Necdet Özel'in operasyon önerisi neden reddedilmişti?..
AHMET TAKAN 01 Ocak 1970
Ahmet Davutoğlu... Fotoğraf karelerinde tekrar görmek en az ÖSO kadar can sıkıcı. Tamam, kabul ediyorum!.. İktidar oyunu bunun adı. Akıl sır erecek işler değildir. Hele benim gibi saflar için hiç değil!... Ancak, Zeytin Dalı operasyonu sürerken, Mehmetçik can ve kan verirken bir yanda Ahmet Davutoğlu diğer yanda "ÖSO, Kuvayı Milliyedir" söylemi. Ve tekrar horlatılan Lozan tartışması... Yeni macera ataklarının, nöbetlerinin ön habercisi mi?... Misakı Milli'yi tartışmaya açan Ahmet Davutoğlu'nun yeniden fotoğraf karesine girmesi sadece ve sadece Erdoğan'ın iç muhalefete verdiği basit bir gözdağı mı?..
Komplocu olamaya gerek yok da,şüphe etmemek mümkün mü?..
Azledilen Başbakan, stratejik derinliğin (!) babası Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu bataklığında debelenmemizin en baş sorumlusudur. Ve bana sorarsınız; onun ardından Abdullah Gül daha sonra R. Erdoğan gelir.
Ve, geldik bugünlere...
Fırat Kalkanı operasyonun başladığı ilk günlerden itibaren. Bazı ÖSO unsurlarının kalleşliklerini belgeleriyle ortaya çıkaran ve ifaşa eden bir gazeteci-yazar olarak yeni bir şeyler demeden önce bugüne kadar gizli kalan bir gerçeği de açık edeceğim;
Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanı olduğu günler... PKK/PYD, onların "Kobani" adını verdiği Ayn el-Arab'da katliama başlayıp, yerleşik nüfusu göçe zorlayıp kantonlaşmanın ilk adımlarını attığı günler... Necdet Özel Paşa ve beraberindeki komutanlar geleceği görürler, iktidara hayati bir öneri götürüler. Sunulan teklif kısaca şöyledir: "Bu oluşum ileride Türkiye'nin başına bela açar ve çok başımızı ağrıtır. Bölgeye kısmi bir operasyon yapalım." AKP iktidarı reddeder. Karargahın tüm ısrarlarına rağmen hava operasyonu yapmamıza bile müsaade etmezler. Sonra, malumunuz, Türk topraklarından PKK/PYD'ye yardımcı olsun diye törenlerle Ayn el-Arab'a geçirilen çapulcu sürüsü Barzani peşmerge güçleri... Ismarlanan Adana kebap ve künefeler... "Kobani'ye selam olsun" ihaneti!.. Aradan zaman geçer, Necdet Özel ve komuta heyeti operasyon istemeyen iktidara yeni bir öneri sunar: "Cilvegözü sınır kapımızı bir süreliğine kapatalım. PKK/PYD'nin boğazını keselim." Karargah, terör örgütünün Afrin ve etrafında da palazlandığını tespit etmiştir. O zamanlar ABD'nin ağır silah yardımının da gündemde olmadığı günlerdi. TIR'lar içinde bölgeye sadece gıda değil silah da gidiyordu. Üstelik, PKK geçen her TIR'dan komisyon alıp para geliri de elde ediyordu. İktidar, karargahın önerisini yine reddeder. Gerekçe: "Ülke ekonomik darboğaza girer."
Ve geldik bugünlere... Kobani'ye selam gönderen Ahmet Davutoğlu yine fotoğraf karesinde... Şerefli Türk askerinin üniformasının üzerinde ÖSO arması.. Koskoca bir ordu komutanımızın cephede yanında, hemen dibinde ÖSO'lular fotoğraf veriyor. Ve bu tüm dünyaya ilan ediliyor!.. Fırat Kalkanı operasyonu boyunca, karargahın ÖSO ile Mehmetçiğin bir araya getirilmemesi, ayrı tutulması için gösterdiği titizliği ve hassasiyeti hiç unutmuyorum. Peki şimdi ne oldu? Değişen ne?.. Fırat Kalkanı operasyonu boyunca, Mehmetçiği El Nusra'ya, ABD'ye, Şam güçlerine satan bazı ÖSO gruplarının yeni satışlar yapmayacağının garantisi mi var?.. ABD, yine bin dolarları bastırıp bazı kalleşleri satın alırsa, yanına çekerse ve bir gün gelip de o kalleşlerin fotoğrafları cephede komutanımızın yanında gözükenlerle eş düşerse ve "stratejik ortak" bunları dünyaya servis ederse... Ne diyeceğiz?.. "ÖSO bizi aldattı" ile kurtulabilecek miyiz?.. Üstelik biz, Zeytin Dalı operasyonunun gerekçesini dünyaya ne diye anlatmaya çalışıyoruz?.. "Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak." Kalleş ABD ne yapıyordu? Unuttuk mu!.. PKK/PYD'ye bayrağını veriyor, teröristler üzerlerinde ABD askerlerinin armaları ile fotoğraf veriyorlardı. ABD orada devlet kuruyordu. Şimdi hiç kimse şu soruyu sormuyor mu; "ÖSO orada devlet mi kuracak?"..
Geç kalınmış olunmasına rağmen askeri alanda kazandığımız büyük zaferi, diplomasi masasında kaybedeceğimiz günlere doğru mu gidiyoruz?.. Her şey kısa vadede bir seçim zaferine mi endeksli?..
Yüce Rabbim!.. Nasıl bir girdabın içindeyiz?..
Soçi toplantısının olduğu gün, İdlib'e giden Türk askeri konvoyuna saldırılıyor, şehit veriyoruz. Orada, Rusya, Suriye rejim güçleri, PKK/PYD ve diğer terör örgütleri var. Bir gerçek daha var; Afrin'de de Rusya'nın ilişkide olduğu PKK/PYD güçleri..
Afrin'de, daha şiddetli ve kanlı meskun mahal çatışmalarının yaşanacağı günlere ramak kaldı. ABD'den sonra, dandik bir gerekçeyle Rusya'nın bizi satmayacağının garantisi var mı?.. PKK/PYD'nin Şam ile pazarlıkları devam ediyor. Terör örgütü aradan geri çekilir ve Afrin'i Şam'a teslim ederse rejim güçleri ve Rusya ile karşı karşıya kalırsak ne yaparız?.. ABD ve Rusya'nın bataklık içinde Türkiye'yi sıkıştırma maksadıyla arka planda anlaşmadığının garantisi var mı?..
Şehit Piyade Üst Teğmenimiz Oğuz Kaan Usta'nın cenazesinin hâlâ getirilemediği günlerde kafaları allak bullak eden bir çok soru cevapsız olarak ortada duruyor.
Tanrı Türk'ü korusun!..