Economist: Türkiye ve NATO birbirinden kopuyor ama dayanışmak zorunda kalacak
01 Ocak 1970
İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi son sayısında Türkiye-NATO ilişkilerine değindi. Mevcut durumu "mutsuz bir evlilik" olarak nitelendiren dergi, Türkiye ve ittifakın birbirinden koptuğunu ancak muhtemelen yeniden dayanışmak zorunda kalacaklarını yazdı.
Dergideki yazı, "Sayın Erdoğan muhtemelen bölgeyle eskisinden daha az ilgili olan Amerika'yı sindirebileceğini hesaplıyor. Haklı olabilir ancak Suriye'de çatışan çıkarlar, Türkiye'nin NATO üyeleriyle sorunlu ilişkisinde sadece tek bir unsur" cümleleriyle başlıyor.
Yazıda 2016'daki darbe girişimi öncesi de NATO'da Türkiye'nin otoriterliğe kaydığına dair kaygılar olduğu hatırlatılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı'ya, Rusya lideri Vladimir Putin'inkinin aksine, samimi bulmadığı destek açıklamaları nedeniyle küskün olduğu da belirtiliyor.
"15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen ile bağlantılı oldukları şüphesiyle gözaltına alınan ya da görevden uzaklaştırılanlar arasında 11 bine yakın subay ve pilot da vardı" denilen yazı, şöyle sürüyor:
"Türk bir askeri uzmana göre Türkiye'de generallerin yüzde 38'inin görevlerine son verildi. Bu kişilerin çoğu Batı yanlısı laikler denilerek eleştirildi. NATO'da görevli 400'e yakın askeri temsilci de ya görevden alındı ya da bu kişilerden ülkelerine dönmeleri istendi. Çoğu cezaevine girmektense yurtdışına kaçtı. Onların yerini Erdoğan'a sadık ancak daha az ehil kişiler aldı.
"Bu kişilerin bazıları açıkça NATO'ya düşmanca, ittifakın karşıtlarına da sempatiyle bakıyor. NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Orgeneral Curtis Scaparrotti personelinin 'kalitesinin azalmasından' şikayetçi oldu."
Yazıda geçen yıl bazı Alman milletvekillerinin İncirlik ve Konya'daki üsleri ziyaretlerine izin verilmemesine, Almanların İncirlik'teki Tornado uçaklarını Ürdün'e taşımalarına, Türkiye'nin özellikle 15 Temmuz sonrası Rusya'yla sıcak ilişkilerine ve Ankara'nın Moskova'dan S-400 füze savunma sistemi satın almayı kararlaştırmasına değiniliyor. Bu sistemin NATO'nun hava savunma sistemlerine entegre edilemeyeceği eklenerek...
'Türkiye eşsiz konumda olacak, Rusya istifade edebilir'
Economist'teki yazı şöyle devam ediyor:
"En fazla endişe yaratan konu ise Türkiye'nin F-35 programının da ortağı olması. Bu hayalet savaş uçakları, NATO'nun önümüzdeki 30 yıl boyunca hava muharabe kapasitesinin dayanak noktası olacak. Türkiye'ye de bu uçaklardan 116 tanesi teslim edilecek. Türkiye, hem S-400'ler hem de F-35'ler konusundaki bilgisiyle eşsiz bir konumda olacak. Rusya bu durumdan istifade edebilir.
"Amerika'da bazı ulusal güvenlik yorumcuları, ya Türkiye'nin S-400 alımını iptal etmesi ya da Ankara'ya F-35'lerden satın alamayacağının söylenmesi gerektiği görüşünde. Sonuçta karşılıklı meydan okuma Türkiye'nin NATO'dan ayrılmasına yol açabilir."
'Türkiye'nin jeopolitik önemi her zamankinden fazla'
Economist'e göre NATO yetkilileri her şeye rağmen Türkiye konusunda "üzülmemiş numarası yapmak için" ellerinden geleni yapıyor.
Eurosam'la da anlaşma imzalayan Türkiye'nin S-400 alımının geçici bir önlem olabileceğini söylüyor, Türkiye'nin Kabil Havaalanı'nın korunması gibi görevlerle ittifaka yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirtiyor, Ankara'nın NATO-AB Güvenlik Anlaşması'nı engellemediğine dikkat çekiyor, Türkiye'nin "terörizm" konusundaki, kırılganlığını anlayışla karşılıyor, mülteci yükünü omuzlamasını da övüyorlar.
"Lekelenmiş demokrasi sicili, Türkiye'nin yeni bir üye olarak itifaka katılmasını önlerdi" diyen Economist, buna karşın bir ülkenin NATO üyeliğinin askıya alınması ya da ititfaktan ihraç edilmesine yönelik bir mekanizma olmadığını kaydediyor ve ekliyor:
"Zaten böyle bir mekanizma olsa da, Türkiye'nin jeopolitik önemi her zamankinden fazla."
'İki tarafın da önünde fazla bir seçenek yok'
Dergideki yazı şu satırlarla noktalanıyor:
"Sayın Erdoğan'ın, Rusya'nın Türkiye'yi kendi amaçlarına uygun şekilde kullandığını ve uzun vadeli bir güvenlik ortağı olarak NATO'nun alternatifinin olmadığını bildiği umuluyor. Henüz bu yönde çok az işaret olsa da, Erdoğan'ın darbe sonrasındaki paranoyasının son bulması da mümkün.
"Ancak birçok mutsuz evlilikte olduğu gibi, ortada bir gerçek var: Türkiye ve NATO'nun önünde, ne kadar endişe verici olsa da, ilişkiyi yürütmeye çalışmak dışında fazla bir seçenek yok."