YETKİN, Abdurrahman Kâmil (1850-1941)
Kâmil Şahin 01 Ocak 1970
Millî Mücadele’nin başlatılmasında önemli rolü olan din âlimlerinden, Amasya müftüsü.
Amasya’da doğdu. Ataları iki asır kadar önce Kırım Bahçesaray’dan gelerek Çorum’un Mecitözü Doğla köyüne yerleşmişti. Mahlası Mecitözü’ne nisbetle “Mecîdî”, lakabı Mecîdîzâde’dir. Babası ilmiye mensubu bir aileden gelen ve kadılık görevinde bulunan Ahmed Rifat, dedesi Mustafa Mecîdî’dir. Kardeşi Sâdık Efendi, oğulları Ahmed Emrî, Sabri, Mustafa Niyâzî müftülük ve vâizlik yapmıştır. Abdurrahman sıbyan mektebinden sonra 1861’de hıfzını tamamladı, iki yıl süreyle kıraat okudu. Amasya Rüşdiyesi’nin ardından Mehmed Paşa Medresesi’ne devam etti. Buradaki tahsili sırasında istihrâc (mevcut bilgilerden geleceğe dair tahmin yürütme) alanıyla ilgilendi. Ferâiz ve aruz ilmini kardeşi Sâdık Efendi’den öğrendi. 1879’da Şirvânî Mîr Hasan Efendi’den icâzet aldı. Aynı yıl Amasya Bekir Paşa Medresesi’ne müderris tayin edildi. Kendisi yirmi yedi yılda üç dönemde altmış beş talebeye icâzet verdiğini, 1908’deki üçüncü icâzet merasimine katılan Hacı Reşid Paşa’nın arzı üzerine meşihat makamı tarafından yirmi iki öğrencisine birer gümüş, kendisine de altın madalya verildiğini belirtir.
Arapça ve Farsça bilen Abdurrahman Efendi, 1900 Mayısında Amasya müftülüğüyle birlikte Sivas ve Karadeniz bölgesi vâizliği (kürsü şeyhliği) görevine getirildi. Hicaz Demiryolu İâne Komisyonu’ndaki hizmetinden dolayı 1903’te nişan ve madalya ile taltif edildi. Aynı yıl kendisine Mûsıle-i Süleymâniyye-i Râbia’dan Bursa Fakihzâde Medresesi pâyesi, 1905’te İzmir pâyesi tevcih edildi. 1912’de yanlışlıkla emekliye sevkedildiyse de tekrar müftülük görevine getirildi. Müftülüğü sırasında Amasya’da çeşitli komisyonlarda çalıştı, kadı vekilliği yaptı. Eylül 1915’te yaş haddinden emekliye ayrıldı. 1916-1920 yıllarında Dârülhilâfe Medresesi’nde ders verdi. Kendisinden sonra Amasya müftüsü olan Mustafa Tevfik Efendi’nin Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye üyeliğine tayini üzerine 1918’de müftü tayin edilen Hacı Mehmed Tevfik Efendi vefat edince (Kasım 1921) Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından yeniden Amasya müftülüğüne tayin edildi (Temmuz 1922) ve ölümüne kadar bu görevde kaldı.
Abdurrahman Kâmil Efendi, Mustafa Kemal Paşa’nın 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelişinde kendisini ilk karşılayanlar arasında yer aldı ve onunla uzun bir görüşmesi oldu. Ertesi gün Beyazıt Camii’nde Kâmil Efendi’nin cuma vaazını dinleyen Mustafa Kemal Paşa’nın, “Eğer bu memlekette Abdurrahman Kâmil Efendi gibi on tane âlim olsaydı memleket bu hale düşmezdi” dediği aktarılır. Vaazı sırasında halka millî mücadelenin önemini anlattı ve Mustafa Kemal Paşa’yı cemaate tanıtarak hakkında takdirkâr ifadeler kullandı. Abdurrahman Efendi’nin bu vaazı şehirde büyük bir etki yaptı ve millî mücadele için harekete geçilmesinde önemli rol oynadı. Daha sonra düzenlenen mitingde de konuşan Abdurrahman Efendi halkı düşmana karşı mücadeleye teşvik etti. Bu sırada kurulan Amasya Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nin on yedi üyesi arasında yer aldı. Öte yandan Abdurrahman Kâmil Efendi’nin biriktirdiği altınları bu cemiyeti desteklemek amacıyla Mustafa Kemal Paşa’ya vermesi Millî Mücadele tarihinde dikkate değer bir husus olarak kaydedilir. Abdurrahman Efendi 1920’deki Zile isyanının bastırılması esnasında oraya gönderilmek istendiyse de yaşlılığından dolayı gidemedi, fakat âsilere destek vermemeleri için halkı vaazlarıyla uyarmaya devam etti. 31 Aralık 1941 tarihinde vefat eden Abdurrahman Kâmil Efendi, Amasya Tekirdede Kabristanı’nda defnedildi.
Eserleri. 1. Makamât-ı Harîrî Tercümesi. Eserin Kâmil Şahin’de bulunan müellif hattı nüshasının bir bölümü Amasya Belediye Kütüphanesi’ne, bir bölümü de Millî Kütüphane’ye verilmiştir. 2. Dîvân-ı Kâmil. Abdurrahman Efendi, Arapça ve Farsça şiirlerinin de yer aldığı divanını 1884’te tamamlamış, eserin sonunda kendi biyografisine de yer vermiştir. 3. Fetâvâ-yi Abdurrahman Kâmil. Bu ve bir önceki eser Kâmil Şahin tarafından Amasya Belediyesi Kütüphanesi’ne verilmiştir. 4. Mir’âtü’ş-şüûni’l-hakaik. Ahmed Hüsâmeddin Dâğıstânî’nin istihrâc alanındaki eserinin Türkçe tercümesidir. Müellifin oğlu Sabri Yetkin’in istinsah ettiği, Kâmil Şahin’in özel kitaplığındaki bir mecmua içinde bulunan eserde (s. 323-335) yetmiş bir madde halinde gelecekte vuku bulacak olaylar ve devletlerin mâruz kalacakları felâketler konu edinilir. 5. Hâtırât-ı Abdurrahman Kâmil. 1903’te yazılan 33 varaklık bu eser de Kâmil Şahin’in özel kitaplığındadır. 6. Kasîdetü ?Abdirrahmân Kâmil. Ebü’l-Feth Ali b. Muhammed el-Büstî’nin zühde dair meşhur kasidesinin Arapça şerhidir. 1904’te yazılmış olup Hâtırât-ı Abdurrahman Kâmil’in içindedir (vr. 29b-31b). 7. Evliyâ, Ulemâ ve Şuarâdan Alfabetik Sıraya Göre Bazı Zatların Hayat Hikâyeleri. 160 sayfadan ibaret müellif hattı nüshası Kâmil Şahin’in özel kitaplığındadır. 8. Nakd-i Hâtır. Ahlâka dairdir (Amasya Beyazıt İl Halk Ktp., nr. 1708/1, müellif hattı). Abdurrahman Kâmil Efendi’nin Amasya Beyazıt Camii’n-deki vaazlarından oluşan Tefsir Dersleri Notları ve Hz. Peygamber’in Risâleti adlı bir eseri daha mevcut olup bir bölümü Kâmil Şahin’in özel kitaplığındadır.