Türkiye'nin De Gaulle'ü kim?
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun sözcüsü, albay Ryan Dillon, bir gazeteciye "Afrin, koalisyonun operasyon alanı içerisinde değil" cevabını verdi!
Yani, ABD, Türkiye'nin Afrin'e girmesine yeşil ışık yakmış gibi bir görüntü veriyor!
İnsanın aklına, ABD'nin Bağdat Büyükelçisi üzerinden Saddam'a Kuveyt operasyonu için cesaret vermesi geliyor!
***
Diğer taraftan ABD ve dünyayı yöneten bir kuruluş olan CFR'de Türk-Amerikan ilişkileri konulu bir toplantı düzenlendi. Amerika'nın eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, "Erdoğan'ın bir tarafı dünyaya 19'uncu yüzyıl merceğinden bakan Putin, diğer tarafı da Charles de Gaulle. O ve çoğu Türk, ABD'den ne kadar bağımsız olduklarını göstermek istiyor ama yine de ayrılmıyorlar. Amerika IŞİD'e karşı savaşta PKK bağlantılı grubun öncülüğündeki güce destek veriyor, Türkiye buna her gün tepki gösteriyor ama bu gücü destekleyen uçaklar büyük oranda Türkiye'deki üslerden kalkıyor. Erdoğan buna her gün izin veriyor.
Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alıyor ama aynı zamanda NATO, Türkiye'yi Afganistan'daki çabalarımızda en kritik 4 ülkeden biri olarak görüyor.
Türkiye-AB ilişkileri her zaman çukurda ama mülteci anlaşması Avrupa'nın istikrarında en önemli gelişmelerden biri! Dolayısıyla Erdoğan'ın aslında neler yaptığına bakıldığında, iş birliği açısından muazzam bir alan var." dedi!
***
Okurumuz Caner Korkmaz ise birkaç gün önce şu mesajı geçmişti:
"Atatürk'ten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin başına 1960'lı yıllarda Fransa'nın başına geçen De Gaulle gibi bir adam geçmedi.
Türkiye'nin başına De Gaulle gibi milliyetçi, korkusuz çok güçlü biri geçseydi, bugün Türkiye, nükleer güç olurdu. Fransa gibi kendi otomobilini, tankını, topunu, uçağını, uydusunu, füzesini, savaş gemisini üretebilen güçlü bir ülke olurdu."
***
Moskova ise tarihinin en karanlık ayını yaşadı. Rusya Meteoroloji Merkezi, Moskova'da geçen ay güneşin, bulutların gökyüzünü tamamen kapatması sebebiyle sadece 6-7 dakika görüldüğünü açıkladı. Merkezin başkanı Vilfand, "İnsanlar bu bilgiyi duyduklarında, 'Neden depresyonda olduğumuzu şimdi anladık' diyorlar." dedi.
Rusya'nın Suriye'de ne yapmak istediği de aynen Moskova havası gibi karanlık! Kemal Kılıçdaroğlu'na bu yönde bilgiler gidiyor olmalı ki "Defalarca söyledik, silah göndermeyin terör örgütlerine. Silah gönderdiler. Şimdi ABD, Suriye'deki, Irak'taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Orta Doğu'ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecek, kanın ve gözyaşının akmasına yol açacaktır. O nedenle biz Rusya'yı da Amerika'yı da uyarmak zorundayız." dedi ve hükümete sağduyu çağrısı yaptı; "Diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması lâzım" dedi.
Kılıçdaroğlu, dış politikada "üç hamle ötesi"ni düşünemeyenlerin başarılı olamayacağını, ancak diğer aktörlerin oyuncağı haline geleceğini söyledi.
TBMM eski Başkanı ve Millî Merkez Platformu Başkanı Hüsamettin Cindoruk ise yaklaşık iki aydır, Suriye konusunda ABD ve Rusya'nın birlikte hareket ettiği şüphesini dile getiriyor.
Suriye'deki Rus üssüne saldıran SİHA'ları kimin yönlendirdiği netleşmedi ama şu bir gerçek ki Yalta Konferansı'nda dünyayı paylaşan ABD ve Rusya, hep başkalarını savaştırdı! İki ülke hiç savaşmadı!
***
Erdoğan, ABD'ye meydan okuyor ama İncirlik Üssü'ndeki Amerikan savaş uçakları dün de pistteydi! Kürecik'teki üs de İsrail'i korumaya devam ediyor.
Türkiye'nin devlet aklıyla ve ne yaptığını bilen güçlü irade sahibi liderler tarafından yönetilmesi gerekiyor. Sadece iktidar için değil muhalefet için de güçlü liderlere ihtiyaç var