Süleyman Nazif (1869- 1927)
NİHAD SAMİ BANARLI 01 Ocak 1970
Servet-i Fünuncularla beraber çalıştığı ve şiir uslı'.ıbu, başlangıçta onlara benzediği için, Edebiyat-ı cedide mensubları arasında sayılan büyük bir Türk şair ve yazarı da Süleyman Nazif'dir. Fakat gerek nazım, gerek nesir alanlarında Namık Kemal mektebinin kuvvetli bir devamı sayılan, vatancı ve milliyetci bir san'atkar olan Süleyman Nazif, Edebi şahsiyeti itibariyle servet-i Fünun'dan çok tanzimat ekolüne mensubdur. "Süleyman Nazif, Diyarbekir'in eski ve aydın bir ailesine mensubdur. babası şair ve müverrih said Paşa, dedesi Süleyman Nazif efendi, büyük dedesi İbrahim Cehdi Efendi, devirlerinin değerli ilim ve edebiyat mensuplarından idiler. Süleyman Nazif ilk tahsilini aile muhitinde, hususi hocalardan edinmiş, Arapça, Farsça, Fransızca öğrenmiş, l\1emuriyet hayatına çocuk denilecek bir yaşta Diyarbekir mektubçuluk kaleminde başlamışdır. Sonra İstanbul'a gelmiş, bir aralık Paris'e kaçmış, burada meşrutiyet tarafdarı olarak çalışmıştır. Türkiye'ye döndüğü zaman Abdülhamid tarafından mektubçuluk vazifesiyle Bursa'da ikamete memur edilmiştir. Bu arada Servet-i Fünun mecmuasına İbrahim Cehdi imzasıyla şiirler yazarak İştirak etmiştir. Meşrutiyetten sonra sırasıyla Basra, Kastamonı, Musul, Bağdad valiliklerinde bulunmuş, İstanbulda gazetecilik mesleğinde çalış mış Hak gazetesini ve Cenab'la birlikte Hadisat gazete sini çıkarmıştır. Faziletli hayatı, dürüst ahlakı, faal zekası samimi bir vatan ve millet sevgisi heyecaniyle kaleme alınmış, mensur yazılarıyla şairliğinden daha büyük bir ilgi ve sevgi kazanan Nazif, İtilaf devletlerinin İstanbulu işgal etmeleri hadisesini, hadisat'da yazdığı "Kara bir gün" feryadıyla ve cesaretle protosto etmişdir. Yine Fransız kuvvetlerine karşı, çok manalı bir protosto mahiyetini taşıyan ve gı'.ıya Türk dostu Pierre Loti'yi anmak için yapılan bir merasimde Nazif bütün dinleyicileri çoşturan, meşhur "Pierre Loti Hitabesi" ile işgal zihniyetine karşı, fikri, edebi, bir isyan hamlesi yaratmıştır 1• Bu hadise onun Malta'ya sürülmesiyle neticelenmiş, Süleyman Nazif Malta'da en güzel vatan ve iman şiirlerini yazmışdır. Malta dönüşünden sonra yine gazetelerde makaleler ve mustakil kitablar neşreden Nazif, 1927'de İstanbul' da ölmüşdür".
Edebi şahsiyeti Süleyman Nazif'in gerek servet-i fünun'dan önce, gerek servet-i fünun yıllarında yazdığı şiirler, içli ve mahzun bir ruhun terennümleri halindedir. Onun 1906'da Mısır' da neşrettiği Gizli Figanlar adlı ilk şiir mecmuasında, yurdun elemleri için söylenilmiş şiirler, Namık Kemal ve Hamid tesiri ile kaleme alınmış manzumeler vardır. Süleyman Nazif'in edebi hayatında en parlak devir, meşrutiyetten sonra, milletce ve vatanca uğradığımız büyük felaketlere ve haksızlıklara isyan eden engin bir millet ve vatan sevgisiyle yüklü, eserler meydana koyduğu devirdir. Bu devirde Nazif yine Namık Kemal'i hatırlatan canlı heyecanlı ve selabetli bir uslubla daima haykıran erkek sesli bir lisanla daha çok mensur yazılar yazmıştır. Bu san'atkarın zihnini saran hadiselerin ruhuna varan, kuvvetli bir zekası ve bu zekadan kuvvet alan derin tesirli bir ifadesi vardır. Türk ırkının meziyetleriyle Türk milletinin tarihi faziletlerine hayran olan san'atkarın böylesine büyük bir milleti, Trablus garb harbi, Balkan harbi, Birinci dünya harbi, gibi ıstırabdan ıstıraba sürükleyen haksızlıklarla yıpranır bir halde görerek, duyduğu samimi elemle yükseltiği erkek sesli isyan feryadları, milli edebiyatımızın her zaman sevgiyle anacağı unutulmaz hatıralar arasındadır. Malta'ya sürüldüğü zaman içten duyulmuş bir vatan hasretiyle söylediği ; Daüssıla İsimli güzel şiiri; milletinin tarihi azametiyle ve çağının bütün felaketlerine rağmen ümid beslediği büyük yarını ile gururla övünen diğer imanlı manzumeleri, bilhassa aynı vasıfları taşıyan içli ve ahenkli mensur yazılarıyla Süleyrn.an Nazif Servet-i Fünun'un umumi havasından ayrı, bir vatan şairi bir milli heyecan san'atkarıdır.
(…..)
Süleyman Nazif, Osmanlı Edebiyatı tarihini de diğer servet-i fünun'culardan daha iyi biliyor ve ailesi arasında bir gelenek halinde yaşayan Divan Şiiri Kültürüne kuvvetle vakıf bulunuyord':.l. Babası Said paşa ve dedesi İbrahim Cehdi efendi devirlerinin tanınmış divan şairleriydilcr. Türk şiirinin eski ve bü yük san'atkarlarını yalnız şa.ir oldukları için değil, ayni zaman da birer Türk büyüğü oldukları için seviyorlardı. San'atkarın Avrupa Edebiyatında sevdiği ve beğendiği şairler Sully Prudhomme gibi kuvvetli vatan şiirleri yazmı5 simalardı. Süleyman Nazif'in olgunluk çağında yazdığı manzumeler, gittikçe daha sade ve daha samimi bir lisanla söylenmişlerdir. Fakat onun en güzel eserleri muhtelif gazete ve mecmualarda neşrettiği daha çok vatani ve milli heyecanlarla çok sayıda makale ve uslublu mensureleridir.
(…..)
Eserleri
Batarya ile Ateş, Fırak-ı Irak, Malta geceleri, Çalınnıış Ülke, gibi kitabları, çeşidli yazılarını bir araya toplayan en güzel eserleridir. Diğer eserleri : Elcezire Mektubları, İki ittifakın tarihçesi, Piyer loti hitabesi, Babiler ve Nasreddin Şah, Tarilıin yılan hikayesi, Çal çoban çal, Victor Hugo'nun bir mektubu, gibi isimler altında yayınlanmıştır. San'atkarın ayrıca Fuzuli, Namık Kemal, Mehmed Akif, Süleyman Paşa, gibi Türk büyükleri ve edibleri için yazılmış monografileri vardır. Küçük mensılrelerinin mühim bir kısmını da yine tarihteki büyük türkler için kaleme almıştır. Ziya Paşa külliyatı, (şiir kısmı) İki dost (ziya Paşa ve Namık Kemal) Lübnan kasrının sahibesi (Pierre Benoit,) Hazret-i İsa'ya açık Mektub, gibi tanınmış eserleri muharririn diğer neşriyatı arasındadır.