subaylarıdır, Türk milletinin subaylarıdır." dedi.
Çok güzel de okurumuz Bekir Güner bakın ne yazıyor: "Sayın Bulut, AKP, bu ülkeyi 15 yıldır her alanda Sevr'e götürdü. Bunu bilgisizlik veya tecrübesizlik sonucu yaptığını düşünmek saflık olur. Türkiye'nin iç bünyesi her anlamda kanserleşmiş durumda."
İşte Suriye politikası, Türkiye'yi batağa sürüklemedi mi? İçerde "Türküm doğruyum" bile yasaklanmadı mı? "Ne mutlu Türküm diyene" felsefesi yerine "Milleti İbrahim" felsefesi konulmak istenmedi mi?
***
Türkiye'nin Yalta paylaşımından sonra NATO sisteminde yer alması, Türk Ordusu'nu Amerika'nın her türlü tehdidine açık hale getirmiştir. Bir defa ST10-B denilen yanaşık düzen eğitim talimatları bile Amerikan ordusundan alınmadır. Kurmayların terfi edebilmesi için Amerikan eğitimi almış olması, fiilen şart haline getirilmişti.
Oysa bugünkü profesyonel ordu sistemini kuran, onbaşıdan, ordu komutanına kadar yönetim biçimini tasarlayan ve orduya nasıl milli ruh verileceğini icraatı ile gösteren bizzat Mete Han'dır. Hem de milattan önce 209 yılında! Buna rağmen, NATO sürecinde Pentagon, askeri istihbaratı ve askeri polisi ile birlikte Türk Ordusu'nun içine nüfuz etmiştir. Siyaset de tamamen Amerikan projelerinin esiri haline gelince darbeler kolaylaşmıştır. 15 Temmuz da bu gafletin sonucudur.
***
Atatürk, "Tarihimizi tetkik ediniz. Türk'ün çektiği bütün felâketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini, millî varlığını ihmâl ederek nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendilerine reis tanıyarak onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasındandır." sözlerinde haklı değil miydi?