TÜRKÇE VE KARAMANOĞLU MEHMET BEY
İbrahim Gümüş 01 Ocak 1970
"Bugünden geru divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır."
13 Mayıs 1277
XIII. asır, Anadolu’da Türk dili açısından gerçek bir dil inkılabı’nın başladığı bir dönemdir. Bu asırda kültür ve edebiyat dili Türkçe’ye doğru yön değiştirmiş ve Türkçe eserler verilmeye başlanmıştır.
XIII. asırda yapılan dil inkılabı, Türkçe’nin sadeleşmesi yönünde olmamış yani Türkçe’den Türkçe’ye şeklinde bir inkılap değildir. Doğrudan doğruya yabancı dillerden Türkçe’ye geçiştir. O dönemde Türkçe ne kültür ne edebiyat ne de resmi bir dil hüviyetini kazanmış değildi. Bunun en iyi örneğini Selçuklular da görebiliriz.
Anadolu’ya yerleşen Türkler, geçmişten beri yaşattıkları kendi dilleriyle yeni vatanlarında tarih ve sosyal hadiselerle birlikte dillerini geliştirmişler ve zengin bir edebiyat da vücuda getirmişlerdir. Bu asırda yeni bir kültür ve edebiyat dili seviyesinde yükselen dil, Oğuzların kullandığı Türkçe’dir(Batı-Oğuz Türkçe’si). Türkçe’nin bu yükselişinde, onu devlet dili olarak kullanma gayretini gösterenler Türkmen beyleridir. Tarihe baktığımızda Türkçe’yi devlet dili yapma hareketine, ilk olarak Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından teşebbüs edildiğini görüyoruz.
Karamanoğlu Mehmet Bey, Karamanoğulları’nın ikinci beyi Kerim’üd-din Karaman’ın oğludur. Doğum tarihi bilinmemekte, ölümü 1280’dedir. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafında toplamış, onları himaye etmiştir.
XIII. yy. baktığımızda Selçuklular edebi dil olarak Farsaca’yı, devlet işlerinde Arapça’yı, halk ise kendi öz dilleri olan Türkçe’yi kullanmakta idi. Millet olarak birlikte yaşamanın temel şartı olan dil birliğinin sağlanması gerekliliğine Mehmet Bey de inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek içinde askeri güce ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bu nedenle Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmenleri toplayıp bir ordu kurdu.
Ordusuyla birlikte Selçukluyu ve Moğolları büyük yenilgiye uğratmıştır. Konya’ya kadar ilerlemiş ve Selçuklu beylerini kendine bağlamıştır. Daha sonraları Moğollar ile çarpışırken iki kardeşi ile birlikte şehit düşmüştür.
İdareciliği sırasında Türkçe’yi resmi dil ilan etmiş ve “Bugünden geru divanda, dergahta ve bergahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır.” diyerek bir ferman yayınlamıştır. Bu fermanla birlikte siyasi, askeri zaferlerinin yanına kültürel zaferini de eklemiştir. Bu fermanı herhangi bir ferman diye nitelendirmek yanlış olur. Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen, burada devlet ve beylikler kuran Türk boylarının, başka millellerin değerlerini kabullenip, kendi öz yapılarını terk etmeye yöneldikleri ve bu yönelişi adeta marifet saydıkları bir dönemde, sadece Karamanoğulları'nın, Türk değerlerine bağlı kalma savaşı vermeleri ve Karamanoğlu Mehmet Bey'in bu gerçeği, tarih sayfalarına, fermanıyla kazıması, Anadolu Türk tarihinin en önemli adımlarındandır.
Terk edilmeye yüz tutmuş bir kimliğin, temel ileticisi olan kendi dillerini, yeniden tarih sahnesine yerleştirmesi bakımından ele alırsak bu fermanı, Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe’mize ne kadar büyük ve değerli bir hizmeti olduğunu daha iyi anlarız. Karamanoğlu Mehmet Bey’in yaktığı bu ateş, dünyanın en uzun ömürlü devleti olan Osmanlı’da, güzel dil Türkçe’nin devlet dili olmasına zemin hazırlamıştır.
Böylece Fuzûli'nin, "Ey Arap, Acem ve Türk milletlerine feyiz veren Rabbim! . . Sen Arap kavmini dünyanın en fasih konuşan kavmi yaptın, Acem hatiplerinin sözlerini İsa'nın nefesi gibi cana can katan bir güzelliğe ulaştırdın! Ben, Türküm ve Türkçe söylemek istiyorum, benden iltifatını esirgeme Tanrım." diye ettiği duayı Yüce Allah kabul etmişti.
Diğer bir taraftan da bu ferman fazla uzun ömürlü olamamıştır. Nitekim Selçuklular Karamanoğlu Mehmet Bey’in isyanını bastırdıktan sonra resmi dillerini yine Farsça yapmışlardır. Bu fermanın ilan edilmesinin başka bir nedeni de, isyan eden Türkmenlerin Farsça’yı bilmemelerinden kaynaklanan zorunlu bir siyasette olabilir.
XIV. asır başlarında Anadolu Selçukluları yerine kurulan Anadolu Beylikleri zamanında Türkçe daha da büyük hamleler yaptı. Özellikle Osmanlı Devleti’nin adeta Türkçü olan siyaseti ve emirleriyle Türk dili beklenen mevkiine ulaştı.
Günümüzde Türkçe bu kadar canlı ve güzel yaşıyorsa bunları atalarımızın üstün çabalarına borçluyuz. Peki bizler bir Türk olarak Türkçe’yi doğru ve güzel kullanıp, onu yaşatabilmek için neler yapıyoruz?
Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanının ilan edilişinin 731. yılında bulunmaktayız. Karamanoğlu Mehmet Bey günümüzde yaşıyor olsaydı, 731 yıl sonra Türk yurdunda resmi dili Türkçe olan bu vatanda tekrar bir ferman yayınlar mıydı?