I. VİYANA MUHASARASI
01 Ocak 1970
Viyana, Avrupa'da Osmanlı fütuhatının ulaştığı en son nokta ve en iyi korunan kalelerden biridir. Viyana kalesinin boyu 2.000 zira149 (yaklaşık:1.500-1.800 m.), eni 1 300 zira (yaklaşık: 975-1.170 m.) idi. Duvara bitişik 12 taş tabyası150, asıl hendekten hariç ise 17 tabyası vardı. Hendeğin yassılığı 80 zira (yaklaşık: 60-72 m.), kapı adedi 2, piyade kapısı ise yine 2 adetti. Kapıların duvarları kalınlığı en az 26 zira (yaklaşık: 19,5-23 m.) idi. Asıl hendekten hariç olan toprak tabyalar ve onların hendekleri ve onlardan hariç olan kazıklardan hendeğe varıncaya kadar mesafe ise 260 zira (yaklaşık: 195-234 m.) uzunluğundaydı.
Mohaç zaferinin sonucu olarak Macaristan arazisini fetheden Kanunî, bu arazinin ancak Viyana'nın ele geçirilmesi ile elde tutulabileceğine inanıyordu. Bu suretle aynı zamanda Avusturya İmparatoru Ferdinand'dan hem intikam alınmış ve hem de ona bir ders verilmiş olacaktı. Bu düşünceyle sefer hazırlıkları başlatıldı ve seferberlik emirleri bütün sancaklara ulaştırıldı. İlkbahar yaklaştığı sırada başta Belgrad olmak üzere diğer hudut kalelerinde sefer hazırlıklarına başlandı ve ihtiyaç duyulan malzemeler toplanmaya çalışıldı. Diğer taraftan akıncılar da ufak tefek akınlar yaparak sefer yapılacak bölgenin zayıflamasını sağlamaya çalıştılar.
Viyana seferine katılan Osmanlı ordusu 150.000 piyade ve süvari ile 300 top kuvvetine sahipti. İstanbul'dan 10 Mayıs 1529'da çıkan Kanunî, 20 Mayıs'ta Edirne'ye, 5 Haziran'da Filibe'ye, 20 Haziran'da Sofya'ya, 14 Temmuz'da Belgrad'a, 9 Ağustos'ta Mohaç'a, 3 Eylül'de Budin'e ve 25 Eylül'de de Viyana'ya ulaştı. Sefer sırasında şiddetli yağmurların yağmış olması orduyu son derece rahatsız ediyor; askerler arasında irtibatsızlık ve intizamsızlık gibi olumsuz etkiler yapıyor ve bütün bunlar da ordunun yürüyüşünü yavaşlatıyordu. Muhasara tertibatını almak ve hazırlıklar yapmak üzere Viyana'ya önce Veziriazam İbrahim Paşa ulaşmış (25 Eylül), bir gün sonra da padişah gelmiştir.
Kanunî önce şehrin teslimini istedi. Ret cevabı alınca da sürat ve intizamla muhasaraya başladı. Viyana müdafîleri tedbir olarak şehri tahkim etmiş ve sivil ahaliden tahliye etmişlerdi. Şehir, 21 gün süreyle kuşatılıp, şiddetle savaşıldığı, lağımlarla surunun büyük bir kısmı yıkıldığı halde ele geçirilemedi.
Muhasara Eylül ayında başladığından mevsim itibariyle uygun değildi. Düşmana gözdağı verilmek istendiğinden veya şiddetli yağmur ve çamur yüzünden yahut da İbrahim Paşa'nın Viyana kalesi için büyük toplara gerek görmemesinden dolayı büyük toplar getirilememişti. Götürülen mevcut toplar ise iyi tahkim edilmiş Viyana surlarını yıkmaya yetmedi. Ordunun ikmal üstlerinden oldukça uzaklaşmış olması lojistik desteğin düzenli olarak sağlanmasını engelledi. Eğer bir süre daha kuşatma sürdürülebilseydi şehrin ele geçirilmesi mümkün idi. Fakat zaten Viyana ile Osmanlı ülkesi arasında bağlantı yeri olmadığından korunması zordu. Kış mevsimi de gelip çattığından muhasaradan vazgeçildi. Muhasaradan vazgeçilmesinde; zamanın ulaşım şartları çerçevesinde, bu kadar uzak bir ülkede orduyu ikmal etmenin zorluğu yanında, timar sistemine dayanan Osmanlı ordusunun kışlamak üzere memleketlerine gitmelerinin lüzumu birlikte mütalaâ edilmelidir. Ayrıca, Osmanlı Devleti, Viyana'da batıya doğru yayılmasının tabîi sınırlarına varmış bulunuyordu.