Dört parmaklı güvenlik stratejisi!..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Şükürler olsun!..
Ellerin, üzerinde aylarca kafa patlattığı, bilumum düşünce kuruluşlarını çalıştırıp, istihbarat ve güvenlik bürokrasisi başta olmak üzere tüm devlet kurumlarının işbirliği ile hazırladığı ulusal güvenlik stratejisini biz bir günde hallediverdik...
AKP Genel Başkanı R. Erdoğan, dün, sarayda düzenlediği 42'nci muhtarlar toplantısında Birleşik Arap Emirliklerine "Fahrettin Paşa" fırçası atarken, Trump'un açıkladığı ABD güvenlik stratejine karşı hamlesini de yaptı. Aynı zamanda başta MGK olmak üzere herkesin iş yükünü de hafifletmiş oldu!..
Erdoğan, "Türkiye olarak kendi güvenlik stratejimizi biz şu şekilde özetleyebiliriz" derken nefesimizi tuttuk. Strateji belgesinin geniş bir şekilde açıklanmasını beklerken birden o bir zamanların Rabia işareti olan 4 parmak havaya kalktı, "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diye meydan mitinglerinde kullanılan propaganda sloganı tekrarlandı. Bunların hiçbirine itirazımız olmadı. Olmazda... Ancak, "ulusal strateji belgesi" deyince dünyada gelişen şartlara göre, başta kırmızı olmak üzere çeşitli renklerde bildiğimiz o çizgilerin net tanımlanması bekleriz. Erdoğan 4 parmakla bütünleştirdiği güvenlik stratejimizin maddelerini kısaca açıklarken şu son 15 yıl içinde başımızdan geçenler film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti:
"Her kim milletimizin birliğine beraberliğine kardeşliğine göz dikerse güvenlik stratejimize saldırmış demektir."
PKK ile oturulan çözüm süreci masası, Dolmabahçe mutabakatı, Habur'dan Türkiye'ye giren teröristlerin şölenlerle karşılanması. Kurulan çadır mahkemesinde bu teröristlere nasıl ifade verecekleri dikte ettirildikten sonra salıverilmeleri...
"Her kim bayrağımıza, ezanımıza, şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olan değerlerimize saygısızlık ederse güvenlik stratejimizi ihlal etmiş demektir."
Şehitlere kim kelle demişti?.. Şehit kanları ile sulanan bu vatan topraklarında terörist leşlerine mezarlıklar açtırılması ve o mezarlıklara teröristlerin isimleri yazılan koca levhaların asılmasına kim müsaade etmişti?.. Kışlalarımıza saldırıp Türk Bayrağını indiren teröristlere kim yol vermişti?.. Teröristlere mücadele eden askerlerimizi kim faili meçhul cinayetlerle suçlayıp kodeslere tıkmıştı?.. Türk düşmanı Barzani ile kim gurur duymuştu?.. PKK'nın hamisi Barzani'nin ayağına kim kırmızı halıları sermişti?.. Sözde Kürdistan paçavralarını Ankara ve İstanbul'da kim göndere çektirmişti?..
"Her kim vatanımızın tek bir taşına dahi el sürmeye tevessül ederse kırmızı çizgilerimizi geçmiş demektir"
AKP iktidarında Yunanistan'ın Ege'de 18 adamızı ve 1 kayalığımızı işgal etmesini nereye koyacağız?.. Türkiye'ye küstahça " sıkıysa gelin alın" diyen Yunan Savunma Bakanına neden hak ettiği ders verilemiyor?..
"Her kim devletimizi yıkmaya paralel devletler icat etmeye çalışırsa güvenlik stratejimizin kadim duvarlarına kafasını çarpmış demektir."
Çözüm sürecinde PKK'nın kurduğu çadır mahkemelerini, topladığı vergileri, sözde alternatif kolluk güçlerini, sözde valilerini sözde kaymakamlarını unuttuk mu?.. Hadi, FETÖ'de aldatıldınız!.. Şu anda FETÖ'nün yerini almak için birbiriyle çarpışan diğer cemaatlere ve çıkar gruplarına karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz?..
Yoksa bugüne kadar olup bitenleri -aynı FETÖ'de olduğu gibi- unutup, güvenlik stratejimizin başlangıç tarihini 20 Aralık 2017 olarak mı kabul etmek zorundayız?...
***
R. Erdoğan'ın açıkladığı güvenlik stratejimiz ile ilgili yeri gelmişken başka bir hatırlatmada daha bulunmak isterim. Üstünden 1 yıldan az bir zaman geçti. Ekim 2016, yer yine saray, bu sefer 28'nci muhtarlar toplantısı. Erdoğan "yeni güvenlik stratejisi" olarak duyurup özetle şunları söylemişti:
"Türkiye'yi 1923'ten beri kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır. 2016'da 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz. Bunda ısrar etmek ülkemize ve milletimize yapılacak en büyük haksızlıktır. Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terk etmiştir. Bunu bitirmiştir.Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Bize saldırmalarını beklemeyeceğiz. Nerede yuvalanıyorlarsa gidip orada tepelerine bineceğiz."
Erdoğan'ın dünkü açıklamasındaki güvenlik stratejisi ile 1 yıl önce açıkladığı güvenlik stratejisinde epey değişiklikler olmuş. Demek ki; ulusal güvenlik stratejimizde nefsi müdafaa sistemine geçiyoruz!.. Havadaki 4 parmak onu gösteriyor..