Zarrab yırtar, Atilla günah keçisi olur...
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Jüri 3 kez toplandı. Karar veremedi. "Zarrab"dan "Atilla"ya dönen ABD'nin İran yaptırımlarını delme davasına 3 Ocak 2018'de devam edilecek. Jüri, 4. kez bir araya geldiğinde bir karar verebilecek mi?.. Ankara, tahminde bulunmakta zorluk çekiyor. Buralarda algılandığı gibi jüri gerçekten ince eleyip sık mı dokuyor?..Yoksa, kafaları mı çok karışık?...
Duruşmaları, ABD'ye giderek çok yakından izleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ile konuştum. Jürinin sıradan vatandaşlardan oluştuğuna dikkat çeken Aksünger, "Olayı algılarken de bayağı kafaları karıştı. Birincisi, Türkiye 'deki bu ilişkiler bütünlüğü içerisindeki konuyu çözmekte zorlanıyorlar. Zarrab konusunda net olduklarını biliyorum ama Mehmet Hakan Atilla konusunda ciddi bir sıkıntı var. İlk günden beri ben Mehmet Hakan Atilla'yı günah keçisi olarak tanımlıyorum. 2014'den beri gördüğüm o. Burada temel de sorun Mehmet Hakan Atilla'ya verilecek ceza konusu. Yani ne olacağı konusu" dedi.
Davanın tek tutuklu sanığı olan eski Halk Bank Genel Müdür Yarımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın çok yüksek bir ceza olmayacağını tahmin ettiğini belirten Erdal Aksünger, şunları söyledi:
"Çünkü şöyle bir ilişki bütünlüğünü göremiyorlar orda; Mehmet Hakan Atilla'nın direk olarak rüşvet aldığına dair ortada güçlü bir delil bütünlüğü yok. Şöyle bir durum var, Atilla, 'bu işlerden haberdar mı değil miydi'yi tartışıyorlar. Haberdar olduğu şöyle olacak; Atilla, yapılan işlemlerle ilgili bu işin böyle olmayacağını irade beyanı ile söylüyor ama eninde sonunda yapıyorlar bu işi. 5 bin grostonluk bir gemiye 80 bin ton Dubai'den yüklenen bir buğday olmadığını o da biliyor. Öyle bir buğdayın öyle bir geminin olmadığını da biliyor. Süleyman Aslan'ın zorlaması ile bu işin gerçekleştirildiğini aslında kendisi ve Halk Bankası'nın tuttuğu avukatlarda söylediler. İşte bundan kaynaklı olarak orada hangi cezanın verilmesine dair kendi aralarında büyük bir çelişki var şu anda."
Davadan ne gibi cezalar çıkacağına dair CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger'in düşünceleri ise şöyle:
"Türkiye'deki rüşvet konusu ayrı bir konu aslında. Zafer Çağlayan dışındakilerin meselesi farklı bir mesele. Ana aktör Zarrab ve kurum olarak da Halk Bankası olarak görünüyor ama bunun yanı sıra çevresindeki, dairesindeki aslında bir sürü kişi ve kurumlarla ilgili aslında ilintiler var. Suçla ilintili olduğu düşünülen kişiler. İlintili derken suçlu demek istemiyorum. Hepsi de bir yerlerinde varlar. Ana aktörlerden Zarrab'ın 10 yıllık bir ceza alma olasılığı görünüyor; orda öyle söyleniyor. Son günlerde konuştuğum hukukçularla bunun böyle olduğuna dair bir takım şeyler söylüyorlar. 10 yılında yani infazının da 5 yıla indirilme olayı söz konusu olabilir. Yattığı göz önünde bulundurularak geri kalanı yatar mı yatmaz mı, o ayrı bir konu. Çünkü; kimse bilmiyor, federallerin böyle bir konuyla ilgili yani bu kişilere kimliklerini verdikten sonra nasıl bir koruma altına aldıklarını çok bilen yok zaten. 'Öyle olsaydı tanık konuma programı olmazdı zaten' diyorlar.
Mehmet Hakan Atilla için de söylenen; suiistimal. Yani, görerek göz yumma meselesi. Birebir ilintili olarak görüyorlar. Söylenen, 5 yıllık bir cezanın verilme ihtimali. Bunun 2 ya da 3 yıl arası bir şeyle infazın gerçekleşmesi ..
Büyük ceza Halk Bank'a
Halk Bankası konusunda da büyük bir cezanın gelme olasılığı yüzde 90. Şimdi konuyu şöyle algılamak lazım; sadece Amerikan ambargosu diye bir şey yok Amerika'nın yaptırımı diye bir şey var. Çünkü, mevcut anlaşılmayan konu o. Bankacılık sistemi, yani swift denen bankacılık sistemi Amerikan'ın kurduğu bankacılık sistemi. Uluslararası işlemlerin yapıldığı... İşlemlerin yapıldığı sistemin bir kurallar bütünlüğü var. Siz de buna imza atmışsınız. Halk Bankası da kamu bankası, Hazine de garantör. Orada gelecek cezayı ya ödeyeceksiniz ya da sistemden çıkacaksınız. Sistem içinden çıkıp cezayı ödemeseniz bile Birleşmiş Milletler'e gidecek. O zaman başka bir yaptırımla karşı karşıya kalacaksınız. Cezanın da Paribas'a verilen 8.9 milyar dolarlık cezanın üstünde olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyorlar. Burada anlaşmaya gidilebilir. İkinci boyutu var bunun. O da BM ambargosunun delimi. Eğer, Amerika hukuk davası devam ettirecekse ki 'ettirme ihtimali var' diyorlar O davanın sonucu da sabit görülürse onuda BM Güvenlik konseyine götürecek. Onun ne gibi yaptırımları olur?.. O daha sonra tartışılması gereken bir konu olacak."
Noel molasından sonra, "vatansever" Zarrab'ın (!) AKP iktidarı yüzünden ülkeye verdiği zararın bilançosu önümüze konulacak. Devleti, önce bir cemaate ve de ahlaksız bir şarlatana teslim etmenin faturasını millet ödeyecek. Sorumluları ise külhanbeyi çıkışlarla elini kolunu sallayarak sokaklarda gezip, rahat koltuklarında sefa sürecekler!.. Öyle mi?..