İslam İşbirliği Teşkilatı Doğu Kudüs'ü Filistin'in Başkenti Olarak Tanıdı
Hilmi Hacaloğlu 01 Ocak 1970
İSTANBUL —
İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde Doğu Kudüs Filistin'in başkenti ilan edildi.
ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklamasının ardından olağanüstü toplanan İslam Teşkilatı üyesi ülkelerin imza attığı sonuç bildirgesinde ABD'nin Kudüs kararı kınandı ve uluslararası topluma Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanınması çağrısı yapıldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı, dönem başkanı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da olağanüstü olarak toplanmıştı.
57 ülkenin üye 48’inin katılım sağladığı zirvede açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı.
Cumhurbaşkanının konuşması sırasında arkasındaki fona İsrail’in 1947’den bugüne kadar Filistin’de kazandığı toprakları gösteren haritalar ve İsrail askerlerinin şiddetine maruz kalanların fotoğrafları yansıtıldı.
Erdoğan, “Böyle bir taksimi kurt kuzu mücadelesinde kurt bile yapmaz. 1947’den günümüze kadar Filistin topraklarını küçülte küçülte bu hale getirdiler. Bu şunu gösteriyor. İsrail bir işgal devleti ve İsrail bir terör devletidir. ‘Erdoğan niye böyle söylüyorsun’ diyorlar. Bakın 10 yaşındaki çocukları o terörist askerler gözaltına alıyor, bu demir kafeslerin içine yığıyorlar. Gözü bağlı çocuk onlarca asker içinde, yüzü kan revan içinde. Bu işgalci değil de bu terörist değil de nedir?” dedi.
Erdoğan: "ABD barışı imkansız hale getirenlerin yanında durarak tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür"
ABD Başkanı'nın büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararı sonrası hem Trump'ı hem de Amerika'yı hemen her konuşmasında eleştiren Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı önünde de sert söylemini sürdürdü.
Cumhurbaşkanı, “İsrail’e bir şey anlatmaya gerek yok da ey Trump sana daha ne anlatalım? İşgal, abluka, yasa dışı yerleşimleri orantısız şiddet ve cinayet suçlarının faili İsrail yaptığı tüm terör eylemleri için ödüllendirilmiştir. Ben yaptım oldu demekle bugün dünyada hiçbir şey olmuyor siz tek başınıza böyle bir karar alabilirsiniz ama BM üyesi 196 ülke var. Ben 196 ülkenin tavrı koyacağına inanıyorum. ABD olarak güçlü olabilirsiniz, 16 nükleer başlığa sahip Amerika olabilirsiniz, bol miktarda silahlarınız olabilir ama bunlar sizin güçlü odluğunuz ifade etmez. Eğer haklıysanız güçlüsünüz eğer haklı değilseniz güçlü olamazsınız. ABD barışı isteyenlerin değil barışı imkansız hale getirenlerin yanında durarak tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür” dedi.
Ürdün Kralı Abdullah: "Bu karar aşırılığı arttırır"
Erdoğan’dan sonra konuşan Ürdün Kralı 2. Abdullah da ABD’nin bu kararının Ortadoğu’da aşırılığı arttıracağı kanısında: “ABD’nin kararının çok tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. Hem barışı hem istikrarı etkileyeceğinden emin olabiliriz. Adaletsizlikler olduğu için Arap dünyasında şiddet radikalizmin önünü alamıyoruz, bu durum aşırılıkları yaygınlaştır. Bu acı durumdan faydalananlar şiddeti terörizmi haklı gösterebiliyorlar. Bütün dünyada barış ve güvenliği tehdit ediyor. Bölgemizin barışa ulaşmak için tek bir seçeneği var o da başkenti Doğu Küdüs olan Flistin devleti. Evet ancak iki devletli bir çözüm lazım” dedi.
Mahmud Abbas: "ABD bize yüzyılın tokadını attı"
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise uzun ve duygusal konuşmasında kendinden önce konuşan Erdoğan ve kendisinden sonra konuşacak İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri gibi ABD’nin Filistin görüşmelerinde “tarafsızlığı”nı yitirdiğini dile getirdi.
