1.7 trilyon dolar! Bu nedir bilir misiniz?
ORHAN BURSALI 01 Ocak 1970
En çok silah alanlar İslam ülkeleri... Neden acaba?! Silah üreten ve satan ülkeler sürekli gerekli ortamı yaratıyorlar. Ortadoğu ve İslam ülkelerine bakın...
Bilginizi teste veya sizi zora sokmaya niyetim yok: 2016’da dünyada toplam askeri harcamaların parasal değeri. Muazzam bir servet! Ve bunun 375 milyar doları ile de doğrudan silah satın alındı.
2016’da askeri harcamalar ilk kez 1990 yılı harcamalarını geçti.
2012 - 2016 arasında, önceki beş yıllık döneme göre yüzde 8.4 arttı. Herkese Bilim Teknoloji dergisi, “insanlık acı çekiyor” başlığıyla raporlaştırdığı gelişmede, bu artış özellikle Ortadoğu’da iki kat gerçekleşti. Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD silah satışının baş müşterileri. Bunlarla şüphesiz ki diğer İslam ülkelerini vuracaklar. Geçen yıl Trump ortalama 400 milyar dolarlık silah daha sattı!
Silah satan 5 ülke toplam satışın yüzde 74’ünü sağlıyor. ABD yüzde 33, Rusya yüzde 23, Çin 6.3, Fransa yüzde 6, Almanya yüzde 5.6 paya sahip.
Ortadoğu’da tüm ülkelerin silahları cirit atıyor, insan öldürüyor, katliam yapıyor.
Türkiye dünyada 6. ülke
Türkiye 11 milyar dolar silah alımı ile Ortadoğu’da en çok silah alan 5. ülke. Dünyada 6. ülke.
En çok silah alıcıların liste başları: Hindistan, Suudi Arabistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya, Türkiye. 15 ülke arasında İslam ülkeleri özellikle göze çarpıyor. Yukarıdakilerin dışında sırasıyla Pakistan, Cezayir, Mısır, Irak, Endonezya var.
ABD 100 ülkeye silah satarken, satışın yarısını Ortadoğu’da İslam ülkelerine yaptı.
Bu rakamlar, Stockholm merkezli Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) ait. En güvenilir kaynak. 2017 harcamaları henüz yayımlanmadı.
Risk sürekli olmalı ki silah satılsın
Silah üretimi, muazzam bir sektör. Askeri harcamaların bel kemiği. Ordular bu sanayinin üretimine göre şekilleniyor!
Ve dünyada savaş tehlikesi, ülkelerin birbirine saldırı riski oldukça, bu sektör gelişecek, büyüyecek, insanlığa acı çektirmeyi sürdürecektir. Ne yazık ki “ulusal devletler çağı”, savaş riskini durmadan artırmıştır; silah sanayisini büyütmüş, büyük savaşları kışkırtmış, milyonlarca insanın öldürülmesini gündeme getirmiştir.
Dünyanın durumuna bir de bu gözle bakın: Silah sanayisinin ayakta durması, kendini finanse etmesi, işyerlerini koruması, yeni silahlar geliştirmesi için, dünyada devletler arası çeşitli rekabet konularına, egemenlik alanları yarışına, emperyalist paylaşımlara, savaş riskine, iç karışıklıklara ve kışkırtmalara ihtiyacı vardır.
Ortadoğu silah içinen verimli toprak
Ortadoğu silah sanayii için verimli topraklardır.
Savaş halinde bir Ortadoğu, muazzam silah satışı için büyük bir kaynaktır.
Bunun için ülkeler parçalanmalı, mezhepler ve etnisiteler birbirine kışkırtılmalı ve düşürülmeli, asla birlikte yaşayamayacakları, düzenli olarak birbirleriyle savaşacakları bir coğrafya, bölge yaratılmalıdır.
Savaş olasılığı yoksa, kışkırtma ve bölme ile savaş ortamı yaratacak, silah satacak ve boyunduruğunu sürdürecektir.
İslam ülkelerinin birbirlerine kırdırılması gereklidir:
* Hem silah satışı,
* hem bölgede emperyalist pazar egemenliğinin sürekli sağlanması,
* hem bu ülkelerin hiçbir zaman insani düzeyde bir uygarlaşma yaşamaması ve sürekli dünyanın en geri ülkeleri arasında kalması için. İslam dünyası aşağılanmalı...
İslam ülkelerinin büyük çoğunluğunda batılı kapitalist - emperyalistlerin biçtiği bu rolü yerine getirecek, en geri kafalı, çağdağlığı ve uygarlığı değil, dine dayalı, dini bir ticaret ve iktidar aracı olarak kullanmayı amaçlayan yönetimler işbaşındadır, bunlar bu döngüyü ayakta tutacak bir toplum yaratmayı başlıca görev bilirler.
Türkiye de Kurtuluş Savaşı ile içinden çıktığı bataklığa ve bu cenderenin içine sokulmuştur.
Farkında mısınız?