Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
Murat İde 01 Ocak 1970
Ben yazmaya utanırım bu sözü.. Vebalinden korkarım.. Ama ne yaparsın, yazmadan da tarifleyemem size "Müşrikliği"..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski şoförü, "Yeliz" diye hesap açıp meclis yayını yapan bugünün milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı konuştu kürsüde..
Küresel hırsızların Türkiye'ye saldırısından bahsediyordu.. O hırsızlarla kol kola yürünmüş olmasını bir yana bırakıyorum, eyvallah diyorum..
Tayyip Erdoğan'dan bahsederken ne dedi biliyor musunuz;
-Tayyip Erdoğan bizim 'Mabudumuz', liderimiz, abimiz, kardeşimiz..
Hata yok, tekrar yazayım;
-Tayyip Erdoğan bizim 'Mabudumuz', liderimiz, abimiz, kardeşimiz..
***
Ben sadece not düştüm.. Edecek söz yok.. Tayyip Erdoğan'ı, haşa, Allah ilan eden bu akla ne deseniz faydasız.. Bu müşrikliğin Allah'ın kitabında lafı edilmişken, bize söz demek düşmez zaten;
En'am Suresi, 106. ayet: Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka İlah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.
Allah'a şirk koşmanın, müşriklik olduğunu benden öğrenecek değiller..
Ve zaten, doğrudur, müşrikliği de bizden öğrenecek değiller..
LOZAN TÜRKİYE'NİN TAPUSUDUR
Eski şoförü yeni vekili de, kendisi de Amerika'daki davayı 'Millî mesele' ilan edip, küresel güçlere kafa tutuyor..
Mevzu, rüşvet ve yolsuzluk davasından "Millî meseleye" dönüşüyor.. Ardından bir bakıyoruz, bu kadar millî hassasiyetli bir anlayış, Yunanistan yolunda, küresel güçlerin iştahını kabartıyor.. Nasıl mı?
Buyrun okuyun Cumhurbaşkanı'nın şu sözlerini;
"Lozan'ın da bu şekilde tüm bu gelişmeler karşısında bir güncellenmeye ihtiyacı var. Bu güncellenme, sadece Türkiye için değil Yunanistan için de faydalı olabilir."
Yani? Yanisi şu, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olan Lozan Anlaşması 'güncellenmeliymiş"..
Şaka değil.. Yunanistan yolunda, artık AB'ye mi, ABD'ye mi mesajdır bilinmez, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi tartışmaya açılıyor..
Tartışmaya açılıyor sözünü iddialı bulmayın.. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi ile ilgili bu sözler, Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkıyorsa, tartışmaya açılıyor demektir..
Herhangi biri değil, Cumhurbaşkanı "Lozan güncellenmeli" diyorsa, bu sadece kendisini değil, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlıyor demektir..
***
Peki bununla bitiyor mu? Hayır.. Buyrun bir de şu söze bakın;
"Zaman zaman bakıyorsunuz bir adadan dolayı hemen ortalığı karıştırıyorlar."
Ne için karışıyormuş ortalık? Bir adadan dolayı.. Ne adası bu? Ege'deki adalar.. Yani? Yanisi, bildiğin vatan toprağı.. Yanisi, Yunanistan'ın Ege'de işgal ettiği 18 Türk adası..
'Vatan toprağına, 'Kupon arazi' muamelesi yapıyorsa Cumhurbaşkanı, dükkanı kapatıp gidelim' diyor içimdeki ses..
Bir ada yüzünden ortalık karışıyor he mi.. İcabı halinde 'Tek bir çakıl taşı' edebiyatını sahneye sürenlerin, vatan toprağı olan adaya bakışı, imarlı-imarsız arsa gibi..
Gerçi Süleyman Şah'ta neydi ki durum, Ege'deki adalarımızda ne olsun..
***
Peki sonuç? Siz bu lafı ettikten sonra Yunan Cumhurbaşkanı da ortak basın toplantısında çıkıp şunu söyledi işte;
- Lozan Anlaşması'nın reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz.
Yani siz, hangi akla hizmet bilinmez, güncelleme diyorsunuz, adam bunu, yapılabilir bile bulmuyor, toptan imhasından yana..
Neyin? Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedinin..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın atarlı-giderli cevabı durumu kurtarmaz.. Ülkenin tapu senedini, Yunan mevkidaşıyla, Batı Trakya Müftüsü ve Rum Patrik üzerinden tartışan bir zihniyet, Lozan'ın ne olduğunu biliyor mudur, emin değilim..
Emin olduğum, büyük önder zamanında noktayı koymuş;
"Vatan toprağı kutsaldır.. Kendi kaderine terk edilemez.." / Mustafa Kemal ATATÜRK.