Abbas, “ABD uluslararası hukuku hiçe sayarak insanlığını vicdanını zora sokacak karar almıştır. Kudüs, dün bugün ve yarın Filistin devletinin başkentidir, başkenti kalacaktır. O şehirlerin çiçeğidir, o bir tacın en kıymetli taşıdır. ABD tarafından alınmış bu karar geçersiz ve gayrimeşrudur. Bizler kendisi ile bir siyasi süreç içerisindeyken barış için çalışırken bize yüz yılın tokadını attılar. Bu yapılan BM kararının açık ihlalidir. ABD barış sürecinde arabulucu vasfını yitirmiştir. ABD’nin bundan sonra o rolde olmasına müsaade etmeyeceğiz. Sizlerin de bu kararımızı desteklemenizi bekliyoruz. Üstelik tek taraflı atılan bu adım radikal ve aşır grupların mücadelesini tetikleyecektir. Siyasi bir çekişme, dini bir çekişemeye götürülüyor. Bizler uyarımızı yapmıştık. Dünyada din savaşından fayda görecek olan kimdir? Dünyada din savaşını hareket ettiren kim? Dünyada terör örgütlerini çıkaran ve kullanan kim?” diye sordu.
Mahmud Abbas: "ABD Kongresi FKÖ’yü terör örgütü ilan etse de terör örgütü değiliz ve olmayacağız.
İsrail gibi Amerikan Kongresi’nin de Filistin Kurtuluş Örgütü’nün terör örgütü olarak nitelediğini söyleyen Filistin Devlet Başkanı, “Trump, Kudüs’ü kendi eyaletlerinden biriymiş gibi İsrail’e hediye olarak takdim etmek istiyor. Tek söz sahibi kendisiymiş gibi davranıyor. Tarihte ilk kez tüm dünya ülkeleri Japonya’dan Kanada’ya kadar ortak bir duruş sergileyerek ABD’nin yanında yer almadılar. Balfour Deklarasyonu’yla kendine ait olamayan bir toprağı Siyonistlere veren İngiltere bile kabul etmedi. Bir de ABD Kongresi bizi (FKÖ) terör örgütü ilan ediyor. Son aldığı kararla bizim kırmızı çizgilerimizi çiğnemiş olsa da bizim ABD ve dünyadaki 83 ülkeyle terörle mücadele protokollerimiz var. Onlar bizim teör örgütü olmamızı istiyor ama biz terör örgütü değiliz ve olamayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kral Abdullah, tüm dünya ülkelerini başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’ni tanımaya çağırırken Filistin lideri bunlara ilave olarak hem İsrail’e siyasi ve ekonomik baskı uygulanmasını hem de Kudüs’teki çocukların eğitim ve sağlık sorunlarının giderilmesi için 1 milyar dolarlık kaynak aktarılmasını istedi.
İİT, Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan ederken nihai bildirisinde üye devletlere Filistin sorununa, özellikle dünyanın diğer taraflarından karşıtlarıyla günlük temaslarında ve dış siyasi gündemlerinde yüksek öncelik vermeleri çağrısında da bulundu.
Bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi: “İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005’te Mekke-i Mükerreme’de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi’yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir. Doğu Kudüs, Filistin Devleti’nin başkenti olarak ilan edilmiştir ve bütün devletler Filistin Devleti’ni ve Doğu Kudüs’ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet olunmuştur.”
İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin sona ermesi için BMGK'ye gidiliyor
İİT, Birleşmiş Milletler'e üye devletlere Güvenlik Konseyi’nin 1980 tarihli, 478 sayılı kararına riayet ederek ABD’nin büyükelçiliğini taşıma kararını desteklememe çağrısında bulundu. Bütün devletler; ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan kararını desteklemekten imtina etmeye, diplomatik misyonlarını Kudüs-ü Şerif’e taşımamaya davet edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunularak, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslararası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davası’na ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması istenmiştir.”
Bu arada bildiride Filistin lideri Mahmud Abbas’ın dile getirdiği 1 milyar dolarlık kaynak oluşturma konusuyla ilgili somut bir madde olmadığı görüldü.
Suudi Arabistan Kralı Selman ve Mısır Devlet Başkanı Sisi, İstanbul'a gelmedi
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun’un katıldığı zirvede Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildi.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır liderlerin katılmadığı zirveye Venezüela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun gözlemci olarak katılması dikkat çekti.
